Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/143 E. 2022/468 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin davalı ile şifahen yaptığı anlaşma gereğince ”… konteynırı”nın ücreti olarak borçluya para gönderdiğini, ancak davalı/borçlunun anlaşma gereğince rolfun yağı konteynırı göndermediğini ve müvekkilinin parasını da iade etmediğini, müvekkilinin şifahen davalı borçludan ya yağ konteynırını göndermesini yada parasını iade etmesini istemiş ise de davalıdan olumlu bir dönüş alamadığını, müvekkilinin son çare olarak davalı/borçlu aleyhinde Konya . İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibi başlattığını, davalıya ödeme emri tebliğ edilince 10.12.2021 tarihinde haksız ve hukuka aykırı olarak borca itiraz ettiğini ve itirazı üzerine takibin durduğunu, takibin durdurulması üzerine dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını, bu nedenlerle Davalı/borçlunun Konya . İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına, davalının itirazının haksız ve hukuka aykırı olması nedeniyle aleyhinde %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının cevap dilekçesi ile özetle; Tarafı aleyhine açılan işbu davanın haksız ve mesnetsiz olarak açıldığını, tarafının tacir olmadığını, davacı taraf ile bir ticari ilişkisi olmadığını, eşinin ticaret yaptığı arkadaşı … kendisinden … yağ konteynırı istediğini, müvekkilinin eşide … Ltd şti’nden söz konusu eşyayı aldığını ve ekte sunduğu Transit beyannamesi ile bu şahısa teslim ettiğini, söz konusu davada davacının tarafına para gönderme sebebinin Suriyeli olan …’un hesabı olmaması nedeniyle davacı şirket üzerinden paranın tarafına gönderildiğini, … ile arasında olan cari hesap ekstresine bakıldığında dava konusu bedelin Ayham tarafından kendisine gönderildiğinin yazılı olduğunu, paranın ödenmesi sonrasında da dava konusu eşyanın kendisine teslim edildiğini, davacı taraf ile arasında herhangi bir ticari faaliyet olmadığını, tarafına haksız ve kötüniyetli olarak dava açıldığını, söz konusu ihracatın 2019 yılında yapıldığını ancak davacının aradan 2 yıl geçtikten sonra dava açtığını, bu durüum dahi davacı tarafın kötü niyetini ortaya koyduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın; Taraflar arasında sözlü olarak akdedildiği iddia edilen satış sözleşmesi gereğince ödenen bedelin iadesi talepli başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise taraflar arasında herhangi bir satış sözleşmesi olup olmadığı, var ise sözleşme dolayısıyla satışı kararlaştırılan ürünün teslim edilip edilmediği, teslim edilmemiş ise davacının davalıdan herhangi bir alacağı olup olmadığı var ise miktarının ne olduğu hususlarında olduğu anlaşıldı.
II. EMSAL ALINAN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLAMI
1.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 09/04/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Her ne kadar davalı şirket ise de davacının gerçek kişi olduğu, tacir kaydının bulunmadığı, 6102 sayılı TTK 11/2 maddesi ile Esnaf ve Sanatkarlar ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin 18/06/2007 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı gereğince 2013 sayılı VUK mükerrer 177.maddesi gereğince bilanço hesabı esasına göre defter tutma hadlerine göre esnaf olduğu, işletme hesabına göre defter tuttuğu, bu sebeple davanın TTK 4.maddesi gereğince ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla Konya Asliye . Ticaret Mahkemesince açılan davada genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan, davalının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamında;
“Dosya içeriğinden, davalı kiracı … gerçek kişi olduğundan tacir olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar kamu düzenine ilişkin olduğu halde davalının Ticaret Sicili ve Odasında kaydının bulunup bulunmadığı, Vergi Dairesi veya Mal Müdürlüğünden bilanço esasına göre defter tutup tutmadığı hususları sorulup gerektiğinde davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir olup olmadığı araştırılmamıştır.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
Taraflar arasındaki dava, satım sözleşmesinden kaynaklı olması sebebiyle 6100 Sayılı Kanunun 5. maddesinden kaynaklanan mutlak ticari dava mahiyetinde değildir.
Dava dosyasının incelenmesinde davacı … Ltd. Şti’nin 6100 Sayılı Kanunun 16/1 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişi tacir olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı cevap dilekçesinde tacir sıfatının olmadığını ifade etmiştir. Davalının gerçek kişi olduğunun anlaşılması üzerine tacir sıfatı bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla ilgili kurum ve kuruluşlara müzekkere yazılmıştır.
Dosya içerisinde yer alan T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı Hatay Vergi Dairesi Müdürlüğünün 08/03/2022 tarihli müzekkere cevabında davalının herhangi bir vergi türünde mükellefiyeti olmadığı bildirilmiştir.
T.C. Hatay Ticaret Sicil Müdürlüğünün 08/03/2022 tarihli müzekkere cevabında davalının herhangi bir tacir kaydına rastlanılmadığı bildirilmiştir.
Bir davanın ticari dava olup olmadığı 6100 Sayılı TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup, ticari davalar kendi aralarında mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar için tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken, nispi ticari davalarda dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığı kriter olarak kabul edilmiştir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1.maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Her ne kadar davacı tüzel kişi tacir ise de davalının gerçek kişi olduğu, tacir kaydının bulunmadığı, yine gelen kurum cevabında davalının herhangi bir vergi türünde mükellefiyeti olmadığının anlaşıldığı, dolayısıyla davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan usulden reddine, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HER NE KADAR DAVALI MAHKEMEMİZİN 05/07/2022 TARİHLİ DURUŞMASINA E-DURUŞMA YÖNTEMİYLE KATILMA TALEBİNDE BULUNMUŞ İSE DE; Mahkememizin 21/06/2022 tarihli kararı ile 6100 Sayılı Kanununun 149/1-5 ve bu maddeye dayanılarak hazırlanan Hukuk Muhakemelerinde Ses ve Görüntünün Nakledilmesi Yoluyla Duruşma İcrası Hakkındaki Yönetmeliği 11/1, 12/2, 13/5 maddeleri gereğince davalının talimat mahkemesi adliyesinde e duruşma yapılabilmesi amacıyla tahsis edilen mahsus salonda hazır edilmesi için talimat yazılmış ise de T.C. Reyhanlı . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyasının 04/07/2022 tarihli talimat cevabında ilgili adliyede e-duruşma sisteminin bulunmaması sebebiyle davalının hazır edilemediği gerekçesiyle bila ikmal iade edildiği, görev hususunun dava şartı olması ve Mahkememizin duruşma gün ve saatinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi karşısında görevsizlik kararı hazır olmayan davalının yokluğunda verilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Görevsizlik Kararımız Kesinleştiğinde ve Mahkememizin görevsiz olduğu yönünde hüküm kurulması durumunda; 6100 Sayılı Kanunun 20/1. Maddesi gereğince iki haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talepte bulunulması halinde DOSYANIN GÖREVLİ T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde dava açılmamış sayılacağının ve bu konuda resen karar verileceğinin İHTARINA,
3-6100 Sayılı Kanunun 331/2. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMECE DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2022

Katip Hakim