Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/26 E. 2022/179 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Yönetim Kurulu Kararının Butlanı
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan davanın açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 10/01/2022 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında düzenlenen 23/07/2017 tarihli sözleşme ile adi ortaklık kurulduğunu, davalı şirket adına Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yapılan ilan ile tescil kararı verildiğini, davalı şirket yetkilisi müteveffa … ihlali neticesinde ortaklığın sekteye uğradığını, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile adı ortaklığın tasfiyesini talep ettiklerini, davalı şirkette yaşanan değişikler nedeniyle ileride telafisi zorlaşacak hak kayıpları yaşayacaklarını, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında ipotek, temlik, kira vb. hukuki ilişkilerin halen devam ettiğini, bu nedenle dava açmakta hukuki yararlarının olduğunu, davalı şirketin yönetim kurulunda almış olduğu kararlarda devredilemez yetkilerin ihlalinin söz konusu olduğunu, alınan kararların eşit işlem ilkesine aykırı olduğunu, sermayenin korunmasını gözetmeyen kararlar olduğunu, pay sahiplerinin ve üçüncü kişilerin haklarının ihlal edildiğini, davalı şirketin sektöründe önde gelen söz sahibi bir firma olduğunu, sermayesinin yok edilmesinin önüne geçilmesi gerektiğini belirterek alınan kararların batıl olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 25/02/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin yetkilisinin 21/12/2021 tarihinde vefat etmesinden sonra TTK’nun 363. maddesi uyarınca yönetim kurulu tarafından yasal sorumluluk ve yükümlülükleri gereğince geçici olarak görevlendirme yapıldığını, müvekkili şirketin sektörün önde gelen firmalarından olduğunu, tesisleri ve çalışan sayıları bakımından da büyük bir firma olduğunu, market sektöründe de bir dönem faaliyette bulunduğunu, bahse konu marketleri ve bir kısım emtiaları davacıya satarak market sektöründen çekildiğini, davacı tarafın dava açmak için taraf ehliyeti sıfatı olmadığını, davacının şirketin yönetin kurulu üyesi, ortaklığı veya bir alacağının olduğunu ispat etmesi gerektiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi, davacının iddialarının aksine müteveffa … şahsına 12.276.515,00TL ve şirkete 2.131.547,00TL borçlu olup bu hususta kesinleşmiş icra takipleri olduğunu, davacı tarafın Konya . Asliye Ticaret mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açmış oldukları davanın da haksız ve kötü niyetli olup iddia ettiği alacakları yönünden güncel, doğrulanmış ve meşru bir alacaklarının olduğu yönünde bir karar verilmediğini, davacı tarafın 3. şahıslara olan borçlarını müvekkili şirkete yıkmak suretiyle mal kaçırmaya yönelik hareket ettiğini, davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının da bulunmadığını, hukuki yarar yokluğu nedeniyle de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, butlanı talep edilen yönetim kurulu kararının kanun ve mevzuata uygun olup butlan talebinin reddine karar verilmesini, hukuk sisteminde yönetim kurulu kararının iptali müessesesi düzenlenmediği için de davanın reddine karar verilmesini, taraflar arasında düzenlendiği iddia edilen sözleşmenin geçerli bir sözleşme niteliğinde olmadığını, davacının müvekkil şirketten bir alacağının bulunmadığını, şirkete kayyım atanması talebinin haksız ve kötü niyetli olup reddine karar verilmesini, müvekkili şirketin gerekli organlarının mevcut ve aktif olduğunu, davanın ihbarı taleplerinin de hukuki yararının olmadığını, açılan davanın kötü niyetli olup dürüstlük kuralına da aykırı nitelikte olduğunu, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce Konya . Asliye Ticaret mahkemesinin … esas sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş, Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı şirkete ait tüm bilgi ve belgeler celp edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalı şirketin 29/12/2021 tarihli yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK nun dava şartları başlıklı 114. Maddesi’nin 1/ h bendine göre, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması, dava şartıdır. HMK’nun 138. Maddesine göre, Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir. Diğer yandan HMK’nun dava şartlarının incelenmesi başlıklı 115. Maddesine göre, Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilir.
Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden, dava konusu yönetim kurulu kararı da dahil olmak üzere davalı şirkete ait tescil gören tüm bilgi ve belgeler celp edilerek incelenmiş, dilekçeler aşamasının tamamlanmasını müteakip dosya üzerinden dava şartlarının incelemesine geçilmiştir.
Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 19/01/2022 tarihli yazı cevabı ekinde dosya gönderilen dava konusu 29/12/2021 tarihli Yönetim Kurulu Kararı aynen;
“Şirket Yönetim kurulumuz, Türk Ticaret Kamınu, ilgili diğer mevzuat ve şirket esas sözleşmesi hükümlerine uygun olarak aşağıdaki kararları almıştır.
1. Yönetim Kurulu üyesi ve yönetim kurulu başkanımız … (TC… )’ın vefatı nedeniyle yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiğine,
2. … boşalan yönetim kurulu üyeliğine TTK m.363’e göre; yerine seçildiği üyenin görev süresini geçmemek, ilk genel kurula kadar görev yapmak ve ilk genel kurulun onayına sunulmak üzere, kanuni şartları taşıdığı tespit edilen ve görevi kabul eden … TC Kimlik Numaralı … seçilmesine, toplantıya katılanların oy birliği ile karar verilmiştir.” şeklindedir.
Somut olayda, davacı vekili, davalı şirketin ilgili yönetim kurulu kararlarının, devredilemez yetkilerin ihlali niteliğinde, eşit işlem ilkesine aykırı, sermayenin korunmasını gözetmeyen ve pay sahiplerinin ve üçüncü kişilerin haklarını ihlal eder içerikte olduğunu ileri sürerek kararların batıl olduğunu ileri sürmüştür. Davalı vekili ise, şirket yetkilisi … 21/12/2021 tarihinde vefat etmesinden sonra, TTK’nun 363. maddesi uyarınca, yönetim kurulunun yasal sorumluluk ve yükümlülükleri gereğince, geçici görevlendirme yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
6102 Sayılı TTK’nun Yönetim Kurulu Toplantıları başlıklı 390. Maddesi:
(1) Esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır. Bu kural yönetim kurulunun elektronik ortamda yapılması hâlinde de uygulanır.
(2) Yönetim kurulu üyeleri birbirlerini temsilen oy veremeyecekleri gibi, toplantılara vekil aracılığıyla da katılamazlar.
(3) Oylar eşit olduğu takdirde o konu gelecek toplantıya bırakılır. İkinci toplantıda da eşitlik olursa söz konusu öneri reddedilmiş sayılır.
(4) Üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararları, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı, karar şeklinde yazılmış önerisine, en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle de verilebilir. Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Onayların aynı kâğıtta bulunması şart değildir; ancak onay imzalarının bulunduğu kâğıtların tümünün yönetim kurulu karar defterine yapıştırılması veya kabul edenlerin imzalarını içeren bir karara dönüştürülüp karar defterine geçirilmesi kararın geçerliliği için gereklidir.
(5) Kararların geçerliliği yazılıp imza edilmiş olmalarına bağlıdır.
Aynı Kanunun Batıl Kararlar başlıklı 391. Maddesi:
“(1) Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir. Özellikle;
a) Eşit işlem ilkesine aykırı olan,
b) Anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen,
c) Pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren,
d) Diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin, kararlar batıldır.” hükmünü içermektedir.
Yönetim Kurulu kararlarının batıl olduğunun tespitini istemeye kimlerin hak sahibi olduğu konusunda, anılan yasal düzenlemelerin açık bir hüküm içermediği görülmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulaması ve hukuk doktrininde hakim olan görüşe göre, batıl olan yönetim kurulu kararlarına karşı, butlanın veya geçersizliğin tespiti, meşru menfaati bulunan herkes tarafından dava edilebilir. Bu bakımdan davayı takip ehliyeti (aktif husumet ehliyeti) bakımından dosyada bir eksiklik bulunmamaktadır. Ancak hukuki yarar dava şartı bakımından, davacının ortaya koyduğu iddialar, TTK’nun 363. Maddesi ve ilgili yönetim kurulu kararlarının içeriği birlikte ele alınmalıdır.
Eldeki davada, davacı taraf, davalı ile kurdukları adi ortaklık ilişkisi kapsamında ipotek, temlik, kira vb. hukuki ilişkilerin halen devam ettiğini, yönetim kurulu kararının bu ilişkiye zarar vermesinin ihtimal dahilinde olduğunu belirterek hukuki yararlarının olduğunu savunmuştur.
6102 Sayılı TTK’nun Üyeliğin Boşalması başlıklı 363. Maddesi;
“(1) 334 üncü madde hükmü saklı kalmak üzere, herhangi bir sebeple bir üyelik boşalırsa, yönetim kurulu, kanuni şartları haiz birini, geçici olarak yönetim kurulu üyeliğine seçip ilk genel kurulun onayına sunar. Bu yolla seçilen üye, onaya sunulduğu genel kurul toplantısına kadar görev yapar ve onaylanması hâlinde selefinin süresini tamamlar.
(2) Yönetim kurulu üyelerinden birinin iflasına karar verilir veya ehliyeti kısıtlanır ya da bir üye üyelik için gerekli kanuni şartları yahut esas sözleşmede öngörülen nitelikleri kaybederse, bu kişinin üyeliği, herhangi bir işleme gerek olmaksızın kendiliğinden sona erer.” hükmünü içermektedir.
Dava konusu olan 29/12/2021 tarihli Yönetim Kurulu Kararında, davalı şirketin yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda yönetim kurulu başkanı olan … ‘ın vefatı nedeniyle yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiği, … ‘dan boşalan yönetim kurulu üyeliğine, ilk genel kurula kadar görev yapmak ve ilk genel kurulun onayına sunulmak üzere, … ‘nin seçildiği karara bağlanmıştır.
Görüldüğü üzere vefat nedeniyle boşalan yönetim kurulu üyeliğine ilk genel kurula kadar görev yapmak ve ilk genel kurulun onayına sunulmak üzere yönetim kurulu üyesi seçimi yapılmıştır. Kararın TTK’nun 363. Maddesinde belirlenen usule uygun olarak yönetim kurulu üye boşluğunun geçici olarak doldurulması amacıyla alındığı anlaşılmaktadır.
UYAP üzerinden dosyamıza celp edilen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında, davacı tarafça, iş bu dosyada bahsi geçen adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi dava edilmiştir. Söz konusu davada, davalı şirketin vefat eden yöneticisi … adi ortaklığa ve dolayısıyla davacıya yönelik zarar verici bazı işlemlerden söz edilerek, bu durum, fesih ve tasfiyenin haklı sebebi olarak gösterilmiştir.
Bu itibarla, dava konusu yönetim kurulu kararının, TTK’nun 363. Maddesinde belirlenen usule uygun olarak, yapılacak ilk genel kurulda yeni yönetim kurulu üyeleri ve görev dağılımları belirlenmek üzere, yönetim kurulu üye boşluğunun geçici olarak doldurulması amacına özgü olması, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında, davacı tarafça, iş bu dosyada bahsi geçen adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin dava edilmiş olması ve bizatihi eski yöneticilere husumet yöneltilmesi hususları göz önünde bulundurularak, davacının, 29/12/2021 tarihli Yönetim Kurulu Kararının iptalini istemekte hukuki yararının olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından, davanın reddi yönünde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN HUKUKİ YARAR DAVA ŞARTI EKSİKLİĞİNDEN USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-İş bu karar duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda verildiğinden ve talep olmadan gerekçeli karar tebliğe çıkarılamayacağından varsa gider avansından harca yapılarak davanın 09/03/2022 tarihinde karara bağlandığı ve talep halinde gerekçeli kararın tebliğe çıkarılabileceği hususlarının tüm taraflara tebliğine,
Dair; tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliğiyle karar verildi. 09/03/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip