Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/465 E. 2022/509 K. 29.08.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : Esas
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [ ] UETS
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalılar aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davacı şirkete poliçe no ile genişletilmiş maksimum kasko poliçesi ile kasko sigortalı … plakalı araç ile davalı … adına kayıtlı diğer davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç arasında … tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağından ve tramer kayıtlarından anlaşıldığına göre kazanın oluşumnda … plakalı araç sürücüsü … nın kırmızı ışıkta geçerek müvekkili şirkete kaskolu … plakalı çarpması neticesinde kazanın meydana geldiği ve meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün kusursuz davalı araç sürücüsünün ise tam kusurlu olduğunun anlaşıldığını, Müvekkili şirketin sigortalısı araçta 140.408,64 TL maddi hasar oluştuğunu ve … tarihinde sigortalıya bu miktarın ödendiğini, kazaya yol açan aracın trafik sigortası olan … Tarafından müvekkili şirkete 27.062,78TL ödeme yapıldığını, yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan bakiye olan 113.345,86 TL nin ödenmesini talep ettiklerini ancak bu meblağın ödenmediğini, açıklanan sebeplerle dava konusu meblağın yapılan taleplere rağmen ödenmediğinden alacağın tahsili amacıyla Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası aracılığıyla örnek 7 ödeme emri gönderildiğini, davalı borçluların ödeme emrine itiraz ettiklerini, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı borçluların icra takibine itirazlarının iptali ile müvekkili sigorta şirketinin sigortalıya ödediği hasar bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, mahkeme masraflarının ve ücreti vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … cevap dilekçeleri ile özetle; Davalı tarafın açmış olduğu dava dilekçesi taraflarına 21/07/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, dava dilekçesinde yer alan iddialara dayanan beyanlarını kabul etmediklerini, olay günü meydana gelen kazada taraflarına ait araç ile kırmızı ışıkta beklerken arkadan gelen ambulans siren sesinden dolayı yer vermek için hareket etmesi ile karşı taraftan gelen araçla çarpışma gerçekleştiğini, sigorta şirketlerinin her ne kadar tarafına %100 kusurlu göstermiş ise de kavşaklarda hızını azaltmayan karşı taraf sürücüsünün de tali kusurlu olduğunu, kusur oranına itiraz ettiklerini, şahsına ait aracın sigorta şirketinden 27.062,78TL ödeme alındığını, ancak 2021 yılı sigorta poliçe limitlerinin 43.000,00 TL olduğunu, sigorta şirketinden tam ücretin alınmamasının hukuka aykırı olduğunu, bu dosyanın tarafı olarak kullanmış oldukları aracın sigorta şirketi olan … . nin de taraf olması gerektiğini, bu nedenlerle davacı … şirketinin açmış olduğu davanın reddine karar verilmesini, yargılama masraflarının davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın davacı … tarafından dava dışı sigortalıya “Genişletilmiş Maksimum Kasko Sigorta” poliçesi kapsamında ödemiş olduğu miktarın rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise davaya konu kaza sebebiyle davalılara atfı mümkün herhangi bir kusur olup olmadığı, dava dışı 3. Kişinin meydana gelen kaza sebebiyle herhangi bir zararı olup olmadığı, var ise gerçek zararının miktarı ve bu zarardan davalının sorumlu tutulup tutulamayacağı hususunda olduğu görüldü.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 14/03/2022 Tarih ve 2020/9900 Esas-2022/4409 Karar sayılı ilamında;
“Davacı …, eldeki davayı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetinin nazara alınması gerekir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22/03/1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nın “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. (eski TTK 1301.) maddesinde; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, davacının sigortalısının tacir olmadığı ve davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 02/03/2022 Tarih ve 2022/736 Esas-2022/3861 Karar sayılı ilamında;
“Davacı …, eldeki davayı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.(eski TTK 1301.) maddesinde; “sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, davacının sigortalısının tacir olmadığı ve davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” denilmiştir.
3.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 24/05/2022 Tarih ve 2022/1047 Esas-2022/1157 Karar sayılı ilamında;
“Halefiyet ilkesi doktrinde ”zarar gören sıfati ile sigorta ettiren rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle meydana gelen zararlar için üçüncü şahsa karşı harhangi bir hukuki sebebe binaen tazminat alacağına sahip ise, bu hakkı ödenen sigorta tazminatı miktarınca kanun icabı sigortacıya geçmesi hali” şeklinde tanımlanmıştır.( Işıl ULAŞ, Uygulamalı Zarar Sigortaları hukuku, Ankara 2012, syf: 224 ve devamı) iş bu tanımdan da anlaşılacağı üzere buradaki halefiyet ilkesi dava hakkını tanımakta olup, sigortalının diğer bir deyimle yerine kaim olunanın sahip olmadığı bir takım özel üstünlükleri halefe vermiş değildir. Buradan hareketle yerine halef olunan ile zarar verenin arasındaki dava hangi şartlarda görülecek ise halef sigorta ile zarar veren arasındaki dava da aynı şartlarla görülmesi gerekmektedir. Bu durumda zarar veren davalı ile zarar gören sigortalı arasındaki dava haksız fiil sorumluluğundan kaynaklı olup Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, sigortalının yerine kaim sigorta şirketi ile davalı zarar veren arasındaki salt halefiyet ilkesine dayalı iş bu davanın da Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Keza zarar veren ile davacının arasında bir sigorta ilişkisi doğmuş değildir. ( halefiyet ilkesi ve yukarıda vardığımız sonucu öngören örnek içtihad 22/03/1944 tarih 37-9 sayılı yargıtay içtihadı birleştirme kararı; Işıl ULAŞ, age sayfa: 225 ve devamı, )” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.Somut olayda davacı ile dava dışı sigortalı arasında akdedilen poliçenin incelenmesinde; Poliçenin 12/09/2020 tarihinde başladığı ve 12/09/2021 tarihinde sona erdiği, sigortalının dava dışı … olduğu, sigorta konusunun … plakalı “Hususi” olarak kullanılan Mercedes marka aracın çeşitli risklere karşı korunmasına dair “Genişletilmiş Maksimum Kasko Sigorta Poliçesi” olduğu anlaşılmıştır.
2.Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 14/03/2022 Tarih ve 2020/9900 Esas-2022/4409 Karar sayılı ilamı, T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 02/03/2022 Tarih ve 2022/736 Esas-2022/3861 Karar sayılı ilamı ile T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 24/05/2022 Tarih ve 2022/1047 Esas-2022/1157 Karar sayılı ilamı da nazara alındığında; Davacı … şirketinin, eldeki davayı dava dışı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre görevli mahkemenin tayininde dava dışı sigortalı ile davalılar arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetinin nazara alınması gerekmektedir. T.C. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22/03/1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmıştır.
3.Halefiyet ilkesi doktrinde ”zarar gören sıfati ile sigorta ettiren rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle meydana gelen zararlar için üçüncü şahsa karşı harhangi bir hukuki sebebe binaen tazminat alacağına sahip ise, bu hakkı ödenen sigorta tazminatı miktarınca kanun icabı sigortacıya geçmesi hali” şeklinde tanımlanmıştır.( Işıl ULAŞ, Uygulamalı Zarar Sigortaları hukuku, Ankara 2012, syf: 224 ve devamı) iş bu tanımdan da anlaşılacağı üzere buradaki halefiyet ilkesi dava hakkını tanımakta olup, sigortalının diğer bir deyimle yerine kaim olunanın sahip olmadığı bir takım özel üstünlükleri halefe vermiş değildir. Buradan hareketle yerine halef olunan ile zarar verenin arasındaki dava hangi şartlarda görülecek ise halef sigorta ile zarar veren arasındaki dava da aynı şartlarla görülmesi gerekmektedir. Bu durumda davaya dayanak sigorta poliçesinin Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi olması, dava dışı sigortalının hususi mahiyetteki aracını sigorta ettirmesi karşısında zarar verdiği iddia edilen davalılar ile zarar gören sigortalı arasındaki dava haksız fiil sorumluluğundan kaynaklı olup Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince usulden reddine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Görevsizlik Kararımız Kesinleştiğinde ve Mahkememizin görevsiz olduğu yönünde hüküm kurulması durumunda; 6100 Sayılı Kanunun 20/1. Maddesi gereğince iki haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talepte bulunulması halinde DOSYANIN GÖREVLİ T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde dava açılmamış sayılacağının ve bu konuda resen karar verileceğinin İHTARINA,
3-6100 Sayılı Kanunun 331/2. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMECE DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Tarafların yokluğunda, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/08/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır