Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/117 E. 2022/493 K. 19.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalı aleyhinde olarak Konya . İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, borcun sebebi ve dayandığı sebep olarak, … özellikli ürün satin alma sözleşmesi ile … Bankası A.Ş. 22/02/2016 tarihli … referans numaralı 9.000,00 USD peşinat ödemesi olarak gönderilen banka dekontundan kaynaklanan alacak olarak takip açıldığını, Fakat davalı tarafça söz konu takibe haksız ve kötüniyetli olarak borca itiraz edildiğini ve takibin icra müdürlüğünce durdurulduğunu, bu nedenle davalı tarafça yapılan haksız ve kötüniyetli itirazın kaldırılmasını talep ettiklerini, davalı tarafından satın alma sözleşmesindeki ürünün teslim edilmemiş olduğunu, müvekkili şirketin ise 9.000 USD peşinat ödemesini davalı şirketin hesabına gönderdiğini, davalı-borçluya sözleşmeye konu malların teslimi ile ilgili birçok kez başvurulmasına rağmen davalı tarafça ürünün teslim edilmediğini, müvekkilinin ödediği peşinatında geri verilmediğini, söz konusu ürünün teslim edilmediğinden müvekkili şirketin peşinat olarak ödediği tutarı geri almak istediğini, davalı-borçlunun bugüne kadar borcunu ödemediğini, alacağını alamayacağını anlayan müvekkilinin Konya . İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, fakat davalı tarafça söz konu takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini ve takibin icra müdürlüğünce durdurulduğunu, borcunun farkında olan davalı tarafın iş bu kötüniyetli itirazının borcu sürüncemede bırakmaktarı başka bir amaç taşımadığını, davalı borçlunun sadece borca itiraz ettiğini, ürün satın alma sözleşmesine itiraz etmeyerek sözleşmenin mevcudiyetini kabul ettiğini, davalının artık borcu ödediğini ispat etmesi gerektiğini, ispat külfetinin davalı tarafta olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle kötüniyetli malvarlığı devirlerinin olmaması ve bu tür devirlerin önüne geçebilmek adına davalının üzerine kayıtlı her türlü taşınır taşınmaz mal varlıklarına, üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına 66.570,03 TL’lik asıl alacak ve ferileri ile masraflara yetecek miktarda teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına, davalının (borçlunun) . İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası dosyasına yönelik yetkiye ve borca itirazın iptali ile takibin devamına, davalının takip konusu alacak miktarının %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davalı şirketin adresinin … … de olduğunu, bu hususun gerek davalının dava dilekçesinde gerekse de itiraz dilekçelerine ekli vekaletnameden de açıkça görüleceğini, bu nedenle Konya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkisi olmadığını, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yetkisiz mahkemede açılan davanın reddinin gerektiğini, iddia edilen alacağın 2016 tarihli olmakla zamanaşımına uğradığını, hak düşürücü süre itirazında ve zamanaşımı def”inde bulunduklarını, öncelikle taraflar arasında düzenlenen 19.02.2016 tarihli bir sözleşme olmadığını, dikkat edilirse davacı tarafın sunduğu bu sözleşmede, davalı – müvekkili şirketin kaşe ve imzası olmadığını, taraflar arasında bu işle ilgili olarak düzenlenen tek belgenin davalı – müvekkili şirket tarafından davacıya gönderilen 11 Ocak 2016 tarihli teklif olduğunu, bu teklifin davacı şirkete e-posta yoluyla gönderildiğini, davacı şirket tarafından onaylandığını ve 22.02.2016 tarihinde peşinat gönderildiğini, peşinat gönderildikten sonra müvekkili şirket tarafından “teklif”te belirtilen redresörün üretildiğini, yine kabul edilen teklifin 1.1.5 maddesine göre teslimattan önce bakiye ödemesi yapılması istendiğini, ancak davacı şirket üretilen redresörün bakiye ödemesini yapmadığı için malın teslim edilemediğini, zaten bu esnada da 15 Temmuz 2016 tarihli darbe teşebbüsü olduğunu ve akabinde de davacı şirkete kayyum atandığını, davalı – müvekkili şirketin tarafların arasındaki anlaşma gereği redresörü ürettiğini, ancak bedelin bakiyesini alamadığını, şirkete kayyum atanması sebebiyle davacının bütün ödemelerinin de durdurulduğunu, hatta davacı şirketle iletişim kurma ihtimalinin dahi olmadığını, “Teklif”te belirtilen redresör halihazırda müvekkili şirket tarafından üretildiği vaziyette beklediğini, davacı tarafın bakiye ödemeyi yaptığı anda bu redresör kendilerine teslim edileceğini, ancak davacı şirketin ödemeyi yapıp malı almak yerine haksız olarak ödediği peşinatı talep ettiğini, müvekkili şirketin davacıya karşı borcu olmadığını, ürettiği redresör sebebiyle bakiye alacağı olduğunu, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın yetki, zamanaşımı ve esasa ilişkin itirazları doğrultusunda usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın; Taraflar arasında akdedilen satım sözleşmesinden kaynaklı bedelin tahsili amacıyla davacı tarafından yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise söz konusu satım sözleşmesi gereğince davacının herhangi bir alacağı olup olmadığı, davalı tarafından sözleşmeye konu ürünün teslim edilip edilmediği, teslim edilmemiş ise davalının temerrüde düşmesinde herhangi bir kusuru olup olmadığı, davacının bir alacağı var ise miktarının ne olduğu ve davalıdan tahsilinin talep edilip edilemeyeceği hususunda olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 28/01/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında; ” İtirazın iptali kurumu İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinde düzenlenmiş olup, söz konusu hüküm; ” Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindedir. Dava dosyası içerisinde yer alan icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı davacının ilk olarak davalı aleyhine Ankara .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası ile ilamsız takip başlattığı, ödem emrinin tebliği üzerine davalı borçlunun süresi içinde icra dairesinin yetkisine itiraz ederek Ilgaz İcra Daireleri’nin yetkili olduğunu beyan ettiği ve borca da itiraz ettiği, bu itiraz üzerine alacaklı davacının dosyanın Ilgaz İcra Dairesi’ne gönderilmesini talep ettiği, bu talep üzerine dosyanın gönderildiği ve Ilgaz İcra Dairesi’nin … Esasına kaydedildiği ancak yetkili icra dairesince dosyada masraf bulunmadığından yeniden ödeme emri düzenlenerek davalı borçluya tebliğ edilemediği anlaşılmaktadır. Bu durumda itirazın iptalinin talep edileceği usulüne uygun şekilde borçluya gönderilmiş ve itiraza uğramış bir ödeme emri bulunmadığından davacının dava açmakta hukuki yararı da bulunmamaktadır. Bu durumda davanın HMK’nın 114/1-h.maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde davanın esasına girilerek reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 24/01/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında; “Yetki itirazının incelemesi neticesi mahkeme yetkili olduğuna karar verirse borçlunun icra dairesine yapmış olduğu yetki itirazının reddine karar verilecektir. Mahkeme yapmış olduğu inceleme neticesi takip yapılan icra dairesinin yetkili olmadığına kanaat getirir ise “Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip olmadığından davanın reddine” karar verecektir. (06.10.2004 tarih E:… K:… karar sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı)” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.Somut olayımızda davacı tarafından T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçilmiş, davalı tarafından 23/02/2021 tarihli dilekçe ile açıkça borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, yetkili icra dairesinin İstanbul İcra daireleri olduğu ifade edilmiştir.
2.Davacı tarafından icra dosyasına vaki itirazın iptali amacıyla eldeki davanın açıldığı, davalı tarafından yasal süre içerisinde verilen cevap dilekçesinde Konya İcra Dairelerinin yetkisiz olduğu, yetkili icra dairesinin İstanbul olduğu, taraflar arasında sözleşme haline gelen teklif formu gereğince İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığı bu nedenle gerek Mahkemenin gerekse de İcra Dairesinin yetkili olmadığı ifade edilmiştir.
3.Davacının dava dilekçesinin 4. Sayfasında davalı ile aralarında yazılı sözleşme akdedildiği açıkça ikrar edilmiştir. Taraflar arasında sözleşme haline gelen Teklif Formunun “Gizlilik” başlıklı 1.6.1 maddesinde açıkça “Teklif formu müşteri onayı ile birlikte sözleşme niteliği taşımakta olup yorum ve uygulamadaki anlaşmalıklarda İstanbul Mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir” hükmünü açıkça içermektedir. Davacının dava dilekçesinde açıkça davalı ile aralarında yazılı sözleşmenin akdedildiğini ikrar etmesi, her iki tarafın da tacir olması, 6100 Sayılı Kanunun 17/1 maddesi gereğince münhasır yetkinin kararlaştırılması ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun hakların kullanılmasına ilişkin “Dürüstlük” kuralı da nazara alındığında taraflar arasındaki yetki sözleşmesinin geçerli olduğunu kabulünde kuşku bulunmamaktadır.
4.Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükümleri, icra dosyası, Yüksek Mahkeme içtihatları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Taraflar arasında akdedilen ve sözleşme haline gelen Teklif Formunun “Gizlilik” başlıklı 1.6.1 maddesinde açıkça “Teklif formu müşteri onayı ile birlikte sözleşme niteliği taşımakta olup yorum ve uygulamadaki anlaşmalıklarda İstanbul Mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir” hükmünü açıkça içerdiği, anılan yetki sözleşmesi gereğince yetkili icra dairesinin İstanbul İcra Daireleri olduğu, somut olayda yetkili icra dairesi tarafından gönderilen bir ödeme emri olmadığı, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 28/01/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 24/01/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip olmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip olmadığından REDDİNE,
2-Davacı şirket 690 KHK’nın 73/6 maddesi uyarınca TMSF tarafından yönetildiğinden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Hazine tarafından karşılanan 1.560,00TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.19/07/2022

Katip … Hakim …