Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/103 E. 2023/86 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili aleyhine Konya . İcra Müdürlüğü … esas nolu dosyasıyla alacaklı tarafından takip başlatıldığını, müvekkilinin alacaklı ile anlaşarak vekalet ücreti ve dosya masraflarını dosyaya ödemek koşuluyla Konya ili … ilçesi … mh. … ada … parseldeki taşınmazı devretmiş ve 30 nisan 2020 tarihine kadar ödememe yapılmaması durumunda devri tamamen elde edeceğini beyan ettiğini, ekte sunulan belge ile bu anlaşma karşılıklı olarak anlaşmaya varıldığını, ancak devirden sonra müvekkiline sürekli olarak fahiş rakamlar dayatıldığını ve dosya kapak hesabıyla müvekkiline tamamen mükerrer olarak ödetilmeye çalışıldığını, müvekkilinin mükerrer ödemeyi kabul etmeyince ilgili icra dosyasından o dönem üzerine kayıtlı Konya İli … ilçesi … ada 2 parselde ki taşınmazını satışa çıkardığını, müvekkilinin müteahhit olduğunu, üzerindeki taşınmazda kat karşılığı inşaat sözleşmesi sebebiyle edinildiğini, alacaklının bu durumu bildiğinden bu şeklide köşeye sıkıştırmak ve mükerrer tahsilat peşine düştüğünü, kapak hesabı çıkartılarak alacaklının asıl alacak ve faizler düşüldükten sonraki kalan kısım olan 8510 TL ödenmiş satıştan vazgeçilmesi ve ve dosyanın kapatılması istenildiğini ancak davalı tarafın buna yanaşmadığından iş bu davayı açmak ve de satışı durdurmak üzere tedbir talep ettiklerini, bu nedenlerle Konya . İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı haksız icra takibinin mahkememizce takdir edilecek teminat mukabilinde yahut teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek icra veznesine girecek paranın davalıya ödenmemesini, davanın kabulü ile davalı ile müvekkili arasında ilgili dosyadan borç ilişkisinin kalmadığının tespitini neticeten Konya . İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı Haksız icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Menfi tespit davasının konusunun, para alacağına ilişkin ve tazminat yönünden eda davası olduğu, davanın taraflarca serbestçe üzerinde tasarruf edebilecekleri işlerden kaynaklandığını, davacı tarafından dava açılmadan önce dava şartı olan arabulucuya başvurunun zorunlu olduğunu, dava dilekçesi kapsamında arabulucuya başvurulmadığını, TTK’nın 5/A maddesi kapsamında önce arabulucuya başvurma zorunluluğu dava şartı olduğunu, işbu dosya bakımından dava şartı noksanlığı sebebiyle HMK’ nın 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, işbu davada davacının borcu olmadığını reddetmemekte olduğunu, bilakis borcun başka bir sözleşme ile ödenmek üzere teminat verildiğini kabulle borcu ikrar ettiğini, bu aşamada taraflarınca borcun varlığının ispatlanmış ve dava konusu bakımdan tartışma dışında kaldığını, taraflarca akdedilen ve davacının iddiasına konu adi yazılı akitte 31.12.2019 Tarihli 19.000 TL, 31.01.2020 tarihli 18.500 TL ve elden 15.500 TL tutarlarındaki borcun 30 Nisan 2020 tarihine kadar ödemesinin yapılmaması durumunda Konya İli … İlçesi … Mah. … Ada … Parseldeki taşınmazın Mehmet İnan’a devredileceği senetlerin ise avukat masrafının ödenmesi halinde iade edileceğinin kararlaştırıldığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmede bildirilen senetler; 31.12.2019 Tarihli 19.000 TL bedelli senet, 31.01.2020 tarihli 18.500 TL bedelli senetler iken; takibe konu yapılan senetler; 18.500,00 TL miktarlı, 30/01/2020 vade tarihli bono ve 19.000,00 TL miktarlı, 30/12/2019 vade tarihli bonolar olduğunu, görüldüğü üzere akde konu senet vade tarihi ile takibe konu senetlerin vade tarihi farklı olup birbirinden bağımsız borç – alacak ilişkisini ihtiva eden senetler olduğunu, dolayısıyla davacının borcun ödendiği iddiasını karşılayacak bir sözleşme bulunmadığından davasının reddinin gerektiğini, bu nedenlerle öncelikle usuli itirazlarımız doğrultusunda davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddini, esasa yönelik itirazları doğrultusunda davacı borçlunun haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddi ile müvekkilinin alacaklı olduğunun tespitine ve tedbir kararının kaldırılmasını, İİK m 72/4 uyarınca, müvekkilinin alacağının gecikmesi sebebiyle, %20′ den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderlerinin ve yasal vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın; T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına dayanak bono dolayısıyla hasıl olan borcun taraflar arasında akdedilen bila tarihli sözleşme gereğince Konya İli … İlçesi … Mahallesi … Ada … Parselde yer alan taşınmazın devri suretiyle ödendiği iddiasıyla açılan menfi tespit davası olduğu,
Taraflar arasındaki ihtilafın ise icra takibine konu bononun taraflar arasında akdedilen bila tarihli sözleşmedeki bono ile aynı bono olup olmadığı, borcun yukarıda detayı verilen taşınmazın devri suretiyle ve icra dosyasına yapılan ödemeler ile sona erip ermediği, takibe konu senetten dolayı davacının herhangi bir borcu olup olmadığı, var ise miktarının ne olduğu hususlarında olduğu tespit edilmiştir.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 24/05/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’ya eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde; “(1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi getirilmiştir. Madde metni herhangi bir tereddüde ve yanlış anlamaya yer vermeyecek şekilde açık yazılmıştır. TTK’ya bu maddenin eklenmesini sağlayan 7155 sayılı Kanun’un genel gerekçesinin bu konuyla ilgili kısmı ve madde için özel olarak yazılan gerekçe de bu açık anlamı desteklemektedir. Hal böyle iken, menfi tespit davalarının ticari bir dava olduğu için TTK’nın 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan da Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı hususu dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesince bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu nazara alınmaksızın Bölge Adliye Mahkemesince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 10/10/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Davacı taraf borcu ödediğini fakat dava konusu bono aslını kendisine iade etmeyen davalı alacaklının tekrar takibe giriştiğini iddia etmektedir. Açıklanan bu iddia karşısında, ödeme iddiasında bulunan davacı iddiasını ispat yükü altındadır. Bir başka deyişle, somut olayda ispat külfeti davacıdadır.” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 25/04/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Mahkemece, davacının kendisi tarafından davalı lehine keşide edilen dava konusu malen düzenlenmiş bono karşılığında davalı tarafça kendisine mal teslim edilmediğini ve dolayısıyla borçlu olmadığını kanıtlaması gerektiği, bu yönde bir delilin davacı tarafça dosyaya sunulmadığı,davacının açıkça “yemin” deliline dayanılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 25/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.” denilmiştir.
4.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 26/11/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
” İİK 72. maddesinin 4. fıkrasında “Dava, alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.” hükmüne göre dosyada ihtiyati tedbir nedeni ile davalının alacağını geç alması söz konusu olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.GÖREV VE ARABULUCULUK DAVA ŞARTI AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Eldeki davanın kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davası olduğu ve mutlak ticari davaya vücut verdiği, bu sebeple Mahkememizin görevli olduğuna kanaat edilerek işin esasına geçilmiştir. Her ne kadar davalı tarafından eldeki davanın arabuluculuğa tabi olduğu ve arabuluculuk sürecinin işletilmemesi sebebiyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 24/05/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı hususu dikkate alınarak davalının bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiştir.
2.DAVAYA DAYANAK İCRA TAKİBİNİN İNCELENMESİNDE; T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde özetle; … tarafından 21/10/2019 tanzim, 30/01/2020 vade ve 18.500,00 TL bedelli bono dayanak olmak üzere alacak aslı 18.500,00 TL, takip öncesi işlemiş faiz 168,02 TL, komisyon 37,00 TL olmak üzere toplam 18.705,02 TL olmak üzere kambiyo senetlerine mahsus icra takibine geçildiği ve dosyanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
3.DAVAYA VE TAKİBE DAYANAK BONONUN İNCELENMESİNDE; İcra takibine dayanak bononun incelenmesinde özetle; keşidecisinin davacı …, lehtarının davalı …, tanzim tarihinin 21/10/2019, tanzim yerinin Konya, ödeme tarihinin 30/01/2020 ve miktarının 18.500 TL olduğunu 6102 sayılı TTK’nın 776 ve devamı hükümleri gereğince senedin kambiyo vasfına haiz olduğu görüldü.
4.TARAFLAR ARASINDA AKDEDİLEN BİLA TARİHLİ SÖZLEŞMESİNİN İNCELENMESİNDE; Sözleşmenin davamız tarafları … ile … arasında akdedildiği, sözleşme içeriğinde 31/12/2019 Tarihli 19.000,00 TL ve 31/01/2020 Tarihli 18.500,00 TL bedelli senetlere ve elden alınan 15.500,00 TL tutarlara karşılık olarak Mehmet İnan’a devredilen Konya İli … İlçesi … Mahallesi … Ada … parselde 1396.24 m2 arsanın teminat olarak verildiği, 30/04/2020 tarihine kadar yukarıda belirtilen bedellerin ödenmemesi halinde devredilen arsanın Mehmet İnan tarafından satılabileceği ifade edilmiştir. Her ne kadar dosya içerisinde yer alan bila tarihli sözleşme suret ise de davalı vekilinin gerek 22/03/2022 Tarihli cevap dilekçesinde gerekse de Mahkememizin 07/02/2023 tarihli duruşmasında sözleşmeyi inkar etmemesi de nazara alınarak adı geçen sözleşmenin taraflar arasında akdedildiği kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
5.ÖDEMEYE İLİŞKİN İSPAT YÜKÜNÜN KİMDE OLDUĞU; Eldeki davada davacı tarafından dava konusu olan bononun yukarıda detayı verilen bila tarihli sözleşmede bahsedilen bono olduğu ve borcun Konya İli … İlçesi … Mahallesi … Ada … parselde 1396.24 m2 arsanın davalıya verilmesi ile ödendiğinin iddia edildiği anlaşılmakla yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay … . Hukuk Dairesinin 10/10/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak ödeme iddiasında bulunan davacının iddiasını ispat yükü altında olduğu ve dava ve takip konusu bononun yazılı belge/senet mahiyetinde olması da nazara alınarak iddialarını 6100 Sayılı Kanunun 201/1 maddesi gereğince yazılı belge ile ispatlaması gerektiği değerlendirilmiştir.
6.ÖDEME İDDİASINA DAYANAK TAPU KAYITLARININ İNCELENMESİ VE NETİCE; Davacı, dava dilekçesinde takibe konu bonoyu bila tarihli sözleşmede bahsedilen bono olduğu ve borcun Konya İli … İlçesi … Mahallesi … Ada … parselde 1396.24 m2 arsayı davalıya devrederek ödediğini iddia etmiştir. Mahkememizce T.C. … Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılarak Konya İli … İlçesi … Mahallesi … Ada … Parselde yer alan taşınmazda davacının daha önce bir hissesi olup olmadığı, bu hissesini davalıya devredip etmediği, devretmiş ise devre dayanak satış senedi ve tüm bilgi ve belgelerin gönderilmesi istenilmiş, gelen yazı cevaplarının incelenmesinde davacı … ilgili taşınmazda herhangi bir hissesinin bulunmadığı lakin davalı …’nın 25/02/2020 tarihinde satış suretiyle taşınmazda hisse edindiği anlaşılmıştır. Bunun üzerine Mahkememizin 01/11/2022 Tarihli duruşmasında davacı vekili taşınmazın davalıya davacı tarafından vekaletle devredildiği ileri sürülmüştür. Mahkememizce aynı tarihli duruşmada T.C. … Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılarak Konya İli … İlçesi … Mahallesi … Ada .. Parselde yer alan taşınmazda davalı … tarafından 25/02/2020 tarihinde satış suretiyle elde edilen hisseye ilişkin devir bedelini ihtiva eden devre dayanak satış senedi, devir vekaletname ile yapılmış ise vekaletname sureti ve tüm bilgi ve belgelerin gönderilmesi istenilmiş, yazı cevabı ekinde yer alan 25/02/2020 Tarihli Resmi Satış Senedinin incelenmesinde ödeme iddiasına dayanak taşınmaz hissesinin dava dışı … tarafından (bizzat) 3.000,00 TL nakden ödenen bedel karşılığında davalı …’ya devredildiği ve bedelin nakden alındığı belirtilmiş olmakla davacının takip ve dava konusu senedi ödediğini 6100 Sayılı Kanunun 201/1 maddesi gereğince yazılı delillerle ispat edemediği ve davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 25/04/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak ispatlanamayan davasının reddine karar verilmiştir.
7.KÖTÜNİYET TAZMİNATI AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Davacı tarafından eldeki dava açılırken 2004 Sayılı Kanunun 72/3-4 maddeleri gereğince icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda teminat mukabilinde tedbir talep edildiği, davacının tedbir talebinin Mahkememizin 10/02/2022 Tarihli ara kararı ile kabul edildiği, davacının takdir edilen teminatı yatırması neticesinde tedbir kararının T.C. Konya . İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında infaz edilerek icra veznesine giren paranın davalıya ödenmemesine ve davacı hakkında yürütülen taşınmaz satış işleminin durdurulmasına karar verildiği, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 26/11/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da nazara alındığında infaz edilen tedbir sebebiyle davalı/alacaklının alacağına ulaşmasında gecikme yaşanması sebebiyle Yasal şartların oluştuğuna kanaat edilmekle 2004 Sayılı Kanunun 72/4. Maddesi gereğince; T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasındaki borç miktarı olan 18.705,02 TL üzerinden %20 oranında hesaplanan 3.741,00 TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Dava, alacaklı/davalı lehine neticelendiğinden 2004 Sayılı Kanunun 72/4-1. cümlesi gereğince Mahkememizin 10/02/2022 Tarihli İhtiyati Tedbir kararının KALDIRILMASINA, bu hususta ilgili icra dairesine müzekkere yazılmasına,
3-Yasal şartların oluştuğuna kanaat edilmekle 2004 Sayılı Kanunun 72/4. Maddesi gereğince; T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasındaki borç miktarı olan 18.705,02 TL üzerinden %20 oranında hesaplanan 3.741,00 TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Peşin alınan 319,44TL harçtan alınması gereken 179,90TL’nin mahsubu ile fazla alınan 139,54‬TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harcı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı vekili yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi Nezdinde istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.07/02/2023

Katip … Hakim …