Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/352 E. 2023/229 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı borçlu şirket arasında gerçekleştirilen satım sözleşmesine istinaden, müvekkili şirketçe bu borçlar irsaliyeli fatura düzenlenerek faturalandırıldığını ve mal ve hizmetin davalıya eksiksiz bir biçimde teslim edildiğini, ancak davalının bu işleme istinaden kesilen faturadaki borcunu süresinde ödemediğini, müvekkilinin faturadaki alacağının tahsili için Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhinde icra takibine geçildiğini, davalı tarafından başlatılan icra takibine itiraz edildiğini, itiraz dilekçesinde borcu kabul etmediklerini beyan ettiğini, davalının itirazının kötü niyetli olduğunu ve itirazını ispatlar hiçbir delilden bahsetmediğini, bu nedenlerle Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini, takibin aynen devamını, davalının itirazının kötü niyetli olması sebebiyle alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından süresinden sonra sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından faturalandırıldığı iddia edilen mal ve hizmetlerin müvekkili şirkete eksiksiz teslim edilmediğini, taraflar arasında yapılan görüşmeler neticesinde istenilen standartlarda mal teslimi yapılmadığını, davacı tarafın kendisine verilen işi ayıptan ari bir şekilde müvekkiline teslim edemediğini, ayıp içermeyen malların bedeline karşılık gelen tutarların ödemesinin yapılmış olduğunu, ayıplı malların ayıpsız misli ile değiştirilmesi taleplerinin yanıtsız kaldığını, ödenen bedellerin borcun tamamına ilişkin olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin davacıya ödemesi gereken herhangi bir borcunun kalmadığını, davacı tarafın mal teslimine ilişkin olarak irsaliyeli fatura düzenleyerek malların teslim edildiğine ilişkin iddialarının dosya içeriği incelendiğinde faturaların ve irsaliyelerin ayrı düzenlendiğini, ayrıca yapılan mal teslimine ilişkin delil olarak sunulan irsaliyenin cari hesap ekstresine de bakıldığında teslimi yapılan bir malzemeye ait olmadığını, kaldı ki tek mala ilişkin sunulan irsaliyenin bahsi geçen mal ve hizmetlerin tamamını kapsamadığını, davacının iddialarının haksız ve mesnetsiz, iddialarını kuvvetlendirecek somut delillerden uzak gerçeği yansıtmayan ifadeler olduğunu, davacının icra takip dosyasına “irsaliyeli e-fatura” ibaresi ile fatura bilgisi içermeyen sadece e-irsaliye belgesinden oluşan bir belge sunmuş olduğunu, davacının takip dosyasına sunduğu malların faturalarından bağımsız bir mala ait olan e-irsaliyeyi dava dosyasına sunduğunu, itirazın iptali davalarında icra dosyasında var olan belgeler dışında başka belgelere dayanılamayacağını, yine taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, TTK’nın 89. maddesi hükmüne göre cari hesap sözleşmesinin yazılı olarak yapılması durumunda geçerlilik kazandığını, davacının delil olarak sunmuş olduğu cari hesap ekstresinin delil niteliğinde olmadığını, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddini, takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere takdir olunacak tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İtirazın iptali davası olup, İ.İ.K.’nun 67. maddesi gereğince yasal bir yıllık süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının Konya. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptalinin gerekip gerekmediği ve davacının takipteki kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası incelenmek üzere celbedilmiş, davaya konu faturalar, ticari defter ve kayıtlar ve tüm belgeler dosya arasına alınmıştır.
Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilmiş olup incelenmesinde; Alacaklının dosyamız davacısı, borçlunun dosyamız davalısı olduğu, takip talebinin, takibe konu edilen alacağın, davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenmiş olan toplam 4.336,40.-TL tutarındaki asıl alacak ve işlemiş faizler olduğu görülmüştür.
Taraflara ticari defterlerini sunmaları ya da bulundukları yeri bildirmeleri için süre verilmiş, davacı yanca defterler sunulmuş, davalı yan tarafından ise yapılan tebligata rağmen defterler sunulmamış ve bulundukları yer bildirilmemiştir.
Yapılan yargılama neticesi davacının ticari defterleri incelenerek alınan 25/11/2022 tarihli SMMM bilirkişi raporunda özetle;
Davacı şirket ile davalı şirket arasında, davacı şirket satıcı davalı şirket de alıcı olmak üzere 2021 yılında gerçekleşmiş olan bir ticari alışverişin olduğu, bu alışverişin davacı şirketin ticari defterlerinde davalı şirkete fatura düzenlendiğinde davalı şirket borçlandırılmak, tahsilat yapıldığında da davalı şirket alacaklandırılmak suretiyle açık cari hesap şeklinde izlenmiş olduğu, takibe ve davaya konu edilen faturaların (8 adet) tamamının davacı şirketin ticari defterlerinde veresiye satış olarak davalı şirket borçlandırılmak suretiyle kayıtlı olduğu, açık cari hesabın işleyişi sonunda 31.12.2021 ve takip tarihi olan 08.03.2022 tarihleri itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 4.336,38.-TL alacaklı olarak görünmekte olduğu, davacı şirketin icra takibinde talep etmiş olduğu asıl alacak tutarının da 4.336,38.-TL olduğu, davacı şirketin e-defter kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, e-defter kayıtlarının süresinde oluşturularak beratlarının da süresinde alındığı, rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş olup, davalı vekilinin dosyamıza sunmuş olduğu bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi de nazara alınarak mahkeme ve taraf denetimine elverişli bilirkişi ek raporu düzenlenmesi istenilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 06/03/2023 tarihli ek raporda; Kök raporda sunmuş olduğu bilgiler ve değerlendirmelerin bir yorum ya da bir hesaplama olmadığı, mahkeme ara kararı doğrultusunda davacı şirketin kayıtlarında yapmış olduğu tespitlerin söz konusu olduğu belirtilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. Maddesi; MADDE 222 – (1) “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” hükmünü amirdir.
Yine belirtmek gerekir ki; HUMK’daki ve HMK’daki yazılı belge ile (ki belge kişinin kendi aleyhine olarak kendisi tarafından düzenlenir) ispat ilkesinin yegâne istisnasının tacirlerin basireti ilkesinin sonucu olan ticari defterler olduğu asla nazardan kaçırılmamalıdır.
Tacir basiretlidir, defterlerinde sadece ve sadece gerçekler yazılıdır. Defter delilini delil yapan tacirle ilgili basiret ilkesidir. Basiret ilkesi olmasaydı, defter delili diye bir delil olmazdı. Tacir basiretlidir, tacir basireti gereği her işi gibi defterlerini de yasalara göre tutar, silahların denkliği ilkesi önemli bir ilkedir, ticari defterler hasmın defterlerine hasretme durumu hariç, her iki tacirinde ticari işletmesi ile ilgili davalarda delil olabilir.
Yine HMK’nın 222 ve devamı maddelerine göre defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için uyuşmazlığın ticari işten kaynaklanması, uyuşmazlığın tacirler arasında çıkmış olması, ticari defterlerdeki kayıtların birbirini doğrulaması, ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması gerekir. Davaya bu açıklamalar ışığında da bakıldığında yukarıda izahı yapılan hususlar muvacehesinde davacı taraf ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu bu haliyle defterlerinin leh ve aleyhe delil kabiliyetini haiz bulunduğu anlaşılmıştır. Ancak davalı taraf yapılan tebligata rağmen defterlerini dosyaya sunmamış ve bulundukları yeri de bildirmemiştir.
Davacı vekili ayrıca dilekçesinde %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde; Madde 67 – (Değişik: 18/2/1965-538/37 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Hükmünü amirdir.
İİK.’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının İcra Hakimliğıne başvurmadan, alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması şart değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bunlardan ayrı olarak alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte ve böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir.
Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği kanaatine varılmıştır.
Dosya kül halinde değerlendirildiğinde; davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada, davalı borçlunun Konya .İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve %20 icra inkar tazminatı talep edilmiş olup, alınan raporlar ve dosya kül halinde değerlendirildiğinde, davacı taraf alacağını ispatlamış olup, davalı yanca verilen kesin süreye rağmen defterler sunulmamış olup, bilirkişi raporuna göre davacının takip tarihi itibarı ile davalıdan 4.336,38-TL alacaklı bulunduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulüne dair hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
1-)Davalının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 4.336,38-TL üzerinden iptali ile takibin devamına, 4.336,38-TL’ye takip tarihinden itibaren %9 ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-)Kabul edilen miktarın %20’si olan 867,28-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Alınması gereken 296,22-TL harçtan peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 215,52-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Hazine tarafından karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına (4.336,38/4.336,40) göre hesaplanan 1.559,99-TL’nin davalıdan, 0,01-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvuru harcı, 80,70-TL peşin nispi harç gideri olmak üzere toplam 161,40-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından sarfedilen 800,00-TL bilirkişi ücreti, 11,50-TL vekalet suret harcı, 122,00-TL posta – tebligat gideri olmak üzere toplam 933,50-TL yargılama giderinin haklılık oranına (4.336,38/4.336,40) göre hesaplanan 933,50-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davalı tarafından sarfedilen 11,50-TL vekalet suret harcı yargılama giderinin haklılık oranına (0,02/4.336,40) göre tamamının kendi üzerinde bırakılmasına,
8-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.336,38-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 0,02-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-)Taraflarca yatırılan ve dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, mazereti reddedilen davalının yokluğunda miktar itibarı ile kesin olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi.30/03/2023

Katip … Hakim …