Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ :
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 27/12/2021 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 48 yıldır gerçek tacir olup kendi işletmesinin sahibi olduğunu, davalının müvekkilinin oğlu olup yıllardır SGK’lı olarak müvekkilinin çalışanı olduğunu, 2005 yılında şirket kurulmasına karar verildiğini ve müvekkilinin büyük oğlu olan davalıya %10 hisse vererek kendisinin de %90 hisse sahibi olarak dava dışı … … … Tic. Ltd. Şti.’nin kurulduğunu, davalının aslında şirket ortağı olmadığının ve şirket kurulabilmesi için ikinci bir kişiye ihtiyaç olduğundan şirket ortağı yapıldığının tüm aile bireyleri tarafından bilindiğini, şirket sermayesinin 33.000 paya ayrılmış olup her bir payının 1.000,00TL beheri olduğunu, davalının şirket kuruluşunda ve sermaye arttırımlarında tek kuruş ödemesi olmadığını, davalının 2021 yılının Şubat ayında anlaşılmaz tavırları ile müvekkilleri olan babasını ve aile bireylerine ağır hakaretler ile aile bireylerini ve işini terk ettiğini, kısa bir süre sonra da şirket feshi ve yöneticilikten azil davası açtığını, sonrasında da ticari defter ve kayıtları inceleme talebiyle ve genel kurul kararlarının iptaline yönelik davalar açtığını, şirket kar payları hakkında genel kurul toplantısı yapmak için noter ihtarı çekiğini, müvekkilini bezdirmek için ihtar ve davalar açıldığını, davalının şirketin gerçek ortağı olmadığını, şeklen ortak olup kağıt ortağı olduğunu, inançlı kağıt ortağı olmasına rağmen şirket hissesini asıl sahibi olan babasına devretmeyi reddettiğini beyanla öncelikle tedbir kararı verilerek davalının hisse sahibi olduğu 3.300.000,00TL bedelli 3.300 adet hissenin askıya alınarak bu hisselerin yönetimi için kayyım atanmasına, davalının bu hisselerinin iptali ile şirket ortağı olmadığının tespitine, bu hisselerin müvekkillerine ait olduğunun tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 25/01/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin işletmeye katılması ve sermayesini koymasıyla iş potansiyelinin arttığını ve dava dışı şirketin kurulduğunu, şirket işlerinde müvekkilinin yaptıklarının inkar edilemez olduğunu, müvekkilinin davacı tarafça iddia edildiği gibi çalışan işçi olmayıp şirket ortağı olduğunu, bu durumun Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davadaki davacı beyanları ile de kabul edildiğini, müvekkilinin tüm mesaisini ve çabasını şirket için harcadığının tartışmasız olduğunu, müvekkilinin şirketin %10 hisseli ortağı olduğunu ancak şirket kuruluşunda vermiş olduğu sermaye değerinin şirketin %20 hissesi oranında olduğunu, aile şirketi olması ve şirketin diğer ortağının babası olması nedeniyle müvekkilinin bu durumu göz ardı ederek sessiz kaldığını, müvekkilinin uzun yıllar şirketi büyütmek, geliştirmek için çaba sarfettiğini, davacı tarafın amacının müvekkilini zor durumda bırakarak hiçbir bedel ödemeksizin hissesini almak olduğunu, müvekkilinin haklarını bertaraf etmek olduğunu, davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacı tarafın inançlı ve muvazaalı iddialarını kabul etmediklerini, davacının iddialarını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, tanık dinlenilmesine rızalarının olmadığını beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, … esas sayılı dosyaları, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünden davaya konu … Ltd. Şti.’nin kayıtları celp edilmiş, davaya konu şirket paylarının değerinin tespiti için mahallinde keşif yapılarak gayrimenkul değerleme uzmanı, makine mühendisi, SMMM ve sektör bilirkişisi heyetinden rapor alınmış, davalı asılın mahkememiz duruşmasında yeminli beyanı alınmıştır.
DAVANIN NİTELİĞİ, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava, inançlı işlem sebebiyle dava konusu şirket hisselerinin davacıya aidiyetinin tespiti ve davalının şirket ortağı olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dosyaya celp edilen ticari sicil kayıtlarına göre, davalının dava konusu … … …. Ltd. Şti.’nin %10 oranında pay sahibi olarak kurucu ortağı olduğu, diğer ortağın ise % 90 pay sahibi olarak davacı olduğu, ortakların payına düşen sermayenin muvazaadan ari olarak ve tamamen ortaklarca taahhüt edildiğinin Ticaret Sicili Gazetesinin ilgili sayfalarında ilan edildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin … esas, … karar sayılı kararı; “…Davacı tarafça, inaç sözleşmesine dayalı olarak davalıya devredilen anonim şirket hissesinin davacıya iadesi ve davacı adına tescili istemi ile açılan işbu davada, ilk derece mahkemesince yukarıda özetlendiği şekilde, taraflar arasında hisse devrine ilişkin bir inançlı işlemin varlığını ortaya koyan yazılı bir delil ya da yazılı delil başlangıcı teşkil edebilecek bir kayıt ve belge bulunmadığı, genel kurul toplantı tutanakları ve hazirun cetvellerine göre, davalının 1986 yılında kurulan şirkette 100 hisse ile %40 pay sahibi olduğu, davalının davacıya hisse devri ile başlayan işlemlerin, davalıya hisselerin iadesi ile son bulduğu, davacı tarafça dayanılan kayıtların inanç sözleşmesinin varlığı yönünde delil niteliğinde olmadığı gibi, yazılı delil başlangıcı teşkil edecek belgelerin de bulunmadığı ayrıca, HMK’nın 203/I-a maddesinde yer alan senetle ispat kuralının istisnalarından yararlanma olanağı da bulunmadığından, tanıkla ispatın da mümkün olmadığı gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. ” şeklindedir.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin … esas, … karar sayılı kararı; “…İnançlı işlem, güven esas alınarak yapılan ve öngörülen koşulların ileride gerçekleşmesi halinde, bu anlaşmaya uygun hareket etme yükümlülüğü doğuran bir hukuki işlemdir. İnanan ve inanılan tarafı mevcuttur. İnançlı işlem, kural olarak geçerlidir. Yargıtay uygulamalarına göre inanç anlaşması, ancak yazılı kanıtla ispat edilebilir.
” şeklindedir.
Yukarıda yer verilen emsal kararlar ve mahkememiz için bağlayıcı nitelikte olan 05/02/1947 tarih ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, inanç sözleşmesi ancak yazılı delille ispatlanabilir. Dosya kapsamında yazılı delil başlangıcı veya açık ikrar mahiyetinde delil bulunmadığından, tanık dinletme talebine davalı tarafça açıkça rıza gösterilmediğinden ve ispat konusunun mahiyeti gereği HMK’nun 203/1-a maddesindeki senetle ispat kuralının istisnaları somut olayda uygulanamayacağından, davacı tarafa dayandığı yemin delilinin hatırlatılması gerekmiştir. Davacı vekili, kendisine verilen kesin süre içerisinde yemin teklifinde bulunmuş; davalı bizzat duruşmada hazır bulunarak dava konusunu ilgilendirir hususlarda kendisine teklif olunan yemini eda etmiştir. Bu itibarla ispatlanamayan davanın reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Peşin alınan 59,30TL ve yargılama sırasında alınan 259.443,75TL tamamlama harçları toplamı olan 259.503,05TL harçtan alınması gereken 179,90TL harcın mahsubu ile fazla alınan 259.323,15TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 11,50TL vekalet suret harcı ve 146,55TL posta-tebligat gideri olan toplam 158,05TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 389.956,11TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekillerinin ve davalı asılın yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/04/2023
Başkan … Üye … Üye … Katip …