Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/124 E. 2023/362 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31.10.2021 günü saat 14:06′ de Konya ili Meram ilçesi 54+200 km’de Konya’dan Beyşehir ilçesine seyir halinde iken, … plaka sayılı aracın sürücüsü ve maliki …’ın direksiyon hakimiyetini kaybederek önce yolun solunda bulunan orta refüje su kanalına girmesi, daha sonra yola çıkmak istediği sırada sağa doğru yoldan çıkarak ağaçlık toprak alana savrularak çarpması ve takla atması neticesinde ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, yaşanan kazada müvekkili …’ın velayeti altında bulunan oğlu …’nin vefat ettiğini, müvekkilinin söz konusu kazada yaralanarak bedensel zarara uğradığını, aynı zamanda oğlunun vefatından kaynaklı destekten yoksun kalma zararına uğradığını, müvekkilinin söz konusu araçta yolu konumunda olduğu ve herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin dava konusu kazada yaralandığı ve tedavi gördüğünü, müvekkilinin maddi sıkıntılar çekmesiyle kaza arasında illiyet bağının bulunduğunu, kaza ile birlikte müvekkilinin bedensel zarara uğradığını, bununla birlikte oğlu …’nin de vefat etmesi sebebiyle destekten yoksun kalma zararına uğradığını, müvekkilinin arabuluculuk yoluna müracaat ettiğini ancak görüşmeler sonucunda anlaşmaya varılamadığını, davalı sigorta şirketine KTK 97. Maddesi gereğince başvurunun 03/12/2021 tarihinde yapıldığını, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle dava ve dava dışı fazlaya ilişkin tüm dava, talep, tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50,00-TL sürekli iş göremezlik, 50,00-TL geçici iş göremezlik, 50,00-TL bakıcı gideri, 50,00-TL fatura edilen ve fatura edilmeyen tedavi gideri olmak üzere toplam 200,00-TL maddi tazminatın sigortaya başvuru tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yine oğlu ve murisi …’nin kaza neticesinde ölümü ile destekten yoksun kaldığı için şimdilik 50,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının sigortaya başvuru tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsilini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından dava öncesinde sigorta kuruluşuna başvuru zorunluluğunun yerine getirmediğini, dolayısıyla davanın öncelikle yetki, iş bölümü, zamanaşımı, hak düşürücü süre, görev, hukuki yarar yokluğundan itiraz ettiklerini, dava dışı baba …’e oğlu …’nin vefat etmesi nedeniyle 28/02/2022 tarihinde 83.345,29-TL ödeme yapıldığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin KTK’nun 91. Maddesi ve ZMMS uyarınca sigortalısının kusuru ile 3. şahıslara verdiği zararı poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğunu, dava konusu kazada kusur oranının tespiti için Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesin’den ve Karayolları Fen Heyetin’den rapor alınması gerektiğini, davacı tarfından dosyaya sunulan tedavi evraklarının yargılama neticesinde müvekkili şirket aleyhinde verilecek olası bir hükme esas teşkil etmesinin hukuken mümkün olmadığını, maluliyet oranının kaza tarihinde geçerli olan yönetmelik hükümleri uyarınca Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen rapora istinaden belirlenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin poliçe kapsamında davacının tedavi giderleri kapsamında sayılan geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerine ilişkin tazminat taleplerinden sorumlu olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla biran için aksi düşünülür ve dava konusu kaza nedeniyle tazminat hesabı yapılmasına karar verilmesi halinde tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince olay sebebiyle elde edilen kazanımların tazminat tutarından indirilmesi ile haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zararın belirlenmesi ve sonucuna göre tazminata mahkum edilmesini, tazminat miktarının hesaplanırken belirli belirlenebilir ücret yoksa asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, müteveffanın olay tarihinde aylık kazancının belirtilmediğini, müteveffaya ait güncel vukuatlı nüfus kayıt örneğinin dosyaya kazandırılarak başkaca hak sahibi olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacıya dava konusu kaza nedeni ile SGK tarafından elde ettiği gelir ve tazminatları tespit edilerek sonucuna göre müvekkili şirket aleyhine hükmedilecek olası bir tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, davacı tarafından emniyet kemerinin takılı olup olmadığının araştırılması gerektiğini, zira emniyet kemerinin yolculuk esnasında takılı olması gerektiğini, emniyet kemerinin takılı olmaması halinde müvekkili şirketin sorumlu olduğunun kabulünün hakkaniyet ve iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını, bu nedenlerle öncelikle haksız davanın usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle davacının velayeti altındaki oğlu …’in vefat etmesinden sebep destekten yoksun kalma tazminatı, kendisinin yaralanması nedeniyle de maddi tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 31/10/2021 tarihinde … Plakalı aracın sürücüsü ve maliki …’ın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralanması ve de davacının velayeti altındaki oğlu …’nin vefat etmesi nedeniyle kendisi için maddi tazminat, oğlu … için ise destekten yoksun kalma tazminatı talebi hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, kazaya karışan araca ait trafik kayıtları, sigorta şirketine ait poliçe ve hasar dosyaları, ödeme belgeleri, gerçek kişilerin nüfus kayıt örneği, tarafların sosyal ekonomik durumları, SGK kayıtları, Beyşehir CBS … Sor. Sayılı dosyası, hastane kayıtları, NEÜ ATK maluliyet raporu, tarafların kusur durumunun belirlenmesi için bilirkişi kusur raporu, aktüerya bilirkişi raporu, Arabuluculuk Tutanağı, Kaza Tespit Tutanağı ve tüm belgeler celbedilmiştir.
Mahkememizce dava konusu trafik kazasında kusur durumunun belirlenmesi için dosya Adli Trafik Bilirkişisi’ne verilerek rapor alınmıştır.
Sunulan 27/07/2022 tarihli raporda; … plakalı otomobil sürücü …’ın kazanın oluşumunda 2918 sayılı KTK’nunda yer alan kazalarda sürücülere ait kusurlardan 52/1-a maddesini ihlal ettiği ve %100 oranında kusurlu olduğu, araçta bulunan diğer yolcuların kusurunun olmadığı rapor edilmiştir.
Akabinde dosya maluliyet oranlarının belirlenmesi için Necmettin Erbakan Üniversitesi Adli Tıp Kurumundan Bilirkişi Hekim Raporu alınmış, gelen raporda özetle;
Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre maluliyetin %11,2 olduğu, Erişkinler için Engellilik Değerlendirme Hakkında Yönetmelik Hükümleri’ne göre %22 olduğu, iyileşme süresinin 1.5 ayı bulacağı, bu sürenin geçici iş göremezlik süresi olarak değerlendirilmesi gerektiği, faturalandırılmayan sağlık giderinin 1.000,00-TL olduğu, bakıcıya ise ihtiyaç olmadığı belirlenmiştir.
Akabinde aktüerya raporu alınmış olup, 30/01/2023 tarihli raporda özetle;
31/10/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vefat eden …’nin annesi …’ın Destekten Yoksun Kalma Tazminatı’nın 444.516,91-TL olduğu, ancak kaza tarihinde geçerli ZMSS ölüm ve sakatlanma klozu kişi başı teminat limiti olan 430.000,00-TL nazara alındığında dava dışı baba …’e ödenen 83.345,29-TL destekten yoksun kalma tazminatının mahsubu ile bakiye teminat limiti 346.654,71-TL kaldığı, TRH-2010 Mortalite Tablosu’na göre de destekten yoksun kalma tazminat hesabının yapılması istenmiş ise de; bakiye ömürlerin daha kısa olduğu PMF-1931 Yaşam Tablosu’na göre yapılan hesaplamada bile bakiye teminatın oldukça aşıldığı durum karşısında ZMSS ölüm klozu kişi başı bakiye teminatına nazaran sonucu etkili olmayacağı gözetilerek TRH-2010 Mortalite Tablosu’na istinaden hesaplama yapılmasından sarfınazar edilmesi gerektiği rapor edilmiştir.
Yine destekten yoksun kalma tazminatından ayrı olarak yapılan aynı tarihli diğer raporda ise bu defa davacının kendisi için talep ettiği tazminat tutarları hesaplanmış olup; PMF 1931 Yaşam Tablosuna Göre 4.238,85-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 476.729,15-TL Sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.000,00-TL kaçınılmaz tedavi gideri olacağı, adli tıp raporunda bakıcıya ihtiyaç duyulmayacağı belirlendiğinden dolayı bakıcı gideri olmayacağı rapor edilmiştir.
Davacı vekili 31/01/2023 tarihli talep artırım dilekçesinde özetle; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 50,00-TL olarak belirttikleri sürekli işgöremezlik zararı taleplerini 430.000-TL olarak, 50,00-TL olarak belirttikleri geçici işgöremezlik zararı taleplerini 4.238,85-TL olarak, 50,00-TL olarak belirttikleri SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri taleplerini 1.000,00-TL olarak, 50,00-TL olarak belirttikleri destekten yoksun kalma zararı taleplerini 346.654,71-TL olmak üzere toplam 781.943,56-TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 31.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Yargıtay . H.D.nin … E., … K. Sayılı ve 26/11/2019 tarihli ilamında da görüleceği üzere; “Kazada yaralanan kişi, maluliyetinin oluşması halinde oluşacak sürekli iş göremezlik zararını bedeni zararlar klozundan, bakıcı gideri, tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik zararlarını ise tedavi giderleri klozundan karşılanmak üzere sigorta şirketinden talep edebilir.” hükmü gereğince davacı vekilinin sürekli iş göremezlik zararı bedeni zararlar klozundan, bakıcı gideri, tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik zararları ise tedavi giderleri klozu limitinden değerlendirilerek hüküm kurulmuştur.
Davalı vekili soyut bir şekilde yetki itirazında bulunmuş ise de yetki itirazı nazara alınmamıştır. Zira yetki itirazında bulunan taraf usulüne uygun bir şekilde yetkili mahkemeyi de bildirmek zorundadır.
Zamanaşımı itirazı bakımından ise; Huzurdaki davadaki kaza 31/10/2021 tarihinde gerçekleşmiştir.
2918 sayılı KTK’nun 109/1. maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler için, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Maddenin 2. fıkrasında “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa” ifadesi ile kanun koyucu, taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3. kişi) fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımının uygulanacağını benimsemiştir. 2918 sayılı Kanun’un anılan madde hükmünde gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten, sigortacısı) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK’nun 05.06.2015 tarih, … , … sayılı kararı).
Davaya konu edilen olayda davacının yaralandığı ve muris olan oğlunun vefat ettiği görülmektedir. Kaza tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı TCK’ya göre zamanaşımı süresi yaralanma bakımından 8 yıl, vefat bakımından ise 15 yıldır. Davaya konu trafik kazası 31/10/2021 tarihinde meydana gelmiş, eldeki dava ise 18/02/2022 tarihinde açılmıştır. Dolayısı ile ne kısa zamanaşımı ne de uzamış ceza zamanaşımı süresi davamızda geçmemiştir.
Emniyet kemerinin takılı olmadığı iddiası ve bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılması talebine gelince; kaza tespit tutanağında bu husus belirsiz olarak işaretlenmiştir. Bu hususa yönelik olarak Konya BAM . H.D.’nin … E., … K. Sayılı ve 06/10/2022 tarihli ilamında da ifade edildiği üzere; Davalı tarafın müterafik kusur yönünden yaptığı itirazlar bakımından ise; dosya içerisinde bulunan kaza tespit tutanağına göre, emniyet kemerinin takılı olup olmadığı “belirsiz” olarak işaretlenmiştir. Müteveffanın kemerinin takılı olmadığına dair dosya kapsamında herhangi bir delil olmayıp, takılı olmadığının ispatı davalı sigorta şirketinin üzerindedir. Davalı tarafça, yargılama aşamasında sunulmuş herhangi bir delil bulunmadığından, aslolan takılması olup, bu hususun aksinin davalı tarafça da ispatlanamadığından indirim uygulanmaması kararı yerinde olup istinaflar yersizdir.” Şeklindeki ilamı mucibince müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
25.02.2011 tarihinde 6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” yürürlüğe girmiştir.
Bu Kanunun 59. maddesi ve geçici 1.maddesi ile trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin, sosyal güvenceleri olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı ve yine bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre; 6111 Sayılı Kanun gereği yasanın yayımlandığı tarihten önce ve sonra meydana gelen tüm trafik kazaları nedeni ile sunulan belgeli sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. Bu nedenle davacının dava konusu tedavi giderlerinden belgeli/faturalı sağlık giderlerinin tümünden Sosyal Güvenlik Kurumu, belgesiz/paramedikal giderlerden ise aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı sorumludur. Yargıtay . Hukuk Dairesinin emsal ilamlarında da aynı hususta benzer mahiyette değerlendirmelerde bulunulmuştur. Dolayısı ile davalı belgelendirilemeyen tedavi giderlerinden sorumlu olacaktır.
Cismani zarara uğrayan kişi; yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik (Maluliyet) zararını isteyebilecektir. Geçici iş göremezlik zararı olarak belirlenen sürenin sonundan başlayarak muhtemel yaşam tablosuna göre belirlenecek süre için maluliyet zararı hesabı yapılmaktadır. Maluliyet hali “gelişen durum” olarak kabul edilmektedir. Kişinin maluliyet olmadan önceki işinde çalışmaya devam etmesi bu zararın olmadığına işaret etmez, maluliyetten kasıt EFOR KAYBIDIR. Alınan Necmetttin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi ATK raporu ile davacının % 11,2 oranında MALÜL olduğu, iyileşme süresinin 1,5 ayı bulacağı belirlenmiştir.
Davacı vekili davalıdan işbu davaya konu kazada vefat eden oğlundan sebep destekten yoksun kalma tazminatı talebinde de bulunmuştur.
T.B.K. 53/3. Maddesi gereği destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınanlardan oluşan zarardır. Destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Ölen ile destekten yoksun kalanlar arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı yeterlidir. Dolayısı ile davacının vefat eden çocuğu müteveffanın desteğine ihtiyaç duyduğu hususu aşikardır.
Davacı vekili dava dilekçesinde başvuru tarihinden itibaren yasal faizi talebinde bulunmuştur. Ancak davalı sigorta şirketi bakımından temerrüt 2918 Sayılı KTK’nın 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü olarak belirlenmiştir. Dolayısı ile davacı yanca talebin davalıya ulaştığı 03/12/2021 tarihine 8 iş günlük sürenin ilavesi suretiyle 16/12/2021 tarihinde temerrüt gerçekleşmiş ve bu tarihten itibaren yasal faize hükmedilmiştir.
Öte yandan davacı vekili talep artırım dilekçesinde avans faizi ve kaza tarihinden itibaren faizin başlatılmasını talep etmiş ise de temerrüt az yukarıda ifade edilen tarihte oluştuğundan, ayrıca dava dilekçesinde talep edilmeyen avans faizinin, talep artırım dilekçesinde talep edilemeyeceğinden ve de sigortalı araç da hususi olduğundan dolayı bu talepler nazara alınmamıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; Davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada, 31/10/2021 tarihinde … Plakalı aracın sürücüsü ve maliki …’ın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralanması ve de davacının velayeti altındaki oğlu …’nin vefat etmesi nedeniyle kendisi için maddi tazminat, oğlu … için ise destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunduğu, mevcut dosya kapsamı, alınan raporlar birlikte değerlendirildiğinde aşağıdaki hükmün tesisine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının talep arttırım dilekçeside nazara alınmak suretiyle KISMEN KABULÜ İLE;
1-)430.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı (sakatlanma ve ölüm klozundan), 1.000,00-TL tedavi gideri (sağlık giderleri klozundan), 4.238,85-TL geçici iş göremezlik tazminatı (sağlık giderleri klozundan) olmak üzere toplam 435.238,85-TL tazminatın davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak kayıt ve şartı ile temerrüt tarihi olan 16/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-)50,00-TL bakıcı gideri tazminatı talebinin reddine,
3-)346.654,71-TL bakiye destekten yoksun kalma tazminatının (sakatlanma ve ölüm klozundan) davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak kayıt ve şartı ile temerrüt tarihi olan 16/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Alınması gereken 53.411,15-TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 80,70-TL harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 2.670,00-TL harcın mahsubu ile 50.660,45-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davanın haklılık oranına göre (781.893,56/781.943,56) hesaplanan 1.319,92-TL’sinin davalıdan alınarak, 0,08-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvuru harcı ve 80,70-TL peşin harç ve 2.670,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.831,40-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı tarafından sarfedilen 2.200,00-TL bilirkişi ücreti, 1.947,50-TL NEÜ ATK Rapor Ücreti, 11,50-TL vekalet suret harcı ve 305,50-TL posta ve yazışma ücreti olmak üzere toplam 4.464,50-TL yargılama giderinin davanın haklılık oranına göre (781.893,56/781.943,56) hesaplanan 4.464,21-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 104.008,29-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 50,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-)Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 18/05/2023

Katip Hakim