Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/750 E. 2022/672 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ:
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı firmadan … şasi numaralı … … … model aracı 10.09.2021 tarihinde 708.762,40 TL bedel ile satın aldığını, müvekkili tarafından aracın alınmasından kısa bir süre sonra Ankara’daki yetkili … bayisine gittiğini, aracın liste fiyatının 685.000,00 TL olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine davalı şirketi aradığını ve aracın fiyatında fahiş bir rakam olduğunu bunun neden kaynaklandığını sorduğunu, davalı şirket yetkililerince liste fiyatının hatalı olduğunu araca zam geldiğini söylediklerini, daha sonradan müvekkilinin … yetkililerine başvuru yaptığını, … model araç ile ilgili olarak herhangi bir zam ya da indirim yapılmadığını, liste fiyatının doğru olduğunu belirttiklerini, davalı şirket tarafından hukuka aykırı olarak üretici firmaca belirlenen liste fiyatının çok üstünde müvekillinden tahsil edilen fahiş rakam nedeniyle 23.762,40 TL tutarında maddi zararın olduğunu, Ankara . Noterliği’nin … yevmiye numaralı 13.10.2021 tarihli ihtarnamesi ile müvekkilinden tahsil edilen bedelin iadesi için ihtarname gönderdiklerini, davalı taraf ihtarnameye rağmen müvekkilinin zararlarını gidermediğini, arabuluculuk görüşmelerinde de sonuç alamadıklarını, davalı şirketin kötü niyetli bir şekilde hareket ederek yaşanan çip krizini fırsata çevirmek amacıyla hareket ettiğini, her ne kadar ülkemizde serbest piyasa ekonomisi kabul edilmiş ise de hem pandemi hem de çip krizinin etkisiyle kötüniyetli fahiş fiyat artışı ve stokçuluk ile mücadele amacıyla 6585 sayılı Parakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanununa, 16.04.2021 tarihinde eklenen ek madde 1 ile fahiş fiyata karşı düzenleme yapıldığını, ilgili Devlet Kurumlarının fahiş fiyata karşı mücadele vermekte olduğunu, somut olay da yakından incelenecek olursa, davalı şirket kötü niyetli bir şekilde hareket ederek yaşanan çip krizini fırsata çevirmek amacıyla hareket etmiş olup, müvekkilinin zararına olarak fahiş fiyat yoluna gittiğini bildirerek ıslah ile birlikte toplam 23.762,40-TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin söz konusu … şasi numaralı … tipindeki aracı yetkili satıcı olarak … standartlarına uygun olarak sorunsuz, çalışır ve herhangi bir eksik ve ayıbı olmadan, anlaşılan miktarda 10/09/2021 tarihinde satarak teslim ettiğini, müvekkilinin … standartlarında satış yapan bir yetkili servis olduğunu, afaki fiyat politikası gütmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın tacir olduğunu, ürünün fiyatının herkese açık bir şekilde olup üründeki belli bazı özelliklere göre fiyat farklılıkları olabileceğini, çeşitli sebeplerden dolayı bayisel fiyat farklılıklarının olabileceğini davacının bilebilecek durumda olduğunu, serbest piyasa ekonomisi sistemi olduğunu, aracın satış fiyatı sınırlamasının bulunmadığını, sözleşmenin geçersizliğine neden olabilecek bir irade sakatlığı halinin de olmadığını, herhangi bir hata-hile-ikrahın söz konusu olmadığını, satış fiyat listesinin bayilerden ve internet üzerinden sağlanabilecek kolay ulaşılabilir listeler olduğunu, davacının aracın fiyatını bilerek satın aldığını, davacının aracı satın aldıktan 32 gün sonra davalı müvekkili şirkete ihtar çekilerek söz konusu iddia edilen farkın istenilmesinin kabul edilemez nitelikte olduğunu, sözleşmenin taraflarının tacir olduğunu, bedel noktasında taraf iadelerinin uyuşmuş olduğunu, tarafların tacir olduğu da göz önünde alındğında sözleşmenin kurulumunda basiretli davranmaları yükümlülükleri olup bu sebeple davanın reddinin gerektiğini, sözleşme serbestisi gereği düzenlenen bir sözleşme söz konusu olup her iki tarafın tacir olduğu sözleşmenin kurulumunda gerekli özen ve hassasiyeti göstermesi gerektiğinin göz önünde bulundurulmasını, Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 26. maddesinde “Sözleşme özgürlüğü” başlığı adı altında, bir sözleşmenin içeriğinin, bu sözleşmenin taraflarınca kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirlenebileceğinin düzenlendiğini, hükmün hemen sonrasında TBK m. 27/1’de kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olduğunun belirtilmiş olduğunu, dava konusu sözleşmede ise geçerli olup herhangi bir geçersizliğe sebep olacak bir konu barındırmadığını, davacının taleplerini kabul etmemekle birlikte dava öncesi süreçte isterse aracı satılan fiyattan geri alınabileyeceğini de davacıya ilettiklerini, buna rağmen davacı tarafın bu teklifi kabul etmediğini bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Fazladan tahsil edilen araç bedelinin davalıdan tazmini davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı firmadan alınan … şasi numaralı … … model aracın üretici firmaca belirlenen tavan satış bedelinin üstünde davalı firmaya ödenen 23.762,40 TL nin ödeme tarihinden itibaren davalıdan tahsili hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, satın alınan araca ilişkin fatura, dekont, ihtarname, araç liste fiyatı belgesi ve tüm belgeler dosya arasına alınmıştır.
Akabinde dosyanın bir makine mühendisi bilirkişi, bir ticaret mevzuatından kaynaklı nitelikle hesaplamalar uzmanı bilirkişi ile otomotiv alanında uzman olan öğretim üyesi bilirkişiye tevdii ile tarafların iddia ve savunmaları ve dosyadaki belgeler de değerlendirilmek suretiyle davacının talebinin yerinde olup olmadığı hususunda rapor alınmasına karar verilmiştir.
Makine mühendisi bilirkişiler tarafından sunulan 29/04/2022 tarihli kök raporda özetle; … firmasının internet sitesindeki 22.04.2022 tarihindeki liste fiyatına göre yaptıkları değerlendirmeye göre aracın davacı yanca alındığı 10/09/2021 tarihi itibarı ile ve yine söz konusu tarihe göre döviz kuruna göre yapılan hesaplamaya göre davacının aldığı fiyat ile hesaplanan fiyat arasında 27.706,01-TL fark olduğu ve bu fark tutarının davacının iddia ettiği 23.762,40-TL ile örtüştüğü ifade edilmiş, aynı heyetteki ticaret mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişi tarafından ayrı bir rapor halinde sunulan 30/04/2022 tarihli raporda ise özetle; Tarafların satış bedelini belirlemede, kanunun emredici hükümleri saklı kalmak kaydıyla serbest olduğu, dava konusu satış işleminin tacirler arasında yapıldığı, bu sebeple tüketici mevzuatından kaynaklı sınırlamaların da uygulanmasının söz konusu olmadığı, taraflar tacir olup davalı şirketin, davacı şirkete fatura kestiği, TTK m. 21/2’e göre, bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılacağı, dosyada davacı şirketin dava konusu faturayı alıp almadığı, ticari defterlerine işleyip işlemediği hakkında dosyada bir bilgi bulunmadığı, eğer davacı şirket, söz konusu faturayı ticari defterine işlemiş ise, TTK m. 21’in uygulanmasının söz konusu olabileceği, davacının fahiş fiyat iddiası ve fazla ödediği bedelin iade sebebini 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun ek 1. maddesine dayandırdığı, kanun maddesinin;
(1) Üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından bir mal veya hizmetin satış fiyatında fahiş artış yapılamaz.
Aynı maddenin üçüncü fıkrasındaki haksız fiyat uygulayanları tespit etmek ve yaptırımlar uygulanmak üzere, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu oluşturulduğu,
(3) Üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarına yönelik düzenlemeler yapmak, gerektiğinde denetim ve incelemelerde bulunarak idari para cezası uygulamak ve her türlü tedbiri almak amacıyla Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu oluşturulur. Hükmünün mevcut olduğu, uymayanlar hakkındaki yaptırımın ise idari para cezası olduğu, fahiş fiyat artışı yapılıp yapılmadığının tespitinin idari makamlarda olduğu, idari makamlar tarafından fahiş fiyat artışı yapıldığı yönünde bir iddia ve tespitin dosyada olmadığı ifade edilmiştir.
Öte yandan dava konusu olayla ilgili olarak davacı vekili tarafından davalı hakkında idari yaptırım uygulanması yönünde Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Başkanlığına başvurulmuş olup, Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü tarafından verilen cevapta; 28.05.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliğinin 3. Maddesinin 1. Fıkrasının ç bendinde; Fahiş fiyat artışı; “Olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından satışa sunulan ve kamunun beslenme, sağlıklı yaşama ve korunma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için zorunlu olan mal ve hizmetlerin fiyatında girdi ve diğer üretim maliyetlerindeki artış gibi haklı sebebe dayanmaksızın yapılan aşırı ve adil olmayan artış.” olarak tanımlandığı, olayın yargıya intikal ettiği ve sonuca göre işlem yapılması gerektiği ifade edilmiştir.
İtirazlar üzerine bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, makine mühendisleri bilirkişiler 20/07/2022 tarihli ek rapor, aynı heyetteki ticaret mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişi tarafından ise ayrı bir ek rapor halinde sunulan 16/09/2022 tarihli ek raporda özetle; Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü cevabi yazısındaki ifadelere göre dava konusu olaydaki ihtilafın idare tarafından kamunun beslenme, sağlıklı yaşama ve korunma gibi temel ihtiyaçları ile ilgili olmadığı, zorunlu mal ve hizmet sınıfına girmediğinin değerlendirildiği, bu durumun dava konusu ihtilafın 6585 sayılı kanun kapsamında olmadığını gösterdiği, dolayısı ile uyuşmazlığın TTK ve TBK hükümleri çerçevesinde çözülmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Davacı vekili 12/09/2022 tarihli dilekçesi ile talebini 23.762,40-TL’ye ıslah etmiştir.
Huzurdaki davada tarafların tacir olduğu, Türk Ticaret Kanunun 18/2 maddesi gereğince Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğinin ifade edildiği, yine aynı kanunun 21/2 maddesi gereği bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır hükmünün amir olduğu, Türk Borçlar Kanunun 26. Maddesi gereği taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebileceği, 27 maddesi ise kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olduğu hususları düzenlenmiştir.
Tarafları tacir olan huzurdaki davada taraflar hür iradeleri ile alım satım yapmış olup, basiretli bir tacir gibi hareket ederek yaptıkları işlemin sonuçlarına da bu nedenle katlanması gerekmektedir. Basiretli bir tacir olması gereken davacı yanın davaya konu araç alımı öncesinde gerekli araştırmayı yapıp ona göre kendisine en uygun gelen firmayla işlem tesis etmesi gerekmelidir. Oysa davacı alım yapıldıktan sonra bedelin fazla olduğu iddiasında bulunmuştur. Ortada iradeyi sakatlayan bir durum da söz konusu değildir. Serbest piyasa ekonomisinin kurallarına göre böyle bir satımda mevzuata aykırı bir durum da söz konusu değildir. Ortada fahiş bir fiyat farkı durumu da söz konusu değildir. Davalı fatura ile aynı tarihli olarak dosyadaki belgelere göre ödemeyi gerçekleştirmiştir. Faturaya yönelik süresinde itiraz edildiğine ilişkin herhangi bir iddia ve belge de dosyaya sunulmuş değildir. Kaldı ki davaya konu olay ve fahiş fiyat iddiası az yukarıda izah edildiği üzere 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun ek 1. maddesine ve de Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliğinin 3. Maddesinin 1. Fıkrasının ç bendinde belirtilen hususlara ilişkin de değildir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde dosya kül halinde incelendiğinde davalı firmadan alınan … şasi numaralı … … … model aracın üretici firmaca belirlenen tavan satış bedelinin üstünde davalı firmaya ödenen 23.762,40 TL’nin ödeme tarihinden itibaren davalıdan tahsiline yönelik açılan davada, sunulan belgeler ve alınan raporlar mucibince davacının iddiasını ispat edememesi nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davacının davasının REDDİNE,
2-) Peşin alınan 59,30-TL ve ıslah harcı olarak alınan 410,00-TL olmak üzere toplam 469,30-TL harçtan alınması gereken 80,70-TL’nin mahsubu ile fazla alınan 388,60-TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3-)Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı tarafından sarfedilen 11,50-TL vekalet harcı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-)Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 10/11/2022

Katip Hakim