Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/752 E. 2022/62 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı dava dilekçesinde özetle; Karşı taraf … Bankası, borçlu … , 07.11.2018 tarih ve … sayılı Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kredi kullandırdığını, anılan kredi, borçlunun “Hayvansal Üretim Faaliyetlerini Finanse Etmek” amacıyla ve … sayılı Bakanlar Kurulu Kararına istinaden kullandırılmış “Sübvanse (Faiz/Hazine destekli) Kredi” olduğunu, kendisinin bu krediye müteselsil kefil sıfatıyla 07.11.2018 tarihinde kefalet verdiğini, karşı yan bankaca borçluya kullandırılan sübvanse kredi, 08.01.2018 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı içeriğindeki şartlar ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca çıkarılan … sayılı tebliğ içeriğindeki şartların, borçlu ve bankaca yerine getirilmiş olması halinde kullandırılabilecek ve paydaşlarından birisinin de devletin olduğu özel bir kredi olduğunu, Bu mevzuatlara göre: Anılan … sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Amaç, kapsam ve uygulamaya ilişkin esaslar Başlıklı 1. Maddesinde, “(1) Üreticilerin tarımsal üretime yönelik finansman ihtiyaçlarının uygun koşullarda karşılanması amacıyla … Bankası A.Ş. (Banka) ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin (TKK) kredi kullandırımına ilişkin usul, esas ve kıstaslarına uygun olmak koşuluyla; bu kararda belirtilen usul ve esaslar dikkate alınarak, gerçek veya tüzel kişi üreticilere, … tarımsal kredi kullandırılabilir.” Hükmü bulunduğunu, borçlu … , 07.10.2018 tarihinde sübvanse kredi kullanmak için … Bankasına başvurarak sübvanse kredi için bankanın istediği evrakları bankaya ibraz ettiğini, başvurusu ise bu rapordan yaklaşık 1 ay sonrasında olup 07.11.2018 tarihi olduğunu, borçlunun, karşı yan bankadan sübvanse kredi talep ettiği tarihten sonrası için düzenlenmiş, alınmış bir hayvan mevcudiyet raporu olmadığını, hayvan raporundan 1 ay sonra kredi talep eden şahıs, raporda gösterilen hayvanları kredi başvurusundan önce elden çıkarmış olabileceğini, kaldı ki davalı banka, borçlunun kredi kullandırdığı tarih olan 09.11.2018 tarihinde hayvanlarının olmadığını tespit ettiğini, Kadınhanı Noterliğinden 08.07.2019-… tarih/sayılı ihtarnamesiyle beyan ettiğini, banka kredi kullandırdığı anda krediye esas hayvanların olmadığını bu ihtarnameyle zımnen kabul ettiğini, banka sigortayı, kredi verilen hayvanları görmeden yaptığını, bu durum karşı yan bankanın Kadınhanı Noterliğinden çektiği 08.07.2019 tarih ve … sayılı İhtarnamedeki beyanında, (borçlunun)tarımsal faaliyetinin sona erdiğinin tespit edildiği 09.11.2018 tarihinden itibaren diyen banka, tarımsal faaliyetlerin sona erdiğini tespit ettiği tarihten 3 ay sonrasında anılan hayvanlar için hayvanları görmeden sigorta yaptığını, borçlu … , 07.11.2018 tarihinde sübvanse kredi kullanmak için … Bankasına ayrıca şahsımın da olduğu 2 kefil getirdiğini, bundan başka karşı yan … Bankası, vereceği Sübvanse Kredinin ana dayanağını oluşturan hayvanları gerçekten var mı yok mu diye kontrol etmek ve bunlara “Canlı Hayvan Rehni” koymak yerine kredi talebinde bulunan … Kadınhanı Tapu Müdürlüğünün 08.11.2018 yevmiye tarihli ve … yevmiye numaralı işlemiyle gerçek değeri yaklaşık 1.500.000 TL değerinde gayrimenkul ipoteği de aldığını, karşı yan banka ile borçlu arasında 2013, 2014 ve 2016 tarihlerinde verilen ve borçlu … ödemekte acze düştüğü kredi borç ilişkisi, kendisinin kefil olduğu sübvanse kredinin verildiği anda mevcuttur. … Bankası, 7. Maddede belirttiği Kadınhanı Noterliğinden gönderdiği 08.07.2019 tarih ve … sayılı ihtarname ile kefalet sözleşmemizin olduğu sübvanse kredi sözleşmesini sona erdirdiğini, verilen kredinin artık yine esaslarını kendi belirlediği yeni bir cari kredi sözleşmesi kapsamında olduğunu bildirdiğini, kredinin niteliği ve dayandığı sözleşme banka tarafından tek taraflı bir iradeyle değiştirildiğini, … Bankası, borçluya verdiği 113.400 TL sübvanse kredi borçlu tarafından ödenmeyince, Kadınhanı Noterliğinden gönderdiği 23.01.2020 tarih ve … sayılı ihtarnamesiyle 142.524,79 TL olarak kat ettiğini, aynı ihtarname içeriğinde kendisiyle ilgisi olmayan; borçlunun 2013, 2014 ve 2016 yıllarına ait çektiği toplamda 258.201,24-TL olan kredi borçlarını da topluca kat ettiğini, topluca kat edilen meblağın 400.726,03-TL olduğunu, karşı yan banka 21.02.2020 tarihinde ise Kadınhanı İcra Müdürlüğünden borçlu Mustafa NEİYİ ve 2013, 2014, 2016 ve 2018 yıllarında çektiği kredilere kefil olanların tümü hakkında toplam meblağ 407.767,81 TL üzerinden takip talebinde bulunduğunu, kendisiyle ilgili kısma 150.000 TL ve ferilerinden sorumludur notu düşüldüğünü, kendisinin kefil olduğu borcun kat edildiği meblağ 142.524,79 TL olduğunu, karşı yan bankaca hukuka aykırı, haksız ve mesnetsiz olarak şahsından alınan 75.000-TL nin istirdatı ile ayrıca, borçlu olmadığını bildiği/bilmesi gerektiği halde, haksız ve kötü niyetli olarak hakkında yaptığı 150.000 TL icra takibi üzerinden davalı … tarafından % 20 den azolmamak üzere kötü niyet tazminatının kendisine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava, müvekkili bankanın … Şubesine karşı açılmış olup, banka şubesinin tüzel kişiliğinin mevcut olmadığını, davanın müvekkili … Bankası A.Ş.’ye yöneltilmesi gerekirken, müvekkil bankanın tüzel kişiliği haiz olmayan … Şubesine karşı açılmış olması nedeniyle husumet itirazında bulunduklarını, davanın öncelikle pasif husumet yokluğu nedeniyle reddini talep ettiklerini, davacının menfi tespit istemekte hukuki yararının olmadığını, tespit davası açabilmek için öncelikle hukuki bir yararın varlığının gerektiğini, davacı hakkında Kadınhanı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından başlattığı icra takip dosyasına konu kredi alacağı tahsil edildiği için kapatıldığını, kredi borcunun konu edildiği icra dosyasının kapatılmış olduğu dikkate alındığında, davacının menfi tespit talebinde bulunmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacının icra takibinin iptalini istemekte hukuki mefaatinin olmadığını, dava dışı esas borçlu … (TCKN:… ), 17.10.2018 tarihinde hayvansal üretim- işletme kredisi kullanmak için müvekkil bankanın … Şubesine başvurduğunu, başvuruya esas olmak üzere de 12.10.2018 tarihli Kadınhanı İlçe Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünden aldığı ” işletmede bulunan sığır cinsi hayvan raporu” başlıklı işletmesinde bulunan hayvanların cinsi, kulak küpe numaraları ve hayvanlara dair ilgili diğer bilgilerin yer aldığı resmi belgeyi, çiftçi kayıt sistemi belgesini ve hayvansal işletme tescil belgesini ibraz ettiğini, banka müşterisi dava dışı … başvurusu, müvekkil banka şubesi tarafından incelenmiş ve başvurunun Bakanlar Kurulu’nun 01.01.2018 yürürlük tarihli … sayılı kararnamede ön görülen kredi kullandırım şartları taşıdığı görüldüğünü, müvekkili banka ile dava dışı … arasında akdedilen 07.11.2018 tarihli genel kredi sözleşmesi taşınmaz ipoteği ve kefaletle teminat altına alınmak suretiyle dava dışı … 09.11.2018 tarihinde 113.400,00 TL tutarında faiz indirimli hayvansal üretim işletme kredisi kullandırıldığını, davacı …, bahsi geçen 07.11.2018 tarihli genel kredi sözleşmesinin müteselsil kefil sıfatıyla tarafı olduğunu, kredi kullandırımından 8 ay sonra, 2019 yılı Temmuz ayında müvekkil bankaca yapılan istihbarat ve sorgularda dava dışı banka müşterisi … kredi kullandırım tarihinde var olan hayvanlarını elinden çıkardığının tespit edildiğini, Kadınhanı Noterliğinin 08.07.2019 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile müvekkil banka tarafından kredi borçlularına … sayılı Bakanlar Kurulu Kararında belirtilen şartların yerine getirilmediği, tarımsal üretim faaliyetinin sona erdirildiğinin tespit edildiği ve kredi kullandırım tarihi olan 09.11.2018 tarihinden itibaren 113.400,00 TL tutarındaki krediye uygulanan faiz desteğinin iptal edilerek kredi kullandırım tarihi olan 09.11.2018 tarihinden geçerli olmak üzere, kredi borcuna müvekkil bankanın tarımsal krediler cari faizi uygulanacağına dair ihtarı gönderildiğini ve kredi kullandırım tarihi olan 09.11.2018 tarihi itibariyle geriye dönük olarak faiz desteği iptal edilerek, cari faiz oranında faiz uygulandığını, borcun ödenmemesi üzerine Mustafa Neiyi’nin tüm kredi alacaklarının tahsili için Kadınhanı İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi, Kadınhanı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından da takip ve tahsilde mükerrerlik olmamak kaydıyla asıl borçlu ve kefiller hakkında ilamsız icra takip işlemi başlatıldığını, … E. sayılı dosyasından düzenlenen ödeme emrinde müteselsil kefil davacı …’un kefalet miktarı olan 150.000,00 TL ve fer’ilerinden sorumlu olduğu belirtildiğini, … E. Sayılı dosyadan ipotekli taşınmazların satışı yapılmış, … E. Sayılı dosyadan da borçluların mal varlıkları üzerine haciz konulduğunu, İpotekli taşınmazların satışı yapılmış, satış bedeli borçtan mahsup edilmiş ancak, satış bedeli borcun tamamını kapatmaya yetmediğini, İpotekli taşınmazların bedeli borçtan mahsup edildikten sonra indirim yapılmak suretiyle hesaplanan 75.000,00 TL bakiye borç, davacının oğlu … hesabından davacı adına, herhangi bir ihtirazi kayıt konulmaksızın, müvekkil bankaya ödenmiş, borç kapatılmış, tahsilat icra dosyasına bildirilerek … E. sayılı dosya kapatıldığını, Usul ekonomisi gereği asıl borçlunun toplam kredi borcu üzerinden takip başlatılmış olmasında herhangi bir yasaya aykırılık olmadığı, davacının kefalet miktarının 150.000 TL ve ferilerini içerdiği ve de davacı tarafından borcun 75.000,00 TL’lik kısmının herhangi bir ihtirazi kayıt konulmadan ödendiği ve kefalet miktarının aşılmadığı dikkate alındığında, davacıdan herhangi bir haksız tahsilat yapılmadığının açıkça görüleceği, Müvekkili bankanın kötü niyet olarak nitelendirilebilecek herhangi bir işlemi bulunmamasına, üstelik davacının 75.000,00 TL ödemesine ve şartları oluşmamasına rağmen 150.000,00 TL üzerinden kötü niyet tazminatı istemesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Açılan dava (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Kadınhanı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sırasına kaydedilmiş, Kadınhanı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 21/09/2021 gün ve … Esas … karar sayılı kararı ile bu davaya Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakması gerektiği gerekçesiyle, gönderme kararı ile dosyanın Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, dosya Konya Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmiş ve tevzi sonucu Mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun dayanağını 5235 sayılı Kanun’un 7. maddesinden alan, 08/07/2021 tarih ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayınlan 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile “Konya Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Konya İlinin mülki sınırları olarak belirlenmesine, İş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına.” karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta öncelikle çözüme kavuşturulması gereken husus, anılan HSK Genel Kurulu Kararının 01.09.2021 tarihinden önce açılmış olan davalara tahmil edilip edilemeyeceği, bu tarihten önce açılmış davalara bakan İlçe Mahkemelerince, dosyaların, görevsizlik veya gönderme kararı yoluyla Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine devredilip devredilemeyeceği meselesidir.
Konuya ilişkin emsal yüksek yargı kararlarının ilgili kısımları aşağıya aynen alınmıştır.
Yargıtay HGK’nun 04/04/2019 gün ve … E. … K. sayılı içtihadı;
“…Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) 24.03.2005 tarihli ve 188 sayılı kararında fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri konusunda İstanbul ve Ankara’da kurulup, faaliyete geçirilen fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinin, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile 551 sayılı Patent Haklarının Korunması, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması, 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararnamelerinden kaynaklanan hukuk davaları için ihtisas mahkemeleri olarak belirlenmesine, yargı çevrelerinin ise kuruldukları yerin mülki hudutları olarak tespit edilmesine; fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmayan yerlerde, yukarıda zikredilen Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerden kaynaklanan hukuk davaları için; bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemenin, ikiden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde ise 3 numaralı asliye hukuk mahkemesinin yetkilendirilmesine, ilgili mahkemelerin yargı çevrelerinin ise adli yargı adalet komisyonlarının merkez ve mülhakatları olan ilçeleri kapsayacak şekilde belirlenmesine karar verilmiştir. Halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
O hâlde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan bu hukuki ve maddi olgular karşısında somut olay irdelendiğinde; yukarıda da ifade edildiği üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkeme, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi olup, dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen Manisa 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davaya bakılması olanaklı değildir.
Hâl böyle olunca yerel mahkemenin Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu yönündeki direnme kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.” şeklindedir.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 28/12/2021 tarih, … Esas … Karar sayılı kararı;
“…Görüldüğü gibi, mahkemelerin görev ve yetkilerine ilişkin kuralların kanunla yapılmasının öngörülmesi gerekli olmakla birlikte, bu güvence tek başına yeterli değildir. Aynı zamanda bu yargılama merciinin, uyuşmazlığın ortaya çıkmasından önce kurulmuş olması gerekir. Bu yönüyle Doğal hâkim ilkesi, sırf bir olaya ya da uyuşmazlığın taraflarına özgü olağanüstü yargı mercilerinin kurulmasına engeldir.
Doğal hâkim ilkesi, hukuksal belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine hizmet ettiği için hukuk devletinin temel unsurlarından biridir. Kişilerin, bir suç işlediklerinde ya da bir hukuki uyuşmazlıkla karşılaştıklarında, söz konusu suçtan dolayı yapılacak yargılanma yerini ya da hukuki uyuşmazlığı çözecek olan yargı merciini ve hangi yargılama süreçlerinden geçileceğini bilmeleri gerekir. Aksine eğer uyuşmazlığın ortaya çıkmasından sonra sadece o uyuşmazlığın çözümü için ya da belirli bir suçun yargılanması için yargı yetkisi kullanan merciler oluşturulur ve hâkim görevlendirilirse doğal hâkim ilkesi ihlal edilmiş olur.
Doğal hâkim ilkesi, Anayasa ve AİHS ile garanti altına alınmış bağımsız ve tarafsız mahkemece yargılanma anlamında adil yargılanma hakkı ile de doğrudan bağlantılıdır. Eğer suçun işlenmesinden ya da hukuki uyuşmazlığın ortaya çıkmasından sonra, kişiye veya olaya göre mahkemeler kurulur ve hâkimler görevlendirilirse orada yargı bağımsızlığından da söz edilemez.
Bununla birlikte mahkeme kurulmuş olmakla birlikte mahkeme üyelerinin zaman içinde değişmesi mümkündür. Olağan usuller içerisinde görülmekte olan davaların hâkimlerinin değişmesi doğal hâkim ilkesine aykırılık oluşturmaz.
( … , Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara 2002, s.118; … , 2015, s. 405. … , 2002, s. 118. … , 2021, s.709. … , 2021, s.710. … , 2021, s.719)
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde Mutlak Ticari Dava niteliğindeki davanın Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı kapsamında kaldığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık ilke kararının yürürlüğü tarihinden önce açılmış olan Ticari davada yetkili mahkemenin belirlenmesinden ibarettir. Yukarıda açıklamalarımız ve Anayasal Hak olan Doğal hakimlik gereğince, doğal hâkim ilkesine uygunluğunun sağlanabilmesi için, bu alana ilişkin belirlemenin kanunla yapılmış olması tek başına yetmez. Ayrıca sözü edilen belirlemenin, yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yapılmış olması da gerekir. Bu nedenle, doğal hâkim ilkesinin bünyesinde, “kanuniliğin” yanı sıra “önceden belirlenmiş” olmaya da yer verilmiştir.
Hülasa Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararının taraflar arasındaki uyuşmazlığın gerçekleşmesi tarihinden önce açılmış olan bu ticari davada DOĞAL HAKİMLİK İLKESİ GEREĞİNCE uygulama yeri yoktur. Hattı zatında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun ilgili kararında da açıkça iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına denilmek suretiyle bu tarihten önce açılmış ticari davaların bu belirleme kapsamı dışında tutulduğu ve ilgili kararda DOĞAL HAKİMLİK İLKESİNİN gözetildiği de çok açıktır.
Davacı tarafından 27/11/2020 tarihinde açılan bu ticari davada yetkili ve görevli olan Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinde (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) görülmesi gerekmiştir.” şeklindedir.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 27.12.2021 tarih, … Esas, … Karar sayılı MERCİ TAYİNİ kararı;
“Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.(T.C.Anayasası madde.37 )
Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir..(T.C.Anayasası madde.142 )
Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir.(Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde.6)
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.(6100 sayılı HMK madde.1)
Kanuni hâkim, görev ve yetkisi kanunla belli edilmiş olan mahkemenin hâkimidir. Dolayısıyla mahkemenin görev ve yetkisinin tayin edilmesi işleminin kanun ile yapılmış bulunmasıdır.
Yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yürürlükte bulunan kanunlar aracılığıyla görevi ve yetkisi belirlenmiş olan mahkemenin hâkimine, tabii hâkim denir. Bu çerçevede, tabii hâkim ilkesine uygunluğun sağlanması için, kanunla mahkemenin görev ve yetkisinin belirlenmesi işleminin yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yapılmış olması şarttır.
Tabii hâkim ilkesi, kişilerin, hangi mahkeme önünde yargılanacaklarını kesin olarak bilmelerini mümkün kılmak, bağımsız ve tarafsız mahkemeler önünde yargılanma haklarını güvence altına almak, yargıya güveni sağlamak ve yürütmenin yargıya müdahalesini olabildiğince önlemek amaçlarına yönelmiştir. Bu ilke uyarınca herkes işlem veya eylem tarihinde tabi olduğu mahkeme ve hakim huzurunda yargılanma hakkına sahiptir.
(… Adalet MYO Yargı Örgütleri )
Olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü ve davaya bakacak yargı mercinin belirlenmesi için gönderilen dava dosyası incelendiğinde; Davanın Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararından önce açıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın gerçekleşmesi tarihinden önce açılmış olan bu davada doğal hakimlik ilkesi ve 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanacağı düzenlemesi gereğince uyuşmazlığın Konya (Ereğli) . Asliye Mahkemesinde görülmesi gerekir.
Bu nedenlerle Konya (Ereğli) . Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir” şeklindedir.
Yukarıda işaret edilen emsal içtihatlardan ve yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 s. kararında 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların, Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu yönde herhangi bir yasal düzenleme de yoktur. 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve derdest olan davaların gönderme kararı ya da görevsizlik kararı ile Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi, yukarıda yazılı içtihatlarda belirtilen tabii hakim ilkesine aykırıdır. Sözün özü iş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli değildir.
Bu itibarla Kadınhanı Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kararın görevsizlik kararı mahiyetinde olması nedeniyle Mahkememizce karşı görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 114/1-c maddesi ve 115/2. maddesi gereğince açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Daha önceden görevsizlik kararı veren KADINHANI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
3-Mahkememiz ile adı geçen mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan dolayı işbu görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde GÖREV UYUŞMAZLIĞININ ÇÖZÜMÜ (MERCİ TAYİNİ) İÇİN DOSYANIN KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ . HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINA RESEN GÖNDERİLMESİNE,
4-Harç ve yargılama giderleri hususunun görevli mahkemece karara bağlanmasına,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi. 26/01/2022

Katip … Hakim …