Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/115 E. 2022/346 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLLERİ:
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı vekilinin davalılar aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizde yapılan açık yargılama sonunda mahkememizin 12/06/2014 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davanın kabulüne ilişkin temyiz kanun yolu açık olan bu kararımıza karşı davalının temyiz kanun yoluna başvurması üzerine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 05/11/2015 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile kararımız bozulmakla, karar düzeltme kanun yolu açık olan bozma kararına karşı davacı vekilinin karar düzeltme kanun yoluna başvurması üzerine yine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 06/04/2017 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile davacının başvurduğu karar düzeltme talebi reddedilmekle, bozma ve karar düzeltme talebinin reddi kararları üzerine, dava dosyası mahkememizin yukarıda karar başlığında gösterilen … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizde yapılan açık yargılama sonunda mahkememizin 10/07/2017 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davanın kabulüne ilişkin temyiz kanun yolu açık olan bu kararımıza karşı davalının temyiz kanun yoluna başvurması üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14/10/2021 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile kararımız bozulmakla, karar düzeltme kanun yolu açık olan bozma kararına karşı kanun yoluna başvurulmamakla dava dosyası mahkememizin yukarıda karar başlığında gösterilen … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin davalılara Konya’ da 01/05/2010-26/08/2010 tarihleri arasında yemek hizmeti verdiğini, bir kısım borçlarını ödememeleri üzerine 23 adet (mükerrer yazımlar vardır, doğrusu 21 adet faturadır) fatura bakiyesi olan 44.458,00 TL asıl alacak ve ferileri üzerinden Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden giriştikleri icra takibine davalıların borcun 3.387,96 TL lik kısmını kabul ederek kalan 41.070,04 TL lik kısmına itiraz etmeleri nedeniyle bu kısım yönünden icra takibinin durduğunu, davalıların itirazlarında haksız ve kötü niyetli olduklarından bahisle davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına ve %40 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetlerine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili şirketler ile dava dışı … A.Ş. nin ortakları oldukları ortak girişimin (adi ortaklığın) Konya Atıksu Arıtma Tesisi İnşası işini (… A.Ş.-… Ortak Girişimin) üstlendiklerini, ortak girişimin ortakları arasındaki iç anlaşma gereği müvekkillerinin hiç bir yükümlülüklerinin bulunmadığını, müvekkilleri ile davacı arasında her hangi bir sözleşme olmadığını, dava dışı ortak … Yapı A.Ş.’ nin iflas ettiğini, davacının ortak girişimin Konya’ daki şantiyesine verdiği öğlen yemeklerinin paralarını … Yapı A.Ş. Tarafından tutulan ortak girişim hesabından aldığını, sadece 3.387,96 TL bakiye borç kaldığını, itiraz dışı kalan bu miktarı da 16/02/2011 tarihinde icra dosyasına ödediklerini, ortak girişimin hesapları incelendiğinde müvekkillerinin her hangi bir borcunun olmadığının anlaşılacağını, müvekkillerinin takipten önce temerrüde düşürülmemesi nedeniyle ayrıca işlemiş faize de itiraz ettiklerinden bahisle müvekkilleri hakkındaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın ticari nitelikte yemek satımından kaynaklı olarak tanzim edilen faturalara dayalı olarak davacı tarafından yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise dava konusu faturalardan kaynaklı olarak davacının herhangi bir alacağı olup olmadığı, var ise miktarının ne olduğu hususlarında olduğu tespit edilmiştir.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMI
1.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14/10/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki dava hizmet sözleşmesinden kaynaklanan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporlarına göre takip konusu faturaların davalıların defterinde aynen gözüktüğü, fatura tarihlerinden sonra davalı tarafça yapılan toplam 31.000TL’lik ödemeyle ilgili olarak davacı tarafın bu ödemelerin daha önceki dönemlere ilişkin olduğu iddiasında bulunduğu ve bu şekilde ispat yükünü üzerine aldığı, bu iddiayla ilgili olarak davacı tarafça yemin teklif edildiği ancak davalıların yeminden kaçındığı, dava dışı Mehmet Nurullah Tatarağasıgil’in de HMK’nın 232. maddesine göre davalı tüzel kişiler adına yemin edemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Oysa ki, dava dışı Mehmet Nurullah Tatarağasıgil’in yetkilendirilmesine ilişkin 17.07.2009 ve 02.06.2010 vekâletnameler incelendiğinde; bu vekâletnamelerin davalı yabancı anonim şirketlerin dava dışı adı geçen kişi tarafından Türkiye’de temsili bakımından çok geniş yetkiler kapsadığı, bu yetkiler uyarınca adı geçen kişinin davalı şirketlerin ticari vekili değil ticari mümessili olduğu, böyle olunca da HMK’nın 232/2. maddesi gereğince davalı tüzel kişiler adına yemin edebileceğinin kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, teklif ve kabul edilen yeminin usulüne uygun şekilde eda edildiği gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında; dava dışı Mehmet Nurullah Tatarağasıgil davalı şirketin ticari mümessili olduğu ve davalı şirketler adına yemin edebileceği kabul edilmekle birlikte, bu kişi 4.000TL’nin neye tekabül ettiğini bilmediğinden bahisle buna ilişkin olarak yemin etmediği, bu nedenle yeminin 4000TL bakımından usulüne uygun şekilde eda edilmediği belirtilerek direnme kararının açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüşse de, bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 05/11/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, takip konusu faturaların davalıların defterinde aynen gözüktüğü, faturaların tarihlerinden sonra davalı yanca yapılan toplam 31.000 TL’lik ödemeyle ilgili olarak davacının bu ödemelerin daha önceki dönemlere ilişkin olduğu iddiasında bulunduğu, bu iddiayla ilgili olarak davacı yanca yemin teklif edildiği, davalıların yeminden kaçındığı, takip konusu bakiye 10.070,04 TL yönünden ise davalıların talimat mahkemesindeki yemin duruşmasına davalı şirketlerin ortağı ve yöneticisi olmayan ve sadece Türkiye’deki vekili olan … geldiği, vekil olan kişinin HMK’nın 232. maddesi uyarınca taraf yerine geçmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle davalıların usulüne uygun tebligata rağmen yemin duruşmasına gelmeyerek yemin teklif hakkını kullanmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, davalıların itirazlarının iptaline, takibin 41.070,04 TL asıl alacak ve asıl alacağa icra takip tarihi olan 03.02.2011 tarihinden itibaren yıllık % 9 ve ileride değişmesi halinde değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına ve davalıların % 40 oranında icra inkar tazminatıyla sorumluluklarına karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dava dışı … yetkilendirilmesine ilişkin dava dosyasına sunulan vekaletnamelerin çok geniş yetkileri kapsadığı gözetildiğinde adı geçenin davalı şirketlerin ticari vekili olarak değil ticari mümessili olduğunun kabulü gerekir.Bu durumda mahkemece, teklif ve kabul edilen yeminin usulüne uygun şekilde eda edildiği gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 13/03/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalıya ait BA formlarında dava konusu fatura kayıtlı olduğundan malın teslim edildiğinin ispat edildiği, takip öncesi davalı temerrüte düşürülmediğinden davacının işlemiş faiz talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 7.333,09 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacak likit olup davalı itirazında haksız olduğundan kabul edilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 13/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.” denilmiştir.
4.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/06/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin birinci fıkrasında; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmü yer almaktadır.
Anılan yasa maddesinde de açıkça belirtildiği gibi; itirazın iptali davası açmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlar. Bunun dışında bir yol (harici öğrenme v.s) öngörülmemiştir. Nitekim, aynı Kanun’un 62/2. madde ve fıkra hükmünde de, itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğu getirilmiştir.
Somut olayda; itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği bildirildiğine göre, mahkemece davacı alacaklıya tebliğ yapılmadığından 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı gözetilip, itirazın iptali davasının süresinde açıldığı kabul edilerek, işin esası hakkında yapılacak yargılama sonucunda, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
5.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12/10/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Bu aşamada kapalı fatura kavramı hakkında kısaca açıklama yapılmasında fayda bulunmaktadır. Bilindiği üzere satıcının, düzenlediği faturanın alt kısmına kaşe ve imza koymasına faturanın kapatılması (akide edilmesi) denir ve bu durum ticari bir örf ve adet kuralı olarak bedelin tahsil edildiğine karinedir (Hukuk Genel Kurulunun 22.04.2015 tarihli ve … E., … K. sayılı kararı). Bu karine aksi ispatlanabilen bir karinedir.” denilmiştir.
6.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01/06/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Adi ortakların, ortaklık çerçevesinde borçlanmaları TBK’nın 638. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenmiştir. Her bir ortak ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçtan şahsen, sınırsız ve müteselsilen sorumludur. Bunun aksi de kararlaştırılabilir. Müteselsil sorumluluğun bulunduğu durumda ise TBK’nın 163. maddesinin 1. fıkrası gereğince alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Bunun sonucu olarak adi ortaklığın alacaklısı alacağını doğrudan ortaklardan da isteyebilir. Bu durumda adi ortaklığın alacaklısının sadece ortağın tasfiye payına gidebileceği anlamı çıkmamaktadır. Aksinin kabulü müteselsil sorumluluk hükümlerine aykırı olur.” denilmiştir.
7.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14/05/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Özetlenen ilkeler göstermektedir ki; davalının ticari defterlerinin kapanış tasdiki olmaması nedeniyle lehe delil olamazsa da kendi defterinde kayıtlı borç bakımından aleyhine delil olacaktır. 6762 sayılı TTK’nın 84. maddesi uyarınca hiçbir tacir kendi defterine aleyhe kayıt düşemeyeceğinden faturaların davalı defterinde kayıtlı olması faturalar içeriğindeki malın davalıya teslim edildiğine karine oluşturur. Bu karinenin aksini bir başka deyişle faturalar içeriği emtianın teslim edilmediğini, faturaların usulsüz olduğunu davalı ispatlamalıdır.” denilmiştir.
8.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 14/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Bu durumda; davacı şirketçe davalı adına kesilen 2 adet fatura, veteriner sağlık raporu, hayvanların nakil belgeleri ve özellikle davalının dava konusu edilen hayvanların nakledilmesinde işletmesinin kullanıldığı yönündeki beyanı da dikkate alındığında, dava konusu hayvanların davalı işletmesinde olup davalı uhdesine geçtiği anlaşılmakla, bu durumda bu hayvanların bedeline ilişkin dava konusu faturaları ödediğini ispat yükü davalı taraftadır.
Hal böyle olunca, bölge adliye mahkemesince; davalının söz konusu fatura bedellerini ödediğini ispat edemediğini gözetilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırarak davanın reddine dair hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.Davaya dayanak T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde özetle; Davacı tarafından takibe dayanak faturalar dolayısıyla 44.458,00 TL asıl alacak ve asıl alacağa yasal faiz uygulanmak suretiyle 2.414,60 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 46.872,60 TL üzerinden ilamsız icra takibine girişildiği, davalılara ödeme emrinin 08/02/2011 tarihinde tebliğ edildiği ve davalılar vekilinin yasal süresinde 14/02/2011 tarihinde icra takibine konu borcun 3.387,96 TL’lik kısmı kabul edilerek bu miktarın üzerindeki kısımlara itiraz edildiği, itiraz edilen miktar yönüyle icra takibinin durduğu ve davalıların kabul ettikleri 3.387,96 TL sini de 16/02/2011 tarihinde icra veznesine ödedikleri ve davacı vekilinin de yatan bu miktarı 04/07/2011 tarihinde tahsil ettiği, davalılarca yapılan itirazın alacaklı/davacıya tebliğ edilmediği, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/06/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da nazara alındığında eldeki davanın yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
2.Takibe dayanak faturaların incelenmesinde özetle; Faturaların tamamının tabltod yemek, tabltod kahvaltı ve kumanya karşılığı düzenlendiği, faturaların tamamının açık fatura niteliğinde (veresiye satış şeklinde) olduğu ve yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12/10/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da nazara alındığında davalıların kapalı fatura karinesinden (bedelin peşin ödendiği karinesinden) yararlanamayacağı anlaşılmıştır.
3.Davalılar, aşamalardaki yazılı ve sözlü beyanlarında davacı tarafından tanzim edilen faturaları ve bu faturalara dayanak temel ilişkiyi inkar etmekteyseler de adi ortaklığın ortağı olduklarını ve yemek bedellerini adi ortaklığın yönetici ortağı dava dışı … Yapı A.Ş. tarafından ortak hesaptan ödenmesi gerektiğini ve itiraz dışı olup ödedikleri miktarın dışında bir borçlarının olmadığını açıkça ifade etmişlerdir. Lakin yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01/06/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da nazara alındığında taraflar arasında yazılı sözleşmenin bulunmaması adi ortaklıktan kaynaklı doğan borçtan davalıların sorumlu olmayacağı sonucunu doğurmayacaktır. Adi ortaklığın ortakları üçüncü kişilere karşı tüm mal varlıkları ile sorumlu olup, ortaklardan birinin borçlarını ödememesi halinde alacaklı müteselsil sorumluluğun gereği olarak alacaklarını diğer ortaklardan talep edebilecektir. Bu noktada davacı, dayandığı faturalardaki yemekleri davalılara veya davalıların ortağı olduğu ortak girişim grubuna satıp teslim ettiğini ispat etmeli, davalılar tarafından da alınan hizmet bedelinin ödendiği ispatlanmalıdır.
4.Mahkememizce tarafların bildirmiş olduğu deliller toplanmış, davacının ticari defter ve belgeleri ile adi ortak girişim grubunun ihalesini üstlendiği Konya Atık Su Arıtma Tesisi İnşası işinin sahibi Koski Genel Müdürlüğündeki kayıt ve belgeler üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilen muhasebeci bilirkişi Eyyup Kalaycı’dan 24/08/2012 Tarihli Rapor, 31/12/2012 Tarihli Birinci Ek Rapor ve 30/10/2013 Tarihli İkinci Ek Rapor temin edilmiştir. Davacının ticari defterlerinin noter kapanış tasdikleri olmadığından lehine delil olamayacakları anlaşıldığı gibi dava konusu hususlarla ilgili aleyhine bir delil değerinin de olmadığı anlaşılmıştır. Davacının ticari defterlerinin noter kapanış tasdikleri olmadığından kendi defterlerindeki lehine olan kayıtlara itibar edilmesi mümkün olmamıştır. Davacının kendi defterlerinde takip konusu faturalar yönünden kendisi aleyhine bir delil de olmadığından davacının ticari defterlerinin kendisi lehine veya aleyhine delil niteliklerinin olmadığı anlaşılmıştır.
5.Mahkememizce … – … Yapı A.Ş. – … Girişim Proje Ofisinin Beykoz ilçesinde bulunan ticari defter ve belgeleri muhasebeci bilirkişi … ‘ e incelettirilmiş olup adı geçen bilirkişiden 05/03/2013 tarihli bilirkişi raporu temin edilmiştir. İşbu rapora ve ekine göre takip ve dava konusu 21 adet fatura adi ortaklığın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmış olup yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14/05/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da nazara alındığında davacı tarafından takibe konu faturalar dolayısıyla hizmetin verildiği ve malların teslim edildiğinin kabulü gerekmiştir.
6. Davacı tarafından davaya konu faturalar dolayısıyla hizmetin verildiği ve malların teslim edildiği anlaşıldığından yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 14/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı çerçevesinde fatura bedellerinin ödendiğinin ispat külfeti davalı üzerindedir.
7.Dosya içerisinde yer alan … – … Yapı A.Ş. – … Ortak Girişim Proje Ofisinin ticari defter ve belgelerinin incelenmesi neticesinde hazırlanan 05/03/2013 tarihli bilirkişi raporundan davalıların takip ve dava konusu 01/05/2010-26/08/2010 tarihleri arasında düzenlenmiş faturaların düzenlenme tarihlerinden sonra 27/05/2010, 25/06/2010, 16/07/2010, 12/08/2010 ve 19/08/2010 tarihlerinde sırasıyla 5.000,00, 5.000,00, 5.000,00, 5.000,00 ve 7.000,00 TL şeklinde toplam 27.000,00 TL ödeme yaptıkları anlaşılmıştır. Bu ödemelerin davalıların ticari defterlerinde de gözüken takip konusu faturalara mahsubu gerekir ise de davacı vekili bu ödemelerin de takip konusu faturalara özgü olmayıp takip konusu olmayan önceki faturalara özgü olduklarını ve bu nedenle 27.000,00 TL lik ödemenin takip konusu faturalara özgü olduğu hakkında davalılara yemin yöneltmiştir. Yine davalıların ticari defterlerine göre 01/05/2010 tarih 853032 sayılı 3.180,06 TL bedelli ve 08/05/2010 tarih 853143 sayılı 3.112,02 TL bedelli olmak üzere toplam 6.292,08 TL bedelli iki adet fatura peşin ödenmiş gözüktüğünden ve davalıların defterleri usulüne uygun olduğundan bu kayda itibar edilmesi gerekmiş ise de davacı bu faturaların 4.000,00 TL lik kısmını icra takibine konu ettiğinden davacı vekili 4.000,00 TL nin peşin olarak ödendiği hakkında davalılara yemin yöneltmiştir.
8.Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14/10/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 05/11/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da nazara alınarak dava dışı … ’in yetkilendirilmesine ilişkin 17/07/2009 ve 02/06/2010 tarihli vekâletnamelerin davalı yabancı anonim şirketlerin dava dışı adı geçen kişi tarafından Türkiye’de temsili bakımından çok geniş yetkiler kapsadığı, bu yetkiler uyarınca adı geçen kişinin davalı şirketlerin ticari vekili değil ticari mümessili olduğu, böyle olunca da HMK’nın 232/2. maddesi gereğince davalı tüzel kişiler adına yemin edebileceğinin kabulü gerekmiş, dava dışı Mehmet Nurullah Tatarağasıgil’in teklif ve kabul edilen yeminin usulüne uygun şekilde eda edildiği kabul edilerek 31.000,00 TL’lik ödemenin dava konusu faturalar dolayısıyla yapıldığı Mahkememizce kabul edilmiştir.
9.Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde neticeden davacının takibe dayanak faturalar dolayısıyla davalıların takip öncesinde temerrüde düşürülmemesi sebebiyle davacının işlemiş faiz talep edemeyeceği dolayısıyla 44.458,00 TL asıl alacağı olduğu, dava tarihinden önce davalı tarafından yapılan ödeme mahsup edildiğinde eldeki davada asıl alacak miktarının 41.070,04 TL kaldığı, davalılar tarafından yapılan 31.000,00 TL’lik ödeme mahsup edildiğinde davacının bakiye 10.070,04 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davasının bu tutar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi hususunda Mahkememizde vicdani kanaat hasıl olmuştur.
10.HER NE KADAR DAVA DIŞI … tarafından 4.000,00 TL’lik kısım yönüyle yemin eda edilmemiş ise de; yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14/10/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında muhalif kalan görüşün “davalı şirketin ticari mümessili olduğu ve davalı şirketler adına yemin edebileceği kabul edilmekle birlikte, bu kişi 4.000TL’nin neye tekabül ettiğini bilmediğinden bahisle buna ilişkin olarak yemin etmediği, bu nedenle yeminin 4000TL bakımından usulüne uygun şekilde eda edilmediği belirtilerek direnme kararının açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüşse de, bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir” şeklindeki gerekçesi nazara alınarak 27.000,00 TL’lik eda edilen yemin ile 4.000,00 TL’lik eda edilmeyen yemin yönüyle Mahkememizce yeniden değerlendirme yapılamayacağından yeminin bütün halinde eda edildiği ve 31.000,00 TL ödeme yapıldığı kabul edilmiştir.
11.Dava konusu faturaların aynı zamanda tacir olan … – … Yapı A.Ş. – … Ortak Girişim Proje Ofisinin ticari defter ve belgelerinde yer alması, Mahkememizce kabul edilen miktar yönüyle davalıların takibe itirazlarında haksız olması ve ticari defterlere işlenen alacağın likit olması da nazara alınarak 2004 Sayılı Kanunun 67/2. Maddesi gereğince T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında Mahkememizin kabulü ve itirazın iptali davası sonucu tespit edilen asıl borç miktarı üzerinden takip tarihindeki yasal düzenleme gereğince %40 oranında hesaplanan 4.028,01 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilerek mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
a) T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında(itiraz ve dava dışı 3.387,96 TL hariç olmak üzere) davalılar(borçlular) tarafından asıl alacak yönünden yapılan itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin asıl alacak olan 10.070,04 TL üzerinden DEVAMINA, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
b) Mahkememizce kabul edilen; Asıl alacağa 03/02/2011 tarihinden itibaren yasal faiz UYGULANMASINA,
2-Davalılar(borçlunun) takibe itirazında haksız olduğu anlaşılmakla 2004 Sayılı Kanunun 67/2. Maddesi gereğince; T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında Mahkememizin kabulü ve itirazın iptali davası sonucu tespit edilen asıl borç miktarı üzerinden %40 oranında hesaplanan 4.028,01 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 687,88TL karar ve ilam harcından dava açılırken alınan 375,90TL peşin harcın ve icra dairesine yatırılan 234,30TL harç olmak üzere toplam 610,20TL harcın mahsubu ile bakiye 77,68TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından karşılanan 18,40 TL başvuru harcı, 375,90TL peşin harç, 234,30TL icra harcı ve 2,90 TL vekalet suret harcı olmak üzere toplam ‬631,50TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından karşılanan 150,00TL posta ve tebligat gideri ile 250,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 280,00TL defter talimat gideri ve 80,00TL karar düzeltme posta gideri olmak üzere toplam 760,00TL den davanın haklılık oranına göre (10.070,04/41.070,04) hesaplanan 186,35TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlasının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından karşılanan 46,90 TL Yargıtay posta gideri, 450,00 TL talimat gideri, 154,30TL ve 123,60TL temyiz yoluna başvurma harçları olmak üzere toplam 774,80TL den davanın haklılık oranına göre (31.000,00/41.070,04) hesaplanan 584,83TL nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, fazlasının davalılar üzerinde bırakılmasına.
7-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalılar vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
9-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Tarafların yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Yüksek Yargıtay nezdinde temyiz kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.24/05/2022

Katip … Hakim …