Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/55 E. 2022/308 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacılar vekilinin davalılar … ve 3 arkadaşı aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizde yapılan açık yargılama sonunda, mahkememizin 26/12/2013 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davalı … hakkındaki davanın reddine, davalılar …, … ve … hakkındaki davaların kısmen kabulüne ilişkin temyiz kanun yolu açık olan bu kararımıza karşı davacılar vekilinin temyiz kanun yoluna başvurması üzerine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 08/09/2014 tarih, … Esas … Karar sayılı kararı ile kararımız onanmakla, onama ilamının taraflara tebliğ üzerine karar düzeltme yolununa başvurulmaması ve kararın 18/11/2014 tarihinde şeklen kesinleşmesi üzerine DAVALI … tebligat usulsüzlüğünden bahisle temyiz yoluna başvurduğundan dosyayı inceleyen Yargıtay .Hukuk Dairesi 21/11/2016 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı ile sözü geçen kararımız davalı … lehine bozulmakla ve iş bu davalıya yönelik bozma ilamına karşı davacılar vekilinin başvurduğu karar düzeltme talebi Yargıtay . Hukuk Dairesinin 12/10/2017 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile davacıların başvurduğu karar düzeltme talebi reddedilmekle, bozma ve karar düzeltme talebinin reddi kararları üzerine dava dosyası DAVACILAR VE LEHİNE BOZMA KARARI VERİLEN DAVALI … YÖNÜNDEN mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizin … Esasından yapılan açık yargılama sonunda, mahkememizin 11/09/2018 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davanın reddine ilişkin temyiz kanun yolu açık olan bu kararımıza karşı davacı tarafın temyiz kanun yoluna başvurması üzerine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/01/2020 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile kararımız bozulmakla, bozma kararına karşı tarafların karar düzeltme kanun yoluna başvurması üzerine yine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 24/11/2021 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile karar düzeltme talebi reddedilmekle, dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili şirketlerin Türkiye’ nin tarım sektörüne yön veren dev kuruluşları olduğunu, bir çok alanda üretim ve pazarlama işi yaptığını, Türkiye’ de tek kar eden şeker fabrikasının müvekkili şirketlerin işlettiği Konya Şeker Fabrikası olduğunu, bu hususun dikkat çeker hale geldiğini, müvekkili şirketlerin piyasada yüksek düzeyde değer kazandığını, bu durumu çekemeyen bir kısım kasıtlı kişilerin internet siteleri üzerinden müvekkillerinin ticari itibarlarını zedeleme amacı güden sistemli saldırılar gerçekleştirdiklerini, bu kapsamda davalılardan … ‘ ın (… ) adlı internet sitesinin sahibi, yöneticisi ve köşe yazarı olduğunu, davalı … ‘ in ise aynı sitenin genel yayın yönetmeni ve köşe yazarı olduğunu, davalı …’ ın da aynı sitenin içerik sağlayıcısı olduğunu, diğer davalı … ‘ ın da müvekkili şirketleri karalayıcı ve itibarlarını zedeleyici açıklamalarda bulunan şirketlerin zararda olduğunu söyleyen ve diğer davalılarla fikir ve eylem birliği içinde olan kişi olduğunu, sözü geçen internet sitesi üzerinden artarak sistemli ve sürekli bir şekilde müvekkili şirketlerin ve yöneticilerinin aleyhine yayınlar verilerek, haber adı altında, soru soruluyor imajı yaratılarak müvekkillerine saldırıldığını, bu yayınlarla müvekkillerinin stok, imalat, kar durumuna ilişkin verilerini içeren ticari sır niteliğindeki bilgileri gerçekle ilgisi olmadan tamamen iş mahsullerini, faaliyetlerini kötülemek, zarar ediyor izlenimi yaratmak amacıyla yanıltıcı ve lüzumsuz yere incitici beyanlarla kötülemede bulunduklarını, işbu internet sitesinin sırf müvekkillerine zarar vermek için kurulmuş bir site olduğunu düşünür hale geldiklerini, davalıların hukuka aykırı ve haksız rekabete sebebiyet veren yayınlarının tarih ve başlıklarını 45 kalem halinde dilekçesinde belirterek TTK nun 56. ve 57. maddesindeki iyi niyet kurallarına aykırı hareket suretiyle haksız rekabet hükümlerine aykırı davrandıklarını, yine davalıların BK nun 48. maddesinde düzenlenen haksız rekabet fiillerini işleyen kişilerin sebebiyet verdiği zararın tazmininden sorumlu oldukları ile ilgili kurala aykırı davrandıkları gibi TMK nun 24 ve 25. maddesindeki kişilik haklarına saldırı teşkil eden eylemlerde bulunduklarını, saldırı tehlikesinin önlenmesi için hakime müracaat haklarının olduğunu, yine dava dilekçesinde uzun uzun anlattığı yayınlarla müvekkillerinin kişilik haklarına ve ticari iş mahsullerine ve faaliyetlerine saldırı ve kötüleme faaliyeti içinde olduklarını, bu yayınların toplum belleğinde yanlış algıya sebep olabileceğini, müvekkillerinin ve yöneticilerinin kendi yönetimine imtiyaz sağlayan, ayrıcalıklı oy sağlama sonucu kendisine yüksek maaş bağlatan, görevi kötüye kullanan, usulsüzlük yapan, işçilerine zulüm ve baskı yapan, hak yiyen, yolsuzluk ve ahlaksızlık yapan, yolsuzluklara göz yuman, devamlı zarar eden, çalışanlarının haklarını sömüren, terbiyesizlik ve üç kağıtçılık yapan kişilermiş gibi yalan ve gerçeğe aykırı haber ve yayınlar ve yorumlar yaptıklarını, müvekkillerinin milyar dolarlık sözleşmeli yatırımlarının yapılması aşamasında bu saldırılara uğramalarının dikkat çekici olduğunu, davalılardan şirket eski çalışanı olan … ‘ ın şirketlerin yönetim kurulu başkanı Recep Konuk’ a rakip olduğunu beyan eden kişi olduğunu, internet sitesinin … ‘ a sözcülük yapmakta olduğunu, dilekçesinde belirttiği yayınların haber ve yorum sınırlarını aşan ağır ve iftira niteliğinde ithamlar olduklarını, yayınların kaldırılması için bir çok kez davalılara noter ihtarnamesi gönderdikleri gibi bir çok sulh ceza mahkemesince yayınların kaldırılması için kararlar verildiğini, yeni yazılar üreterek eski yazılarını tekrar eden metinleri yayınlayarak yayından kaldırma kararını dolandıklarını, davalıların haksız eylemleri nedeniyle Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’ na şikayette bulunduklarını, gönderdikleri ihtarname ve yazılara bir anlamda alay edercesine yayınlarla cevaplar vererek benzer eylemlerini sürdürdüklerini, davalıların haksız yayınlarının arkasının kesilmediğini, internet arama motorlarında müvekkilleri veya yöneticileri arandığında davalıların sözü geçen internet sitesinin öncelikle insanların karşısına çıktığını ve bu haliyle müvekkillerinin mağduriyetinin daha da arttığını, müvekkilleri hakkında her hangi bir soruşturma yada kovuşturmanın olmadığını, davalıların müvekkillerini denetleme makamında da olmadıklarından bahisle davalıların müvekkili şirketler ve yöneticileri hakkındaki yanlış, lüzumsuz ve suç isnat eden yazı ve metinlerle yayın yapmaları ve hukuka aykırı saldırıda bulunmaları nedeniyle davalıların bu eylemlerinin hukuka aykırılığının tespitine, müvekkillerinin itibarlarını zedeleyerek servet ve şöhretine zarar vermek amacıyla yapılan haksız rekabetin ve haksız saldırıların menine, yeni saldırıların önlenmesine, yayının durdurulmasına ve siteye erişimin engellenmesine, yapılan hukuka aykırı eylemlerin neticesinin ortadan kaldırılmasına, müvekkili … A.Ş. için 70.000,00 TL, diğer müvekkili … A.Ş. için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, maddi tazminata ilişkin haklarının saklı tutulmasına ve hükmün tirajı en yüksek gazetede ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a dava dilekçesi ekli meşruhatlı davetiye tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi vermediği anlaşılmıştır.
Davalı vekilince verilen 18/04/2018 tarihli beyan dilekçemizde özetle; Yüksek Yargıtayın müvekkilinin durumunun tespitini Yer sağlayıcı mı İçerik Sağlayıcı mı olduğunun tespiti ve bu tespite göre bir karar verilmesi gerektiğini belirterek, verilen kararı bozduğunu, davacı tarafın karar düzeltme talebini de reddettiğini, müvekkilinin yer sağlayıcı olduğunu, müvekkilinin sahibinden.com, gittigidiyor.com, gibi bir yer sağlayıcı olmadığını, sadece hosting yani web sitesi yayınlayabilme imkanı sunan ve hiçbir şekilde haber sitesinin yönetiminden haberdar olmayan durumundaki bir yer sağlayıcı olduğunu, müvekkilinin hukuka aykırı içerikten haberdar edilmesi halinde teknik olarak imkan bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlü olduğunu, müvekkilinin haberi yayından kaldırma imkanı olmadığını, sadece bütün siteyi kapatma imkanı olduğunu, içerik ekleme, silme vs. bir yetkisi olmadığını, davacı tarafın uyuşmazlıkla ilgili olay nedeniyle Cumhuriyet Savcılığına da suç duyurusunda bulunduğunu, ancak Cumhuriyet Başsavcılığı bu yayında hukuka bir aykırılık olmadığını 26/01/2017 tarih ve … sor. nolu dosyası üzerinden vermiş olduğu takipsizlik kararında belirttiğini, hukuka aykırılığın olmadığını savcılığın kabul ettiği bir olayda müvekkilin bir tespit yapabilmesinin nasıl mümkün olabileceğini, mevzuata göre içerik sağlayıcaya ; yani haberin sahibine ihtar çekilmesi, içerik sağlayıcıya ulaşamaması halinde müvekkiline haber verilmesi gerektiği, davacı şirketin bu usule de uymadığını, hem içerik sağlayıcıya hem de müvekkiline aynı ihtarnameyi gönderdiğini, davacının müvekkilini İçerik Sağlayıcı kabul ederek dava açmış ise de; müvekkilinin İçerik Sağlayıcı olmadığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın; “www.aktifkulis.com.tr” adlı internet sitesinde, davacı şirketler aleyhine yayımlanan ifadelerin, hukuka aykırılığının tespiti, haksız rekabet ve haksız saldırıların men’i, siteye erişimin engellenmesi, manevi tazminat ve hükmün ilanı istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki ihtilaf ise somut olayda davalı …’ın içerik sağlayıcı mı yoksa yer sağlayıcı mı olduğu hususlarında olduğu tespit edilmiştir.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/01/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun’un 4 ve 5 nci maddelerinde içerik sağlayıcının sorumluluğu ile yer sağlayıcının yükümlülükleri ayrı ayrı düzenlenmiş olup, sorumluluk noktasında da içerik sağlayıcı ile yer sağlayıcının hukuksal konumları farklı düzenlemelere tabi kılınmıştır.
Bu durumda mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda mümeyyiz davalının somut olay bakımından anılan hukuksal düzenleme karşısındaki hukuksal durumu kuşkuya yer bırakmaksızın belirlenmek ve sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken bu yönden eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın mümeyyiz davalı yararına bozulması gerekmiştir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/01/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“5651 sayılı Kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasına göre yer sağlayıcının, internet ortamındaki hukuka aykırı içeriği, anılan Kanunun 8 ve 9. maddesine göre haberdar edilmesi halinde yayından çıkarma yükümlülüğü bulunmaktadır. Aynı Kanunun 9. maddesinde ise internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakkı ihlali olduğunu iddia eden kişilerin, öncelikle içerik sağlayıcısına başvurarak içeriğin yayından çıkarılmasını istemesi gerektiği, ona ulaşılamaması halinde yer sağlayıcıya bildirilerek talepte bulunabileceği öngörülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 56/1 maddesi gereğince haksız rekabete ilişkin davalarda, zarar tazmini dışındaki istemlerde eylemi gerçekleştirenin kusuru aranmaz. Ancak bu durum fiili bizzat gerçekleştiren için geçerlidir. Nitekim, HGK’nın … E, … K sayılı kararında, internet üzerinden yapılan haksız rekabet eyleminde içeriği kontrol yükümlülüğü bulunmayan yer sağlayıcının, haksız fiile iştirak eden sıfatında olabileceği ve sorumluluğunun ancak hukuka aykırı yayının kendisine bildirilmesi ya da bunu bilecek durumda olduğunun ispatıyla mümkün olduğu vurgulanmıştır. Dairemiz yerleşik uygulamalarında da “uyar kaldır” olarak anılan bu kural yer sağlayıcıyı ihtar ile hukuka aykırı içeriği kaldırtma, aksi halde sorumluluk yükleme biçiminde açıklanmıştır. Özetle, yer sağlayıcının tazminat sorumluluğu için sıralı bir ihtar prosedürü gerekmeyip haberdar edilmiş olması yeterlidir.
Somut olayda, davacıların dava açılmadan önce davalı yer sağlayıcıya, Ankara . Noterliğinin 28.04.2010 tarih … ve Ankara . Noterliğinin 20.05.2010 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamelerinin ulaştığı, içeriğin kaldırılmaması üzerine yetkili sulh ceza mahkemesine başvurularak kaldırılmasının temin edildiği sabittir. Bu durumda mahkemece, davacılar tarafından gönderilen ihtarın usule aykırı olduğu gerekçesiyle sorumluluk doğurmayacağı yorumu doğru değildir.
Mahkemece, davacının tazminat ve diğer talepleri yönünden, haksız rekabet niteliğinde olan ve davalıya ulaşan ihtarnamelerde belirtilen dava konusu ifadelerin, ihtarnamelerde verilen sürelerin hitamı ile yayımdan kaldırıldığı tarih arasında yayımda kalma süresi de nazara alınarak bir değerlendirme yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamış; bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
3.T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 18/01/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Şu durumda; kişilik hakları saldırıya uğrayan davalı yararına 6098 sayılı TBK’nın 58. maddesi uyarınca uygun miktarda manevi tazminata karar verilmesi gerekir. Ancak davaya konu haberin yayın tarihinden bu yana geçen süre nedeniyle konunun güncelliğini yitirmesi, haberin içeriği dikkate alındığında, sadece manevi tazminata hükmedilmesi ile yetinilmesi yerinde olup davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf başvurusu yerindedir.” denilmiştir.
4.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 12/06/2014 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TTK.’nın 3. maddesi uyarınca, bu Kanun’da tanzim olunan hususlarla bir ticarethane veya fabrika yahut ticari şekilde işletilen diğer bir müesseseyi ilgilendiren bütün muamele, fiil ve işler ticari iş olarak nitelendirilmiştir.
Diğer taraftan uygulamaya göre haksız fiillerde zarar görenin kişiliği önemli değildir. Zarar veren veya zarardan sorumlu olan tacir ise reeskont/avans faizi yürütülür. Çünkü zarar, zarar verenin veya zarardan sorumlu olanın ticari işletmesiyle ilgili bir ticari işten doğmuştur ve bu eylem kendisi yönünden ticari bir borçtur. TTK.’nın 3. maddesi ticari işletmenin ika ettiği her türlü fiilden (eylemden) söz etmiştir. Aksine tacir olmayan kişinin bir ticari işletmesi bulunmadığından onun işletmesi ile ilgili bir haksız fiilinden söz edilemeyecektir. Ticari borcun para niteliğinde olması ve geç ödenmesi halinde ticari türden temerrüt faizi istenebileceği açıktır. Tacirin borcunun ticari olması için sözleşmeden doğması zorunluluğu getirilmediği gibi, karşı tarafın tacir olması şartı da yasada öngörülmüş değildir. Haksız fiil tacir tarafından ticari işletmesiyle ilgili olarak meydana getirilmiş ise bu eylemden zarar gören tacir olmasa bile, TTK.’nın 3. maddesi uyarınca tacirden reeskont/avans oranında temerrüt faizi isteyebilecektir.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.Dava, davalıların eylemlerinin hukuka aykırılığının tespiti, haksız rekabet ve haksız saldırıların men’i, siteye erişimin engellenmesi, manevi tazminatın tahsili ve hükmün ilanı istemine ilişkin olup, uyuşmazlık somut olayda mümeyyiz …’ın içerik sağlayıcı mı yoksa yer sağlayıcı mı olduğu noktasında toplanmaktadır. Diğer davalılar yönüyle Mahkememizin 26/12/2013 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamıyla verilen hükmün onaylanmış ve hüküm diğer davalılar yönüyle kesinleşmiştir. Mahkememizce sadece davalı … yönüyle T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/01/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında belirtilen bozma sebebiyle sınırlı olmak üzere yargılama yapılmıştır.
2.Yüksek Mahkemenin bozma ilamında ifade edildiği üzere; 6102 sayılı TTK’nın 56/1 maddesi gereğince haksız rekabete ilişkin davalarda, zarar tazmini dışındaki istemlerde eylemi gerçekleştirenin kusuru aranmaz. Ancak bu durum fiili bizzat gerçekleştiren için geçerlidir. Nitekim, HGK’nın … E, … K sayılı kararında, internet üzerinden yapılan haksız rekabet eyleminde içeriği kontrol yükümlülüğü bulunmayan yer sağlayıcının, haksız fiile iştirak eden sıfatında olabileceği ve sorumluluğunun ancak hukuka aykırı yayının kendisine bildirilmesi ya da bunu bilecek durumda olduğunun ispatıyla mümkün olduğu vurgulanmıştır. Dairemiz yerleşik uygulamalarında da “uyar kaldır” olarak anılan bu kural yer sağlayıcıyı ihtar ile hukuka aykırı içeriği kaldırtma, aksi halde sorumluluk yükleme biçiminde açıklanmıştır. Özetle, yer sağlayıcının tazminat sorumluluğu için sıralı bir ihtar prosedürü gerekmeyip haberdar edilmiş olması yeterlidir.
3.Yargılamaya konu somut olayda, davacıların dava açılmadan önce davalı yer sağlayıcıya, T.C. Ankara . Noterliğinin 28.04.2010 Tarih ve … Yevmiye nolu ile T.C. Ankara . Noterliğinin 20.05.2010 Tarih ve … yevmiye nolu ihtarnameler ile içeriğin kaldırılması için talepte bulunulduğu, T.C. Ankara . Noterliğinin ihtarnamesinin davalıya 05/05/2010 tarihinde, T.C. Ankara . Noterliğinin ihtarnamesinin ise 24/05/2010 tarihinde tebliğ edildiği, içeriğin kaldırılmaması üzerine davacılar tarafından yetkili sulh ceza mahkemesine başvurularak kaldırılmasının temin edildiği sabittir.
4.Dosya içerisinde yer alan 23/01/2012 Tarihli Bilirkişi Heyet Raporunda ifade edildiği üzere; dava konusu “… ” isimli internet sitesinin rapor tarihi olan 23/01/2012 tarihi itibariyle yayında olmadığı, İnternet Servis Sağlayıcı kuruluşlar tarafından Mahkememize gönderilen müzekkere cevaplarında ise içeriklerin Haziran ve Temmuz 2010 Tarihlerinde siteye erişimin engellendiği ifade edilmiştir.
5.Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükümleri, Yüksek Mahkemenin bozma ilamları, ilgili soruşturma dosyaları, Sulh Ceza Mahkemelerinin erişimin engellenmesine ilişkin kararları, noter ihtarnameleri, ihtarnamelerin tebliğ tarihleri ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; 5651 sayılı Kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasına göre yer sağlayıcının, internet ortamındaki hukuka aykırı içeriği, anılan Kanunun 8 ve 9. maddesine göre haberdar edilmesi halinde yayından çıkarma yükümlülüğü bulunduğu, adı geçen kanunun 9. maddesinde ise internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakkı ihlali olduğunu iddia eden kişilerin, öncelikle içerik sağlayıcısına başvurarak içeriğin yayından çıkarılmasını istemesi gerektiği, ona ulaşılamaması halinde yer sağlayıcıya bildirilerek talepte bulunabileceği öngörüldüğü, 6102 sayılı TTK’nın 56/1 maddesi gereğince haksız rekabete ilişkin davalarda, zarar tazmini dışındaki istemlerde eylemi gerçekleştirenin kusurunun aranmadığı, ancak bu durum fiili bizzat gerçekleştiren için geçerli olduğu, nitekim, HGK’nın … E, … K sayılı kararında, internet üzerinden yapılan haksız rekabet eyleminde içeriği kontrol yükümlülüğü bulunmayan yer sağlayıcının, haksız fiile iştirak eden sıfatında olabileceği ve sorumluluğunun ancak hukuka aykırı yayının kendisine bildirilmesi ya da bunu bilecek durumda olduğunun ispatıyla mümkün olduğunun açıkça vurgulandığı, davalı … ‘ ın sahibi, yöneticisi ve köşe yazarı olduğu, diğer davalı … ‘ in ise genel yayın yönetmeni olduğu ve diğer davalı …’ ın da yer sağlayıcısı olduğu (www.aktifkulis.com) isimli internet sitesinin 18/11/2009 tarihli “Gazeteci değiliz; yolsuzluk ve ahlaksızlıkla mücadele ediyoruz”, 15/04/2010 tarihli “… kötü örnek oldu”, 19/04/2010 tarihli “Şekerin tadı kaçmaya başladı” ve 29/04/2010 tarihli “İştahlarınız kesilsin – uykularınız kaçsın biraz” şeklindeki haber başlıkları ile 26/03/2010 tarihli “… istifa etmelidir, vekiller soru önergesi vermelidir” başlıklı yazılarda yer alan “Yasal utanmazlıklar her yerde cirit atıyor” ve “Çiftçinin alın terini kimse şahsi mülküne geçiremez. Çiftçinin binbir emekle elde gelir üzerinden kimse servet edinemez” şeklindeki ifadelerin objektif eleştiri boyutunu aşan ağır bir üslupla kaleme alınmış oldukları, söz konusu beyanların davacı şirketlerin yönetim kurulu başkanının şahsında davacı şirketlerin ticari faaliyetleri hakkında yapılmış lüzumsuz yere incitici beyanlar olarak mütalaa edilmesi gerektiği ve TTK nun 57/b.1 hükmü gereğince haksız rekabet olarak değerlendirilmesi gerektiği, haksız rekabet teşkil eden bu yayınlar nedeniyle adı geçen davalının haksız rekabet eylemini işlediklerinin tespitine karar verilmiş ise de yukarıda izah edildiği üzere “www.aktifkulis.com.tr” isimli internet sitesinin rapor tarihi olan 23/01/2012 tarihi itibariyle yayında olmadığı, İnternet Servis Sağlayıcı kuruluşlar tarafından Mahkememize gönderilen müzekkere cevaplarında ise içeriklerin Haziran ve Temmuz 2010 Tarihlerinde siteye erişimin engellendiği anlaşılmakla davacıların bu yöndeki taleplerinin konusuz kalması sebebiyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
6.Her ne kadar davacılar tarafından hükmün Türkiye’de yayımlanan tirajı en yüksek gazetelerden birinde yayımlanması yönünde talep bulunulmuş ise de; Eldeki dava tarihinin 09/06/2010 tarihi olduğu, “… ” isimli internet sitesinin rapor tarihi olan 23/01/2012 tarihi itibariyle yayında olmadığı, İnternet Servis Sağlayıcı kuruluşlar tarafından Mahkememize gönderilen müzekkere cevaplarında ise içeriklerin Haziran ve Temmuz 2010 Tarihlerinde siteye erişimin engellendiği, yukarıda detayı verilen T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 18/01/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere davaya konu haberin yayın tarihinden bu yana geçen süre nedeniyle konunun güncelliğini yitirmesi, haberin içeriği dikkate alındığında, sadece manevi tazminata hükmedilmesi ile yetinilmesine karar verilerek bu yöndeki taleplerinin reddine karar verilmiştir.
7. Davacıların manevi tazminat talepleri ile ilgili olarak ise 6102 Sayılı TTK nun 58/1-e maddesi gereğince haksız rekabetin varlığı halinde Borçlar Kanunundaki şartların da varlığı halinde manevi tazminata hükmedilmesi mümkün olup davacı şirketlerin ticari itibarını yaptıkları yayınlarla zedeleyen adı geçen davalının davacı şirketlerin kişilik haklarına saldırıları nedeniyle davacıların dava açılmadan önce davalı yer sağlayıcıya, T.C. Ankara . Noterliğinin 28.04.2010 Tarih ve … Yevmiye nolu ile T.C. Ankara . Noterliğinin 20.05.2010 Tarih ve … yevmiye nolu ihtarnameler ile içeriğin kaldırılması için taleplerinin T.C. Ankara . Noterliğinin ihtarnamesinin davalıya 05/05/2010 tarihinde, T.C. Ankara . Noterliğinin ihtarnamesinin ise 24/05/2010 tarihinde tebliğ edildiği tarihler ile “… ” isimli internet sitesinin rapor tarihi olan 23/01/2012 tarihi itibariyle yayında olmaması ve İnternet Servis Sağlayıcı kuruluşlar tarafından Mahkememize gönderilen müzekkere cevaplarında ise içeriklerin Haziran ve Temmuz 2010 Tarihlerinde siteye erişimin engellendiği tarihler arasında yayında kaldığı süre, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, hükmolunacak tazminata uygulanacak faizin niteliği ve faiz başlangıç tarihleri ile davalının yer sağlayıcı konumu da bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacılar lehine ayrı ayrı takdir edilecek 10.000,00 TL manevi tazminatın davacılar için zenginleşme ve davalı için de yıkım olmayacağına kanaat edilmekle davacıların manevi tazminat davasının 10.000,00 TL’sinin kabulüne, fazlaya ilişkin taleplerinin ise reddine karar verilmiş, yine yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 12/06/2014 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak hükmolunan manevi tazminata dava tarihi olan 09/06/2010 tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı …Ş’nin davasının KISMEN KABULÜNE İLE;
a-DAVALI …’IN DAVACI …Ş’ye yönelik dava konusu eylemlerinin hukuka aykırılığının TESPİTİ ile 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 09/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, davacının fazlaya ilişkin tazminat talebinin REDDİNE,
b-Davacının haksız rekabet ve haksız saldırılarının men’i, yeni saldırıların önlenmesi, yayının durdurulması, siteye erişimin engellenmesi taleplerinin KONUSUZ KALMASI SEBEBİYLE ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
c-Davacının hükmün Türkiye’de yayınlanan tirajı en yüksek gazetede yayımlanması talebinin REDDİNE,
2-Davacı … . A.Ş’nin davasının KISMEN KABULÜNE İLE;
a-DAVALI …’ın DAVACI … TİC. A.Ş’ye yönelik dava konusu eylemlerinin hukuka aykırılığının TESPİTİ ile 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 09/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, davacının fazlaya ilişkin tazminat talebinin REDDİNE,
b-Davacının haksız rekabet ve haksız saldırılarının men’i, yeni saldırıların önlenmesi, yayının durdurulması, siteye erişimin engellenmesi taleplerinin KONUSUZ KALMASI SEBEBİYLE ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
c-Davacının hükmün Türkiye’de yayınlanan tirajı en yüksek gazetede yayımlanması talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.366,20 TL. karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Mahkememizin … esas … esas sayılı kararı ile kesinleşen bölümler mahsup edildikten sonra kalan 464,60TL posta gideri ile 176,60 TL temyiz yoluna başvurma harcı ve 123,60TL temyiz yoluna başvurma harcı toplamı 764,80TL yargılama giderinin davanın haklılık oranına (20.000,00/100.000,00) göre hesaplanan 152,96TL nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, artan bölümün davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarfedilen 136,00TL temyiz yoluna başvurma harcı, 148,00TL posta gideri olmak üzere toplam 284,00TL yargılama giderinin haklılık oranına (80.000/100.000) göre hesaplanan 227,20TL’sinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı …Ş. yararına AAÜT ne göre manevi tazminat yönünden hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …Ş. ye verilmesine,
7-Davacı … A.Ş. yararına AAÜT ne göre manevi tazminat yönünden hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı … A.Ş. ye verilmesine,
8-Davalı … yararına AAÜT ne göre manevi tazminat yönünden hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacı …Ş.den alınarak davalıya verilmesine,
9-Davalı … yararına AAÜT ne göre manevi tazminat yönünden hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacı … A.Ş.den alınarak davalıya verilmesine,
10-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin ve davalı asilin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Yüksek Yargıtay nezdinde temyiz kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.28/04/2022

Katip … Hakim …