Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/119 E. 2022/314 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLLERİ:
DAVA İHBAR OLUNAN:
DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı vekilinin davalılar aleyhine açtığı işbu dava üzerine T.C. Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/01/2022 tarih … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dava dosyası kararda görevli gösterilen mahkememize gönderilmekle, dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılar arasında 30/06/2007 vade tarihli 20.000,00 TL bedelli ve 20/09/2007 vade tarihli 30.000,00 TL bedelli senetlerin keşide edildiğini, anılan senetlerin müvekkili tarafından icra yolu ile takibe konulduğunu ancak işlemden kaldırıldığını, sonra dosyasının yenilenerek takibe devam edildiğini, davalılarca iş bu icra takibinin geri bırakılması için dava açıldığını ve takibin yenileme zamanaşımı nedeniyle geri bırakıldığını, İİK’nın 71.yollamasıyla İİK 33/a maddesi uyarınca takibin yenilenme zamanaşımı nedeniyle geri bırakıldığını, açıklanan nedenlerle davalarının kabulü ile Konya .İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyalarındaki senetlerin dosya muhteviyatına alınarak işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın müvekkiline yöneltilmesinin hukuka ve usule aykırı olduğunu, zira icra takibinin müvekkil yönünden halihazırda derdest olduğunu, derdestlik itirazında bulunduklarını, davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, davanın reddi ile alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı %10 para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davacı … vekili cevap dilekçesinde; davanın pasif husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, senedi düzenleyen … Şirketi ile lehtar …’ın davaya dahil edilmesinin gerektiğini, davacının dava dilekçesinde belirttiği üzere senetlerin şirket kaşesi ile düzenlendiğini, davacının kötüniyetli olarak senedi elinde bulundurduğunu, bu nedenle yetkili hamil sayılamayacağını, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın davaya konu 01/06/2007 Tanzim, 30/06/2007 vade, 20.000,00 TL bedelli senet ile 01/06/2007 Tanzim, 20/09/2007 vade, 30.000,00 TL bedelli senetten kaynaklanan temel ilişkiye dayalı sebepsiz zenginleşme davası olduğu değerlendirilmiştir.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 08/12/2014 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Davacı vekili, dava dilekçesinde İİK’nun 71/2 ve 33/a maddeleri uyarınca İcra Hukuk Mahkemesi’nce verilen icranın geri bırakılması kararının iptali yanında zamanaşımına uğramış çekin dayanağını teşkil eden temel ilişkiye dayalı olarak alacak isteminde de bulunmuştur. Dava konusu çeklerin zamanaşımına uğraması temel ilişkiye dayanılarak alacağın istenilmesine engel teşkil etmez. Mahkemece davacının temel ilişkiye dayandırdığı alacak istemine dair bir araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme ve yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/06/2006 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dava konusu senette davalı keşideci, davacı lehtar durumundadır. Davacı 22.6.2005 tarihli dilekçesinde hayvan alım satımı nedeniyle düzenlendiğini bildirmiş ve böylece temel ilişkiye dayanmıştır. Bu durumda zamanaşımına uğradığı mahkemenin de kabulünde olan bononun yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu gözetilerek davacıya alacağını her türlü delille kanıtlama olanağı sağlanıp deliller toplantıktan sonra hep birlikte değerlendirilerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçelerle davanın reddinde isabet görülmemiştir.” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 05/07/2012 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Zamanaşımına uğramış bono yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belgedir. Davacının , davalıların miras bırakanı Hasan Keskin ile aralarında temel ilişki olduğunu her türlü delille ispatlaması mümkündür. Dinlenen davacı tanığı , davacı ile davalıların murisi arasındaki temel ilişki ve zaman aşımına uğramış bononun veriliş nedeni konusunda somut bilgilere dayalı beyanda bulunmamış olup bu nedenle yalnızca tanık beyanına itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Mahkemece varsa davacının başkaca delilleri sorularak toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” denilmiştir.
4.T.C. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 19/11/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Tüm dosya kapsamına göre … Cumhuriyet Savcısı huzurundaki 24/02/2015 tarihli ifadesinde özetle; “… Ancak … ile herhangi bir ticari ilişkim yoktur ve buna mukabil kendisi ile aramızda herhangi bir borç senedi söz konusu değildir…”, yine ifadesinin devamında “… Soruşturmaya konu 250.000,00 TL bedelli senedi … aldım. Senedi aldığımda ödeme tarihi, lehdarı ve senedin bedeli ile malen olan kısmı boştu bu kısımları ben kendi yazımla doldurdum ve lehdar kısmına kendi adımı yazdım…” ve yine devamında “daha sonradan bu senedi icra takibine koydum…” beyanı karşısında senet keşidecisi davacı ile aralarında senet metnindeki malen kaydını doğrulayan bir ticari ilişki olmadığını beyan etmesi karşısında senedin bedelsiz olduğu, davalı Zafer Ünal’ın C.Savcısı huzurundaki beyanlarının ikrar olarak değerlendirilmesinde bir usulsüzlük olmadığı, bedelsizlik iddiasının temlik alana karşı da ileri sürülebileceği anlaşılmakla, davacının menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön olmadığından davalı vekilinin istinaf istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.” denilmiştir.
5.T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 02/12/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Pay devir sözleşmesi ile devir edilen paya ilişkin bedel ve kâr payı alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı istinaf incelemesinin konusudur. TBK’nın 147/4. maddesinde, bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki bir ortağın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacakların beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu belirlenmiştir. Davacının kâr payı alacağı iddiasının beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu açıktır. Ayrıca, Yargıtay .HD’nin 31.05.2016 tarih ve … Esas, 07.12.2007 tarih … Esas sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, şirket payı devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak iddialarının da TBK’nın 147. maddesi gereğince beş yıllık zaman aşımı süresine tabidir. Bu açıklamalara göre, yasada belirlenen zamanaşımı süresinden sonra eldeki davanın açılması, ortaklıktan kaynaklanan alacak nedeniyle özel zamanaşımı hükmünün bulunması nedeniyle genel zamanaşımına ilişkin hükmün uygulanamayacağı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.” denilmiştir.
6.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 17/06/2013 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dava, 6762 sayılı TTK 644. maddesi uyarınca çek keşidecisinin sebepsiz zenginleştiği iddasına bağlı olarak açılan alacak davası olup mahkemece yukarıdaki özette de açıklandığı gibi davacı bankanın yetkili hamil olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, davacı bankanın davaya dayanak yaptığı çekleri 6762 sayılı TTK 600. maddesine göre tahsil cirosu ile elinde bulundurduğunun sabit olmasına göre, davacı bankanın çeke dayalı olarak tüm işlemleri yapabileceği gibi 644. maddeye dayalı olarak sebepsiz zenginleşme davası da açabileceğinin kabulü gerekir. Bu itibarla davacı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” denilmiştir.
7.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 08/03/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“TTK’nun 776/1-g maddesi gereğince, takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için “senedi tanzim edenin imzasını” ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş, birden fazla imzanın bulunması koşul olarak öngörülmemiştir. TTK’nun 778. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 678. maddesi gereğince şirket yetkilisinin şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu imza bizatihi kendisini sorumlu kılar. Yine TTK’nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 701 ve 702. maddeleri gereğince, keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır.
Senedin keşideci bölümünde şirket temsilcisinin elinden çıkmış iki imzanın bulunması halinde, imzalardan şirket kaşesi üzerine atılanın şirketi, açığa atılan diğer imzanın ise imza sahibinin şahsı adına atılmış olduğunun kabulü zorunludur. Zira, senetteki borçtan sorumlu olmak için keşidecinin tek imzası yeterli olup, birden fazla imza atılmasına gerek bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında sorumluluk doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığından şirket kaşesi dışına atılan imza aval olarak değerlendirilir (HGK.nun 05/10/2011 tarih ve … -… sayılı kararı).” denilmiştir.
8.T.C. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 25/12/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Zamanaşımına uğramış bir bono kambiyo senedi vasfını kaybettiği için vade tarihi sadece temel ilişkinin muacceliyet tarihi olarak dikkate alınabilecek,borçlu temerrüde düşürülmeden faiz talep edilebilmesi de mümkün olmayacaktır.”şeklinde olup davacı tarafından davalının temerrüde düşürülmesi için TBK’nın 117/1 maddesi gereğince ihtar çekilmediğinden davacı lehine mahkemece vade tarihinden itibaren temerrüt faizi verilmesine ilişkin karar doğru olmamıştır. …
Hâl böyle olunca, zamanaşımına uğrayan ve bu nedenle kambiyo senedi vasfını kaybederek (yazılı) delil başlangıcına dönüşen bonodaki vade tarihinin; temel ilişkiye dayanılarak yapılan bir takip veya açılan bir davada temerrüde esas alınamayacağına karar verilmesi gerekmiştir.” denilmiştir.
I.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.AKTİF HUSUMET EHLİYETİ YÖNÜNDEN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Davacı T.C. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının … Esas sayılı soruşturmasında 04/09/2007 tarihli beyanında dava konusu senedi tahsil amacıyla ile ciro ederek aldığını, senetleri tahsil ettikten sonra lehdara bedelini ödeyeceğini ifade etmiştir. Davacının bu yöndeki beyanları yukarıda detayı verilen T.C. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 19/11/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında ifade edildiği üzere Mahkeme dışı ikrar mahiyetinde olup yine yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 17/06/2013 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı gereğince davacının eldeki sebepsiz zenginleşme davasını açmak yönünde aktif husumet ehliyeti olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
2.PASİF HUSUMET EHLİYETİ YÖNÜNDEN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE;Dava konusu bonoların incelenmesinde; 01/06/2007 Tanzim, 30/06/2007 vade, 20.000,00 TL bedelli, keşidecisinin … Ltd. Şti, avalistlerin … ve …, lehdarının ve 1. Cirantasının … olduğu, senetin ihdas nedeninin nakden olduğu, senedin lehdar … tarafından davacı …’ya ciro edildiği, 01/06/2007 Tanzim, 20/09/2007 vade, 30.000,00 TL bedelli, keşidecisinin … Ltd. Şti, avalistlerin … ve …, lehdarının ve 1. Cirantasının … olduğu, senetin ihdas nedeninin nakden olduğu, senedin lehdar … tarafından davacı …’ya ciro edildiği anlaşılmıştır.
3.Her ne kadar davalılar aşamalarda alınan yazılı beyanlarında kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, husumetin dava dışı şirkete yöneltilmesini gerektiğini ifade etmiş ise de yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 08/03/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da nazara alınarak davalıların dava konusu senetlerin üzerine şirket kaşesi dışında ayrıca aval mahiyetinde imza atmış olmaları da nazara alınarak pasif husumet ehliyetlerinin olduğu değerlendirilmiştir.
4.ESASA YÖNELİK YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Taraflar arasında görülmekte olan davanın davanın davaya konu 01/06/2007 Tanzim, 30/06/2007 vade, 20.000,00 TL bedelli senet ile 01/06/2007 tanzim, 20/09/2007 vade, 30.000,00 TL bedelli senetten kaynaklanan temel ilişkiye dayalı sebepsiz zenginleşme davası olduğu, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 08/12/2014 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında Mahkememizce eldeki dava yönüyle taraflar arasındaki temel ilişkiye dayandırdığı alacak istemine dair bir araştırma ve değerlendirme yapılması gerektiği anlaşılmıştır.
5.Dosya içerisinde yer alan dava konusu senedin keşidecileri olan … ve …’ın T.C. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının … Esas sayılı soruşturmasında 12/02/2008 ve 14/02/2008 tarihli beyanlarından anlaşıldığı üzere dava konusu senetler dava dışı … Dış Tic. Ltd. Şti’nin ortaklık hissesinin satın alınması karşılığında tanzim edilmişlerdir. Davalıların bu yöndeki beyanları yukarıda detayı verilen T.C. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 19/11/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında ifade edildiği üzere Mahkeme dışı ikrar mahiyetindedir. Nitekim dosya kapsamında dinlenen tanıklar da dava konusu senetlerin tanzim nedeninin ortaklık hissesinin devrine ilişkin olduğu ifade etmişlerdir. Kaldı ki davalılar da aşamalardaki beyanlarında senedin verilme nedenine ilişkin bir itirazları olmayıp itirazları alacağın zamanaşına uğradığı yönündedir.
6.Dosya içerisinde yer alan icra T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde dava konusu senetlere ilişkin son işlem tarihinin 26/07/2012 tarihi olduğu anlaşılmıştır.
7.Her ne kadar davalılar tarafından senetler nedeniyle talebin zamanaşımına uğradığı iddia edilmiş ise de 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunumuzun 147/1-4. Maddesinde; ” Bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar.
” denilmiştir.
8.Adı geçen kanunumuzun “Zamanaşımının kesilmesi” başlıklı 154/1-2. Maddesinde; Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse. Alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa zamanaşımı süresi kesilir” denilmiştir.
9.Adı geçen kanunumuzun “Birlikte borçlulara etkisi” başlıklı 155/1. Maddesinde; “Zamanaşımı müteselsil borçlulardan veya bölünemeyen borcun borçlularından birine karşı kesilince, diğerlerine karşı da kesilmiş olur” denilmiştir.
10.Adı geçene kanunumuzun 156/1. Maddesinde; “Zamanaşımının kesilmesiyle, yeni bir süre işlemeye başlar” denilmiştir.
11. Adı geçen kanunumuzun 157/2. Maddesinde; “Zamanaşımı, icra takibiyle kesilmişse, alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlar.” denilmiştir.
12.Yukarıda yapılan açıklamalar ve somut olayımız bir bütün olarak değerlendirildiğinde; T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde dava konusu senetlere ilişkin son işlem tarihinin 26/07/2012 tarihi olduğu, davaya konu senetlerin verilmesindeki temel ilişkinin ortaklık hissesinin devrine ilişkin olması sebebiyle talep isteminin 5 yıllık zamanaşımına tabii olduğu, 6098 Sayılı TBK’nın 154/1-2, 155/1, 156/1 ve 157/2 maddeleri gereğince alacağın tahsili amacıyla yapılan her icra işleminden sonra zamanaşımı süresinin kesilerek yeniden başladığı, icra dosyasında son işlem tarihinin 26/07/2012 tarihi itibariyle yapıldığı ve zamanaşımı kesen son işlemin bu işlem olduğu, eldeki davanın 17/03/2017 tarihinde yani 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı, yukarıda detayıyla izah edildiği üzere davalıların temel ilişkiyi inkar etmediği, nitekim gerek cumhuriyet savcılığında alınan beyanlarıyla gerekse de tanık anlatımlarından temel ilişkin olan ortaklık hissesinin devri nedeniyle düzenlenen bonolar dolayısıyla davalıların borçlu olduğu ve sebepsiz zengileşmediklerine ilişkin ispat yükünün de davalılar üzerinde olması lakin aksine bir delil ibraz etmemeleri karşısında davacının davasının kabulüne ile 01/06/2007 Tanzim, 30/06/2007 vade ve 20.000,00 TL bedelli bono ile 01/06/2007 Tanzim, 20/09/2007 vade ve 30.000,00 TL bedelli bonodan kaynaklı olmak üzere toplam 50.000,00 TL’nin yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 25/12/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı çerçevesinde dava tarihi olan 17/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ve Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile 01/06/2007 Tanzim, 30/06/2007 vade ve 20.000,00 TL bedelli bono ile 01/06/2007 Tanzim, 20/09/2007 vade ve 30.000,00 TL bedelli bonodan kaynaklı olmak üzere toplam 50.000,00 TL’nin dava tarihi olan 17/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte DAVALILARDAN MÜŞTEREKEN VE MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.415,50TL karar ve ilam harcından dava açılırken alınan 854,03TL peşin harcın mahsubu ile kalan 2.561,47TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından karşılanan 31,40TL başvuru harcı, 854,03TL peşin harç, 4,60TL vekalet suret harcı, 386,60TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.276,63‬TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahisili ile davacıya verilmesine.
4-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 7.300,00TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahisili ile davacıya verilmesine.
5-Konya .Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas … karar sayılı görevsizlik kararı nedeniyle AAÜT’nin 7/1.maddesi gereğince hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/04/2022

Katip … Hakim …