Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/501 E. 2022/770 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLLERİ :
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalılar aleyhine açtığı işbu dava üzerine Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/12/2021 tarih … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı ve HMK nun 20. maddesindeki iki haftalık yasal süresi içinde başvuruda bulunulması üzerine dava dosyası kararda görevli gösterilen mahkememize gönderilmekle, dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin davalı …’dan alacaklı olması nedeniyle Konya .İcra Müd.’ün … E. sayılı icra takibinin başlatıldığını, borçlunun bilinen ev ve işyerlerinde hacizler yapıldığını ancak alacağın tam olarak tahsil edilemediğini, davalı tarafın aile/grup şirketi olarak inşaat sektöründe faaliyette bulunduğunu, hem şahsın hem de davalı şirketin bir bütün olarak hareket ettiklerini, dolayısıyla perdenin aralanması ilkesi ışığında bu borçlardan ötürü hem şahsın hem de şirketinin sorumluluklarının bulunduğunu, bu nedenlerle takip dosyasındaki alacağın tahsili için şimdilik 50.000 TL’nin takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacı yanın taleplerinin tamamının zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, icra takibine konu belgenin müvekkilinin bilgileri doldurulmak suretiyle bono hüviyetine haiz hale getirildiğini, müvekkilinin bono ile hiçbir alakası bulunmadığını, İcra takibine konu bono altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkili … tarafından Konya .İcra Hukuk Mahkemesinde … Esas numarası ile bonodaki imzaya itiraza ilişkin dava ikame edildiğini, ayrıca konu ile ilgili olarak Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma numaralı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilleri ile davacı arasında herhangi bir hukuki ve ticari ilişki olmadığını, gerek davacı ile müvekkilleri arasında herhangi bir hukuki ilişki olmaması gerekse dava dilekçesinde bahsi geçen icra dosyasına konu bonoda davacının yalnızca ciranta olması sebebiyle müvekkili … ile münasebetinin bulunmaması sebepleri ile davacı tarafından ikame edilen işbu davanın reddinin gerektiğini, gerek … gerekse … Ticaret Limited Şirketi bu zamana kadar ifa ile yükümlü oldukları edimleri bi hakkın yerine getirdiklerini ancak Konya . İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı dosyasından ödeme icra emrinin tebliği ile müvekkili … kendinden sadır olmayan ve bono hüviyetine haiz hale getirilen belgeden haberdar olduğunu, müvekkilinin ödeme icra emrinin tebliğinin akabinde imzaya itiraza ilişkin dava ikame ettiğini ve bonoda imzaları yer alan aralarında davacının da bulunduğu şahıslar hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davacı ile müvekkillerinin bu zamana kadar da hiçbir hukuki ve ticari ilişkisi olmadığını, buna rağmen davacı yanın müvekkili Mahmut İnoğlunun mallarına haciz işlemi tesis ettiğini, bunların satışına ilişkin prosedüre de devam ettiğini, davacının müvekkilinin mallarına haciz işlemi tesis ettiği gerçeğinde müvekkilinin mal kaçırma ihtimalinin olmadığının aşikar olduğunu, bu hali ile ihtiyati haczin dayanağı borç ve sebebi kabul edilmediğinden davacının ihtiyati hacze ilişkin taleplerinin de mesnedi bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama gideri ve ücreti vekâletin de davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın; Davacının T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında takip borçlusu olan davalı gerçek kişi … ile diğer davalı … … Tic. Ltd. Şti arasında organik bağ bulunduğu, iç içe faaliyette bulundukları, aynı şirket merkezinde faaliyet gösterdikleri, bu şekilde iş ve ticaret hayatında algı ve güven oluştuğu, bu sebeple takip konusu borçtan dolayı davalı gerçek kişi ile birlikte diğer davalı şirketin tüzel kişilik perdesinin ters kaldırılması yoluyla müşterek ve müteselsil sorumlu olduğu iddiasıyla açılan tüzel kişilik perdesinin aralanması/kaldırılması davası olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 24/05/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılında;
“Somut olayda; davacının alacağı kambiyo senedi özelliklerini taşıyan bonodan kaynaklanmakta olup, taraflar arasında satıcı ve tüketici ilişkisinin bulunmadığı, TTK’nın 4/1-a ve 5/1 maddeleri gereğince, mutlak ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın ticaret mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiği, bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25/02/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Temel hukuk kurallarının en önemlilerinden bir tanesi alacak haklarının nispiliği ilkesidir. Alacak hakkı ancak hukuki ilişkinin tarafları arasında ileri sürülebilir. Kural olarak borç ilişkinin dışında bir başka gerçek ya da tüzel kişiye karşı borç ilişkisinden doğan alacak hakkı ileri sürülemez. Ticaret şirketlerinde ise sınırlı sorumluluk ilkesi ayrı ve bağımsız malvarlığı oluşumunu yaratmaktadır. Tüzel kişi ile ortakları arasında malvarlığı ile sorumluluk ayrılmaktadır. Ticaret şirketlerinde sınırlı sorumluluk ya da ayrı malvarlığı ilkesinin alacaklıların menfaatlerine zarar verecek şekilde kötüye kullanılması durumunda alacaklıların hak ve menfaatlerini korumak için Kıta Avrupası ve Anglo-Sakson hukuk sistemlerinde “Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Teorisi” geliştirilmiş ve tüzel kişiliğin arkasına sığınarak durumu kötüye kullanan ortakları sorumlu tutma imkânı getirilmiştir. Teorinin amacı, hakkaniyet gerektirdiği zaman tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınılmasının önlenmesidir. Uygulama ve doktrinde benimsenen genel görüş perdenin kaldırılması kuramının hukuki temelini Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kurallarına aykırılığa ve hakkın kötüye kullanılmasına dayandırmaktadır.
Tüzel kişiliğin varlığı asıl olup borcun yükümlüsü olan bir tüzel kişilik bulunmakta iken şirketin ortaklarına ya da başka bir şirkete karşı bu borçtan dolayı yönelinemeyecektir. Ancak tüzel kişiliğin kötüye kullanıldığı bazı istisnai hâllerde tüzel kişilik perdesi aralanmak suretiyle gerçek ya da tüzel kişi ortakların sorumluluğu cihetine gidilebilecektir.
Başka bir anlatımla perdenin kaldırılması kuramı sadece tüzel kişilik perdesinin arkasına saklanan ve onu dürüstlük kurallarına aykırı biçimde bir kalkan olarak sorumluluktan kurtulmak amacıyla kullanan kişilerin sorumlu kılınması yöntemidir. Bununla birlikte perdenin kaldırılması kuramı kişiler hukukunun temel öğelerinden biri olan tüzel kişilik kavramının (o somut olayda) yok sayılması anlamına gelmektedir. Bu nedenle kuram, olayın özelliklerine göre istisnai hâllerde uygulama alanı bulabilir.” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 22/04/2014 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 133.maddesi 6762 Sayılı TTK.nun 145.maddesinden farklı bir düzenlemeye yer vermiştir. Bu düzenlemeye göre, sermaye şirketlerinde alacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz, istek üzerine, pay defterine işlenir.
Bunun dışında, alacaklılar, tüm ticaret şirketlerinde alacaklarını, ortağın şirketten olan diğer alacaklarından da alabilme ve bunun için haciz yaptırabilme yetkisini de haizdir.
Yapılan bu değişiklik sonucu, sermaye şirketi olan limited şirketlerde ortaklardan birinin kişisel alacaklısına, 6762 Sayılı TTK.nun 145.maddesinin aksine, ortağın ortaklık payının haczini ve paraya çevrilmesini isteme hakkı tanınmıştır.
Sözkonusu değişiklik madde gerekçesinde; “6762 Sayılı kanundaki sermayesi paylara bölünmüş şirketlerle anonim şirketlere ve hisse senetlerine özgülenmiş bulunan ikinci fıkra “sermaye şirketleri” ibaresi kullanılarak limited şirketleri ve senede bağlanmamış payları da kapsayacak tarzda genişletilmiştir. Haczedilecek ve paraya çevrilecek payın anonim, limited ve paylı komandit şirkete ait bulunması veya senede bağlanmış olup olmaması, herhangi bir hüküm farkı yaratmaz” şeklinde açıklanmıştır.
Madde gerekçesinin devamında da belirtildiği üzere, hükmün diğer bir yeniliği, haczin ve paraya çevrilmenin hangi hükümlere göre yapılabileceğinin açıklığa kavuşturulmasıdır. 6102 sayılı TTK.nun 133/2.maddesi gereğince, limited şirketlerde borçlu ortağın payı İcra İflas Kanununun taşınırlara ilişkin hükümlerine göre haczedilecektir. Bu durumda, icra müdürlüğü, alacaklı tarafından borçlunun üçüncü kişi limited şirketteki hissesinin haczi istendiğinde, borçlunun hisse haklarının, şirkete haciz yazısı tebliğ olunarak haczedilebileceği gibi icra memuru mahalline (şirket merkezine) bizzat giderek, haczi şirkete tebliğ etmek ve pay defterine işlenmesini sağlamak suretiyle bu hususu tutanakla tespit ederek çıplak pay haczini yapabilir.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.GÖREV HUSUSUNDA YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Eldeki dava T.C. Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, adı geçen Mahkemenin 03/12/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması akabinde yukarıda detayı verilen T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 24/05/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmış ve Mahkememizce işin esasına geçilmiştir.
2.TOPLANAN VE DEĞERLENDİRİLEN DELİLLER, İCRA DOSYALARI, SORUŞTURMA DOSYASI;
a-Ticaret Sicil Kayıtları; Mahkememizce davalı şirkete ilişkin olarak tüm bilgi ve belgelerin temini amacıyla T.C. Konya ticaret sicil müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen 27/07/2022 tarihli cevap ve eklerinin incelenmesinde davalı gerçek kişinin, diğer davalı şirketin kurucu ve tek yetkilisi olduğu, davalı gerçek kişinin şirketteki hissesinin ise %100 oranında olduğu, şirketin sermayesinin ise tamamı ödenmiş olmak üzere 13.000.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
b-Davaya Dayanak İcra Dosyası; Mahkememizce davaya dayanak T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının bir sureti dosyamız arasına alınmış olduğu, ilgili icra dosyasında davalı gerçek kişisinin diğer davalı şirketteki hisse değerlerinin tespiti amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan 04/05/2022 Tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; 31/12/2021 tarihi itibariyle davalı şirketin kayıtlı bilançosu ve öz sermayesinin değerlendirilmesinde davalı şirketin aktif malvarlıkları toplamının 44.208.125,06 TL olduğu, borçları toplamının 36.485.183,56 TL olduğu, şirketin öz sermeyesinin 7.722.941,50 TL olduğu, diğer davalı gerçek kişinin ise bu şirketin %100 sermayeli ortağı olduğu, bu doğrultuda davalı gerçek kişinin hisse değerlerinin 7.722.941,50 TL olduğunun rapor edildiği anlaşılmıştır.
c- Davaya Dayanak Bono; Davaya dayanak bononun incelenmesinde keşidecsinin takip borçlusu olan davalı gerçek kişi …, kefilin dava dışı …, lehtarın dava dışı … , keşide tarihinin 03/11/2019, keşide yerinin Selçuklu/Konya, ödeme tarihinin 09/06/2021, bedelinin 9.800.000,00 TL, ihdas nedeninin “nakten” olduğu, söz konusu bononun lehtar … tarafından ciro edilerek diğer davalı tüzel kişi … … Tic. Ltd. Şti’ye devredildiği, daha sonra bu devrin “İPTAL” edildiği ve bu sefer bononun davacı …’e ciro edildiği, davacı tarafından 11/06/2021 tarihinde davalı gerçek kişi … ile kefil …’ye ödememe protestosu çekildiği ve akabinde davacı tarafından T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile keşideci …, kefil … ve Lehtar …’ye karşı Örnek-10 Kambiyo Senetlerine Mahsus İcra Takibine geçildiği anlaşılmıştır.
ç-Bono Altındaki İmzaya İtiraza İlişkin İcra Hukuk Mahkemesi Dosyası; Davalı vekilinin cevap dilekçesinde davaya dayanak ilgili bono altında bulunan imzanın davalı gerçek kişiye ait olmadığı iddiasıyla T.C. Konya . İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, T.C. Konya . İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde 17/11/2021 tarih ve … karar sayılı ilamı ile bono altındaki imzanın … ait olduğunun anlaşılması üzerine davanın reddine karar verildiği, kararın deraacattan geçerek 05/04/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
d-Ceza Soruşturma Dosyası; Davalı tarafından ilgili bonoda yer alan kişiler hakkında T.C. Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğu, T.C. Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyasının incelenmesinde 17/04/2022 tarih ve … karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
3.HUKUKİ YARAR DAVA ŞARTI YÖNÜYLE YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE;
a-Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25/02/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere tüzel kişilik perdesinin aralanması kuramı sadece tüzel kişilik perdesinin arkasına saklanan ve onu dürüstlük kurallarına aykırı biçimde bir kalkan olarak sorumluluktan kurtulmak amacıyla kullanan kişilerin sorumlu kılınması yöntemi olup tüzel kişilik kavramının dava konusu somut olayda yok sayılması anlamına gelmekte ve bu nedenle somut olayın özelliklerine göre istisnai hâllerde uygulama alanı bulmaktadır. Tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle ulaşılmak istenilen nihai amaç tüzel kişiliğin ya da işlemin tarafı olan ancak tüzel kişiliği perde olarak kullanan gerçek kişinin borçtan sorumlu olması tutulmasıdır.
b-6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunumuzun 133/2-3-4 maddesinde; Sermaye şirketlerinde alacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz, istek üzerine, pay defterine işlenir. Bunun dışında, alacaklılar, tüm ticaret şirketlerinde alacaklarını, ortağın şirketten olan diğer alacaklarından da alabilme ve bunun için haciz yaptırabilme yetkisini de haizdir. Yukarıdaki hükümler borçlu ortakların şirket dışındaki mallarına alacaklıların başvurmalarına engel olmaz.” amir kanun hükmü yer almaktadır.
c-NETİCE; Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 22/04/2014 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere 6102 Sayılı TTK’nın 133/2 ve devamı maddeleri gereğince limited şirketlerde, şirket ortaklarından kişisel alacaklı olanların borçlu ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczetmek ve paraya çevirmek suretiyle alacağını tahsil edebileceği, hatta bu yönde yapılan icra işlemlerinin borçlu ortakların şirket dışındaki mallarına alacaklıların başvurmalarına engel olmadığı, somut olayımızda T.C. Konya Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen 27/07/2022 tarihli cevap ve eklerinin incelenmesinde takip borçlusu olan davalı gerçek kişinin, diğer davalı şirketin kurucu ve tek yetkilisi olduğu, davalı gerçek kişinin şirketteki hissesinin ise %100 oranında olduğu, şirketin sermayesinin ise tamamı ödenmiş olmak üzere 13.000.000,00 TL olduğu, bir başka ifade ile hali hazırda davalı şirketin diğer davalı gerçek kişi dışında bir ortağı bulunmadığı, nitekim T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında bu yasal prosedürün işletildiği, ilgili icra dosyasında aldırılan 04/05/2022 Tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde 31/12/2021 tarihi itibariyle davalı şirketin kayıtlı bilançosu ve öz sermayesinin değerlendirilmesinde davalı şirketin aktif malvarlıkları toplamının 44.208.125,06 TL olduğu, borçları toplamının 36.485.183,56 TL olduğu, şirketin öz sermeyesinin 7.722.941,50 TL olduğu, diğer davalı gerçek kişinin ise bu şirketin %100 sermayeli ortağı olduğu, bu doğrultuda davalı gerçek kişinin hisse değerlerinin 7.722.941,50 TL olduğunun anlaşıldığı, davacının perdenin tersten aralanması yoluyla ulaşmak istediği amacın bonoda yer almayan davalı şirketin de borçtan sorumlu olması amacına yönelik olduğu lakin yukarıda detayıyla izah edildiği üzere 6102 Sayılı TTK’nın 133/2-4 ve davalı gerçek kişinin şirketin tek ve %100 oranında ortağı olması sebebiyle davacının eldeki bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığı değerlendirilmekle davasının 6100 sayılı HMK m. 114/1-h maddesi gereğince hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş ve Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-h maddesi gereğince hukuki yarar dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Peşin alınan 853,88 TL harçtan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile fazladan alınan ‬773,18 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Hazine tarafından karşılanan 1.360,00TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalılar vekili yararına AAÜT’nin 7/2 maddesine göre hesaplanan 8.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin yüzüne karış, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/12/2022

Katip Hakim