Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/529 E. 2023/423 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR: 1-)
2-)
VEKİLİ :
DAVALILAR: 1-)
VEKİLİ :
: 2-)
3-)
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 08.04.2019 günü davalı sigorta şirketine sigortalı … Plaka sayılı ( Doğrusu … ) sürücü … yönetimindeki aracın müteveffa … yönetimindeki motorsiklete çarparak onun ölümüne sebep olduğunu, Yunak Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında kusur oranı belirtmeksizin motor sürücüsü müvekkillerinin murisi …’nun asli kusurlu bulunduğunu, ancak TBK 74. madde çerçevesinde hukuk mahkemesi hakimi, ceza dosyasındaki olgularla bağlı ise de, kusur raporları ile bağlı olmadığından, yargılama sırasında alınacak kusur raporuna göre maddi ve manevi tazminatın kapsamı belirleneceğinden ceza dosyasında tespitlenen kusur durumunu kabul etmediklerini, müvekkillerinin murisin desteğinden yoksun kaldıklarını, müvekkillerinin cenaze kaldırma ve defin giderleri isteme hakkı bulunmadığını, bu tür giderlerin ülkemiz koşullarında belgelenmesinin olanaksızlığı nedeniyle mahkememizce Yargıtay uygulamaları uyarınca “Gelenek ve göreneklere, dinsel zorunluluklara göre” yapılması olağan giderlerin hesaplanması ve sonucuna göre maddi tazminat kapsamında hüküm altına alınmasını, davalı işleten …’a ait … Plakalı aracın 23/05/2019 bitiş tarihli, … poliçe nolu Trafik Sigortasını düzenleyen davalı şirkete 27/05/2022 tarihinde başvuru yaptıklarını, müvekkillerinin hak kazanmış oldukları bir bedel olmadığı gerekçesi ile başvurularının reddedildiğini, aynı şekilde red cevabından sonra dava şartı olan arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, ancak anlaşma sağlanmadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle kesinleşmiş ceza dosyası da göz önüne alınarak araç maliki ve sürücüsünün taşınır taşınmaz ve bankalarda bulunan hak ve alacaklarının üzerine ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasını, 08/04/2019 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sonucu müvekkillerinin babaları …’nu yitiren davacıların 6100 Sayılı HMK uyarınca 107. maddesi uyarınca toplanacak delillere göre cenaze ve defin giderleri dahil şimdilik 1.000,00-TL (750,00-TL destekten yoksun kalma, 250,00-TL cenaze gideri) maddi tazminat miktarının araç maliki ve sürücü yönünden olay tarihinden sigorta şirketi yönünden poliçede yazılı limiti aşmamak üzere temmerrüt tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, 100.000,00-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışında kalan işleten (araç maliki) ve araç sürücüsünden olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı taraflara usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacılar vekilinin dava dilekçesinde maddi tazminat adı altında 750,00-TL talep ettiğini ancak talebinin hangi davacı için ne kadar olduğu hususunda açıklama yapılmadığını, dava dilekçesi ekinde olması gereken belgelerin yer almadığını ve taraflarına tebliğ edilmediğini, HMK 121 maddesi uyarınca taraflarına tebliğ edilmeyen delillere karşı cevap haklarını saklı tuttuklarını, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, her ne kadar soruşturma evresinde alınan bilirkişi raporunda sigortalı aracın kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığından bahisle sigortalı araca tali (%25) kusur atfedilmiş ise de; bilirkişi raporundaki tespitlerin hatalı olduğunu ve gerçekle bağdaşmadığını, sigortalı araç sürücüsü ile sigortalı araçta yolcu konumunda bulunan eşinin vermiş oldukları ifadelerde sigortalı araç sürücüsünün frene bastığını ve dolayısıyla kavşağa yaklaşırken yavaşlamadığı iddialarının asılsız olduğunu, müteveffanın aracının sola dönme amacıyla aniden sigortalı aracın önüne karması neticesinde kazanın gerçekleştiğini, müteveffanın sola dönüş sinyali vermeden sola yaptığı ani manevra neticesinde kazanın gerçekleşmesinin kaçınılmaz hale geldiğini, bu sebeple sigortalı araç sürücüsüne atfedilen atfedilebilecek kusurların taraflarınca kabul görmediğini, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatını talep eden davacıların destek ve muhtaçlık yaş sınırı geçtiğinden davacıların bu yöndeki taleplerinin hukuka uygun olmadığını, davacıların muhtaçlık yaş sınırını çoktan geçtiği için destek tazminat talep etme haklarının bulunmadığını, her halükarda desteğin, destek yaşını geçmiş çocuklarına destekliği için çok özel koşulların bulunması gerektiği ve bunların kanıtlanabilmesi gerektiğini, somut olayımızda yukarıda belirtilen özel durumlarını gösterir herhangi bir belge veya delilin sunulmadığını, cenaze hizmetleri (nakil, mezar kazma, kefenleme, yıkama gibi) ülkemizde belediyeler tarafından ücretsiz olarak karşılandığını, ancak bazı büyükşehir belediyeleri tarafından mezar yeri ücreti alındığının bilindiğini, ayrıca zorunlu defin masrafları ile ilgili olarak hiçbir belgenin dava dosyasında sunulmadığını, dava konusu kazada müteveffanın müterafik kusuru bulunması nedeniyle tazminattan indirim yapılmasını, kaza tespit tutanağında tescilsiz motorsiklet sürücüsünün müteveffanın kask takmadığının sabit olduğunu, müteveffanın söz konusu motorsikleti ehliyetsiz bir şekilde kullandığını, yine kullanılan motorsikletin muayenesinin olmadığını, davacının müterafik kusurunun bulunduğunu, tazminat tutarının BK’nun 5. Maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğini, bu nedenlerle öncelikle davanın usulden reddini, mahkememiz aksi kanaatte ise sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması olması nedeniyle davanın esastan reddini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Yunas Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas ve … Karar sayılı dosyasından da anlaşılacağı üzere müvekkili davalı …’nın söz konusu kazada hiçbir kusurunun olmadığını, her iki raporunda bu yönde olmasına rağmen ölüm olayının da gerçekleşmesi sebebiyle müvekkillerine kusur yüklenmeye çalışıldığını, motorsiklet sürücüsü müteveffanın tam kusurlu olduğunun tespit edildiği ve asli kusurlu olduğunun bilirkişi raporları ile de sabit olduğunu, müteveffa motorsiklet sürücüsünün, kaza esnasında plakasız, kasksız ve korumasız şekilde motosiklet kullanması hususuna hiç değinilmediğini, asli kusurun gizlenmeye çalışılmasının hakkaniyete uygun olmadığını, öncelikle Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesin’den yeniden rapor alınması gerektiğini, meydana gelen olay nedeniyle üzüntü ve keder duyulmasının, manevi tazminata hükmedilebilmesi için yeterli olmadığını, zira haksız fiil nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için haksız fiille birlikte manevi zararın doğması, manevi zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağının bulunması ve davalının sorumlu olmasını gerektiren bir kusurun varlığı koşullarının bir orada bulunması gerektiğini, 6098 sayılı TBK’nın 56/1 maddesi uyarınca her bedensel bütünlüğün zedelenmesinde manevi tazminat verilmemesi gerektiği yönünde hüküm bulunduğunu, …’nın anayolda makul bir hızla giderken plakasız motorsikleti kullanan müteveffanın aniden ara yoldan çıktığını ayrıca ters yola girmek suretiyle davalı …’nın seyir halindeki aracına çarptığını, ayrıca müteveffanın ehliyetinin olmadığının da sonradan ortaya çıktığını, öte yandan civarda bazı komşuların müteveffanın işitme sıkıntısı olmasına ve tüm uyarılara rağmen hukuka aykırı bir şekilde trafikte tehlike saçtığının belirtildiğini, müvekkillerinin müteveffanın ölümünden sonra davacılara taziyeye gittiklerini ayrıca maddiyat olarak da belli başlı yardımlarda bulunduklarını, bu durumun müvekkillerinin iyiniyetli olduklarının göstergesi olduklarını, bu nedenlerle haksız ve kusur yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, hakkaniyete aykırı düşük bedelli teminatla konulan ihtiyati haciz mahiyetindeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, ve 15.150,00-TL’lik teminatın dava sonuçlanıncaya denk davacılara verilmemesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Eldeki dava, müteveffa …’nun trafik kazası sonucu ölümü nedeniyle davacıların uğradıkları maddi ( Destekten Yoksun Kalma Tazminatı ve cenaze gideri ) ve manevi tazminatın ( sigorta şirketinden sadece maddi tazminatın ) davalılardan tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; 08/04/2019 tarihinde davalı sigorta şirketine sigortalı ve … Plakalı, sürücüsü … idaresindeki aracın müteveffa … idaresindeki motorsiklete çarpması ve …’nun vefatı nedeniyle davacıların davalılardan maddi ve manevi tazminat talepleri hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların bildirdiği tüm deliller toplanmış, kazaya karışan araçların trafik kayıtları, gerçek kişi taraflara ait SED araştırması, SGK cevabi yazısı, Yunak Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, davalı sigorta şirketi hasar dosyası ve poliçe, ölüm belgesi ve tüm belgeler celbedilmiştir.
Mahkememizce tarafların kusur durumunun belirlenmesi için Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak Karayolları Fen Heyetin’den teşekkül edecek kusur konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden ceza dosyasındaki raporlar arasındaki çelişkiyi de giderecek rapor alınmıştır. Raporda; Davacıların yakını plakasız motorsikletin belgesiz sürücüsü …’nun meydana gelen olayda %75 oranında asli kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketine sigortalı aracın davalı sürücüsü …’ın meydana gelen olayda %25 oranında tali kusurlu olduğu, davacılar yakını plakasız motorsikletin belgesiz sürücüsü …’nun olayda müterafik kusurunun bulunduğu rapor edilmiştir.
Akabinde aktüerya raporu alınmış olup, 02/05/2023 tarihli raporda özetle; 08/04/2019 günü meydana gelen trafik kazasında vefat eden …’nun oğlu … ve oğlu …’nun destekten yoksun kalma zararının bulunmadığı, zira destekten yoksun kaldığı iddia edilen davacıların 44 ve 46 yaşlarında oldukları, Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre erkek ve kız çocukların yüksek öğrenim görmeleri ya da görme ihtimallerinin bulunmasına göre 25 yaşını dolduracakları tarihe kadar, aksi halde erkek çocukların 18 yaşına kadar, kız çocukların ise 22 yaşına kadar, çocuğun bakıma muhtaç şekilde malul olması durumunda ise desteğin muhtemel ömür sonuna kadar destekten yoksun kaldıklarının kabulü gerektiği, bu nedenle davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kalmadığı rapor edilmiştir.
Davacılar vekili 27/12/2022 tarihli dilekçesi ile mahkememizde görülmekte olan maddi ve manevi tazminat alacağına dayalı davada 750,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin 375,00-TL’sinin … adına, 375,00-TL’sinin de … adına talep ettiklerini beyan etmiş ve maddi tazminat talebini bu şekilde somutlaştırmıştır.
Manevi tazminat olarak talep edilen 100.000,00-TL’yi ise karar celsesinde her bir davacı bakımından 50.000,00-TL olarak somutlaştırmıştır.
T.B.K. 53/3. Maddesi gereği destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınanlardan oluşan zarardır. Destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Ölen ile destekten yoksun kalanlar arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı yeterlidir.
Ancak Müstekar Yargıtay ilamlarına göre erkek ve kız çocukların yüksek öğrenim görmeleri ya da görme ihtimallerinin bulunmasına göre 25 yaşını dolduracakları tarihe kadar, aksi halde erkek çocukların 18 yaşına kadar, kız çocukların ise 22 yaşına kadar, çocuğun bakıma muhtaç şekilde malul olması durumunda ise desteğin muhtemel ömür sonuna kadar destekten yoksun kaldıklarının kabulü gerektiği ifade edilmiştir. Dolayısı ile davacıların bahsi geçen yaş sınırını geçtikleri görülmüş, öte yandan bakıma muhtaç şekilde malul olma durumu gibi bir durumun olmadığı anlaşılmış, yine davacıların müteveffanın desteğine ihtiyaç duydukları yönünde bir ispat ve delillendirme de söz konusu olmamıştır. Bu nedenle davacıların müteveffanın vefatından sebep desteğinden yoksun kalmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacılar ayrıca cenaze gideri talebinde de bulunmuştur. Bu hususa ilişkin Yunak Belediye Başkanlığına yazılan müzekkereye verilen 18/01/2023 tarihli cevabi yazıda; Müteveffa adına cenaze hizmetleri adı altında tahsilat yapılmadığı belirtilmiştir. Böylelikle bu talebin de reddi gerekmiştir.
Öte yandan davacıların manevi tazminat talepleri bakımından ise;
Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nesafetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde buyurulmuştur. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Manevi tazminatın miktarını tayin etme de hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır.
Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir.Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli, manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Davacıların meydana gelen kazada manevi olarak zarar gördüğü bir gerçektir. Yukarıda açıklanan ilkeler konulduktan sonra, davacının meydana gelen kaza nedeniyle duyduğu ızdırap, acı ve elem nedeniyle tarafların kusur durumu, müteveffanın müterafik kusurlu oluşu ( Kaza tespit tutanağında kask kullanımı olup olmadığı belirsiz olmasına rağmen, dosyada mevcut ölü muayene tutanağında müteveffanın ağzından kan vs. gelmesi hali nazara alındığında ), olayın meydana geliş şekli ve yine tarafların sosyal ve ekonomik durumları da dikkate alınarak hakkaniyet gereği davacılar için ayrı ayrı 10.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği yönünde mahkememizde kanaat oluşmuştur.
Davalı sigorta şirketi vekili yetki itirazında bulunmuş ise de yapılan yetki itirazının reddi gerekmiştir. 6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Kanunun 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir hükmü yer almaktadır. Her ne kadar davalı sigortacı vekili cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ise de kazanın meydana geldiği yerin Yunak/Konya olması nedeniyle yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 s. Kararı ile 01/09/2021 tarihinden sonra açılan ve ticaret mahkemelerinin görevine giren davalara bakılması hususunda mahkememiz görevli bulunmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde dosya kül halinde incelendiğinde; Davacılar vekilince davalılardan 08/04/2019 tarihinde davalı sigorta şirketine sigortalı ve … Plakalı, sürücüsü … idaresindeki aracın müteveffa … idaresindeki motorsiklete çarpması ve …’nun vefatı nedeniyle maddi ( Destekten yoksun kalma+ cenaze gideri ) ve manevi tazminat talebinde bulunulduğu, az yukarıda ifade edildiği üzere davacıların destekten yoksun kalma talepleri ile cenaze gideri taleplerinin reddi gerektiği, manevi tazminat talebinin ise diğer şartlar yanında müteveffanın müterafik kusur hali de nazara alınarak kısmen kabulüne ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davacılar vekilinin davacı … için talep ettiği 375,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile davacı … için talep ettiği 375,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 250,00-TL cenaze gideri tazminatı taleplerinin reddine,
2-)Davacılar vekilinin manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile;
Davacı … için 10.000,00-TL manevi tazminat ile davacı … için 10.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 08/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile iş bu davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-)Alınması gereken 1.366,20-TL harçtan, peşin olarak alınan 344,97-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.021,23-TL harcın davalılar … ile …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-)Hazine tarafından karşılanan 1.600,00-TL arabuluculuk giderinin davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Davacılar tarafından yapılan 80,70-TL başvuru harcı ve 344,97-TL peşin harç olmak üzere toplam 425,67-TL’nin davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
6-)Davacı tarafından sarfedilen 2.700,00-TL bilirkişi ücreti, 133,00-TL ihtiyati haciz harcı, 11,50-TL vekalet suret harcı ve 372,00-TL posta ve yazışma ücreti olmak üzere toplam 3.216,50-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre (20.000,00/101.000,00) hesaplanan 636,93-TL’nin davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-)Davalılar … ile … tarafından yapılan 11,50-TL vekalet harcı yargılama giderinin haklılık oranına göre (81.000/101.000,00) hesaplanan 9,22-TL’nin davacılardan alınarak davalı … ile …’a verilmesine,
8-)Davacı … vekili yararına AAÜT’ye göre manevi tazminat talebi yönünden hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’na verilmesine,
9-)Davacı … vekili yararına AAÜT’ye göre manevi tazminat talebi yönünden hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’na verilmesine,
10-)Davalılar vekili yararına AAÜT’ye göre reddedilen maddi tazminat talebi yönünden hesaplanan 500,00-TL vekalet ücretinin ( 375,00-TL destekten yoksun kalma+125,00-TL Cenaze gideri için ) davacı …’dan alınarak, davalılara verilmesine,
11-)Davalılar vekili yararına AAÜT’ye göre reddedilen maddi tazminat talebi yönünden hesaplanan 500,00-TL vekalet ücretinin ( 375,00-TL destekten yoksun kalma+125,00-TL Cenaze gideri için ) davacı …’ndan alınarak, davalılara verilmesine,
12-)Davalı … vekili yararına reddedilen manevi tazminat yönünden AAÜT’nin 10/2 maddesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’ndan alınarak davalı …’a verilmesine,
13-)Davalı … vekili yararına reddedilen manevi tazminat yönünden AAÜT’nin 10/2 maddesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’ndan alınarak davalı …’a verilmesine,
14-)Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, mazereti reddedilen davalılar … ve … vekili ile sigorta şirketi vekilinin yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 15/06/2023

Katip Hakim