Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/154 E. 2022/805 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilli … aleyhinde Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, takip dayanağının incelenmesi ile takibe konu bonoda ciro silsilesine müvekkilinin sahtecilik yoluyla dahil edildiğini, takip dayanağı bononun borçlusunun kesinlikle müvekkili olmadığını, müvekkili adına atılan imzaların müvekkilinin elinin ürünü olmadığını, bono arkasındaki müvekkilinin kimlik bilgilerinin de sahtecilik nedeniyle eksik ve hatalı yazıldığını, takip dayanağı belgedeki imza ve yazıların müvekkiline ait olmadığını, imzaya ve senet içeriğine itiraz ettiklerini, müvekkilinin kesinlikle böyle bir evrakı imzalamadığını, öncelikle imza ve yazı incelemesi yapılmasını, müvekkili aleyhinde başlatılan icra takibinin kendisine tebliğ edildikten hemen sonra, senetteki imzanın kendisine ait olmadığını ve yine kimlik numarasının da kendisinin olmadığını görür görmez Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’na … soruşturma numarası ilr takip alacaklısını şikayet ettiğini, soruşturma işlemlerinin halen devam ettiğini, müvekkilinin hukuki bilgi eksikliği ve yanılgı ile savcılığa şikayette bulunmakla borçtan kurtulacağını düşündüğünü ve herhangi bir hukuk davası açma yoluna gitmediğini, ancak hukuken menfi tespit davası açılmadan ceza soruşturması ve kovuşturması sonucunda borçtan kurtulma söz konusu olmadığından davalı tarafın cebri icra işlemlerine devam ettiğini, müvekkilinin taşınır taşınmaz mallarına haciz uygulandığını, icra dosyasında müvekkilinin banka hesaplarına haciz uygulandığını, … plakalı aracına yakalama şerhi konulduğunu ve … ili … ilçesi … Mahallesi … Ada … Parsel sayılı taşınmazın satış işlemlerine başlandığını, müvekkilinin mağduriyetinin telafisi imkansız ölçülere geldiğini, müvekkilinin borçlu olmadığı senet dolayısıyla cebri icra ile karşı karşıya kaldığını, anayasal hüküm ile güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, senetteki sahte imzanın müvekkiline ait olmadığından dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti için işbu davayı ikame ettiklerini, yasal düzenlemeler uyarınca; adi senette sahtecilik iddiası ileri sürüldüğünde o senedin hiçbir işleme esas alınmaması gerektiğini, dosya kapsamının incelenmesi ile sahtecilik ve telafisi imkansız zararlar ile ilgili yasada aranan yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada sağlandığını, ihtiyati tedbir isteyenin muhtemel haklarının güvence altına alınması yönünden gecikmesinde sakınca görülmesi, tedbir talep edenin davayı kazanması halinde cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalacağı meblağı geri alamama ihtimali bulunması ve işin aciliyeti nedenleriyle talep eden yönünden icra takibinin tedbiren durdurulması gerektiğini, bu nedenlerle öncelikle belgedeki imza ve yazının müvekkiline ait olmadığından, takip dayanağı belgenin müvekkili aleyhinde sahte olarak oluşturulduğundan, kambiyo senedi vasfı olmadığından ve diğer sebepler de dikkate alınarak teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise belirlenecek uygun bir teminat karşılığında tedbiren takiben durdurulmasını, müvekkilinin Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitini, takibin iptalini, davalı aleyhine müvekkili lehine takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, ancak davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Eldeki dava davaya konu bonodaki imzanın davacı yana ait olmadığından bahisle davalıya borçlu bulunmadığının tespiti davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulan bonodan dolayı davalıya borçlu olup olmadığı hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası, Konya CBS … sor sayılı dosyası, davacının mukayese imza örnekleri, tatbike medar resmi kurumlardaki imza örnekleri celbedilmiş, takibe konu bonodaki imzanın davacı …’a ait olup olmadığı hususunda İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden Adli Tıp Raporu alınmıştır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 29/09/2022 tarihli raporunda; inceleme konusu senette üstünden gidilmiş harf ve rakamlar tanı unsurlarını yitirdiğinden dolayı aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’ın eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği, inceleme konusu senette yer alan diğer yazılar ile …’ın mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı, tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu senette yer alan basit tersimli borçlu imzalar ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği, İnceleme konusu senette 2. ciro yazı ve imzası ile …’ın mukayese yazı ve imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu yazı ve imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı rapor edilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca, herkes iddiasını ispatla yükümlüdür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklindedir.
Menfi tespit davasında da anılan yasa hükümlerindeki ispat yüküne ilişkin kuralın uygulanması gerekir. Buna göre, menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak alacaklı olduğunu iddia eden tarafa yani davalıya düşer. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer (Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı ilamı).
Davacı yan senetteki imzanın kendisine ait olmadığını ispat etmekle dolaylı olarak da davalıya borçlu bulunmadığını ispat etmiştir. Sunulan rapordan da anlaşılacağı üzere rapor kesin kanaat içeren bir rapordur. Dolayısı ile rapordaki belirlemelere göre davaya konu bonodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı işbu rapor ile anlaşılmıştır.
Senede karşı mutlak defiler, senet hamili olan herkese karşı ileri sürülebilir. Gerek doktrinde ve gerekse uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup, her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir.
Bu nedenledir ki, borçlunun eldeki davada hamil olan alacaklıya karşı bonodaki imzanın kendisine ait olmadığı iddiası mutlak bir def’idir. Dolayısı ile herkese, bu meyanda davalıya karşı da ileriye sürülebilmesi mümkündür.
Öte yandan davacı vekili davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesinde menfi tespit ve istirdat davaları hakkında düzenleme mevcuttur.
Madde 72 – (Değişik: 18/2/1965-538/43 md.) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
Yasanın 72/5 maddesinde ise; Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.) “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” Hükmünü amirdir.
Maddede de görüleceği üzere dava davacı borçlu lehine neticelenirse talep üzerine ve borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, davalı aleyhine tazminata hükmedilir. Dava konusu olayda davalı taraf hamil konumunda olup, davacı ile aralarında başka bir ciranta da bulunmamaktadır. Dolayısı ile davalı imzanın davacıya ait olup olmadığını bilebilecek konumdadır. Bu nedenle davacının kötüniyet tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesi dosya kül halinde değerlendirildiğinde; Davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada, davacının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulan 30/11/2019 keşide tarihli, 10/12/2019 vade tarihli ve 47.000,00 TL bedelli bonodan sebep davalıya borcunun bulunmadığının tespitini, takibin iptalini, davalının takip miktarının %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesini talep etmiş olup, mahkememizce toplanan deliller, alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Raporu ve tüm dosya kapsamına göre bahsi geçen bonodaki imzanın davacıya ait olmadığı belirlendiğinden dolayı davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KABULÜ İLE;
1-)Davacının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulan 30/11/2019 keşide tarihli, 10/12/2019 vade tarihli ve 47.000,00 TL bedelli bonodan sebep davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-)Şartları oluşmakla davaya konu bononun %20’si olan 9.400,00 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Alınması gereken 3.210,57-TL harçtan, peşin olarak alınan 802,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.407,92-TL harcın davalıdan alınarak alınarak hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvuru harcı, 802,65-TL peşin harç, 3.960,00-TL adli tıp fizik ihtisas dairesi rapor ücreti, 133,00-TL tedbir talep harcı, 11,50-TL vekalet harcı ve 227,80-TL yazışma ve tebligat gideri olmak üzere toplam 5.215,65-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 22/12/2022

Katip … Hakim …