Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/545 E. 2022/788 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO:
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VASİSİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLİ :
DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı tarafın davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Kendisinin … Tic. Ltd. Şti. Kurucusu olduğunu, yıllardır Konya sanayisinde bilinen bir iş adamı olduğunu, 2008 yılında hafif bir depresif rahatsızlık geçirdiğini, bunun sebebinin de o dönem içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar sebebiyle piyasada tefeci olarak da bilinen insanlardan borç para aldığını, bu borç aldığı şahıslarla yaşadığı yoğun gerginlikler sebebiyle geçici bir depresif bir rahatsızlık geçirdiğini, bu dönem de eşi olan davalı … ın fabrikada işlerin yürütülmesi ve müşterilerle iletişimin kesilmemesi gerekliliğinden bahsederek kendisine Şirket hislerini devretmesini sonra iade edeceğini söyleyerek tedavi gördüğü dönemde şirket hisselerini kendi üzerine aldığını, söz konusu hisse devri için şahsına tek bir kuruş dahi ödemediğini, davalı … ın içinde bulunduğu rahatsızlıktan da istifade ederek hiçbir bedel ödemeksizin şirketi tamamen kendi üzerine geçirdiğini, davalı … ın ev hanımı olup hiçbir meslek ve zanaat ile alakası olmayan ve özellikle devre konu şirketin faaliyet alanıyla ilgili en küçük bir bilgi birikimi olmayan birisi olduğunu, sadece bu durumun bile yapılan devrin gerçek bir devir olmadığını ispat ettiğini, davalı … tan ısrarla hisselerini iade etmesini talep ettiğini, maalesef şimdiye kadar davalı … ın asla ama asla şirketinin hisselerini kendisine iade etmediğini, kendisi hisselerinin iadesi konusunda ısrar edince davalı … ın bana kumpas kurduğunu ve kendisinin vasi tayin ettirdiğini, bu nedenlerle öncelikle … Tic. Ltd. Şti.’ne ait taşınmazların tespiti amacıyla ilgili tapü müdürlüklerine müzekkere yazılarak şirket adına kayıtlı taşınmazların tespit edilmesi ve bu taşınmazların üçüncü kişilere devrinin önlenebilmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararının verilmesini, şirket adına tescilli araçların tespit edilerek üçüncü kişilere devrinin önlenebilmesi amacıyla şirket adına kayıtlı olan araçlar üzerinde de tedbir konulmasını, tahkikat sonucunda davalı …’a devredilen şirket hisselerinin güncel değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL bedelin davalıdan alınarak şahsına ödenmesini, yargılama giderleri ve ileride avukat ile temsil edilmesi halinde ücret-i vekaletin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacı tarafın davasını yöneltirken bir takım kanuni şartlar ile yargısal içtihatlara riayet etmediğini, davacının kısıtlı olduğunu, hal böyleyken davanın reddinin gerektiğini, işbu dava çatısı altında yöneltilen taleplere ilişkin bir hukuk davası açılacak ise buna ilişkin davacı vasisinin bu denli önemli ve ciddi talepleri gerektirir davayı açmak için değil vesayet makamı, dahası denetim makamından izin alması gerektiğini, ancak dava dilekçesinde yöneltilen taleplerin hukuki mesnetten zaten uzak olduğunu, bu nevi talepleri yöneltilen davanın kısıtlı davacı için hukuki fayda getirmeyeceğini, aksine zarara uğratacağını, davacı tarafın müvekkiline karşı aynı konuyu ve talepleri içerir davayı ve dahi aynı mahiyette bir dilekçe ile zaten Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile 09/08/2022 tarihinde yönelttiğini, vaki mahkemenin dosyasından daha önceki bir tarihte yöneltilmiş bu davanın halihazırda derdest olduğunu, hal böyleyken davanın usulden reddinin gerektiğini, davacının davasının usulden reddinin gerektiğini davanın arabuluculuk şartı gerektiğini, davanın zamanaşımı yönüyle reddinin gerektiğini, davacının davalı müvekkilinin eşinin kendisine kumpas kurduğunu, bu vesile ile kendisine vasi tayin edildiğini, rehin tutulduğunu, esasında sağlıklı bulunduğunu ifade ettiğini, bu iddiaların mahkememiz dava dosyası ile alakası bulunmadığını, zira devirin 2008 yılında yapıldığını, vesayet dosyasının 2021 yılında açıldığını, müvekkilinin hiçbir şekilde davacıya kumpas kurmadığını, eşinin iyileşmesi için çabaladığını tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları ve sair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve yersiz olarak açılan davacının davasının usul yönünden reddini, mahkememiz aksi kanaatte ise davanın esastan reddini, her türlü yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın; Davalı tarafından ödenmediği iddia edilen şirket hisse devir bedellerinin tahsili amacıyla açılan belirsiz alacak davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise dava dışı şirkete ait hisselerinin devri dolayısıyla davacının herhangi bir alacağı olup olmadığı, var ise miktarı ve davalıdan tahsilinin talep edilip edilemeyeceği hususlarında olduğu görüldü.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 13/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı Muhittin Karaman’ın, davadan önce 08/05/2015 tarihinde Türk Medeni Kanunu gereği kısıtlanarak vesayet altına alındığı, vasi olarak Sönmez Karaman’ın tayin edildiği, işbu davanın ise, davacının bizzat kendisi tarafından 02/11/2017 tarihinde açıldığı, öncesinde kısıtlı adına dava açılması için vesayet makamından izin alınmadığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 448. maddesinde; vasinin, vesayet altındaki kişiyi bütün hukukî işlemlerinde temsil edeceği, 462/8. maddesinde; vasinin, vesayet makamından izin almak koşuluyla kısıtlı adına dava açabileceği hususları düzenlenmiştir. Dava ehliyeti, 6100 sayılı HMK’nın 114. maddesi uyarınca dava şartı olup, aynı Kanun’un 115/2. maddesi uyarınca da dava şartı eksikliğinin giderilmesi mümkündür. Buna göre, vasinin, vesayet makamından yargılamaya devam edilebilmesi için usulüne uygun izin alması gerekmektedir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 04/02/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“İstinaf Mahkemesince, 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanunla 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ile ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı haline getirildiği, kanunun genel gerekçesine göre taraflar arasındaki uyuşmazlıkların açılabilecek dava türlerinden bağlantısız olarak arabulucuk kapsamında kalmasının amaçlandığı, madde gerekçesinde ise konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurma zorunluğu getirilerek bu uyuşmazlıkların temelinden, çok daha kısa süre içinde, daha az masrafla ve tarafların iradelerine uygun bir şekilde çözülmesinin amaçlandığının belirtildiği, somut olayda, TTK’nın 7. maddesi kapsamında ticari krediye kefil olan davacıların rücu istemi, ticari dava niteliğinde olduğundan TTK’nın 5/A maddesi gereğince dava şartı arabuluculuk sistemine tabi olduğu, davacıların, dava açmadan önce arabuluculuğa başvurduğuna dair beyanda bulunmadığı gibi, istinaf dilekçesi ekinde sunulan arabuluculuk son tutanağından da davacıların işbu dava açıldıktan sonra 11.12.2019 tarihinde arabulucuya başvurduğunun anlaşıldığı, 6325 sayılı Yasa’nın 18/A-2 maddesine göre davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde yasaya aykırı yön bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.Dosya içerisinde yer alan nüfus kayıt örneğinin incelenmesinde davacının T.C. Konya . Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas-… Karar sayılı ilamı gereğince kısıtlandığı ve vasi olarak …’ın tayin edildiği anlaşılmıştır.
2.Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 13/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak 15/08/2022 Tarihli Tensip Zaptının 14 nolu ara kararı gereğince dava dilekçesi ve eklerinin vasiye tebliğ edilmiş ve vasi tarafından ilgili ara karar gereğince T.C. Konya . Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas-… Karar sayılı dosyasından 19/09/2022 Tarihli husumete izin kararını ibraz ettiği anlaşılmıştır.
3.Taraflar arasında görülmekte olan davanın konusu bir miktar paranın ödenmesi olan ve ticari nitelikteki dava olduğu anlaşılmakla arabuluculuk tutanağı 15/08/2022 Tarihli Tensip Zaptının 8-b nolu ara kararı gereğince vasiden istenilmiş ve vasi tarafından 19/09/2022 tarihli Arabuluculuk Tutanağı aslının sunulduğu, eldeki davanın 10/08/2022 Tarih ve saat 15:07’de açıldığı, arabuluculuk başvurusunun ise 18/08/2022 tarihinde yapılmış olduğu anlaşılmıştır.
4.Yukarıda yapılan açıklamalar ve somut olayımız bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 04/02/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ile ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı haline getirildiği, arabuluculuk dava şartının sonradan giderilmesi mümkün dava şartlarından olmadığı, eldeki davanın 10/08/2022 Tarih ve saat 15:07’de açıldığı, arabuluculuk başvurusunun ise 18/08/2022 tarihinde yapılmış olduğu anlaşılmakla Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/2 maddesi delaletiyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-2 ve 6102 Sayılı Kanunun 5/A-1 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/2 maddesi delaletiyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-2 ve 6102 Sayılı Kanunun 5/A-1 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının dava açılırken alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı vekili yararına AAÜT’nin 7/2 maddesine göre hesaplanan 160,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Davacının, davacı vasisinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.20/12/2022

Katip … Hakim …