Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/460 E. 2023/653 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ :

DAVALILAR : 1-)
2-)… – … …
VEKİLİ :
: 3-)
4-)
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Davacı taraf vekilinin davalı taraflar aleyhinde açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı … ile müvekkili şirket arasında un alım-satım ilişkisinden kaynaklanan ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişkiye istinaden tanzim edilen 01/11/2018 tarihli … nolu fatura ve 27/10/2018 tarih ve … nolu faturalardan dolayı bakiye 34.172,75-TL alacaklarının tahsili amacıyla Kilis İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve Kilis İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip başlattıklarını, 01/11/2018 tarihli … faturalı unların 01/11/2018 tarihinde … nolu irsaliye ile …’a ve 27/10/2018 tarih ve … nolu fatura ile 26/10/2018 tarihinde … nolu irsaliye ile …’a imzası karşılığında teslim edildiğini, davalılar … ve … 02/11/2018 tarihinde … bankasından müvekkilinin … Bankası hesabına ve 24/12/2018 tarihinde Halk Bankasından müvekkili şirketin iş bankasındaki hesabına … Tic. Ltd. Şti adına ödemede bulunduklarını, müvekkili şirket ile davalılar arasında yapılan görüşmeler neticesinde davalı şirket alınan unların ödemesini diğer davalıların ödemesi gerektiğini unların teslim alanların diğer davalılar olduğu iddia edilerek ödeme yapılmadığını, davalı şirketin faturalara itirazının olmadığını, davalı şirketin almış olduğu malların kısmi bedelini belli aralıklarla davalılar aracılığı ile müvekkilinin banka hesabına gönderdiğini, uyuşmazlığın çözümü için arabuluculuk yoluna müracaat edildiğini, ancak tarafların görüşme sonunda anlaşamadıklarını, bu nedenlerle 01/11/2018 tarih ve … nolu 45.454,04-TL bedelli fatura ve 27/10/2018 tarih ve … nolu 54.439,00-TL bedelli faturalara ilişkin bakiye 34.172,75-TL alacaklarının fatura tarihinden itibaren avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline ödenmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraflara usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalılar … ve … vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Mahkememizde görülmekle olan davaya karşı derdestlik, zamanaşımı ve yetki itirazında bulunduklarını, talep edilen hakların zamanaşımına uğradığını, dava konusu faturalara ilişkin Kilis İcra Müdürlüğü’nün açılan icra takiplerinin halen derdest olduğunu, itiraz nedeniyle duran bu takiplere karşı davacı tarafın itirazın iptali davası açma ihtimalinin halen olduğunu, hatta davacı tarafça itirazın iptali davası açmak amacıyla Kilis Arabuluculuk Bürosu’na başvuruda bulunulduğunu ve sonuçlandığını, müvekkili davalıların adresinin ve dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen diğer davalıların ikamet adreslerinin Kilis olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davaya konu edilen faturalar ile müvekkillerinin hiç bir ilgisinin bulunmadığını, faturaların muhatabının diğer davalı … İnşaat şirketi olduğunu, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraflara usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı … süresinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Mahkememizde görülmekte olan davaya karşı derdestlik, zamanaşımı ve yetki itirazında bulunduğunu, dava dilekçesinde talep edilen hakların zamanaşımına uğradığını, dava konusu faturalara ilişkin Kilis İcra Müdürlüğü’nün açılan icra takiplerinin halen derdest olduğunu, kendisinin ve diğer davalıların adresinin Kilis olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Kilis Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davaya konu edilen faturalar ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, faturaların muhatabının diğer davalı … Şirketi olduğunu, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraflara usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı …’nin cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin görevli olup olmadığına ilişkin yapılan değerlendirme:
Mahkememizce gerçek kişi olan davalıların tacir sıfatlarının bulunup bulunmadığına ilişkin olarak Kilis Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı , yazılan müzekkereye verilen 29.07.2022 tarihli cevabi yazıda ticari teamüllere göre tacir sayıldıklarının bildirilmesi nedeni ile davacı ve davalılardan …. LTD şirketlerinin de özek hukuk tüzel kişi tacir olmaları nedeni ile Mahkememizin görevli olduğu değerlendirilerek yargılama yapılmıştır.
Mahkememizin yetkili olup olmadığına ilişkin yapılan değerlendirme:
Davalı … ve davalı … ve … vekili tarafından süresinde sunulan cevap dilekçelerinde yetki ilk itirazında bulunmuş iseler de davalı … …ŞTİ tarafından dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı, dava dosyasında kesin yetki halinin söz konusu olmadığı dolayısı ile yetki itirazının ilk itiraz olarak sunulması gerektiği, davalı … … ŞTİ açısından bu nedenle Mahkememizin yetkili olduğu, HMK’nun 7. Maddesinde davalıların birden fazla olması halinde yetkiye ilişkin düzenlemenin yer aldığı, buna göre davalı birden fazla ise davanın bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceğinin düzenlendiği görülmekle Mahkememizin iş bu davaya bakmaya yetkili olduğu değerlendirilerek yargılama yapılmıştır.
Zaman aşımı hususunda yapılan değerlendirme:
Davalı … ve davalı … ve … vekili tarafından süresinde sunulan cevap dilekçelerinde zaman aşımı itirazında bulunmuş iseler de; TBK’nin 146.maddesine göre satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak taleplerine ilişkin zamanaşımı süresi 10 yıl olduğundan zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Derdestlik ilk itirazı hususunda yapılan değerlendirme:
Davalı … ve davalı … ve … vekili tarafından süresinde sunulan cevap dilekçelerinde derdestlik ilk itirazında bulunmuş iseler de; taraflar asından mevcut Kilis İcra Müdürlüklerinin … Esas sayılı ve … Esas sayılı dosyalarının borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulduğu, davacı tarafın bu durumda itirazın iptali davası açma imkanı bulunduğu gibi alacak davası açma imkanının da bulunduğu , iş bu dava dosyasında alacaklı davacı tarafından alacak davası açılma yoluna gidildiği görülmekle derdestlik itirazının reddine karar verilmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; satım ilişkisinden kaynaklı olarak düzenlenen faturalardan ötürü bakiye alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; 01/11/2018 tarih ve … nolu ve 27/10/2018 tarih ve … nolu faturalardan sebep davacının davalılardan bakiye alacağının bulunup bulunmadığı , alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğu hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı vekilinin sunmuş olduğu delil dilekçesinde yerleri bildirilen ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak davaya konu faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı ise ne şekilde kayıtlı olduğu, davaya konu faturalardan dolayı ödeme olup olmadığı, dava tarihi ile varsa davacının faturadan kaynaklı alacağının hesaplanması, ayrıca davacı defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi hususlarında dosya SMMM uzman bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınmıştır.
Davacı defterlerinin üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 05/06/2023 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı şirketin incelenen 2018, 2019, 2020, 2021, 2022 yılları e-defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, noter tasdikine tabi envanter defteri açılış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı, bu itibarla ticari defterlerinin lehine delil niteliği taşıdığı, davacı şirket, dava konusu faturaları BS formunda yasal süresinde beyan ettiği, dava konusu faturaların açık fatura olarak düzenlendiği; dava konusu faturalara ilişkin sevk irsaliyelerinin faturalar ile uyumlu olduğu ve teslim alan bölümlerinde rapor içeriğinde tablo halinde belirtmiş olduğum isim ve imzaların yer aldığı; davacı şirket ticari defterlerine göre, taraflar arasındaki ticari ilişkinin dava konusu 2 adet faturadan ibaret olduğu, dava tarihi itibariyle davalı şirketten 42.023,45 TL alacaklı olarak göründüğü rapor edilmiştir.
Davalılar … (… T.C. kimlik numaralı), … ve … (… T.C. Kimlik numaralı) yönünden Mahkememizce esastan yapılan değerlendirmede; dava dilekçesi ekinde bulunan 01.11.2018 tarihli … sayılı 45.004,00 TL bedelli faturanın davacı şirket tarafından davalı … … Tic. Ltd. Şti adına düzenlendiği, sevk irsaliyesinde de muhatap olarak … … Tic. Ltd. Şti ‘nin yer aldığı, malları teslim alan olarak dava dışı nakliye firması çalışanı olan …’ın yer aldığı, 01.11.2018 tarihli taahhütnamede de ; teslim edenin davacı şirket olduğu, alıcı olarak … … Tic. Ltd. Şti’nin yer aldığı, teslim alan kısmında dava dışı …’ın yer aldığı görülmektedir. 27.10.2018 tarihli … sayılı 54.439,00 TL bedelli faturanın da davalı … … Tic. Ltd. Şti adına kesildiği, bu faturaya dayalı olarak düzenlenen … numaralı sevk irsaliyesinin iptal edildiği,… irsaliyenin düzenlendiği, bu irsaliyenin de davalı … … Tic. Ltd. Şti adına düzenlediği görülmektedir.
Dava dilekçesinde davacı şirket ile davalı … … Tic. Ltd. Şti arasında un alım satımına ilişkin bir ticari ilişki bulunduğunun belirtildiği, diğer davalılar ile davacı şirket arasında herhangi bir ilişki bulunduğu iddiasına dayanılmadığı , davalı gerçek kişiler tarafından süresinde sunulan cevap dilekçelerinde de ne davacı şirket ile ne de davalı … … Tic. Ltd. Şti ile aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığının belirtildiği görülmektedir. Davaya dayanak olarak gösterilen faturaların davacı şirketin usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı ve davalı … … Tic. Ltd. Şti arasında 2018 yılında başlayan bir ticari ilişkinin mevcut olduğu aldırılan bilirkişi raporu ile de sabittir. Dava dilekçesi ekinde yer alan Kilis İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip talebinden de görüleceği üzere davalı … … Tic. Ltd. Şti açısından takibe dayanak olarak iş bu davaya konu faturaların gösterildiği, Kilis İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ise davalı gerçek kişiler açısından yapılan takibe dayanak olarak ise sevk irsaliyelerinin ve taahhütnamelerin gösterildiği görülmektedir. İş bu dava dosyasında ise dava dilekçesinin konu, sonuç ve istem kısımlarında iki adet faturaya ilişkin bakiye alacak talebinde bulunulduğu görülmekle bu faturaların muhatabı da davalı … … Tic. Ltd. Şti olduğundan davalı gerçek kişilere bu davada husumet yöneltilemeyeceğinden bu davalılar yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … … Tic. Ltd. Şti yönünden Mahkememizce esastan yapılan değerlendirmede; davalı şirkete usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davalı şirket tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı , ayrıca davalı şirkete ticari defter ve belgelerini sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiğine ilişkin usulüne uygun meşruhatlı davetiyenin tebliğ edilmesine rağmen davalı şirket tarafından ticari defterlerin sunulmadığı görülmektedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. Maddesi; MADDE 222 – (1) “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” hükmünü amirdir.
Yine belirtmek gerekir ki; HUMK’daki ve HMK’daki yazılı belge ile (ki belge kişinin kendi aleyhine olarak kendisi tarafından düzenlenir) ispat ilkesinin yegâne istisnasının tacirlerin basireti ilkesinin sonucu olan ticari defterler olduğu asla nazardan kaçırılmamalıdır.
Tacir basiretlidir, defterlerinde sadece ve sadece gerçekler yazılıdır. Defter delilini delil yapan tacirle ilgili basiret ilkesidir. Basiret ilkesi olmasaydı, defter delili diye bir delil olmazdı. Tacir basiretlidir, tacir basireti gereği her işi gibi defterlerini de yasalara göre tutar, silahların denkliği ilkesi önemli bir ilkedir, ticari defterler hasmın defterlerine hasretme durumu hariç, her iki tacirinde ticari işletmesi ile ilgili davalarda delil olabilir.
Yine HMK’nın 222 ve devamı maddelerine göre defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için uyuşmazlığın ticari işten kaynaklanması, uyuşmazlığın tacirler arasında çıkmış olması, ticari defterlerdeki kayıtların birbirini doğrulaması, ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması gerekir. Davaya bu açıklamalar ışığında da bakıldığında; yukarıda izahı yapılan hususlar muvacehesinde davacı yan ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu bu haliyle defterlerinin leh ve aleyhe delil kabiliyetini haiz bulunduğu, usulüne uygun olarak tutulan davacı defterlerine göre icra takibi tarihi itibari ile davacının davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığının görülmesi nedeni ile davacı tarafın defterlerinin aleyhe delil niteliğine haiz olduğu değerlendirilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre; “Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” İspat yükü kenar başlıklı HMK’nın 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Belirtilen yasa hükümleri karşısında, alacağın tahsili için açılan davada kural olarak ispat yükü davacı alacaklıya aittir. Davacı tarafça ticari defterlerin bulunduğu yerlerin bildirildiği, davalı tarafça ticari defterlerin sunulmamış olması nedeniyle sadece davacıya ait ticari defterler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen ve hükme esas alınan raporda; davacı şirketin incelenen 2018, 2019, 2020, 2021, 2022 yılları e-defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, noter tasdikine tabi envanter defteri açılış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı, bu itibarla ticari defterlerinin lehine delil niteliği taşıdığı, davacı şirketin dava konusu faturaları BS formunda yasal süresinde beyan ettiği, BA formlarında herhangi bir iade faturasının bulunmadığı, dava konusu faturaların açık fatura olarak düzenlendiği, davacı şirket ticari defterlerine göre, taraflar arasındaki ticari ilişkinin dava konusu 2 adet faturadan ibaret olduğu, dava tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 42.023,45 TL alacaklı olarak göründüğünün belirtildiği, davalı tarafça bunun aksini ispata yarar başkaca herhangi bir delil de ibraz edilmediği anlaşılmakla açılan davanın taleple bağlılık ilkesi uyarınca kabulüne karar verilerek talep edilen 34.172,75 TL’nin takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Açılan davanın davalılar … (… T.C. kimlik numaralı), … ve … (… T.C. Kimlik numaralı) yönünden pasif husumet yokluğu nedeni ile REDDİNE,
2-)Açılan davanın davalı … … Tic. Ltd. Şti yönünden taleple bağlılık ilkesi uyarınca KABULÜ ile; 34.172,75 TL ‘nin takip tarihi olan 27.03.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte Kilis İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak şartı ile davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-)Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.334,34 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 583,59 TL harcın mahsubu ile 1.750,75 TL harcın davalı … … Tic. Ltd. Şti tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Hazine tarafından karşılanan 1.600,00 TL arabuluculuk ücretinin HUAK 18/A-11 maddesi gereğince davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından karşılanan 80,70-TL başvuru harcı, 583,59-TL peşin harç, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 11,50-TL vekalet suret harcı, 1.006,20-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.881,99-TL’nin HUAK 18/A-11 maddesi gereğince davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Davalı … ve … tarafından karşılanan 11,50-TL vekalet suret harcı yargılama giderinin HUAK 18/A-11 maddesi gereğince kendi üzerlerinde bırakılmasına,
7-)Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 17.900,00-TL vekalet ücretinin HUAK 18/A-11 maddesi gereğince davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-)Davalılar … ve … vekili yararına HUAK 18/A-11 maddesi gereğince vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
9-)6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 02/11/2023

Katip … Hakim …