Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/387 E. 2022/466 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava üzerine Beyşehir . Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/03/2022 tarih … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı ve HMK nun 20. maddesindeki iki haftalık yasal süresi içinde başvuruda bulunulması üzerine dava dosyası kararda görevli gösterilen mahkememize gönderilmekle, dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili ile dava dışı … arasında kasko sigorta poliçesi imzalandığını, davalının kullanımında olan araç ile sigortalı aracın kaza yaptığını, bu kazada davalının kusurlu olduğunu, müvekkili şirket tarafından sigortalı aracın hasarına ilişkin ödeme yapıldığını, bu tutarın da kusurlu araç sürücüsü ve malikinden talep edildiğini, bu nedenle davalı aleyhine Beyşehir İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını ancak davalı tarafça takibe itiraz edildiğini belirterek Beyşehir İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talep ve dava etmiştir.
Davalı asil cevap dilekçesi ile özetle; 09/07/2019 tarihinde saat 17:30 sularında karşı taraf sürücüsü … yönetimindeki … plakalı kamyonet ile adına kayıtlı bulunan ve … isimli şahsın kullandığı … plakalı motosiklet ile maddi hasarlı kaza gerçekleştiğini, kusurun tamamının … isimli şahsa verildiğini, öncelikle kusur yönünden itiraz ettiğini, ayrıca her ne kadar motosikletin kendi adına kayıtlı olsa bile paranın kendisinden değil motosikleti kullanan … isimli şahıstan talep edilmesi gerektiğini, kendinden talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle haksız ve hukuki mesnetten yoksun açılan davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya Genişletilmiş Kasko Poliçesi kapsamında ödemiş olduğu miktarın rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise davaya konu kaza sebebiyle davalıya atfı mümkün herhangi bir kusuru olup olmadığı, dava dışı 3. Kişinin meydana gelen kaza sebebiyle herhangi bir zararı olup olmadığı, var ise gerçek zararının miktarı ve bu zarardan davalının sorumlu tutulup tutulamayacağı hususunda olduğu görüldü.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 14/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Davacı sigorta şirketi, eldeki davayı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetinin nazara alınması gerekir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22/03/1944 tarihli … Esas ve … Karar sayılı ilamında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nın “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. (eski TTK 1301.) maddesinde; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, davacının sigortalısının tacir olmadığı ve davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Davacı sigorta şirketi, eldeki davayı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli … Esas ve … Karar sayılı ilamında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.(eski TTK 1301.) maddesinde; “sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, davacının sigortalısının tacir olmadığı ve davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” denilmiştir.
3.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 24/05/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Halefiyet ilkesi doktrinde ”zarar gören sıfati ile sigorta ettiren rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle meydana gelen zararlar için üçüncü şahsa karşı harhangi bir hukuki sebebe binaen tazminat alacağına sahip ise, bu hakkı ödenen sigorta tazminatı miktarınca kanun icabı sigortacıya geçmesi hali” şeklinde tanımlanmıştır.( … , Uygulamalı Zarar Sigortaları hukuku, Ankara 2012, syf: 224 ve devamı) iş bu tanımdan da anlaşılacağı üzere buradaki halefiyet ilkesi dava hakkını tanımakta olup, sigortalının diğer bir deyimle yerine kaim olunanın sahip olmadığı bir takım özel üstünlükleri halefe vermiş değildir. Buradan hareketle yerine halef olunan ile zarar verenin arasındaki dava hangi şartlarda görülecek ise halef sigorta ile zarar veren arasındaki dava da aynı şartlarla görülmesi gerekmektedir. Bu durumda zarar veren davalı ile zarar gören sigortalı arasındaki dava haksız fiil sorumluluğundan kaynaklı olup Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, sigortalının yerine kaim sigorta şirketi ile davalı zarar veren arasındaki salt halefiyet ilkesine dayalı iş bu davanın da Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Keza zarar veren ile davacının arasında bir sigorta ilişkisi doğmuş değildir. ( halefiyet ilkesi ve yukarıda vardığımız sonucu öngören örnek içtihad 22/03/1944 tarih … -… sayılı yargıtay içtihadı birleştirme kararı; … , age sayfa: 225 ve devamı, )” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.Taraflar arasında görülmekte olan davanın davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya Genişletilmiş Kasko Poliçesi kapsamında ödemiş olduğu miktarın rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
2.Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 14/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı, T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 24/05/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da nazara alındığında; Davacı sigorta şirketinin, eldeki davayı dava dışı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre görevli mahkemenin tayininde dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetinin nazara alınması gerekmektedir. T.C. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22/03/1944 tarihli … Esas ve … Karar sayılı ilamında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmıştır.
3.Halefiyet ilkesi doktrinde ”zarar gören sıfati ile sigorta ettiren rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle meydana gelen zararlar için üçüncü şahsa karşı harhangi bir hukuki sebebe binaen tazminat alacağına sahip ise, bu hakkı ödenen sigorta tazminatı miktarınca kanun icabı sigortacıya geçmesi hali” şeklinde tanımlanmıştır.( … , Uygulamalı Zarar Sigortaları hukuku, Ankara 2012, syf: 224 ve devamı) iş bu tanımdan da anlaşılacağı üzere buradaki halefiyet ilkesi dava hakkını tanımakta olup, sigortalının diğer bir deyimle yerine kaim olunanın sahip olmadığı bir takım özel üstünlükleri halefe vermiş değildir. Buradan hareketle yerine halef olunan ile zarar verenin arasındaki dava hangi şartlarda görülecek ise halef sigorta ile zarar veren arasındaki dava da aynı şartlarla görülmesi gerekmektedir. Bu durumda davalı ile zarar gören sigortalı arasındaki dava haksız fiil sorumluluğundan kaynaklı olup Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince usulden reddine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. BEYŞEHİR . ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Görevsizlik Kararımız Kesinleştiğinde; iki mahkeme arasında görev uyuşmazlığı çıktığından her iki mahkemenin de T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesinin yargı yetkisi çevresinde olduğundan dosyanın MERCİ TAYİNİ İÇİN T.C. KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Mercii tayini kararı kesinleştiğinde ve Mahkememizin görevsiz olduğu yönünde hüküm kurulması durumunda; 6100 Sayılı Kanunun 20/1. Maddesi gereğince iki haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talepte bulunulması halinde DOSYANIN GÖREVLİ T.C. BEYŞEHİR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde dava açılmamış sayılacağının ve bu konuda resen karar verileceğinin İHTARINA,
4-6100 Sayılı Kanunun 331/2. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMECE DEĞERLENDİRİLMESİNE,
5-Var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Dosya üzerinden yapılan incelemede, tarafların yokluğunda, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/07/2022

Katip Hakim