Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/196 E. 2022/592 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/196 Esas – 2022/592
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Alacak Davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin evine asansör sistemi yaptırdığını, asansörün kurulum ve bakımının … Asansör isimli şirket sahibi … … tarafından yapıldığını, asansör sisteminin kurulumundan önce kullanılmadığını, müvekkil tarafından davalı …’ın aranarak sayaç ve bağlantı kontrolü yapılmasını istendiğini, … görevlisinin yaptığı kontrol sonrası bağlantının yanlış yapıldığını ve bu haliyle kaçak elektrik kullanımına yol açacağını söylediğini, asansör sistemini yapan … …’ya bu durumun telefon edilerek söylendiğini, … ekiplerince bir haftalık kullanılan kaçak elektrik bedelinin az bir miktar çıkabileceğinin söylendiğini, bu olaylarla ilgili herhangi bir tutanak düzenlenmediğini sonrasında müvekkiline … tarafından 6.942,39 TL fatura çıkarıldığını bu fatura içerisindeki 5.573,06 TL gündüz tüketim bedeli olduğu, beş günlük gündüz tüketim bedeli olan bu miktarın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı … ‘ın böyle bir fatura düzenlemesinin hukuka aykırı olduğunu müvekkilinin dava açma hakkı saklı kalmak kaydıyla fatura bedelini ödediğini, daha sonrasında bir aylık kullanım bedeli olarak kesilen fatura bedelinin 483,60 TL olduğunu, görüleceği üzere beş günlük kullanım bedeli olarak kesilen fatura bedelinin fahiş miktarda olduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin haksız kesilen bu fatura bedeline itiraz ettiğini, davalı … tarafından yapılan itirazın reddedildiğini, bu hususta Tüketici hakem heyetine yapılan başvurunun dava konusu olması gerekçesiyle reddedildiğini, dava öncesi yapılan arabuluculuk görüşmelerinin de sonuçsuz kaldığını beyanla davalı … tarafından kesilen ve müvekkili tarafından ödemesi yapılan 6.942,93 TL tutarındaki faturanın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıya ait elektrik tesisatında kaçak elektrik kullanımı tespit edildiğini ve tutanak altına alındığını, kaçak kullanımdan dolayı müvekkilinin 6.942,39 TL alacaklı olduğunu bu tutarın davacı tarafından ödendiğini, ödenen bu miktarın iadesi için iş bu davanın açıldığını, 05.11.2021 tarihinde davalı bünyesinde faaliyet gösteren teknik personelin … Mah. … Sok. No:… … /KONYA adresinde davacı adına kayıtlı … tesisat numaralı elektrik aboneliğinde sayaç girişine kablo bağlanmak suretiyle bağlantılara müdahale edildiği ve kaçal elektrik kullanıldığının tespit edildiğini, bunun üzerine mevzuata uygun olarak kaçak elektrik tüketim faturası tanzim edildiğini, davacı tarafından yapılan itirazın reddedildiğini, davacının kaçak kullanım fatura bedelini 22.11.2021 tarihinde ödediğini, kaçak kullanım öncesinde taraflar arasında abonelik sözleşmesi düzenlendiğini, bu durumda taraflar arasındaki ilişkinin haksız fiil hükümlerine göre değil, sözleşme hukuku çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğini, uyuşmazlığın 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığını ve bu nedenle davada Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunu tüm bu nedenlerle açılan davanın yersiz olduğunu, tüketici mahkemesinin görevli olduğunu, bildirerek davanın reddedilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Haksız surette tahsil edilen bedelin iadesi davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı yanca yapılan işlemin mevzuata uygun olup olmadığı, davacının kaçak elektrik kullanıp kullanmadığı, kaçak kullanmadığının kabulü halinde ödenen bedelin iadesinin gerekip gerekmediği hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliler toplanılmış, kaçak kullanım tutanağı, ödeme makbuzu, faturalar, fotoğraflar, karşılıklı yazışmalar ve tüm belgeler dosya arasına alınmıştır.
İşbu dava yönünden öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığı hususu üzerinde durulması gerekmektedir.
6100 sayılı HMK’nın 1.maddesinde; Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir” hükmüne yer verilmiştir. 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 S.Y. ile değişik 6102 sayılı TTK. nun 5.maddesinin 3.fıkrası değiştirilmiş ve “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükmü getirilmiştir. Bu düzenleme ile Ticaret Mahkemeleri genel mahkemeler içinde yer alan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bir dairesi olmaktan çıkarılmış ihtisas mahkemesi haline getirilmiştir. Diğer yandan 6102 Sayılı TTK.nun 4/1. Maddesinde “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın …”denilmek suretiyle bu madde de sayılan taraflar tacir olmasa veya ticari işletmeye ilişkin olmasa da ticaret mahkemelerinde bakılacak davalar sayılmıştır.
Davacı taraf tacir olmayıp, esasen kök ilişki davacının evine asansör takılması ve bu işlemler esnasında abonelik sözleşmesi bulunmasına rağmen sayacın devre dışı bırakılması nedeniyle kaçak elektrik kullanmasına dayanmaktadır.
Bu nedenle davacısı tacir olmayan ve mutlak ticari dava olarak da nitelendirilmesi mümkün bulunmayan huzurdaki davada Ticaret Mahkemeleri görevli olmayıp, Tüketici Mahkemeleri görevlidir.
Tüketicinin Korunması Hakkındaki 6502 sayılı ve 7/11/2013 tarihli kanunun;
3/1-k maddesinde tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
3/1-i maddesinde satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
3/1-l maddesinde tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiştir.
Aynı kanunun 73/1 maddesinde ” Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu ifade edilmiş, 83/2 maddesi de “taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” Hükmünü amirdir.
Diğer taraftan tüketici işleminden kaynaklanan bir uyuşmazlığın veya sözleşmenin T.T.K’.nın 4 ve 5.madde hükümleri kapsamında kalan, kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının bu açıdan herhangi bir önemi de yoktur. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan (H.M.K. md.1) yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir. (Yargıtay .HD’nin 07/03/2018 tarih ve … Esas … Karar)
Mahkemelerin görevi dava şartlarından olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekmektedir. HMK.’nun 1.maddesi uyarınca mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tükecici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tükecinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlene olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Bunun yanında aynı yasanın 83. maddesi uyarınca, eğer taraflardan bir tanesi tüketici ise onun yaptığı işlemler ile ilgili olarak diğer yasalarda bir düzenleme varsa, buna rağmen bu işlemin tüketici işlemi olduğu ve bu yasanın görev ve yetkiye dair olan düzenlemesini engelelmeyeceği, belirtilmiştir.
Somut olaya bakıldığında esasen kök ilişki 6502 sayılı Yasanın 3/1. maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmaktadır. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un yürürlükte olduğu işbu davada Tüketici Mahkemeleri görevlidir.
Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre taraflar arasındaki temel ilişkinin tüketici işlemi olduğu ve tüketici işlemlerinden kaynaklı davalara Tüketici Mahkemelerince bakılması gerektiği, mahkemece görev hususunun yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alınması gerektiğinden ve de mahkemenin açılan davada görevli olması hususu HMK 114/1-c maddesi gereğince dava şartı olarak düzenlendiğinden dolayı, davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davada mahkememiz görevsiz olduğundan davanın HMK 114/1-c ve 115/2 Maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-HMK nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, verildiği anda kesin olan kararlarda kararın tebliği tarihinden, süresinde kanun yoluna başvurulmadığından kesinleşen kararlarda kararın kesinleştiği tarihten ve kanun yoluna başvurulan kararlarda da kanun yolu başvurusunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren yasal iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının görevli KONYA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
3-H.M.K.’nun 331/2. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına, görevsizlik kararından sonra dosyanın Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmemesi halinde talep üzerine mahkememizce verilecek ek karar ile yargılama, harç giderleri hususunun karara bağlanmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi.06/10/2022

Katip Hakim