Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/10 E. 2022/651 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında ticari alım satım gerçekleştiğini, müvekkilinin davalıya satmış olduğu emtiyalara ilişkin fatura kestiğini ve bu faturaları ticari defterine işlediğini ve faturaya yansıyan tüm malların davalıya teslim edildiğini, davalı tarafın müvekkilinden satın almış olduğu emtiadan doğan borcunu ödemediğini, ödenmeyen borcun tahsili amacıyla Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhinde icra takibine geçildiğini, davalının icra takibiyle aynı tarihte 5.000,00 TL’yi ödemeyi müvekkiline yaptığını, bu kapsamda Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından kaynaklı bakiye asıl alacak kalemi olan 5.116,32 TL üzerinden işbu davayı ikame ettiklerini, davalı tarafın asıl alacak olan borcun 5.116,32 TL’sine ve ferilerine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının bu itirazlarının ödemeyi geciktirmeye yönelik olduğunu, dava konusu borcun bilirkişi marifetiyle incelenmesinde müvekkili şirkete ait defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucu ortaya çıkacağını, bu nedenlerle Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında bakiye borç olan 5.116,32 TL asıl alacak için davalı tarafından yapılan itirazın iptalini, davalının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş olup, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İtirazın iptali davası olup, İ.İ.K.’nun 67. maddesi gereğince yasal bir yıllık süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafından düzenlenen 3.068,00 TL Fatura ve 7.048,32 TL Fatura olmak üzere toplam 10.116,32 TL’den davalı tarafından icra dosyasına ödenen 5.000,00 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 5.116,32 TL yönüyle davalının borçlu olup olmadığı, buna dayalı olarak davacı tarafından davalı hakkında Konya . İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile yaptığı takibe davalının yaptığı itirazın iptalinin gerekip gerekmediği hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, Konya . İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası incelenmek üzere celbedilmiş, ticari defter ve kayıtlar, takibe konu faturalar ve tüm belgeler dosya arasına alınmıştır.
Konya . İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası UYAP üzerinden dosya arasına alınmış olup, incelenmesinde; alacaklının … Ticaret Limited Şirketi olduğu, borçlunun … olduğu, takip talebinin 3.068,00 TL Fatura ve 7.048,32 TL Fatura olmak üzere toplam 10.116,32 TL olduğu, borçlunun 15/11/2021 tarihli dilekçesi ile süresi içinde borca ve ferilerine itiraz ettiği ve takibin durdurulmasını talep ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Davalı yanın tacir olup olmadığı yönünde yapılan araştırmada davalının tacir olduğu anlaşılmıştır.
Taraflara aralarındaki ticari ilişki nedeniyle defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup, davacı taraflarca defterler ibraz edilmiş olup, davalı yanca defterler sunulmamış, sunulan defterler üzerinde yapılan inceleme sonucu bilirkişi raporu ibraz edilmiştir.
Bilirkişi tarafından sunulan 31/10/2022 tarihli raporda özetle;
Davacı şirketin 2021 yılı ticari defterleri yerinde incelenmiş olup, E defter uygulamasında olduğu, e-defter beratlarının yasal süresinde gönderdiği ve defter kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı şirket defter kayıtlarında ve BS formlarında, davalı şirkete düzenlenen icra takibine konu faturaların kayıtlı olduğu ve icra takibine konu faturalar nedeniyle icra takip tarihi olan 02.11.2021 itibariyle davalı yandan 10.116,32 TL alacaklı olarak göründüğü, icra takip tarihinden sonra davalı yan tarafından 5.000,00 TL ödeme yapıldığı ve 5.116,32 TL davalı yandan alacağının kaldığı, davalı Mehmet Nuri Ertavukçu’nun dosyaya sunulu cevap dilekçesi ve defterlerinin yerini bildirir beyanı bulunmadığından defter incelemesi yapılamadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Davalı asil karar celsesi olan 03/11/2022 tarihli celsede; Bilirkişi raporundaki aleyhe olan hususları kabul etmediğini, ancak beyanda bulunmak üzere de süre istemediğini, bu rapordaki 5.116,32 TL’yi kabul ettiğini duruşma zaptını imzalamak suretiyle beyan etmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. Maddesi; MADDE 222 – (1) “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” hükmünü amirdir.
Yine belirtmek gerekir ki; HUMK’daki ve HMK’daki yazılı belge ile (ki belge kişinin kendi aleyhine olarak kendisi tarafından düzenlenir) ispat ilkesinin yegâne istisnasının tacirlerin basireti ilkesinin sonucu olan ticari defterler olduğu asla nazardan kaçırılmamalıdır.
Tacir basiretlidir, defterlerinde sadece ve sadece gerçekler yazılıdır. Defter delilini delil yapan tacirle ilgili basiret ilkesidir. Basiret ilkesi olmasaydı, defter delili diye bir delil olmazdı. Tacir basiretlidir, tacir basireti gereği her işi gibi defterlerini de yasalara göre tutar, silahların denkliği ilkesi önemli bir ilkedir, ticari defterler hasmın defterlerine hasretme durumu hariç, her iki tacirinde ticari işletmesi ile ilgili davalarda delil olabilir.
Yine HMK’nın 222 ve devamı maddelerine göre defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için uyuşmazlığın ticari işten kaynaklanması, uyuşmazlığın tacirler arasında çıkmış olması, ticari defterlerdeki kayıtların birbirini doğrulaması, ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması gerekir. Davaya bu açıklamalar ışığında da bakıldığında yukarıda izahı yapılan hususlar muvacehesinde davacının ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, bu haliyle davacının defterlerinin leh ve aleyhe delil kabiliyetini haiz bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı mahkememizce yapılan ihtarlara rağmen mahkememizde görülmekte olan davaya cevap dilekçesi vermediği ve de defterleri ibraz etmediği anlaşılmıştır.
Davacı vekili dilekçesinde %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde; Madde 67 – (Değişik: 18/2/1965-538/37 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Hükmünü amirdir.
İİK.’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının İcra Hakimliğıne başvurmadan, alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması şart değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bunlardan ayrı olarak alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte ve böylede borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir.
Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede, davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada, davalı borçlunun Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptali, takibin devamı ve %20 icra inkar tazminatı talep edilmiş olup, alınan rapor ve dosya kül halinde değerlendirildiğinde, davacının davalıdan takip tarihi itibarı ile 5.116,32-TL tutarında alacaklı bulunduğu, öte yandan davacı asilin karar celsesinde rapordaki 5.116,32 TL’yi kabul ettiğini duruşma zaptını imzalamak suretiyle beyan etmesi de nazara alındığında davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KABULÜ İLE;
1-)Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 5.116,32 TL üzerinden iptali ile takibin devamına, işbu 5.116,32 TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-)Kabul edelin miktarın %20’si olan 1.023,26 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Alınması gereken 349,50-TL harçtan peşin alınan 80,70-TL harcın ve 50,58-TL icra harcının mahsubu ile bakiye 218,22-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-)Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.116,32-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvuru harcı, 80,70-TL peşin harç, 50,58-TL icra harcı, 11,50-TL vekalet harcı, 700,00-TL bilirkişi ücreti ve 49,70-TL posta – tebligat gideri olmak üzere toplam 973,18-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı tarafından yatırılan ve dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalının yüzüne karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 03/11/2022

Katip Hakim