Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/105 E. 2022/645 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili aleyhine davalı … tarafından Konya . İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile 600,00 USD tutarında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, yapılan takibin usule aykırı olduğu gibi davalı tarafından başlatılan icra takibine konu alacağın kesinlikle hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını, davalının müvekkili aleyhine 10/03/2017 düzenleme tarihli 20/10/2019 vade tarihli 600 USD tutarlı emre muharrer senedin ödenmemesi sebebiyle 10 örnek icra takibi başlattığını, ancak takibe esas senedin hukuken geçersiz olduğunu, takibe konu edilmesinin mümkün olmadığını, takibe konu emre muharrer senette düzenleme tarihinin altında yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığını, bu durumun müvekkiline ait imzalar ile senet altındaki imza karşılaştırıldığında çıplak gözle dahi görülebildiğini, bu sebeple müvekkili ile davalı taraf arasında her hangi bir borç ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin söz konusu emre muharrer senedi ilk defa kendisine ödeme emri tebliğ edildiğinde gördüğünü, bu nedenlerle müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile Konya . İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibinin iptaline ve kötü niyetli ve ağır kusurlu olunması sebebiyle de davalı tarafın takip konusu alacağın %20’sinden aaşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davaya konu iddialar ile itirazları kabul etmediklerini, dava edilen konunun haklı bir temele dayanmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, ayrıca müvekkilinin tuhafiye ve mani-fatura üzerine ticari faaliyetini sürdürmekte olduğunu, senet borçlunun alışveriş sonrası borcunu ileri tarihte ödemek istemesi üzerine alınmış bir alacak (satış bedeli alacağı) senedi olduğunu, müvekkilinin esnaf olduğunu, davacının ise tüketici olduğuna göre işbu davada mahkememizin değil Konya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğunu, bu nedenle görev yönünden itirazda bulunduklarını, müvekkilinin alacağına dair senet vermek için işyerine gelen işbu davanın davacısının tanzim ve imza ederek verdiği bono senedini vade tarihine kadar muhafaza etmiş ve vade tarihinden sonra bir süre daha borcun ödenmesini bekledikten sonra herhangi bir ödeme olmadığı için alacağını tahsil amacıyla bono senedini icra takibine koyduğunu, takip açıldıktan sonra borçlunun icra dosyasına veya müvekkiline yönelttiği herhangi bir itiraz olmadığını, işbu davanın yasal süreden yani zaman aşımı ve hak düşürücü süreden sonra açıldığını, bunun davacının iyi niyetli olmadığını gösterdiğini, davacı davasında böyle bir senette imzası olmadığını, böyle bir borcu da olmadığını iddia ettiğini, fakat aralarındaki hukuki ilişkiye ve alışveriş işlemi olup olmadığına dair hiçbir beyanda bulunmadığını, her ne kadar senet sebepten mündemiç ise de senedin neden alındığının belli olduğunu, bu senedin alınmasının tek yolunun davacının müvekkilinden alışveriş yapmış olması olduğunu, basiretli bir iş adamı olan müvekkilinin ticari faaliyetine leke getirmek gibi bir amacı ve bu kadar cüzi bir alacak için gayri meşru yollara tevessül etmesinin mümkün olamayacağını, müvekkilinin böyle yollara ve böyle bir paraya ihtiyacı olmadığını, sadece karşı tarafın teslimi anında senedi ve imzaları kontrol etmemiş sadece baktığında imza gördüğü için ve yanında imza edildiği için ayrıntılı kontrol etme ihtiyacı hissetmediğini, müvekkilinin hala senetteki imzanın davacıya ait olduğunu düşünmekte olduğunu, alacağını tahsil etmeye çalıştığını, müvekkilinin yanında imza eder gibi yapıp önceden bir başkasına imza ettirmediği sürece (ki bu itirazlar karşısında müvekkilinin böyle de yapılmış olabileceğini düşündüğünü çünkü iş yoğunluğundan pür dikkat davacıyı senet verirken takip etmesine imkan olmadığını) senetteki imzanın davacıya ait olduğunu beyan ettiklerini, şayet imza incelemesi yapılacak ise senet tanzim tarihine yakın tarihte ve bol sayıda imza örneğinin davacıdan temin edilip dosya kapsamına alınmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle öncelikle dava konusunda mahkememiz görevli olmadığı için mahkememizin görevsizliğine karar verilmesini, mahkememiz aksi kanaatte olur ise davanın usul ve esas yönünden tümüyle reddini, karşı tarafın kötü niyet tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında, takibe dayanak 10/03/2017 Keşide Tarihli 20/10/2019 Ödeme Tarihli 600,00 USD tutarlı bono yönüyle açılan menfi tespit davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise takibe dayanak bono altında bulunan imzanın davacıya ait olup olmadığı, davacıya ait ise davacının bir borcu olup olmadığı, var ise miktarının ne olduğu hususunda olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İÇTİHATLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 05/11/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince kambiyo senedine dayalı menfi tespit davasının asliye ticaret mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek mahkemece davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/06/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Eş söyleyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (…, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233 ).
Ayrıca, adi senette borçlu olarak gözüken kimse, senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığının ve dolayısıyla, senet borçlusu konumunda bulunmadığının tespiti amacıyla, cebri icra tehdidi ile karşı karşıya ise, icra takibinin yapılmasından önce; süresi içinde ödeme emrine karşı imzaya itirazda bulunmayı ihmâl etmiş ve takip kesinleşmişse, takibe başlanılmasından sonraki evrede sahtelik davası açabilir, böyle bir sahtelik davası hukukî niteliği itibariyle İİK’nın 72. maddesinde düzenlenmiş olan menfi tespit davasıdır ( … .: Medenî Usul Hukuku, C.1, Ankara 2016, s. 844-845).
Gerek doktrinde ve gerekse de uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekârlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”,“senedin zamanaşımına uğramış bulunması” gibi def’iler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir.
Bu nedenledir ki, borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde sahtekârlık (tahrifat) iddiası mutlak def’idir ve mahkemece bu iddia incelenmelidir.” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 23/10/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Mahkemece, alınan ATK raporu ile bahse konu mezkur bonolardaki imzanın davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı …’ün yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalı …’ten alınmasına, 23/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.” denilmiştir.
4.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 15/05/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Mahkemece, benimsenen ATK raporu ile bahse konu bonodaki imzanın davacının eli ürünü olduğunu gösterir yeterlilik ve nitelikte bulgunun saptanamadığının belirlendiği, bu şekilde davacının iddiasını ispatladığı,davalının takip açmakta kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne,asıl alacağın % 20’si olan oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 15/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.” denilmiştir.
5.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 07/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
” Dava konusu bonodaki kendisine atfen atılan imzaların eli ürünü olmadığını beyan etmesinin üzerine, imza örnekleri alınmış ve diğer belge asıllarındaki imza örnekleri ile karşılaştırma yapılarak, 17.07.2019 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu, 21.11.2019 tarihli Jandarma uzmanlık raporu, 13.07.2020 tarihli 3 kişilik bilirkişi heyeti raporu tanzim edilmiş ve dosyaya sunulmuştur. Bozma ilamından sonra alınan bu üç raporda, dava konusu senet üzerine atılı bulunan imzaların davacının eli ürünü olmasının kuvvetle muhtemel olduğu belirtilmiş olup, raporlar birbirini teyit etmiştir. Mahkemece yapılan araştırma sonucunda alınan raporların denetime elverişli olması, birbirini doğrulaması sebebiyle senet üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olduğu anlaşılmasına rağmen davanın reddi gerekirken kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
6.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 04/11/2013 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dava konusu senette davacı keşideci, davalı ise lehdar durumunda olup arada başka bir ciranta bulunmadığına göre davalının keşideci imzasının davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda olduğunun ve bu nedenle takibinde kötüniyetli sayılacağının kabulü gerekir. O halde mahkemece İİK 72/5 maddesi uyarınca davacı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi dava kabul edildiği halde nisbi karar ve ilam harcı yerine maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.GÖREV AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Her ne kadar dava dosyamızın tarafları gerçek kişi ise de yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 05/11/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında davanın kambiyo senedine dayalı menfi tespit davası olması sebebiyle mutlak ticari dava olduğu anlaşıldığından Mahkememizin görevli olduğuna kanaat edilmiş ve işin esasına geçilmiştir.
2.Davaya dayanak T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Takip alacaklısının davalı … olduğu, takip borçlusunun ise davacı … olduğu, davanın 10/03/2017 Keşide Tarihli 20/10/2019 Ödeme Tarihli 600,00 USD tutarlı bono dayanak gösterilmek suretiyle başlatıldığı, ilgili bononun incelenmesinde 6102 Sayılı Kanunun 776/1 ve devamı maddeleri gereğince kambiyo vasfına haiz olduğu anlaşılmıştır.
3.Mahkememizce yukarıda detayı verilen Yüksek Mahkeme ilamları çerçevesinde davacıya ait imza ve yazı örnekleri ile mukayeseye elverişli tüm imza ve yazı örnekleri ilgili kurumlardan celp edilmiş ve T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden rapor aldırılmış, dosya içerisinde yer alan 11/10/2022 Tarihli Kriminal Uzmanlık Raporundan senet altında davacı adına atılı bulunan imzaların davacının el ürünü olmadığı rapor edilmiş, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 23/10/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı, T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 15/05/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ve T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 07/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında Davacının, T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında, takibe dayanak 10/03/2017 Keşide Tarihli 20/10/2019 Ödeme Tarihli 600,00 USD tutarlı bono yönüyle, alacak aslı ile faiz ve feriyle birlikte davalı(takip alacaklısı) …’na borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline karar verilmesi hususunda Mahkememizde vicdani kanaat hasıl olmuştur.
4.Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 04/11/2013 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında dava konusu senette davacının keşideci, davalının ise lehdar durumunda olduğu, arada başka bir ciranta bulunmadığına göre davalının keşideci imzasının davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda olduğu ve bu nedenle takibinde kötüniyetli olduğu anlaşılmakla T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında takibe geçilen borç miktarı üzerinden %20 oranında hesaplanan 1.950,21 TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı …’nun davasının KABULÜNE,
2-Davacının, T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında, takibe dayanak 10/03/2017 Keşide Tarihli 20/10/2019 Ödeme Tarihli 600,00 USD tutarlı bono yönüyle, alacak aslı ile faiz ve feriyle birlikte davalı(takip alacaklısı) …’na borçlu olmadığının TESPİTİ ile icra takibinin İPTALİNE,
3-2004 Sayılı Kanunun 72/5. Maddesi gereğince dava takip borçlusu lehine neticelendiğinden T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin DERHAL DURDURULMASINA, bu hususta ilgili icra müdürlüklerine MÜZEKKERE YAZILMASINA,
4-Karar Kesinleştiğinde; 2004 Sayılı Kanunun 74/5. Maddesi gereğince münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra dosyalarının eski hale İADE EDİLMESİNE, bu hususta bu hususta ilgili icra müdürlüklerine MÜZEKKERE YAZILMASINA,
5-Takipte davalı(alacaklının) haksız ve kötüniyetli olduğuna kanaat edilmekle 2004 Sayılı Kanunun 72/5. Maddesi gereğince; T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında takibe geçilen borç miktarı üzerinden %20 oranında hesaplanan 1.950,21 TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Karar Kesinleştiğinde; İmza incelemesi için temin edilen evrak asıllarının talebe gerek kalmadan ilgili kurumlara İADESİNE,
7-Alınması gereken 666,09TL harçtan peşin alınan 90,18TL harcın ve 76,34TL tamamlama harcı olmak üzere 166,52TL’nin mahsubu ile bakiye 499,57TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından karşılanan 80,70TL başvuru harcı, 90,18TL peşin harç, 76,34TL tamamlama harcı, 313,50‬TL posta ve tebligat gideri, 2.210,00TL Adli Tıp fatura gideri ve 11,50 vekalet harcı olmak üzere toplam ‬‬2.782,22‬‬TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine.
9-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine.
10-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.01/11/2022

Katip … Hakim …