Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/765 E. 2022/429 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalılar aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 20.05.2020 tarihinde müvekkili şirkete … numaralı poliçe ile kasko sigortalısı olan … plaka sayılı araca, … İl Emniyet Müdürlüğüne ait, sürücü … sevk ve idaresindeki … (…) plaka sayılı aracın çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda sürücü …’ın kusurlu olduğunun tespit edildiğini, 20.05.2020 tarihli trafik kazası tespit tutanağında sürücü …’un herhangi bir kusurunun bulunmadığı …’nın 2918 sayılı KTK m.56/1-c (önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlememek (yakın takip)) maddesini ihlal ettiğinin tespit edildiğini, kaza sonucu müvekkili şirket sigortalısı araçta oluşan hasar bedelini müvekkili şirket tarafından 20.07.2020 tarihinde 48.631,00 TL olarak sigortalısına ödendiğini, hasar bedelini sigortalısı adına ödeyen müvekkili şirketin TTK madde 1472 gereği sigortalısının yerine geçtiğinden ödenen hasar bedelinden … (…) plaka sayılı aracın sigortasından yapılan 41.000,00 TL tahsilat düşüldükten sonra bakiye 7.631,00 TL’nin borçlulardan müştereken ve müteselsilen rücuen tahsili amacıyla Karapınar İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, başlatılan takibe borçluların haksız ve hukuka aykırı itirazları üzerine durduğunu, bu nedenlerle davalıların Karapınar İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına davalıların takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri, arabuluculuk ücreti ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … İl Emniyet Müdürlüğü vekili cevap dilekçesi ile özetle; Dava konusu Karapınar İcra Müdürlüğü’nün … Takip sayılı icra dosyasında borçlu olarak davalıların gösterildiğini, borcun dayanağı olarak 20/05/2020 tarihinde meydana gelen … Bakanının Konya Ereğli ilçesini ziyaretleri sırasında koruma konvoyda meydana gelen zincirleme kaza ile, davacı şirkette kasko sigortalısı … plaka sayılı aracın hasarının 48.631,00 TL bedelinin, davalının sürücülüğünü yaptığı idarelerinin uhdesinde kayıtlı … plaka sayılı aracın sigortasından tahsil edilen bedelden sonra kalan 7.631,00 TL’nin rücuen müştereken ve müteselsilen tahsili talebini içerdiğini, davalı araç sürücüsünün … İl Emniyet Personeli olup Koruma Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memuru olduğunu, kamu görevlisi olduğunu, bu nedenle Koruma Hizmetleri Yönetmeliği’nin “Korumaya Alınacak Kişilerin tespiti ve Koruma Komisyonları” başlıklı ikinci bölümünün “Görevleri Sebebiyle Korumaya Alınacaklar” başlıklı 5.maddesinde ” …. Bakanlar Kurulu üyeleri, korunmalarını düzenleyen mevzuat hükümleri dahilinde belirlenen sorumlu birimlerce talepleri aranmaksızın derhal özel korumaya alınırlar” maddesi ve diğer yasal mevzuat çerçevesinde, sayın Bakan’ın ilimiz ziyaretleri sırasında Valilikçe kiralama yoluyla temin edilen … plaka sayılı araçta bir polis memuru … ve … plaka sayılı araçta yine bir polis memuru davalı … tarafından korunmaya alındığını, davaya konu borcun doğumuna neden olan kazanın taksiren kamu görevi sırasında ve kamu görevi nedeniyle meydana geldiğini, Anayasanın 129.maddesinin beşinci fıkrasında; “Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak ancak idare aleyhine açılabilir. bu yönde Devlet Memurları Kanunun 12.05.1982 tarih ve 2670 sayılı Kanun’un 6.maddesi ile değişik 13.maddesinde de yer almaktadır. 657 sayılı Kanun’un 13.maddesinin 3657 sayılı Kanun ile değişik birinci fıkrasında ; ” Kişiler kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan dolayı bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açarlar…” hükmü bulunduğunu, Anayasa’nın 40/3, 125/son ve 129/5. maddeleri ile uygulamanın çerçevesi net olarak çizilmiş; “memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, ancak rücu edilmek şartı ile idare aleyhine açılabileceği” açıkça ifade edildiğini, diğer taraftan uyuşmazlığın çözümünde Anayasa’nın 129/5. maddesinde yer alan “yetkilerini kullanırken işledikleri kusur” ifadesinden ne anlaşılması gerektiğinin belirlenmesinin önem taşıdığını, bu noktada “kusur” ile ilgili açıklama yapılmasında yarar olduğunu, anılan yetkilerini kullanırken ifadesi, bu görevlerini yerine getirirken, görevle ilgili yetkilerini kullanırken meydana geldiği şeklinde yorumlandığını, kamu görevlisinin görev sırasında ve görevi nedeniyle taksirle meydana gelen eylem nedeniyle tazminat iddiasının davalı …’a yöneltilmesinin davalı bakımından husumet yönünden reddinin gerektiğini, davacının iddia ettiği alacak talebinin yerinde olmadığını, iş bu davanın reddinin gerektiğini, dava konusu alacak nedeniyle davacının rücuen alacak talebinde bulunabilmesi için TTK maddesi 1472 ” Sigortacı, sigorta tazminatını ödendiğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder…” hükmü şeklinde olduğunu, dava konusu kazada kullanılan aracın Konya Valiliği tarafından kiralanan aracın … plaka sayılı aracın yine Konya Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü personeli tarafından kullanıldığının dosya kapsamında yer alan Karapınar Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyada yer alan bilgi ve belgelerde yer aldığını, bu durumun Türk Borçlar Hukukunda 135.maddede yer alan alacaklı ile borçlunun sıfatlarının birleşmesi halini akla getirdiğini, bilindiği üzere kira sözleşmesi çerrçevesinde, kiralanan araçlarla ilgili tüm sorumluluğun aracın kiracısına geçtiğini, bu nedenle de, alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleştiği hal nedeniyle sigorta şirketi tarafından halefiyet yoluyla rücu edilmesine imkan bulunmadığının değerlendirildiğini, Konya Valiliği Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığı’nca kiralanan ve koruma hizmetinde kullanılan … plaka sayılı araca ilişkin kiralama belgelerinin Konya Valiliği Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığı’ndan istenilmesi hususunda müzekkere yazılarak 6.maddede belirtilen delilin toplanmasının da bu noktada elzem olduğunu, dosya kapsamında sunulan kaza raporu ve ekspertiz raporu incelendiğinde tüm kusurun davalı taraftaymış iddiasının tüm hasar bedelinin davalılardan talep ettiğini, dava konusu kazanın 3 aracın karıştığı maddi hasarlı zincirleme trafik kazası olduğu kaza tespit tutanağın da sabit olduğunu, … plaka sayılı araç sürücüsüne de aynı sebepten ve aynı oranda kusur verildiğini, … plaka sayılı araçta sürücü Kamil Köroğlu olduğunu, basın mensubu olduğunu, Belediye personeli olduğunu, dosya kapsamında beyan ettiğini, aracında … … Ltd. Şti’ye ait olduğunu, kaza raporuna bakıldığında davalının idarelerinin aracı olan … plaka sayılı aracı … plaka sayılı aracın tam arkasında olacak şekilde kaza sonunda oluşan çizimlerde yer aldığını, ancak kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza sonrası duruş yeri incelendiğinde … plaka sayılı araca sağ arka yandan çarparak 3 metre geriye savrulduğu ve kaza tespit tutanağında sabit olduğunu, Savcılık soruşturma dosyasında ve Konya Valiliği İl Disiplin Kurulu Kararında yer alan tespitlerde, kaza sırasında araçta olan tanık beyanlarında da arkadan çarpan aracın hızıyla öndeki araca doğru itildiklerinin açık olduğunu, … plaka sayılı aracın itmesi ile çarpma yönünde doğrusal bir tepki ile öndeki … plaka sayılı aracın sol ön yan tarafından hasar aldığı nın fizik kuralları gereği olduğunu, bu şekilde hasar alıp hava yastığının da açıldığı dikkate alındığında arkadan çarpılma halinde sol ön taraftan bu şekilde hasar görülmesinin mümkün olmadığını, dava dilekçesi ekinde sigortalanan … plakalı aracın ekspertiz raporunda hasarlı parçalar ve bedellerinin yer aldığını, aracın karşılanan hasarlı parçaları arasında ön kısımlarından alan hasar bedelinin işbu dava bedelinin çok çok üstünde olduğunu, bu nedenle de davaya konu edilen 7.631,00 TL’nin, hali hazırda araçta oluşan 41.000,00 TL ‘nin davalılar tarafının sigortasından tahsil edildiğinin dikkate alındığında, davalı tarafın kusur oranının üstünde bir bedelin ödendiğini, kalan meblağın kazaya karışan diğer araç sürücüsü /malikten tahsil edilmesi gerektiği kanaatinde olduklarını, tüm bu nedenlerle diğer davalı … bakımından husumet yönünden, davalı idare bakımından yargılama gerektiren kusur durumunun ve tüm hasarın taraflarından kaynaklanmadığı nedeni ile haklı olarak yapılan icra takibine itiraz edilmiş olup itirazın iptali talebinin reddi ile haksız talep edilen icra inkar tazminatı taleplerinin reddine, işbu davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14.maddesi gereğince davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesi ile özetle; Davalı olarak gösterilen şahsının o tarihte … İl Emniyet Personeli olup Koruma Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memuru iken emekli olduğunu, bu nedenle Koruma Hizmetleri Yönetmeliği’nin “Korumaya Alınacak Kişilerin tespiti ve Koruma Komisyonları” başlıklı ikinci bölümünün “Görevleri Sebebiyle Korumaya Alınacaklar” başlıklı 5.maddesinde ” …. Bakanlar Kurulu üyeleri, korunmalarını düzenleyen mevzuat hükümleri dahilinde belirlenen sorumlu birimlerce talepleri aranmaksızın derhal özel korumaya alınırlar” maddesi ve diğer yasal mevzuat çerçevesinde, sayın Bakan’ın ilimiz ziyaretleri sırasında Valilikçe kiralama yoluyla temin edilen … plaka sayılı araçta bir polis memuru … ve … plaka sayılı araçta yine bir polis memuru olarak tarafından korunmaya alındığını, davaya konu borcun doğumuna neden olan kazanın taksiren kamu görevi sırasında ve kamu görevi nedeniyle meydana geldiğini, kamu görevlisinin görev sırasında ve görevi nedeniyle taksirle meydana gelen eylem nedeniyle tazminat iddiasının davalı olarak tarafına yöneltilmesi bakımından husumet yönünden reddinin gerektiğini, davacının iddia ettiği alacak talebinin yerinde olmayıp iş bu davanın reddinin gerektiğini, dava konusu alacak nedeniyle davacının rücuen alacak talebinde bulunabilmesi için TTK maddesi 1472 ” Sigortacı, sigorta tazminatını ödendiğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder…” hükmü şeklinde olduğunu, dava konusu kazada kullanılan aracın Konya Valiliği tarafından kiralanmış araç olduğunu, … plaka sayılı aracın yine Konya Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü personeli tarafından kullanıldığını, dosya kapsamında yer alan Karapınar Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyada yer alan bilgi ve belgelerde yer aldığını, bu durumun Türk Borçlar Hukukunda 135.maddede yer alan alacaklı ile borçlunun sıfatlarının birleşmesi halini akla getirdiğini, bilindiği üzere, kira sözleşmesi çerçevesinde kiralanan araçlarla ilgili tüm sorumluluğun aracın kiracısına geçtiğini, bu nedenle de alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleştiği hal nedeniyle sigorta şirketi tarafından halefiyet yoluyla rücu edilmesine imkan bulunmadığının değerlendirildiğini, diğer yandan dava konusu olaya ilişkin iddia edilen bedelin söz konusu zarar nedeniyle bu miktarda oluştuğuna dair somut bilgi ve belgenin sunularak delillendirilmesi gerektiğini, zira dosya kapsamında sunulan kaza raporu ve ekspertiz raporu incelendiğinde tüm kusurun davalı taraftaymış iddiası ile tüm hasar bedelini davalılardan talep edildiğini, oysa dava konusu kaza 3 aracın karıştığı maddi hasarlı zincirleme trafik kazası olduğunu, kaza tespit tutanağın da sabit olup … plaka sayılı araç sürücüsüne de aynı sebepten ve aynı oranda kusur verildiğini, … plaka sayılı araçta sürücü … olduğunu, basın mensubu olduğunu, Belediye personeli olduğunu, dosya kapsamında beyan ettiğini, aracında … Ltd. Şti’ye ait olduğunu, kaza raporuna bakıldığında davalı idare aracı olan … plaka sayılı araç … plaka sayılı aracın tam arkasında olacak şekilde kaza sonunda oluşan çizimlerde yer aldığını, ancak kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza sonrası duruş yeri incelendiğinde … plaka sayılı araca sağ arka yandan çarparak 3 metre geriye savrulduğu ve kaza tespit tutanağında sabit olduğunu, Savcılık soruşturma dosyasında ve Konya Valiliği İl Disiplin Kurulu Kararında yer alan tespitlerde, kaza sırasında araçta olan tanık beyanlarında da arkadan çarpan aracın hızıyla öndeki araca doğru fren yapmışken hızlanarak çarpmak zorunda kalındığını, koruma görevi sırasında bakan aracının takibi ve korumasında görevli olduğunu, bakan aracı ile aralarına araç almalarının güvenlik nedeniyle yasak olduğundan öndeki aracın hızına ve durumuna göre araç hızlarını ayarlamakla mükellef olarak çalıştığını, bu nedenle şahsı ne kadar düzgün kullansa da arkada ileri sürüş teknikleri eğitimi almayan basın mensubunun aşırı hızla onları takip etmesi trafik kurallarına aykırı olduğu gibi, arkadan kontrolsüzce çarpması kazanın vehametini de artırdığını, … plaka sayılı aracın itmesi ile çarpma yönünde doğrusal bir tepki ile öndeki … plaka sayılı aracın sol ön yan tarafından hasar aldığı fizik kuralları gereği olduğunu, bu şekilde hasar alıp hava yastığının da açıldığı dikkate alındığında arkadan çarpılma halinde sol ön taraftan bu şekilde hasar görülmesinin mümkün olmadığını, dava dilekçesi ekinde sigortalanan … plakalı aracın ekspertiz raporunda hasarlı parçalar ve bedelleri yer aldığını, aracın karşılanan hasarlı parçalarının ön kısımlarından alan hasar bedeli iş bu dava bedelinin çok çok üstünde olduğunu, bu nedenle de davaya konu edilen 7.631,00 TL’nin, hali hazırda araçta oluşan 41.000,00 TL ‘nin davalılar tarafının sigortasından tahsil edildiği dikkate alındığında, davalı tarafın kusur oranının üstünde bir bedelin ödendiği, kalan meblağın kazaya karışan diğer araç sürücüsü /malikten tahsil edilmesi gerektiği kanaatinde olduğunu, tüm bu nedenlerle, diğer davalı … bakımından husumet yönünden, kusur durumunun ve tüm hasarın tarafımızdan kaynaklanmadığı nedeni ile haklı olarak yapılan icra takibine itiraz edilmiş olup itirazın iptali talebinin reddi ile haksız talep edilen icra inkar tazminatı taleplerinin reddine, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini bu nedenlerle öncelikle tarafı yönünden husumet yönünden usulden ve esastan davanın reddine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın; Davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya kasko poliçesi kapsamında ödemiş olduğu miktarın rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise davaya konu kaza sebebiyle davalıların herhangi bir kusuru olup olmadığı, dava dışı 3. Kişinin meydana gelen kaza sebebiyle herhangi bir zararı olup olmadığı, var ise gerçek zararının miktarı ve bu zarardan davalıların sorumlu tutulup tutulamayacağı hususunda olduğu görüldü.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 14/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Davacı sigorta şirketi, eldeki davayı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetinin nazara alınması gerekir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22/03/1944 tarihli … Esas ve … Karar sayılı ilamında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nın “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. (eski TTK 1301.) maddesinde; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, davacının sigortalısının tacir olmadığı ve davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Davacı sigorta şirketi, eldeki davayı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli … Esas ve … Karar sayılı ilamında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.(eski TTK 1301.) maddesinde; “sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, davacının sigortalısının tacir olmadığı ve davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” denilmiştir.
3.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 24/05/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Halefiyet ilkesi doktrinde ”zarar gören sıfati ile sigorta ettiren rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle meydana gelen zararlar için üçüncü şahsa karşı harhangi bir hukuki sebebe binaen tazminat alacağına sahip ise, bu hakkı ödenen sigorta tazminatı miktarınca kanun icabı sigortacıya geçmesi hali” şeklinde tanımlanmıştır.( … , Uygulamalı Zarar Sigortaları hukuku, Ankara 2012, syf: 224 ve devamı) iş bu tanımdan da anlaşılacağı üzere buradaki halefiyet ilkesi dava hakkını tanımakta olup, sigortalının diğer bir deyimle yerine kaim olunanın sahip olmadığı bir takım özel üstünlükleri halefe vermiş değildir. Buradan hareketle yerine halef olunan ile zarar verenin arasındaki dava hangi şartlarda görülecek ise halef sigorta ile zarar veren arasındaki dava da aynı şartlarla görülmesi gerekmektedir. Bu durumda zarar veren davalı ile zarar gören sigortalı arasındaki dava haksız fiil sorumluluğundan kaynaklı olup Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, sigortalının yerine kaim sigorta şirketi ile davalı zarar veren arasındaki salt halefiyet ilkesine dayalı iş bu davanın da Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Keza zarar veren ile davacının arasında bir sigorta ilişkisi doğmuş değildir. ( halefiyet ilkesi ve yukarıda vardığımız sonucu öngören örnek içtihad 22/03/1944 tarih … -… sayılı yargıtay içtihadı birleştirme kararı; … , age sayfa: 225 ve devamı, )” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 14/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı, T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/03/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 24/05/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da nazara alındığında; Davacı sigorta şirketinin, eldeki davayı dava dışı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre görevli mahkemenin tayininde dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetinin nazara alınması gerekmektedir. T.C. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22/03/1944 tarihli … Esas ve … Karar sayılı ilamında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmıştır.
2.Halefiyet ilkesi doktrinde ”zarar gören sıfati ile sigorta ettiren rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle meydana gelen zararlar için üçüncü şahsa karşı harhangi bir hukuki sebebe binaen tazminat alacağına sahip ise, bu hakkı ödenen sigorta tazminatı miktarınca kanun icabı sigortacıya geçmesi hali” şeklinde tanımlanmıştır.( … , Uygulamalı Zarar Sigortaları hukuku, Ankara 2012, syf: 224 ve devamı) iş bu tanımdan da anlaşılacağı üzere buradaki halefiyet ilkesi dava hakkını tanımakta olup, sigortalının diğer bir deyimle yerine kaim olunanın sahip olmadığı bir takım özel üstünlükleri halefe vermiş değildir. Buradan hareketle yerine halef olunan ile zarar verenin arasındaki dava hangi şartlarda görülecek ise halef sigorta ile zarar veren arasındaki dava da aynı şartlarla görülmesi gerekmektedir. Bu durumda davaya dayanak Kara Araçları Genişletilmiş Kasko Poliçesi, dava dışı sigortalının aracını sigorta ettirmesi karşısında zarar veren davalılar ile zarar gören sigortalı arasındaki dava haksız fiil sorumluluğundan kaynaklı olup Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince usulden reddine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Görevsizlik Kararımız Kesinleştiğinde ve Mahkememizin görevsiz olduğu yönünde hüküm kurulması durumunda; 6100 Sayılı Kanunun 20/1. Maddesi gereğince iki haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talepte bulunulması halinde DOSYANIN GÖREVLİ T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde dava açılmamış sayılacağının ve bu konuda resen karar verileceğinin İHTARINA,
3-6100 Sayılı Kanunun 331/2. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMECE DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Tarafların yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2022

Katip Hakim