Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/472 E. 2023/261 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-)
VEKİLİ :
: 2-)
3-)
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 47 yaşında olduğunu, etliekmek ve restaurant işlettiğini, evli ve üç çocuk babası olduğunu, aylık gelirinin 35.000,00-TL cıvarında olduğunu, müvekkilinin 08/03/2021 tarihinde … Mah. … Cad. … halinin karşısında yer alan göbek kısmının sağ tarafında yolun kenarında yaya olarak yürüdüğü sırada sürücüsü davalı …, maliki davalı … olan ve davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalanan … plakalı aracın müvekkilinin sağ dizine çarptığını ve müvekkilinin bu çarpmanın etkisi ile sağ omuzunun üzerine düştüğünü, kaza neticesinde Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma numaralı dosyasından yürütülen soruşturma kapsamında alınan Adli Tıp kusur raporunda … Plakalı aracın asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin sağ dirseğinin kaza neticesinde parçalandığını, aynı gün ameliyata alındığını, dirseğine uzun bir pilatin takıldığını ve üç gün hastanede yattığını, doktor raporunda müvekkilinin BTM ile giderilmez şekilde yaralandığının belirtildiğini, müvekkilinin tedavi sürecinin uzun sürmesi sebebiyle ciddi anlamda tedavi masraflarının ortaya çıktığını, dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, davalı sigorta şirketi ile uzlaşma sağlanamadığını, akabinde arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak görüşmelerde yine olumlu sonuç alınamadığını, bu nedenlerle müvekkilinin işbu kaza nedeniyle yaralanması neticesi oluşan kazanç kaybına ilişkin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL kazanç kaybı, 100,00-TL çalışma gücünün azalması veya kaybından doğan zarar, 100,00-TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri, 100,00-TL bakıcı gideri, 100,00-TL ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararların kaza tarihi olan 08/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini ve kaza nedeniyle davacının yaralanması neticesinde oluşan manevi zararın tazmini olarak 50.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı taraflara usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı … cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kaza yapan … Plakalı aracın adına resmiyette kayıtlı olmasına karşın aracın adına tescil edildiği tarihten bu yana Konya ili merkezinde bulunduğunu, söz konusu kazanın ve aracın bilgisi dışında trafikte seyir ettiğini, ancak olay mahallinde görgü tanıklarının ifadeleri doğrultusunda davacının yaya geçidini kullanmadığını, iki elinin cebinde olmasından sebep yere düştüğünü, bunu gören sürücünün durup davacıya yardımcı olduğunu, hatta hastaneye götürdüğünü, yardımcı olmasının sebebinin kazaya sebebiyet vermesinden kaynaklanmadığını, davacının hastanede yakınlarına ve kazayı yapan …’a “kusura bakmayın dalgındım, birden panik ettim düştüm, sizin herhangi bir kusurunuz yok” ifadelerini kullandığını, ancak davacının daha sonra çevresindeki kişilerin tavsiyeleri üzerine iş bu davayı ikame ettiğini, bu nedenlerle haksız olarak masumiyet karinesi sergileyen ve tamamen kusurlu olan davacının davasının reddini, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili ise cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davacının tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin hiç bir şekilde kusurunun bulunmadığını, müvekkili …”un kullandığı araçla komşusu … ve oğlu … ile beraber … Sitesi’ne gitmek için eşinin yiğeni olan diğer müvekkili …’ın aracıyla yola çıktığını, müvekkillinin kontrolündeki araç ile olay yerine geldiklerinde, müvekkilinin tüm trafik kurallarına uygun şekilde döner kavşağa girdiğini, o anda araçlara ait yolda eli cebinde yürüyen, davacı …’in müvekkilinin aracına temas edince korkarak kendisini geri attığını ve yaralandığını, yere düşen davacının yanına gidip müvekkili … tarafından nasıl olduğunu sorduklarında ise davacının “dalgın olduğunu ve aracı görmediğini” söylediğini, davacının kolunun ağrıdığını söylemesi üzerine, müvekkili …’un davacıyı hemen en yakın hastaneye götürdüğünü, müvekkilinin davacıyı hastaneye götürürken yanında … ve …’un da bulunduğu ve olaya yakınen tanıklık ettiklerini, müvekkilinin davacıyı hastaneye götürdükten sonra bir süre yanında beklediğini ve olayın ertesi günü tekrar davacıyı ziyaret ettiğini, bir ihtiyacı olup olmadığını sorduğunu ve davacının da herhangi bir ihtiyacının olmadığını, hatanın kendisinde olduğunu söylediğini, kazadan sonra davacının şikayetçi olmadığını ve hiçbir şey talep etmediğini, davacının sigorta şirketinden ve müvekkillerinden kötü niyetli olarak tazminat alma çabası içinde olduklarını, davaya konu ceza yargılamasının halen devam ettiğini, davacının delil olarak mahkemeye sunmuş olduğu Adli Tıp kusur raporunun eksik ve yetersiz inceleme neticesi düzenlendiğini, bu nedenle müvekkili … tarafından Konya . Asliye Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasına itirazda bulunduğunu, ancak halen değerlendirilmediğini, ayrıca Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma numaralı dosyasına sunulan 14/07/2021 tarihli bilirkişi raporunun, bilirkişi tarafından kanunen ve Yargıtay’ın içtihatlarında da belirtiliği standartlar çerçevesinde hazırlanmış olan çok titiz bir çalışmanın ürünü olduğunu, soruşturma dosyasındaki 14/07/2021 tarihli raporda olay yerinde yaya yolu olduğu, davacının yaya yolunda yürümemesi nedeniyle trafik kurallarını ihlal ettiği ve müvekkili …’un herhangi bir trafik kuralını ihlal etmediğinin açıkça belirtildiğini, davacının taleplerinin haksız ve yersiz olduğunu ve bu dava ile haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı davanın reddini yargılama gideri ile vekalet ücretin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazaya karışan … Plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 17/01/2021-2022 vadeli … no.lu Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin poliçe limiti ile sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, yapılacak yargılamada tarafların kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, ceza dosyasında CMK 253/19 maddesi uyarınca uzlaşma sağlanıp sağlanmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, sigortalı araca atfedilen kusuru kabul etmediklerini ancak her halükarda davacının müterafik kusurunun dikkate alınmasını, dava konusu kaza ile ilgili olarak ceza ve soruşturma dosyalarının celbini, söz konusu kazada hatır taşımacılığı yahut müterafik indirim sebebinin bulunup bulunmadığının mahkemece değerlendirilmesini, davacının maluliyet iddialarının değerlendirilmesi için davacının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’ne sevk edilerek yalnızca kaza ile illiyet bağı bulunan maluliyet durumu hakkında rapor alınmasını, davacının geçici iş göremezlik tazminatı ve geçici iş göremezlik dönemine ilişkin bakıcı giderleri taleplerinin teminat dışı olduğunu, yine bakıcı giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunda olduğunu, davacının Sosyal Güvenlik Kuruluşlarından herhangi bir ödeme alıp almadığının tespit edilmesi gerektiğini, tarafların kusur durumu ile davacının maluliyet durumu belirlendikten sonra dosyanın hesaplama amacıyla aktüerya bilirkişisine teslimi ile rapor alınmasını, müvekkili sigorta şirketinin kaza tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, yine davacının talebinin haksız fiile dayalı tazminat talebi olduğunu, davacı yan ile müvekkili şirket arasında ticari yahut sözleşmesel ilişki bulunmadığını, dolayısıyla avans faizi taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurda açılan dava; cismani zarar nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının 08/03/2021 tarihinde yol kenarında yürürken sürücü … idaresindeki ve maliki … olan ve de davalı … Sigortaya sigortalı … Plakalı aracın davacıya çarpması nedeniyle oluşan yaralanma neticesi davalılardan maddi ve manevi tazminat talebi hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, kazaya karışan araca ait trafik kayıtları, davacıya ait hasta takip dosyası ve belgeler, sigorta şirketine ait poliçe ve hasar dosyaları, gerçek kişilerin nüfus kayıt örneği, tarafların sosyal ekonomik durumları, SGK kayıtları, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyası, Arabuluculuk Tutanağı, Konya Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, Karayolları Fen Heyeti Tarafından düzenlenen kusur raporu ve tüm belgeler dosya arasına alınmıştır.
Mahkememiz dosyasından Ankara Nöbetçi ATM’ye talimat yazılarak; Karayolları Fen Heyetin’den teşekkül edecek kusur konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetine dosyanın tevdi ile rapor alınmasına, raporda ceza dosyasına sunulan rapor ve tüm belgelerinde tetkik edilerek çelişkileri de giderir mahiyette tarafların kusur durumunun oransal (yüzdelik) olarak tespiti ile rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiştir.
Karayolları Fen Heyeti tarafından düzenlenen 30/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı yaya …’in meydana gelen olayda % 100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü …’un, olayda kusurunun olmadığı rapor edilmiştir.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyasına sunulan 14/07/2021 tarihli adli trafik bilirkişisi raporunda da davacının kusurlu olduğu, davalı …’un ise kural ihlalinin bulunmadığı rapor edilmiştir.
Yine aynı soruşturma dosyasına sunulan Ankara Trafik İhtisas Dairesinin 04/11/2021 tarihli raporunda ise bu defa davalı …’un asli, davacının ise tali kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Dolayısı ile soruşturma dosyasına sunulan çelişkilerin olduğu raporlardaki bu mubayenetin giderilmesi bağlamında dosyamızda Karayolları Fen Heyetinden rapor alınarak çelişkiler giderilmiş ve sunulan rapor hükme mesnet alınmıştır.
Davalı sigorta şirketi vekilince zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de;
Zamanaşımı itirazı yönünden ise 2918 sayılı KTK’nun 109/1. maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler için, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Maddenin 2. fıkrasında “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa” ifadesi ile kanun koyucu, taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3. kişi) fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımının uygulanacağını benimsemiştir. 2918 sayılı Kanun’un anılan madde hükmünde gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten, sigortacısı) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK’nun 05.06.2015 tarih, …, … sayılı kararı).
Davaya konu edilen olayda davacı …’in yaralandığı görülmektedir. Kaza tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı TCK’ya göre zamanaşımı süresi 8 yıldır. Davaya konu trafik kazası 08/03/2021 tarihinde meydana gelmiş, eldeki dava ise 01/07/2022 tarihinde açılmıştır. Dolayısı ile ne normal ne de uzamış ceza zamanaşımı süresi davamızda geçmemiştir.
Yine Türk Borçlar Kanunu’nun zamanaşımının düzenlendiği 72. maddesi,
MADDE 72- “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” Hükmünü amirdir. Bu nedenle yaralanmalı trafik kazasından sebep ne normal zamanaşımı süresi ne de ceza kanununda öngörülen uzamış ceza zamanaşımı süreleri geçmemiş bulunduğundan dolayı bu itirazın reddi gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde dosya kül halinde incelendiğinde; Davacı vekili tarafından davalılar aleyhinde 08/03/2021 tarihinde davacının yol kenarında yürürken sürücü … idaresindeki ve maliki … olan ve de davalı … Sigortaya sigortalı … Plakalı aracın davacıya çarpması nedeniyle oluşan yaralanma neticesi maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulmuş ise de, çelişkileri giderir mahiyette Karayolları Fen Heyeti tarafından tanzim edilen heyet raporuna göre davacı yaya …’in meydana gelen olayda % 100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü …’un olayda kusurunun olmadığının tespiti ve dosya kapsamı nazara alındığında davanın reddine ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davacının davasının REDDİNE,
2-)Peşin alınan 862,42-TL harçtan alınması gereken 179,90-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 682,52-TL’nin kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3-)Hazine tarafından karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalılar vekili yararına reddedilen maddi tazminat yönünden AAÜT’ye göre hesaplanan 500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-)Davalılar … ve … vekili yararına reddedilen manevi tazminat yönünden AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,
7-)Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalılar Ahmet ve Davut vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi.13/04/2023

Katip Hakim