Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/491 E. 2022/747 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalı/borçlu … in … no’lu işyeri abonesi olduğunu, davalı/borçlunun bu abonelikten 2022-03 dönemine kadar kullandığı 14 aylık dönemsel su tüketim bedellerini ödemediğini ve bu nedenle Konya .İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden davalı borçlu hakkında MTS takibi başlatıldığını, ilgili dosyadan gönderilen ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiğini, davalının bu takibe karşı 25.03.2022 tarihinde Konya .İcra Dairesine itiraz ettiğini ve itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, takibin devamı için iş bu itirazın iptali davasını açmaları gerektiğini, davalının 25.03.2022 tarihli itiraz dilekçesinde idareye böyle bir borcu bulunmadığını ileri sürerek borca ve yetkiye itiraz ettiğini, ancak kurum kayıtlarında yaptıkları incelemede aboneliğe ilişkin borçların 6360 sayılı yasa kapsamında idareye devrolduğunu ve davalı tarafından ödenmediğinin anlaşıldığını, davalı borçlunun bu 14 aylık döneme ilişkin su bedelini ödemediğini ve ödediğine ilişkin bir belgede ibraz etmediğini, ayrıca icra takibine kadar söz konusu bu faturalara da itirazda etmediğini, bu nedenle davalının itirazının hukuki bir dayanağı olmadığını, tüketicilerin su tüketimlerinin tahakkuk ve tahsiline yönelik hususların Abonelik Sözleşmesinde ve Tarifeler Yönetmeliği hükümlerinde açıkça belirlendiğini, bu nedenlerle borçlunun MTS takibine yaptığı itirazının iptali ile takibin devamını, borçlunun takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri, faizi, MTS takip masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili hakkında açılan işbu davanın davanın reddinin gerektiğini, davanın haksız ve hukuka aykırı delil ve talepleri içerdiğinden dava dilekçesindeki bütün hususları kabul etmediklerini ve tüm hususlara itiraz ettiklerini, haksız ve kötüniyetli davanın reddinin gerektiğnii, dava dilekçesinde bir takım kanuni zorunlulukları barındırmayan usule ve yasaya aykırı bir dava dilekçesi olduğunu, davacı tarafın delilleri şu ana kadar taraflarına tebliğ etmediğini, bu nedenle davacı tarafın varsa dava dosyasına sunduğu delillerin HMK’dan kaynaklanan yasal zorunluluk gereği delillerin taraflarına tebliğine karar verilmesini talep ettiklerini, karşı tarafın her türlü hak ve alacakları zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı definde bulunduklarını, TBK gereği davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla talep edilen davaya konu su tüketim bedelinin olduğu dönemde müvekkilinin iş yerini kapattığını, herhangi bir su tüketimi olmadığını, bu nedenle davacının iddialarını kabul etmediklerini, itirazın iptali davalarında alacaklı takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamayacağını, icra takibine yaptıkları itiraz dilekçeleri incelendiğinde bu hususa ayrıca itiraz edildiğini, ayrıca belge ibraz etmesine rızalarının olmadığını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, öncelikle zamanaşımı defilerinin kabulünü, davacı aleyhine % 20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, haksız ve mesnetsiz davanın önce usulden sonrasında ise esastan reddini, dava masraf ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın; Su abonelik sözleşmesinden kaynaklı tahakkuk ettirilen fatura borcunun ödenmediği iddiasıyla davacı tarafından başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise dava konusu abonelik sözleşmesi gereğince davalının herhangi bir borcu olup olmadığı, var ise miktarı, borcun zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, uğramamış ise davacının talep edebileceği alacak tutarının ne olduğu hususlarında olduğu görüldü.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/06/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Somut olayda; itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği bildirildiğine göre, mahkemece davacı alacaklıya tebliğ yapılmadığından 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı gözetilip, itirazın iptali davasının süresinde açıldığı kabul edilerek, işin esası hakkında yapılacak yargılama sonucunda, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 04/06/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dava konusu uyuşmazlığa uygulanacak zamanaşımı süresi, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle BK.’nın 125. (yeni TBK.’nın 146) maddesi gereğince 10 yıldır. Türk Borçlar Kanunu’nun 154. maddesi gereğince, alacaklının dava veya def’i yolu ile mahkemeye başvurması, icra takibinde bulunması durumunda, zamanaşımı kesilir. Aynı Kanunun 156. maddesi gereğince ise, zamanaşımının kesilmesi ile, yeni bir süre işlemeye başlar.
Eldeki davada, takibe konu edilen 1.897,15 TL’lik asıl alacağın 17.05.2003 tarihi ile 21.6.2004 tarihleri arasındaki 2003/4, 2003/5, 2003/6, 2004/1, 2004/2, 2004/3 ve 2004/99. dönemlere ait faturalara ilişkin olduğu, davacı-alacaklının icra dosyasında 1.897,15 TL su bedeli (asıl alacak), 4.538,73 TL gecikme ceza bedeli, 1.18 TL sayaç mühür bedeli ve 7.50 TL su kapama bedeli olmak üzere toplam 6.444,56 TL üzerinden 04.07.2014 tarihinde ilamsız takip yaptığı, takibe konu alacak kalemlerinin (faturaların) zamanaşımı yönünden ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği görülmektedir.
O halde, mahkemece; davaya konu faturaların son ödeme tarihlerinin birbirinden farklı olduğu gözetilerek her bir faturadaki son ödeme tarihinden icra takip tarihine kadar zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, zamanaşımının dolmadığı yönündeki itibar edilmeyen gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 26/12/2011 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“İcra takibinde zamanaşımı def’ini ileri sürmeyen borçlu, itirazın iptali davasında bu def’iyi ileri sürebilir. İİK 63.maddesinde borçlunun 62/4 maddesindeki istisnalar dışında itiraz sebeplerini değiştiremeyeceği ve genişletemeyeceği hükmü ancak tetkik merciinden itirazın kaldırılmasının talep edilmesi halinde uygulanır.” denilmiştir.
4.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17/01/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Turizm Kanununa dayalı talih oyunları salonu işletilmesinden kaynaklanan katkı payı alacağı istemine ilişkin davacı Bakanlık tarafından açılan eldeki davada alacağın zamanaşımına uğramış olması gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Görüldüğü üzere mahkemece yapılan bu değerlendirme işin esasına yönelik bir değerlendirme olup, doğrudan dava şartı yokluğu nedeniyle usulden verilmiş bir ret kararı niteliğinde değildir.
Bu durumda mahkemece verilen karar esastan verilmiş bir ret kararı niteliğinde olduğundan, yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirmiş davalı yararına hüküm tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nispi vekâlet ücreti verilmesi gerekir. ” denilmiştir.
5.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 24/09/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
” Somut olayda; davacının, aralarında düzenlenen abonelik sözleşmesi gereği davalı adına tahakkuk eden ve ödenmeyen elektrik fatura bedellerinin tahsili amacıyla davalı aleyhine takipte bulunduğu, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, eldeki iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Davanın dayanağı icra takibine konu para alacağı olup, talep edilen borç TBK 89. maddesi uyarınca götürülecek borçlardandır.
O halde; davacı/ alacaklının seçimlik hakkı gereği yerleşim yeri olan Sivas İcra Dairelerinin de yetkili olduğu gözetilerek, icra takibinin yetkili icra dairesinde yapıldığının kabulü ile mahkemece icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz reddedilerek, uyuşmazlığın esastan incelenip, sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
6.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamında;
“Dosya içeriğinden, davalı kiracı … gerçek kişi olduğundan tacir olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar kamu düzenine ilişkin olduğu halde davalının Ticaret Sicili ve Odasında kaydının bulunup bulunmadığı, Vergi Dairesi veya Mal Müdürlüğünden bilanço esasına göre defter tutup tutmadığı hususları sorulup gerektiğinde davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir olup olmadığı araştırılmamıştır.” denilmiştir.
7.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 29/01/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Türk Ticaret Kanunu’nun 16. maddesinin birinci fıkrasında; ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşların da tacir sayılacağı belirtilmiştir. Davacı KOSKİ Genel Müdürlüğü, 2560 Sayılı İSKİ Kanunu’nun ek 5 ve geçici 10. maddeleri ile kurulmuş olup, özel hukuk hükümlerine göre idare edilen bir kamu kuruluşu olması yanında ticari şekilde veya iktisadi esaslara göre işletilmekte, yaptığı işler itibariyle de ticarethane sayılmakta ve tacir sıfatını taşımaktadır.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.GÖREV HUSUSUNDA YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Yukarıda detayı verilenT.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 29/01/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı emsal alındığında davacı KOSKİ’nin tüzel kişi tacir olduğu, dosya içerisinde yer alan vergi dairesi kayıtlarından da davalının bilanço esasına tabi vergi mükellefi olması ve dava konusu aboneliğin işyerine ait ticari abonelik olması sebebiyle davanın nispi ticari dava olduğu ve Mahkememizin görevli olduğu değerlendirilmiştir.
2.DAVAYA DAYANAK İCRA DOSYASININ İNCELENMESİNDE; T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde özetle; Takip alacaklısının davacı KOSKİ, takip borçlusunun ise davalı … olduğu, ödeme emrine dayanak faturaların tahakkuk tarihlerinin 05/08/2008-28/07/2010 tarihli arası dönemlere ilişkin olduğu, tahakkuk ettirilen su faturalarının vade tarihlerinin ise 09/04/2010-12/08/2010 tarihleri arasında olduğu, takip tarihinin 18/03/2022 tarihi olduğu, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 23/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı takip borçlusu tarafından 25/03/2022 tarihinde yasal süre içerisinde borca itiraz edildiği, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ edilmediği ve eldeki davanın yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/06/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
3.İCRA DAİRESİNİN YETKİSİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Her ne kadar davalı/borçlu takibe itirazın icra dairesinin yetkisiz olduğu ve Ereğli/Konya İcra Dairelerinin yetkili olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ise de takip dayanağının su abonelik sözleşmesi gereğince ödenmediği iddia edilen su faturalarına ilişkin olduğu, taraflar arasında su abonelik sözleşmesinin varlığı hususunda bir ihtilaf bulunmadığı, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 24/09/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında abonelik sözleşmesinden doğan icra takibine konu alacağın para alacağı olup, talep edilen borç TBK 89. maddesi uyarınca götürülecek borçlardan olduğundan davacı/alacaklının seçimlik hakkı gereği kendi yerleşim yerinde takip başlatmasında herhangi bir engel olmadığına kanaat edilmiş ve davalı/borçlunun bu yöndeki itirazına itibar edilmemiştir.
4.ZAMANAŞIMI DEFİ HUSUSUNDA YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Dosyanın incelenmesinde dava dilekçesi ve eklerinin davalıya 23/07/2022 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, 2 haftalık cevap süresinin bitiminin adli tatile rast geldiği, 6100 Sayılı HMK’nın 104/1 maddesi gereğince davalının cevap süresinin adli tatilin sona erdiği 01/09/2022 Çarşamba gününden itibaren 1 hafta kanunen uzadığı, davalı vekilinin cevap dilekçesinin ise yasal süre içerisinde 07/09/2022 tarihinde verildiği ve zamanaşımı definin yasal süre içerisinde olduğu görülmekle bu hususta değerlendirme yapılmaya geçilmiştir.
Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 04/06/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi gereğince tahakkuk ettirilen alacakların 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu kabul edilmiş ve davaya konu faturaların son ödeme tarihlerinin birbirinden farklı olduğu gözetilerek her bir faturadaki son ödeme tarihinden icra takip tarihine kadar zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı Mahkememizce değerlendirilmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede dayanak faturaların tahakkuk tarihlerinin 05/08/2008-28/07/2010 tarihli arası dönemlere ilişkin olduğu, tahakkuk ettirilen su faturalarının vade tarihlerinin ise 09/04/2010-12/08/2010 tarihleri arasında olduğu, takip tarihinin 18/03/2022 tarihi olduğu, dosyadaki mevcut delil durumuna göre vade tarihlerinden icra takibinin yapıldığı tarihe kadar zamanaşımını kesen bir durumun söz konusu olmadığı, bu haliyle vade tarihi gelen her bir fatura yönüyle yapılan değerlendirmede 10 yıllık zamanaşımı süresinin takip tarihinden önce dolduğu anlaşılmakla davalının zamanaşımı defi de nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi hususunda Mahkememizde vicdani kanaat hasıl olmuştur.
5.İCRA TAKİBİNE İTİRAZDA İLERİ SÜRÜLMEYEN ZAMANAŞIMI DEFİNİN İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA İLERİ SÜRÜLÜP SÜRÜLEMEYECEĞİ HUSUSUNDA YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Her ne kadar davacı vekili, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın borcun zamanaşımına uğradığına yönelik bir defi ileri sürmemesi sebebiyle bu durumu itirazın iptali davasında ileri süremeyeceği yönünde savunmada bulunmuş ise de yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 26/12/2011 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında icra takibinde zamanaşımı def’ini ileri sürmeyen borçlunun itirazın iptali davasında bu def’iyi ileri sürebileceği değerlendirilmekle davacının bu yöndeki savunmasına itiraz edilmemiştir.
6.YARGILAMA GİDERİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17/01/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında zamanaşımına yönelik değerlendirmenin işin esasına yönelik bir değerlendirme olması sebebiyle verilen kararın esastan verilmiş bir ret kararı niteliğinde olduğundan, yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirmiş davalı yararına hüküm tarihindeki AAÜT gereğince nispi vekalet ücreti tayin edilmiş ve Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Peşin alınan 167,23TL harçtan alınması gereken 80,70TL’nin mahsubu ile fazla alınan 86,53‬TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Hazine tarafından karşılanan 1.560,00 TL arabulculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına.
5-Davalı vekili yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2 ve İkinci Kısım İkinci Bölüm 9. maddesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/12/2022

Katip Hakim