Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/563 E. 2022/635 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava üzerine Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edilen … Esas sayılı dosyasında verilen … Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dava dosyası kararda görevli gösterilen mahkememize gönderilmekle, dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davacının pancar ekicisi olan bir çiftçi olduğu, … Şeker Fabrikası ile 21/09/2015 tarihinde … sözleşme ve … sıra no ile şeker pancarı teslim etme taahhüdünde bulunduğunu, iklim şartlarından kaynaklanan ve hızlı bir şekilde ilerleyen Cercospora yaprak lekesi hastalığı olduğunu, havaların geç ısındığını, cercospora hastalığına dayanıklı pancar çeşitlerinin kullanılmadığını, havaların nemli ve yağışlı olması nedeniyle hastalığa karşı yeterince mücadele edilemediğini, hastalık nedeniyle pancar yapraklarının yaz ortasında itibaren sürekli öldüğünü ve yeni yapraklar çıkarıp yenilenmediğini, bu nedenle şeker biriktirme büyük ölçüde zarar gördüğünü, davalının bu hastalık ile mücadelede erken haber vermediği ve gerekli ilaç müdahalesinin yapmadığını, bu nedenle davacı … Şeker Fabrikasına taahhüt ettiği pancar yerine eksik pancar teslim ettiğini ve 2.662,75 TL para cezası ödediğini, davalının bu hastalık ile mücadele etmemesinden dolayı para cezasının davacıya geri ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacı tarafından pancar istihkakından kesilen 2.662,75 TL’lik tutarın geri ödenmesi için dava açıldığını, açılan haksız bu davanın reddini talep ettiklerini, CERCOSPORA yaprak lekesi hastalığı fungall mantari hastalığı olduğunu, bu mantari(yaprak leke hastalığı) hastalığının %95 ve üzeri tarla nispi nemi ve gündüz sıcaklığının 25 C – 27 C gece sıcaklığı 15 C – 17 C derece ve üzeri seyretmesi gerektiğini, 2-3 günlük bir veri ( sıcaklık ve nem ile ) oluşabilecek bir durum olmadığını, CERCOSPORA (yaprak leke hastalığı ) sahil kenarlarında nemli yerlerde ve rakımı düşük 0- 600 m yüksekliğe kadar epidemi ( salgın ) oluştuğunu, İç Anadolu gibi karasal iklimin hüküm sürdüğü aynı zamanda yüksekliğin çok fazla olduğu yerlerde epidemi oluşturma şansı olmadığını, davacının … Şeker Fabrikası Merkez Bölgenin Çavuşçu Mahallesi çiftçisi olduğunu, dolayısıyla karasal iklimin hüküm sürdüğü 1036 m rakımlı coğrafyada olduğunu, davacının tarlasının konumu dikkate alındığında iklimsel bir etkiye sahip iklimin etkisi altında hem de rakımı yüksek bir coğrafyada olduğunu, bu sebeple yaprak hastalığının oluşması tarlanın hem coğrafi konumu hem de karasal iklim etkisi altında olduğu dikkate alınarak oluşmasının mümkün olmadığını, 2015 yılı şeker pancarı üretim sözleşmesinin 8/d maddesinde “Üreticiler, toprak altı ve toprak üstü zararlı ve hastalıklardan pancarlarının zarar görmemesi için her türlü tedbiri almakla yükümlüdür. Şirket teknik elemanları, üreticilerce talep edildiğinde teknik konularda tavsiyelerde bulunur. Üreticilerin gerekli tedbirleri zamanında almaması nedeniyle hastalık ve zararlılardan dolayı uğrayacağı zarar ve ziyandan, bizzat kendisi sorumludur.” denildiğini, Sözleşme hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere, hastalık ve zararlılarla mücadele üreticilerin kendilerine ait olduğunu, Ziraat Bölge Şefliği tarafından 12.08.2015 tarihinde Cercospora Yaprak Lekesi Hastalığı ve mücadelesi ile ilgili gerekli teknik bilgileri grubundaki üreticilere duyurmak üzere grup vekillerine yazılı olarak bildirildiğini, nitekim hastalık ve hastalıkla mücadele konusunda yapılan bu duyurunun davacı … ‘ın grubu olan … numaralı grubun grup vekili olan … da yapıldığını ve duyuru altına imzasının da alındığını, davacının da bu grubun 14. kişisi olduğunu, özetle anılan hastalıkla ilgili yapılması ve yapılmaması gereken tüm bilgilendirmeler ve hastalıkla mücadele yöntemlerinin tüm üreticilere anlatıldığını, davacının sürekli yağış, yağış ortalamasının üzerinde yağış ve havaların aşırı nemli iddiasının kurgu olup meteorolojik verilerin resmi olarak alındığında mesnetsiz bir iddia olduğunun ortaya çıkacağını, davacının bir diğer iddiasının ise havaların geç ısınması sebebiyle leke oluştuğuna dair olduğunu, ancak davacının dava dilekçesinde zaman ve ölçü bildirimi olmadığını, karasal iklimde Temmuz, Ağustos, Eylül aylarının sıcak geçen dönemler olduğunu, bu dönemlerde sadece Eylül 22’sinden sonra 13 mm yağış düştüğünü, bu zamana kadar zaten pancar büyümesinin tamamlandığını, teknolojik olgunluğa (işlemeye uygun hale) gelip gelmediğinin kontrol edilir, Cercospora bu büyüklükteki pancara zarar verme şansı olmadığını, davacının sözleşmeye uymayarak dışarıdan (piyasadan) tohum temin ederek tarlasına ektiği için davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, bu mantari hastalığın nem ve sıcaklığın olduğu yerde epidemi oluşturduğunu, Karasakal iklimde ikisinin de aynı anda olmadığından salgın(epidemi) oluşturma şansı olmadığını, müvekkili şirketin sözleşmeye ve kanunlara göre uyarı yapma görevi ve sorumluluğu olmamasına rağmen çiftçilerle sıkı irtibatlı olduğundan dolayı teknik destek sağlamak için yöresel olarak CERCOSPORA salgın ihtimali olmamasına rağmen Türkiye’nin her yerinde yapılan uyarıyı Ilgın Şeker Fabrikasında çiftçilerine zamanında ve teknik bilgi içeren uyarıyı muhtarlara, grup başkanlarına 12.08.2015 tarihinde yapmış olduğunu, sözleşmeye göre mücbir sebep müracaatı pancar ekiminden tarladan son pancar sökülünceye kadar yapılmakta olduğunu, davacının tarlasında hasar olduğuna dair herhangi bir müracaatı olmadığını, davacının nakdi avansın hepsini aldığını fakat adına 190.765 kg teslim ettiğini, davacının tarlasında bir sorun olmuş olsaydı borçlu kalmaması için avanslarının kesileceğini, çünkü şeker pancarı ekim alanları bölge teknik elemanları ve Ekim-söküm çavuşları tarafından her zaman kontrol altında olduğunu, bu nedenlerle haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın 30/06/2015 tarihli sözleşme çerçevesinde davacından haksız olarak yapılan kesinti bedelinin istirdadı talepli alacak davacı olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamında;
“Dosya içeriğinden, davalı kiracı Mustafa Demirbaş gerçek kişi olduğundan tacir olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar kamu düzenine ilişkin olduğu halde davalının Ticaret Sicili ve Odasında kaydının bulunup bulunmadığı, Vergi Dairesi veya Mal Müdürlüğünden bilanço esasına göre defter tutup tutmadığı hususları sorulup gerektiğinde davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir olup olmadığı araştırılmamıştır.” denilmiştir.
2.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 09/04/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Her ne kadar davalı şirket ise de davacının gerçek kişi olduğu, tacir kaydının bulunmadığı, 6102 sayılı TTK 11/2 maddesi ile Esnaf ve Sanatkarlar ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin 18/06/2007 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı gereğince 2013 sayılı VUK mükerrer 177.maddesi gereğince bilanço hesabı esasına göre defter tutma hadlerine göre esnaf olduğu, işletme hesabına göre defter tuttuğu, bu sebeple davanın TTK 4.maddesi gereğince ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla Konya Asliye . Ticaret Mahkemesince açılan davada genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan, davalının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
3.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 20/10/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Davanın, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararından önce açıldığı, doğal hakimlik ilkesi ve HSK’nın 608 sayılı kararının 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanacağı düzenlemesi gereğince uyuşmazlığın Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir.
Bu nedenlerle … Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir.” denilmiştir.
III.SAFAHAT
Eldeki davamızın dava tarihi 26/05/2021 tarihidir. T.C. … Asliye Hukuk Mahkemesi eldeki davayı Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla görmüş ve 23/09/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla dava tarihinden sonra ilan edilen ve yürürlüğe giren HSK’nın 07/07/2021 Tarih ve 608 Sayılı Kararını gerekçe göstererek yargılamanın Mahkememiz tarafından yapılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı vermiştir.
IV.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.Eldeki davada davalımız 6102 sayılı TTK’nın 16/1 maddesi gereğince tüzel kişi tacirdir. Ancak davacı ise gerçek kişidir. Söz konusu uyuşmazlık ise mutlak ticari dava mahiyetinde olmayan 30/06/2015 tarihli Şeker Pancarı Üretim Sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
2.Davacının gerçek kişi olmaması sebebiyle Mahkememizce ilgili ticaret sicil müdürlüğü, esnaf ve sanatkarlar odası ile ilgili vergi dairesine müzekkere yazılarak tacir araştırması yapılmış, dosya içerisinde yer alan T.C. … Ticaret Sicil Müdürlüğünün 01/09/2022 Tarihli müzekkere cevabı, T.C. Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliğinin 02/09/2022 tarihli müzekkere cevabı ve T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı Ilgın Vergi Dairesi Müdürlüğünün 02/09/2022 Tarihli müzekkere cevaplarından davacının tacir kaydının bulunmadığı ve potansiyel vergi mükellefi olmadığı anlaşılmıştır.
3.Bir davanın ticari dava olup olmadığı 6100 Sayılı TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup, ticari davalar kendi aralarında mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar için tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken, nispi ticari davalarda dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığı kriter olarak kabul edilmiştir.
4.Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
5.Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1.maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
6.Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Her ne kadar davalı tüzel kişi tacir ise de davacının gerçek kişi olduğu, tacir kaydının bulunmadığı, potansiyel vergi mükellefi olduğu ve 6102 sayılı TTK 11/2 maddesi ile Esnaf ve Sanatkarlar ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin 18/06/2007 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı gereğince 2013 sayılı VUK mükerrer 177.maddesi gereğince bilanço hesabı esasına göre defter tutma hadlerine göre tacir kabul edilemeyeceği bu sebeple davanın TTK 4.maddesi gereğince TİCARİ DAVA NİTELİĞİNDE OLMADIĞI, bu sebeple Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinin davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla değil de Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakmakla görevli olduğu anlaşılmakla davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan usulden reddine, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
7.KALDI Kİ T.C. ILGIN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA) KABULÜNE GÖRE DE; Yukarıda detayı verilen T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 20/10/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da açıkça ifade edildiği üzere eldeki davanın, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 Tarih ve 608 sayılı kararından önce açıldığı, doğal hakimlik ilkesi ve HSK’nın 608 sayılı kararının 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanacağı düzenlemesi gereğince uyuşmazlığın çözümlenmesinde T.C. Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) görevlidir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, davaya bakmakla yetkili ve görevli Mahkemenin T.C. ILGIN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN (ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA) OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Görevsizlik Kararımız neticesinde iki mahkeme arasında görev uyuşmazlığı çıktığından her iki mahkemenin de T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesinin yargı yetkisi çevresinde olduğundan dosyanın MERCİ TAYİNİ İÇİN T.C. KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Mercii tayini kararı kesinleştiğinde ve Mahkememizin görevsiz olduğu yönünde hüküm kurulması durumunda; 6100 Sayılı Kanunun 20/1. Maddesi gereğince iki haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talepte bulunulması halinde DOSYANIN GÖREVLİ VE YETKİLİ T.C. ILGIN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde dava açılmamış sayılacağının ve bu konuda resen karar verileceğinin İHTARINA,
4-6100 Sayılı Kanunun 331/2. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMECE DEĞERLENDİRİLMESİNE,
5-Var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin yokluğunda dava değeri yönüyle 6100 Sayılı Kanunun 341/2 maddesi ve 6763 Sayılı Kanunun 44. Maddesiyle eklenen Ek Madde 1 uyarınca her takvim yılı başından itibaren yeniden değerleme oranı uygulanarak belirlenen parasal sınır nazara alındığında miktar itibariyle KESİN OLMAK ÜZERE Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.25/10/2022

Katip Hakim