Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/518 E. 2023/750 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin ticari faaliyet alanının laboratuvar ekipmanları satışı yapmakta olduğunu, davalı tarafa bu malların satışını gerçekleştirdiğini, 07.09.2021 tarihinde 18.428,28 TL, 21.09.2021 tarihinde 7.916,50 TL ve 02.08.2021 tarihinde 18.927,88 TL ürün fatura edildiğini ancak karşı taraftan hiçbir şekilde teslim edilen malların bedelinin alınmadığını, defalarca iletişime geçilmesine karşın davacının alacağına ulaşamadığını, büyük uğraşların sonucunda davalı tarafından 02.08.2021 tarihli 18.927,88 TL faturasının büyük kısmını ödendiğini ve iş bu faturadan kaynaklı yalnızca 135,07 TL borcun kaldığını, bu 3 faturanın tümü ile tahsil edilememesi üzerine davacının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E. Takip dosyası ile 07.09.2021 tarihli 18.428,28 TL, 21.09.2021 tarihli 7.916,50 TL ve 02.08.2021 tarihli 18.927,88 TL faturadan bakiye kalan 135,07 TL’yi icra takibine konu ettiğini ve asıl alacak 26.479,85 TL / takip çıkışı 28.903,46 TL olan ilamsız takip başlattığını, emrin davalı tarafa tebliğ edildiğini, davalı tarafın yetkiye, borca, işlemiş faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz etmesiyle takibin 18.04.2022 tarihinde durduğunu, 02.06.2022 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, davalı tarafın ilamsız icra takibine 18.04.2022 tarihli itirazında yetkiye de itirazda bulunduğunu fakat sözleşmeden kaynaklı para borcunun aksi kararlaştırılmadıkça alacaklının yerleşim yerinde ifa edileceğin,i Konya İcra Daireleri’nin yetkili icra dairesi olduğu gibi nedenlerle davanın kabulüne karar verilerek davalının Konya …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, faturaların tanzim ve teslim tarihinden itibaren işlemiş avans faizi ile birlikte takibin, takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile asıl alacak olan 26.479,85 TL üzerinden devamına, aksi kanaatte olunması halinde davalının temerrüde düşürüldüğü tarih olarak kabul edilmesi gereken 10.12.2021 tarihinden itibaren işlemiş avans faizi ile birlikte takibin, takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile asıl alacak olan 26.479,85 TL üzerinden devamına, aksi kanaatte olunması halinde takibin takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile asıl alacak olan 26.479,85 TL üzerinden devamına, Davalının Konya …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasma yapmış olduğu takip durduğundan davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini ve tüm yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia etmiş olduğu tüm alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, yetki itirazlarının bulunduğunu, davalı şirketin işlem merkezinin Kütahya olduğunu bu nedenle Kütahya mahkemelerinin yetkili olduğunu, ortada ticari bir ilişkinin olduğunun net bir şekilde tespit edilmesi için öncelikle aradaki sözleşmesel ilişkinin ispatının gerektiğini, uyuşmazlığın çözümünde öncelikle iddiaya konu hizmetin eksiksiz ve kusursuz teslim edildiğinin ispatının gerekmekte olduğunu ve ispatının da davacıya ait olduğunu, faturaların ve faturada bahsi geçen mal ve hizmetlerin teslimine dair herhangi bir belge sunulmadığını, davacının yaptığı iş, verdiği hizmet ve teslim ettiği malları ispatlaması yönünde karar verilmesini, daha sonra eğer var ise yapılan iş bedellerinin uzman bir bilirkişiye hesaplattırılarak bu doğrultuda borç miktarının tespitine karar verilmesini talep ettiklerini ve davacının davalıyı temerrüte düşürmediğini, bu nedenle işlemiş faiz talebinde bulunmasının yasal olmadığını ve ticari işlerde anapara faiz oranı hususunda taraflar arasında bir sözleşme bulunmuyorsa kanuni faiz oranı uygulandığını, faturanın sözleşmenin kurulması aşaması ile ilgili bir belge olmayıp sözleşmenin ifasıyla ilgili olduğunu, davacının bu yönde bir sözleşme sunmadığını bu bakımdan tüm talepleri ile beraber faiz talebinin de hukuka aykırı olduğunu, takip öncesi faiz talebinde bulunulamayacağından açık olan davacının takip sonrası için talep edeceği faizin yasal faiz olabileceğini, bu nedenle icra takibinde talep edilen faizin türünün haksız olduğu gibi nedenlerle davanın reddini talep ettiği görülmektedir.
Mahkememizin yetkisine yönelik davalı tarafça yapılan ilk itirazın değerlendirilmesinde; her ne kadar davalı vekili tarafından yetkili Mahkemelerin Kütühaya Mahkemeleri olduğu ileri sürülmüş ise de tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesini içerir bilirkişi raporlarından dava konusu faturaların her iki tarafın da ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olduğu, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/05/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere taraflar arasında akdi ilişki bulunduğu, davanın bir miktar para alacağına ilişkin olduğu gözetilerek 6098 Sayılı TBK’nın 89/1. maddesi ve 6100 Sayılı HMK’nın 10. maddesi hükümleri uyarınca davacı alacaklının muamele merkezinde eldeki davanın açılabileceğine kanaat edilmekle Mahkememizin yetkili olduğuna kanaat edilerek davalının bu yöndeki itirazının reddine karar verilmiştir.
Zaman aşımı defi açısından Mahkememizce yapılan değerlendirmede; faturaya dayalı alacaklar için özel bir zamanaşımı süresi söz konusu olmayıp genel zamanaşımı süresi olan 10 yıllık zamanaşımı süresi de geçmemiş olduğundan bu itibarla davalının zaman aşımı definin reddine karar verilmiştir.
Hak düşürücü süre itirazın açısından Mahkememizce yapılan değerlendirmede; Konya …. İcra dairesinin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde davacı tarafından davalı hakkında toplam 28.903, 46 TL’den ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından yasal süre içerisinde 18/14/2022 tarihinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, borçlu tarafından yapılan itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği, T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/06/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında eldeki davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı değerlendirilmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki ticari satımdan kaynaklı düzenlenen faturalardaki alacağın tahsili amacı ile yapılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline yöneliktir.
Mahkememizce taraflarca bildirilen deliller toplanmış, Konya …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilerek dosya arasına alınmış, Selçuk Vergi Dairesine ve Kütahya Defterdarlığına müzekkere yazılarak tarafların 2021- 2022 yılına ait BA BS formları dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce davalı tarafın ticari defterlerinin SMMM uzmanı bilirkişi tarafından incelerek rapor düzenlenmesi için Kütahya Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, sunulan 16/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının 2020-2021-2022 yılı resmi defterlerini usulüne uygun olarak tuttuğu, Envanter Defterinin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun olarak yasal süresi içinde noter onayının yapıldığını, yevmiye defteri ve defteri kebir yönünden e defter mükellefi olduğu, yasal süresinde mevzuata uygun şekilde e beratlar oluşturulduğu, davalının resmi kayıtlarına göre davacının davalıdan dava tarihi olan 26/07/2022 tarihi ve takip tarihi olan 05/04/2022 itibariyle 26.479,85 TL alacağının olduğu şeklinde tespitlerin yer aldığı görülmektedir.
Mahkememizce davacı tarafın ticari defterlerinin SMMM uzmanı bilirkişi tarafından incelenerek rapor sunulmasının istendiği, sunulan 18/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının 2021 yılları yevmiye, envanter ve kebir defterleri ve 2022 yılı envanter defterini muhasebe usul ve esaslarına göre tanzim ettiği, TTK ve VUK hükümlerine göre düzenlendiği, ticari defterlerin birbirlerini teyit ettiğ,i sunulan 2021 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde “son kaydı görüldü” ibaresi ile notere tasdik ettirildiği, 2022 yılı yevmiye ve defteri kebir defterlerinin e defter olarak tutulduğu, 1 sıra nolu e defter Genel Tebliğine göre açılış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde GİB İntranetten yapıldığı 2022 yılı yevmiye ve defteri kebirin sistem üzerinden süresi içerisinde VEDOP’a yüklendiği, kayıtların TTK ve VUK hükümleri ve muhasebe usul ve esaslarına uygun tutulduğu,davacının 2021 ve 2022 yılı ticari defterlerini kendi lehine olarak kullanabileceği, davacının 2021 ve 2022 yılı ticari defter kayıtlarına göre, davacının davalıdan 2020 yılından 2021 yılına devir eden 17.818,00 TL alacağı olduğu, 2021 yılından davacı tarafından davalı adına 6 adet mal veya hizmet satış faturası ile toplam 89.705,04 TL satış yapıldığı, davalı tarafından 5 adet EFT yoluyla toplam 81.043,16 TL ödeme yapıldığı, ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 26.479,85 TL alacağı olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2021 yılından önce başladığı ve 21/09/2021 tarihinde sona erdiği, davacının ticari defterlerinde alacağının … nolu Alıcılar hesabından takip edildiği tespit edildiği, dava konusu faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ilgili faturaların cari kaydının yapıldığı, açık hesap muhasebe kaydı yapıldığı, davalı tarafından uyuşmazlık faturalarının düzenlendiği tarihten sonra 18.792,81 TL EFT yoluyla ödeme yapıldığı, dosyaya sunulan BA ve BS formlarına göre 6 adet mal veya hizmet alım ve satım faturası ile KDV hariç 76.020,67 TL bildirim yapıldığı, hem davacı tarafından hem de davalı tarafından BA ve BS formlarındaki bildirimlerin aynı ve birbirlerini teyit ettiği, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 135,07 + 18.428,28 + 7.916,50 asıl alacağı olmak üzere toplam 26.479,85 TL asıl alacağının olduğunu bildirir şekilde tespitlerin yer aldığı görülmektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalıdan faturalardan kaynaklı alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır. Fatura tek başına alacağın varlığını ispatlamaya yeterli değildir. Faturanın tebliğ edilmiş olması da faturada belirtilen alacağın doğmasına sebep olan edimin ifa edildiğini göstermez. Faturaya dayalı olarak alacak talebinde bulunan kişi, faturada belirtilen alacağın doğmasına sebep olan edimin (mal teslimi, hizmet ifası vs.) ifa edildiğini ispatla mükelleftir. Fatura tek başına alacağın varlığını ispatlamaya yeterli olmamakla birlikte faturanın kabul edilerek ticari deftere kaydedilmiş olması ve faturayla ilgili olarak Vergi Dairesi’ne BA-BS bildirimi verilmesi faturaya konu malın teslim edildiğine veya hizmetin gerçekleştirildiğine karine teşkil etmektedir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz (HMK 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4)
Davalı vekili tarafından davalı tarafın ticari defterlerinin bulunduğu yerin cevap dilekçesi ile birlikte bildirildiği, Mahkememizce 08.12.2022 tarihli celsede davacı vekiline 2021 ve 2022 yılı ticari defterlerini sunmak veya yerlerini bildirmek üzere meşruhatlı olarak 2 haftalık kesin süre verildiği, davacı vekili tarafından süresi içerisinde ticari defterlerin bulunduğu yerin bildirildiği görülmektedir.
Her iki taraf defterleri üzerinde SMMM uzmanı bilirkişiler tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporlar dosya arasına alınmıştır.
Her iki taraf defterlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporları ile taraf defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu görülmekle davacının ticari defter ve belgelerinin 6100 Sayılı Kanun gereğince lehine delil niteliği taşıdığı, incelenen kayıtlarda dava ve takip konusu faturalara ilişkin olarak ilgili vergi dairelerine BA/BS formlarının gerek davacı gerekse de davalı tarafından bildirildiği, davacının faturalar karşılığında davalıdan KDV dahil 26.479,85 TL alacak aslının olduğunun anlaşıldığı, T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 08/11/2023 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında gerek davacı gerekse de davalı tarafından ilgili vergi dairelerine BA/BS formlarının ayrı ayrı bildirilmiş olması sebebiyle dava konusu faturalara konu malların davalıya teslim edildiğinin karine olduğu, bedelin ödendiğinin ispat yükünün davalı üzerinde olduğu, ödemeye ilişkin olarak dosyada bir belge ya da delil bulunmadığı, davalının ticari defterlerine göre davacıya takip tarihi itibari ile 26.479,85 TL borçlu olduğunun bilirkişi raporu ile sabit olduğu, bu durumda davalının defterlerinin kendi aleyhine delil niteliğine haiz olduğunun değerlendirildiği,tüm bu hususlar doğrultusunda takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 26.479,85 TL asış alacağının olduğu görülmekle davacının davasında bu tutar kadar haklı olduğu değerlendirilmiş, itirazın asıl alacak yönünden iptali ile takibin asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebinde gösterildiği şekilde avans faiz işletilmesine ( her iki tarafın da tacir olması neden ile) karar verilmiştir.
Davaya konu icra takibinde davacının asıl alacak yanında temerrüt faizi de talep ettiği, davacı vekilinin 08.12.2022 tarihli duruşmada her ne kadar dava dilekçesinde harca esas değer olarak asıl alacağı göstermiş iseler de faiz taleplerinin de bulunduğunu bildirmesi üzerine Mahkememizce işlemiş faiz yönüyle eksik harcı tamamlamak üzere davacı vekiline 2 haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde davacı vekilince eksik harcın ikmal edildiği görülmektedir. Alacaklının temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun Türk Borçlar Kanunu’nun 117. Maddesi gereğince temerrüde düşmüş olması gerekir. Ayrıca Türk Ticaret Kanunu’nun 1530. Maddesinin 2-3-4 ve 5. Fıkralarında yer alan;
(2) Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer.
(3) Mütemerrit borçlunun alacaklısı sözleşmede öngörülen tarihten ya da ödeme süresinin sonunu takip eden günden itibaren, şart edilmemiş olsa bile faize hak kazanır.
(4) Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır:
a) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
b) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
c) Borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
d) Kanunda veya sözleşmede, mal veya hizmetin kabul veya gözden geçirme usulünün öngörüldüğü hâllerde, borçlu, faturayı veya eş değer ödeme talebini, kabul veya gözden geçirmenin gerçekleştiği tarihte veya bu tarihten daha önce almışsa, bu tarihten sonraki otuz günlük sürenin sonunda; şu kadar ki, kabul veya gözden geçirme için sözleşmede öngörülen süre, mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz günü aşıyor ve bu durum alacaklının aleyhine ağır bir haksızlık oluşturuyorsa, kabul veya gözden geçirme süresi mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz gün olarak kabul edilir” düzenlemesi gereğince ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı tarafından herhangi bir ihtar çekilmese bile borçlu, sözleşmede belirtilen ödeme tarihinde, ödeme tarihi belli değilse faturanın veya faturada belirtilen mal veya hizmetin alındığı tarihten itibaren 30 günlük sürenin sonunda mütemerrit sayılacağından belirtilen tarihlerden itibaren faiz talep edilebilmesi mümkündür. Dava konusu somut olayda borcun ödeneceği gün taraflarca belirlenmediği gibi takip tarihinden önce borçluya gönderilmiş bir ihtar da bulunmamaktadır. Yine davacı tarafça düzenlenen faturanın davalı tarafa hangi tarihte teslim edildiği belirli olmadığı gibi faturada belirtilen malların hangi tarihte teslim edildiği de belirli değildir. Buna göre davacı tarafça takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizi talep edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle işlemiş faiz talebi yönünden davanın kısmen reddine karar verilmiştir.
T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 28/03/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak tarafların tacir olması, dava konusu alacağın likit olması ve davalı(borçlunun) takibe itirazında haksız olduğu anlaşılmakla 2004 Sayılı Kanunun 67/2. Maddesi gereğince T.C. Konya …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında Mahkememizin kabulü ve itirazın iptali davası sonucu tespit edilen asıl borç miktarı üzerinden %20 oranında hesaplanan 5.295,97 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Açılan davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile; davalı borçlunun Konya …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) 26.479,85 TL asıl alacak üzerinden devamına, 26.479,85 TL’ye takip tarihinden itibaren takip talebinde gösterildiği şekilde avans faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-) Davalının(borçlunun) takibe itirazında haksız olduğu anlaşılmakla 2004 Sayılı Kanunun 67/2. Maddesi gereğince; T.C. Konya …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında Mahkememizin kabulü ve itirazın iptali davası sonucu tespit edilen asıl borç miktarı üzerinden %20 oranında hesaplanan 5.295,97 TL icra inkar tazminatının davalıdan (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-) Hazine tarafından karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk giderinin haklılık oranına göre (26.479,85/28.903,46) hesaplanan 1.429,19TL’nin davalıdan, 130,81TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.808,84-TL harçtan peşin olarak alınan 452,21-TL harç ve100,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile 1.256,63TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvuru harcı, 452,21 TL peşin harç, 100,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 632,91TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından sarfedilen 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 11,50 TL vekalet suret harcı, 142,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.154,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına (26.479,85/28.903,46) göre hesaplanan 1.973,38 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan bölümün davacı üzerinde bırakılmasına,
7-)Davalı tarafından sarfedilen 11,50 TL vekalet suret harcı giderinin haklılık oranına (2.423,61/28.903,46) göre hesaplanan 0,96TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, artan bölümün davalı üzerinde bırakılmasına,
8-)Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-)Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 2.423,61 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 07/12/2023

Katip Hakim