Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
DAVACILAR: 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/10/2021 tarih, … esas … karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verildiği, kararın 02/11/2021 tarihinde kesinleştiği ve 20/12/2021 tarihinde mahkememize tevzi edilerek esas kaydının yapıldığı anlaşılmakla davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacılar vekili Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu 12/10/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerden …’ın müteahhitlik işi yaptığını, … …. Tic Ltd. Şti.’nin yetkili temsilcisi olduğunu, bu şirketin adına yapmış olduğu bir inşaat projesinde şirket para sıkıştığı için önceden tanıdığı davalı …’ten borç istediğini, …’ün bu aşamada müvekkilinin Isparta ilinde bir kooperatifin işini aldığını bildiğinden ve işi garanti gördüğünden fırsat bu fırsat diyerek borç veremeyeceğini ama yapılmakta olan müteahhitlik işine ortak olursa para verebileceğini söylediğini, müvekkili ile yaptığı whatsap görüşmelerinde de bu ortaklığın açıkça belli olduğunu, çaresiz kalan müvekkilinin tüm işi kendisi üstlenmesine rağmen sadece para verecek olan davalının ortaklık teklifini kabul ettiğini, belli bir hissede anlaşılan bu ortaklık sonucunda …’ün … bankası … şubesinde bulunan … iban nolu hesabından çeşitli tarihlerde toplamda 321.600,00 TL ödeme yaptığını ancak 27/08/2018 tarihinden sonra ödeme yapmamaya başlayan …’ün ortaklıktan vazgeçtiğini söyleyip parasını istemeye başladığını, …’ın davalıyı ortaklıkta batmak da var çıkmak da olduğunu söylediyse de, davalının ortaklıktan vazgeçtiğini söyleyerek vermiş olduğu parasının iadesini istediğini, müvekkilini tehdit edip ona hakaretler etmeye başladığını, bunun üzerine de müvekkilin inşaatı bitirmeden ödeme yapamayacağını söylediğini, …’ün gerek mesaj kayıtları ile, gerek yüzyüze, gerekse …’ın babası …’a oğlunu öldüreceğini söyleyerek tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, davalının 17.08.2019 günü Akşehir İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasına dayanak kambiyo senetlerini müvekkillerine zorla imzalattığını, senetlerin yanında sundukları protokolleri de imzaladığını ve nakit olarak bu paranın verildiğini yazdığını, davalının takibe dayanak senetlerde belirtilen tutarda bir parayı davacılara vermediğini, davalının toplamda 321.600,00 TL’lik bir borca karşılık zararı olduğu iddiası ile 1.100.000,00 TL bedelli senetleri imzalattığını, müvekkili …’ın bu kadar borcu olmadığı gibi diğer müvekkili …’ın ise hiç borcu olmadığını, icra dosyasında taşınmazlara kıymet takdiri yapıldığını ve satılmak üzere olduğunu, müvekkillerinin icra bedelini mahkeme veznesine yatırma imkanları bulunmadığı gibi teminatı da yatırma imkanları bulunmadığını tüm bu nedenlerle takibin tedbiren durdurulmasına, mümkün olmaması halinde satışın tedbiren durdurulmasına, ortaklık söz konusu olduğundan davacıların Akşehir İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasından ve dayanak senetlerden dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, bunun mümkün olmaması durumunda 321.600,00 TL haricindeki senet bedelleri için borçlu olmadıklarının tespitine, davalı kötü niyetli olduğundan %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 01/02/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, icra takibini durdurmaya yönelik açıldığını, icra takibinin kesinleştiğini, takibin iptaline yönelik icra hukuk mahkemesinde açılan davanın reddine karar verildiğini ve bu kararında da kesinleştiğini, dava konusu alacağın yazılı belge olan bonoya dayalı olduğunu, takibe konu iki adet bonodaki imzaların davacılara ait olup imzalarına itirazları olmadığını, bonolara dayanak olarak ayrıca ayrı ayrı protokoller yapıldığını, iş bu davada ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, davacı tarafın herhangi bir yazılı belgeye dayanamadığını, davacının senetlerin zorla kullanılarak tehditle imzalattırıldığı iddiasının da gerçek dışı olduğunu, konuya ilişkin açılan soruşturma dosyasında da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, yazılı belgeye karşı yazılı belge ile ispat zorunluluğu olduğunu, davacı tarafın bono bedellerinin ödendiğine dair bir belge sunamadığını, tanık dinletilmesine muvafakatlarının olmadığını, davacı tarafın iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyanla açılan davanın reddine, %20’den az olmamak üzere davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Mahkememizce, Akşehir İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, Akşehir İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, Akşehir C. Başsavcılığının … ve … soruşturma sayılı dosyaları, Antalya . Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
Akşehir İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklısının mahkememiz dosyası davalısı olduğu, borçlularının mahkememiz dosyası davacıları olduğu, 600.000,00TL ve 500.000,00TL bedelli iki adet bonoya dayalı asıl alacak, 131.749,31TL ve 109.791,10TL işlemiş faizleri olmak üzere toplam 1.341.540,41TL alacağın tahsili için kambiyo senedine bağlı icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Akşehir İcra Hukuk Mahkemesinin 12/10/2021 tarih, … esas … karar sayılı ilamı ile; tarafların mahkememiz dosyası tarafları ile aynı olduğu, dava konusunun Akşehir İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu bonoların kambiyo vasfına yönelik şikayet ve icra borcuna itiraz olduğu, davanın reddine karar verildiği ve kararın 25/10/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
DAVANIN NİTELİĞİ, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava, borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı tarafından davacılar aleyhine Akşehir İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile, davacıların keşidecisi ve aval vereni, davalının da lehtarı olduğu 500.000,00 TL bedelli, 17/08/2019 tanzim tarihli, 15/10/2019 vade tarihli ve düzenleyeni, aval vereni ve lehtarı aynı olan 600.000,00 TL bedelli, 17/08/2019 tanzim tarihli, 15/10/2019 vade tarihli iki adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davacılar, bonoların taraflar arasında kurulan ortaklık ilişkisinin bozulması üzerine davalı tarafından tehdit ve cebir kullanılmak suretiyle kendilerine imzalatıldığını ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunmuşlardır. Davalı taraf ise yukarıda özetlendiği şekliyle davanın reddini savunmuştur.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca, herkes iddiasını ispatla yükümlüdür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklindedir.
Menfi tespit davasında da anılan yasa hükümlerindeki ispat yüküne ilişkin kuralın uygulanması gerekir. Buna göre, menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak alacaklı olduğunu iddia eden tarafa yani davalıya düşer. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer (Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı ilamı).
Öte yandan dava konusu bonoların sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu yolundaki iddiaların da davacılar tarafça kanıtlanması gerekir. (Yargıtay . Hukuk Dairesinin … E-… K. sayılı ilamı)
Bu sebeple iş bu davada ispat yükü davacılar üzerindedir. Davacı taraf, bonoların bedelsiz olduğunu ve zor kullanılarak düzenlettirildiğini ispat yükü altındadır.
Dava konusu bonoların yağma suçu işlenmek suretiyle düzenlettirildiği yönündeki suçlamalar üzerine başlatılan Akşehir C. Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde; mahkememiz dosyası davacılarının müştekisi olduğu, şüphelisinin mahkememiz dosyası davalısı olduğu, davalı hakkında senet yağması suçlamasıyla başlatılan soruşturmada … karar sayılı 21/12/2021 tarihli kararla kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın sulh ceza hakimliğinin de incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacıların iddiası, tehdit ve cebir vakıalarını içerdiğinden dosyada tanık dinlenmesi mümkün ise de, dinlenecek tanıkların bonoların düzenlendiği aşamaya şahit olması halinde beyanlarının bir önem kazanacağı izahtan varestedir. Davacılar vekili, tanık beyanına ilişkin olarak söz aldığı 11/01/2023 tarihindeki duruşmada aynen ” …dosyaya bildirmiş olduğumuz tanıklar dava dilekçesinde belirttiğimiz bonoların zorla imzalatılması olayına tanık değillerdir, bildirdiğimiz tanıklar dava tarafları arasındaki hukuki ilişkinin ne şekilde başladığını ve nasıl devam ettiğini bizzat bilen ve senetlerin neden düzenlendiği hakkında bilgisi olan kişilerdir, tanıklarımızın dinlenmesini talep ederiz,” şeklinde açıklamada bulunmuştur. Tanık deliline dayanan taraf dinletmek istediği tanığın hangi konuya ilişkin ve hangi olgunun ispatına ilişkin bilgi sahibi olduğunu açıklamak mecburiyetinde olup davacı vekili açıklamasını yukarıda alıntılanan şekilde yapmıştır. Yukarıda ifade edilen Yargıtay içtihatlarında vurgulandığı üzere bir hukuki ilişkinin senede bağlanması halinde aksi ancak yazılı delille ispat edilebilir. Tehdit ve cebir hadiselerine ilişkin bilgileri olmayan ve ancak hukuki ilişkinin ispatı konusunda dinletilmek istenen tanık beyanları dosyaya etki etmeyeceğinden ve bu konuda tanık dinlenilmesine davalı taraf kendilerine sorulmasına rağmen açıkça rıza göstermediğinden tanık dinletme talebi mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Diğer yandan her ne kadar davacılar vekili dosyaya sunulu Whatsapp yazışmalarında dava konusu bonolara ilişkin bir takım ifadelerinin olduğunu ve bu ifadelerin yazılı delil başlangıcı mahiyetinde olduğunu ileri sürmüş ise de, söz konusu yazışmalarda somut olarak dava konusu bonolara dair ve bu bonoların zor kullanılarak imzalatıldığına dair bir ifade geçmediği anlaşıldığından davacılar vekilinin yazılı delil başlangıcına matuf iddiaları da yerinde görülmemiştir.
Davacılar vekili ayrıca isticvap talebinde bulunmuş ise de, yerleşik yargıtay uygulamasına göre bono içeriğinin aksine davacının iddialarının doğrulanması için isticvap deliline başvurulamayacağından ve bu konuda olsa olsa taraf yemini deliline başvurulabileceğinden isticvap talebi de yerinde görülmemiştir. Davacı taraf, dosyada yemin deliline dayanmadığından, kaldı ki davacının iddiaları suç unsuru içermekle bu hususta yemin deliline de dayanılamayacağından, davacılara yemin delilinin hatırlatılması lüzumu duyulmamıştır.
Nitekim Yargıtay . Hukuk Dairesinin … esas, … karar sayılı 20/11/2019 tarihli kararı; ” TBK’nın 207/2 maddesine göre sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, satıcı ve alıcı edimlerini aynı anda ifa etmekle yükümlü olduğu, bu ilkenin aksini iddia edenin ispat yükü altında bulunduğu, bu bonoların kural olarak borcun ödenmesi amacıyla verildiğinin kabulü gerektiği, takip konusu bonoların ihdas nedeninin malen yazılı olması, bedelin mal teslimi suretiyle ödendiğine karine teşkil ettiğinden bu durumda davacının, karinenin aksine olarak malın teslim edilmediği iddiasını kesin delille kanıtlaması gerektiği, bono vasfında kıymetli evrakta, borcun ancak aynı değerde yazılı bir delille ya da kesin delil niteliğindeki yemin delili ile kanıtlanması gerektiği, davalı tarafa davaya konu senetlerin mal karşılığı veya niçin alındığının sorulmasına ilişkin isticvap talebinin yerinde olmadığı, ilk derece mahkemesinin isticvap talebinin reddi kararının usule uygun olduğu…” şeklindedir.
Öte yandan davacı tarafça, dosyaya bildirilen bir takım ses kayıtları ile dava konusu bonolardaki alacağın hükümsüzlüğü ispatlanmaya çalışılmış ise de, karşı tarafın rızası hilafına alınan ses kaydı emsal yüksek yargı kararları gereğince hukuka aykırı olarak elde edilen delil olduğundan ve davalının bu kayıtlara rızası olmadığından, söz konusu deliller mahkememizce değerlendirmeye ve incelemeye alınmamıştır. (Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi … Esas … Karar, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi … Esas … Karar)
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacıların, yukarıda açıklanan ispat koşulları çerçevesinde davasını ispatlayamadığı, soruşturma dosyasının takipsizlikle neticelendiği anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davaya konu icra takibi teminat yatırılmak suretiyle fiilen durdurulmadığından davalı yararına tazminata hükmedilmemiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Yasal koşulları oluşmadığından davacılar aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Dava açılırken peşin alınan 1.878,53TL, yargılama sırasında alınan 16.906,73TL tamamlama harcı ve 4.124,90TL bakiye karar harcı toplamı olan 22.910,16TL harçtan alınması gereken 179,90TL harcın mahsubu ile fazla alınan 22.730,26TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacılara iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 8,50TL vekalet harcı yargılama giderinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 155.323,23TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı asıl, davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/03/2023
Başkan … Üye … Üye … Katip …