Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/493 E. 2022/772 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … …
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalılar aleyhine açtığı işbu dava üzerine Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemesinin 31/05/2022 tarih … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı ve HMK nun 20. maddesindeki iki haftalık yasal süresi içinde başvuruda bulunulması üzerine dava dosyası kararda görevli gösterilen mahkememize gönderilmekle, dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 30/05/2022 tarihli dava dilekçesinden özetle; Müvekkilinin müvekkil … un üretim ve buğday ve un alım- satım işi ile ilgilendiğini, müvekkili şirket ile davalı-borçlular -…-… ‘a 25/04/2016 tarih ve … nolu faturadan kaynaklı un satışı yapıldığını ancak borçlular müteselsil sorumlu oldukları halde kısmi alacak 3.340,00 TL takip konusu alacak bugüne kadar ödenmediğini, 25/04/2016 tarihli … nolu sevk irsaliyesi ile teslim edildiğini, …, … aleyhine … E ile Konya . İcra Dairesinde takip açıldığını ancak yetkiye ve borca itiraz edildiğinden takip Akşehir İcra dairesine gönderildiğini, borçluların 06/01/2022 tarihinde Akşehir İcra Dairesindeki … E sayılı takibe ;ödeme emrine, borca, borcun tamamına, takibe, faize, işlemiş faize, faiz oranına ve tüm ferilerine müvekkiller adına açıkça ve ayrıca itiraz etmiş ve takip durduğunu, müvekkilin şirket davalılara un satıp, teslim ettiğini, fatura bedellerinin ödenmemesi nedeni ile takip başlatılış olup ödeme yaptıklarına dair bir belgede sunmadıklarını, davalının Akşehir İcra Dairesi … E esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapılmış ve davalının haksız şekilde borca itiraz etmesi sonucu huzurdaki dava ikame edildiğini, davalı-borçlunun yaptığı haksız ve kötüniyetli itiraz neticesinde taraflarından arabulucuya başvurulduğunu ve 28/03/2022 tarihli … nolu arabuluculuk toplantısında anlaşma sağlanamadığına dair son tutanak imza altına alındığını, arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamaması üzerine dava açma zorunluluğu doğmuş olup, davalı-borçlunun borca ve fer’ilerine itirazı haksız, kötüniyetli ve mesnetsiz olup, itirazının iptali gerektiğini, davalının borca yönelik itirazları da yerinde olmadığını, taraflar arasında özellikleri, bedeli, ödeme koşulları belli olan un alım-satım sözleşmesinin mevcut olduğu sabit olduğunu, sözleşme konusu malın müvekkilce davalı şirkete teslim edildiği sevk irsaliyelerince sabit olup müvekkilin carilerine bakıldığında müvekkilin alacağı sabit olup ödeme gerçekleşmediğini, müvekkilinin ticari defter ve kayıtları ile taraflar arasındaki cari hesap üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile de, müvekkilin takipte belirtilen tutarda davalıdan alacaklı olduğu, davalının kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiği, kısmi ödeme yapmış olmasına, malı tam ve eksiksiz olarak teslim almış olmasına rağmen, fatura bedellerini ödemekten kaçındığı ve takibi sürüncemede bırakmak maksadıyla kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiği sabit hale geleceğini, davalının faize ve faiz oranına yönelik itirazları da kabul edilemeyeceğini, asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek %.9 yasal faiz ve faiz oranına yönelik itirazı da yersiz olduğunu, fatura veya eş değer ödeme talebinin teslim alınma tarihinden itibaren avans faizi istenmesi gerekirken daha düşük miktar olan yasal faiz istenmişt,borçlunun itirazı yersiz olduğunu, davalının yetkiye, gerek asıl alacağa, gerekse faize ve fer’ilerine yönelik itirazı haksız ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini teminen işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, tüm bu nedenlerle davalarının kabulü ile borçlunun Akşehir İcra Dairesi … Esas sayılı icra dosyasına vaki itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacı- alacaklı yanın dava dilekçesinde iddia ettiği doğrultuda müvekkili yanlar tarafından herhangi ürün alımı gerçekleşmemişken 25/04/2016 tarihli … no’lu faturaya istinaden alacağını olduğunu iddia ettiğini, müvekkili yanlar tarafından davacı yan firmadan herhangi şekilde ürün alım talebi olmadığını ve hatta müvekkillerinin ticari faaliyetleri süreci içerisinde davacı yandan hiçbir şekilde ticari alış verişi olmadığını, davacı yan tarafından düzenlenen bu karşılığı olmayan faturanın müvekkillerine iletilmesi ile müvekkillerinin davacı yandan herhangi ürün almamaları nedeniyle 26/04/2016 tarihli … no’lu faturada ”… Ekmeklik Buğday Unu ”50 Kğ Nyln Çvl” İADE FATURASIDIR.” açıklaması ile iade faturası düzenlendiğini ve davacı yan firmaya gönderildiğini, davacı yan firma ile müvekkillerinin hiçbir süreçte hiçbir ticari faaliyeti bulunmadığını, davacı yan tarafından sunulan ”Cari Hesap Ekstresi” açıklamalı belgenin hiçbir yasal geçerliliği bulunmadığını, ilgili belgenin davacı yan tarafından dilediği şekilde istediği zaman diliminde düzenlenebilecek bir adi evrak durumunda olduğunu, ilgili belgeyi kabul etmediklerini, varlığını biran olsun düşünüldüğünde davalı yan müvekkillerinden … tarafından Cari Hesap Ekstresinde iddia edilen tarihlerde herhangi kısmi ödemelerde gerçekleştirilmediğini, müvekkili yan … tarafından ödemelerin yapıldığı iddia edilen 02/08/2016, 08/09/2016, 04/11/2016, 08/11/2016 tarihli ödemelerin tespit edilmesini ve müvekkilinin hesaplarının bulunduğu tüm bankalara müzekkere yazılarak ilgili tarihlerde ödeme yapılıp yapılmadığının tespitini talep ettiklerini, ürün teslim almamış birisinin ve iade faturası düzenleyen tarafın kısmi ödeme yapmasının genel hayat akışına aykırı bir durum olacağını, davacı yan tarafça talep edilen işbu alacağın karşılıksız ve haksız kazanç maksatlı olduğunu, bu nedenlerle müvekkilleri hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının reddini, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın; Davacı tarafından faturaya/açık cari hesaba dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise icra takibine dayanak fatura dolayısıyla davacının herhangi bir alacağı olup olmadığı, var ise miktarı ve davalılardan tahsilini talep edip edemeyeceği hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamında;
“Dosya içeriğinden, davalı kiracı Mustafa Demirbaş gerçek kişi olduğundan tacir olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar kamu düzenine ilişkin olduğu halde davalının Ticaret Sicili ve Odasında kaydının bulunup bulunmadığı, Vergi Dairesi veya Mal Müdürlüğünden bilanço esasına göre defter tutup tutmadığı hususları sorulup gerektiğinde davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir olup olmadığı araştırılmamıştır.” denilmiştir.
2.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 09/04/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Her ne kadar davalı şirket ise de davacının gerçek kişi olduğu, tacir kaydının bulunmadığı, 6102 sayılı TTK 11/2 maddesi ile Esnaf ve Sanatkarlar ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin 18/06/2007 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı gereğince 2013 sayılı VUK mükerrer 177.maddesi gereğince bilanço hesabı esasına göre defter tutma hadlerine göre esnaf olduğu, işletme hesabına göre defter tuttuğu, bu sebeple davanın TTK 4.maddesi gereğince ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla Konya Asliye . Ticaret Mahkemesince açılan davada genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan, davalının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
3.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.Taraflar arasındaki davaya dayanak faturaların ve açık hesap ilişkisinin un satışından kaynaklanması ve satış sözleşmesinin 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununda düzenlenmesi sebebiyle eldeki davanın 6100 Sayılı Kanunun 5. maddesinden kaynaklanan mutlak ticari dava mahiyetinde olmadığı anlaşılmıştır.
2.Dava dosyasının incelenmesinde davacı … Ticaret Ltd. Şti’nin 6100 Sayılı Kanunun 16/1 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişi tacir olduğu anlaşılmaktadır. Ancak davalılar … ve …’in gerçek kişi olması sebebiyle davalıların gerçek kişi tacir olup olmadığı hususunun araştırılması gerekmektedir.
3.Mahkememizce davalıların tacir sıfatı bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla ilgili kurum ve kuruluşlara müzekkere yazılmıştır. Dosya içerisinde yer alan T.C. Akşehir Ticaret Sicil Müdürlüğünün 01/08/2022 Tarihli müzekkere cevaplarının incelenmesinde davalıların tacir ya da esnaf kaydı olmadığı lakin davalıların oluşturduğu “… Bakkaliye, … Unlu Mamulleri, … Unlu Mamüller” isimli adi ortaklıları ile bu ortaklıklarından ayrı olarak ortağı ve yetkilisi olduğu sermaye şirketleri bulunduğu, davalıların ortağı ve yetkilisi olduğu sermaye şirketlerinin ise “… Ticaret Limited Şirketi, … İnşaat Gıda Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi” olduğu ifade edilmiştir.
4.Davaya dayanak fatura ve bu faturaya dair davalılarca kesilen iade faturasının incelenmesinde “… Unlu Mamulleri …-…” adına kesildiği, bir başka ifade ile dava konusu fatura/iade faturasının davalıların ortağı olduğu tüzel kişiler adına değil de davalı gerçek kişiler tarafından oluşturulan ve tüzel kişiliği bulunmayan adi ortaklık adına kesildiği anlaşılmıştır.
5.Bir davanın ticari dava olup olmadığı 6100 Sayılı TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup, ticari davalar kendi aralarında mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar için tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken, nispi ticari davalarda dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığı kriter olarak kabul edilmiştir.
6.Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
7.Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1.maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
8.Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Her ne kadar davacı tüzel kişi tacir ise de davalıların gerçek kişi olduğu, tacir kaydının bulunmadığı, dava konusu fatura/iade faturasının davalıların yetkilisi ve ortağı olduğu ve ayrı bir tüzel kişiliği bulunan sermaye şirketlerine kesilmediği aksine davalı gerçek kişiler tarafından oluşturulan adi ortaklık adına kesildiği, bir başka ifade ile 6098 Sayılı Kanunun 520 ve devamı maddeleri gereğince adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmadığı, yine davalıların … Tic. Ltd. Şti ve … Ltd. Şti isimli şirketlerde ortaklık ve yetkili sıfatlarının olduğu, ilgili şirketlerin 6102 Sayılı TTK’nın 16/1 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişisi olduğu ancak dava konusu fatura borcuna muhatap olmadıkları ve 6102 Sayılı Kanunun amir hükümleri gereğince tüzel kişi şirket ortağı olmanın gerçek kişilere tek başına tacir sıfatı vermediği bu sebeple eldeki davanın TTK 4. Ve 5. maddesi gereğince MUTLAK YA DA NİSPİ TİCARİ DAVA NİTELİĞİNDE OLMADIĞI anlaşılmakla Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan usulden reddine, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemesi(Asliye Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla) Olduğunun Tespitine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. AKŞEHİR . ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA) OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Görevsizlik Kararımız neticesinde iki mahkeme arasında görev uyuşmazlığı çıktığından her iki mahkemenin de T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesinin yargı yetkisi çevresinde olduğundan dosyanın MERCİ TAYİNİ İÇİN T.C. KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Mercii tayini kararı kesinleştiğinde ve Mahkememizin görevsiz olduğu yönünde hüküm kurulması durumunda; 6100 Sayılı Kanunun 20/1. Maddesi gereğince iki haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talepte bulunulması halinde DOSYANIN GÖREVLİ T.C. AKŞEHİR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE(ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA) GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde dava açılmamış sayılacağının ve bu konuda resen karar verileceğinin İHTARINA,
4-6100 Sayılı Kanunun 331/2. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMECE DEĞERLENDİRİLMESİNE,
5-Var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin yokluğunda dava değeri yönüyle 6100 Sayılı Kanunun 341/2 maddesi ve 6763 Sayılı Kanunun 44. Maddesiyle eklenen Ek Madde 1 uyarınca her takvim yılı başından itibaren yeniden değerleme oranı uygulanarak belirlenen parasal sınır nazara alındığında miktar itibariyle KESİN OLMAK ÜZERE Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.13/12/2022

Katip … Hakim …