Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/646 E. 2023/77 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI : 1-)
2-)
3-)
4-)
5-)
6-)
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :
2-)
VEKİLLERİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin murisi müteveffa …’in kendi sevk ve idaresindeki bisiklet ile 29.08.2020 tarihinde saat 15.00 sularında Konya ilindeki … Sanayi Sitesi’nden evi bulunan … Mahallesi’ne gitmek üzereyken … Caddesi civarında eski kipa alt geçidinde kendi şeridinde seyir halinde olduğunu, davalı … kendisine ait sevk ve idaresindeki … plakalı çekici araç ile aynı istikamette ve geriden geldiğini, davalının müteveffaya çarptığını ve müteveffanın ağır bir şekilde yaralandığını, daha sonrasında vefat ettiğini, şüpheli kamyon sürücüsünün olayda tam ve yoğun kusurlu olduğunu, müteveffa …’in herhangi bir kusurunun bulunmadığını, soruşturma aşamasında ceza dosyasında mevcut adli tıp raporu ile bu hususun sabit olduğunu, müteveffanın hastanede yattığı süre boyunca birçok sıkıntı çektiğini ve olay nedeniyle birçok operasyon geçirdiğini kaza nedeniyle bir bacağını kaybettiğini ve belirli bir süre sonra da vefat ettiğini, bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere müvekkili … (ölen …’in eşi) için şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın olay günü olan 29.08.2020 gününden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine ödenmesini, müvekkilleri … için 50.000-TL ölenin çocukları olan diğer beş müvekkikili için 30.000’er TL olmak üzere üzere toplam 200.000.-TL manevi tazminatın, olay günü olan 29.08.2020 gününden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalıdan (davalı sigorta şirketi hariç) tahsili ile müvekkillerine ödenmesini, olaya konu araç olan … plaka sayılı araç ile davalı adına kayıtlı … plakalı aracın ve adına kayıtlı başkaca araçlar ile taşınmazlarının 3. şahıslara devrinin önlenmesi için trafik ve taşınmaz kaydına ihtiyati tedbir/haciz anlamında ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı sigorta şirketine usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından KTK 97 uyarınca sigorta şirketine kanunda belirtilen evraklar ile müracaat edilmediğini, davacılardan …’e ve vekili …’e ait nüfus cüzdanı fotokopisi talep edildiğini ancak eksik evraklar tamamlanmaksızın işbu davanın açıldığını, dava dilekçesinde bahsi geçen 29.08.2020 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, … plakalı aracın müvekkili şirkete 29.04.2020-2021 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başı 410.000-TL olduğunu, davayı hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle beraber müşterek ve müteselsil sorumluluk çerçevesinde hüküm kurulmasını kabul etmediklerini, Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. ve 85. maddelerine uyarınca müvekkili şirketin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan doğan maddi tazminat sorumluluğu, sigortalının kusurlu olması halinde teminat limiti dahilinde söz konusu olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kazadaki kusuru oranında sigorta şirketinin sorumluluğunun mevcut olduğunu, tazminat hesaplamasının aktüer sıfatına sahip bilirkişiler tarafından ZMMS genel şartlarına çerçevesinde yapılması gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatı talebi hakkında kanuna ve Yargıtay uygulamalarına uygun değerlendirme yapılması gerektiğini, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, müteveffanın kaza esnasında kaskının takılı olmadığını, davacıların ceza yargılaması sırasında şikayetlerinden vazgeçmeleri ya da uzlaşma bildirimleri mahkemece ceza dosyasından tetkik edilerek araştırılması gerektiğini, müvekkili şirkete yapılan müracaatın usulüne uygun gerçekleştirilmediği için müvekkili şirketin temerrüde düşmemiş olduğunu, davacının faiz isteme hakkının bulunmadığını, bu nedenlerle davanın dava şartı eksikliği nedeniyle reddini, dosyada kusur tespiti yapılmasını, müteveffanın ölüm nedeninin tespiti amacıyla dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevkini, müterafik kusur indirimi yapılmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ya usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazada müvekkilinin kusursuz olduğunu, olay günü müvekkilinin aracıyla sağ şeritte seyir halindeyken kaza mahallinde kırmızı ışık yanması üzerine durduğunu ve yeşil ışıkla birlikte aynı şeritte şeridinden hiç çıkmadan hareket ettiğini, müvekkilinin kalkış yapmadan hemen önce gerekli kontrollerini yaptığını ve görüldüğü üzere hiçbir kural ihlali yapmaksızın hareket ettiğini, müteveffanın ise olay yerinde yaya ve bisiklet yolu olmasına rağmen bisiklet yolunu kullanması zorunlu iken işbu kuralı ihlal ettiğini ve dava konusu kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğini, her ne kadar ceza soruşturmasında alınan bilirkişi raporunda müvekkiline kusur atfedilmiş ise de; ilgili rapor incelendiğinde gerekçeli ve denetime elverişli olmadığı gibi raporda müvekkilinin hangi kuralı ne suretle ihlal ettiğinin dahi tespit edilmediğini, yine aynı raporda müteveffanın kural ihlali yaptığı açıkça tespit edilmesine rağmen kusursuz bulunması da raporun kendi içinde çelişmesine sebep olduğunu, hiçbir şekilde müvekkilinin kusurlu olduğunu kabul etmemekle birlikte müteveffanın kaza tarihinden yaklaşık 3 ay sonra vefat ettiğini ve vefat ettiğinde de yaklaşık olarak da yetmiş yaşında olduğunu, bu doğrultuda müteveffanın ileri yaşı, önceki hastalıkları, pandemi dönemi ve kazanın üzerinden uzun bir süre geçmesinden sonra vefat etmiş olması sebebi ile kaza ile ölümü arasındaki uygun illiyet bağının kesildiğini, mahkeme aksi kanaatteyse müteveffanın önceki hastalıkları da araştırılarak kaza ile ölüm arasındaki illiyet bağının kurulması gerektiğini, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Eldeki dava, müteveffa …’in trafik kazası sonucu ölümü nedeniyle davacı …’in uğradığı maddi ( Destekten Yoksun Kalma Tazminatı ) zararı ile tüm davacıların uğradığı manevi zararların tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacıların murisi …’in kendi sevk ve idaresindeki bisiklet ile 29/08/2020 tarihinde seyir halindeyken davalılardan …’nın kullandığı … plakalı çekici ile …’e çarpması ve …’in vefatı nedeni ile davacıların davalılardan maddi ve manevi tazminat talebi hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, kazaya karışan araca ait trafik kayıtları, davacıya ait hasta takip dosyası ve belgeler, sigorta şirketine ait poliçe ve hasar dosyaları, gerçek kişilerin nüfus kayıt örneği, tarafların sosyal ekonomik durumları, SGK kayıtları, Konya CBS … sor sayılı dosyası, Konya …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, Arabuluculuk Tutanağı, Kaza Tespit Tutanağı, Karayolları Fen Heyetinden seçilen bilirkişi kurulundan alınan rapor ve tüm belgeler celbedilmiştir.
Davacılar vekili ön inceleme celsesi olan 24/03/2022 tarihli celsede; maddi tazminatı sigorta şirketinden aldıklarını, bu nedenle konusuz kaldığını, manevi tazminat taleplerinin ise devam ettiğini ifade etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili de 25/01/2022 tarihli dilekçe ile maddi tazminat bakımından davacı … vekili ile ibraname doğrultusunda sulh olunduğunu, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Dosyada mevcut Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre; müteveffa …’in 2918 sayılı K.T. Kanununun 66/1 maddesi yani bisiklet yolunu kullanmamak maddesini ihlal ettiği, …’nın ise kural ihlalinin bulunmadığı ifade edilmiştir.
Konya CBS … sor sayılı dosyasından alınan ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı 18/02/2021 tarihi kusur raporunda; Müteveffa …’in kusursuz, Sürücü …’nın ise asli kusurlu olduğu rapor edilmiştir.
Konya …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından alınan Adli Trafik Bilirkişisi kusur raporunda; Müteveffa …’in 2918 sayılı K.T. Kanununun 47/c ve 66/a maddesi yani bisiklet yolunu kullanmamak maddesini ihlal ettiği, …’nın ise trafik kuralı ihlalinin bulunmadığı ifade edilmiştir.
Trafik Kazası Tespit Tutanağı, Konya CBS … sor sayılı dosyasından alınan kusur raporu ve Konya …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından alınan raporlar arasında çelişki bulunduğundan dolayı mahkememizce çelişkiyi giderir şekilde rapor alınması için Karayolları Fen Heyetinden rapor alınması için Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış olup, bilirkişiler tarafından düzenlenen 07/…/2022 tarihli raporda;
Davacıların yakını bisiklet sürücüsü …’in meydana gelen olayda asli derecede tam kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketine sigortalı … Plakalı çekici sürücüsü davalı …’nın meydana gelen olayda kusursuz olduğu rapor edilmiştir.
Huzurda açılan davada maddi tazminat talebi konusuz kaldığından dolayı konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca Konya BAM . HD.’nin … E., … K. Sayılı ve 31/12/2020 tarihli ilamında da ifade edildiği üzere;
…….Davacı vekili 23/10/2020 havale tarihli dilekçesi ile maddi tazminat sigorta şirketi tarafından ödendiği için tazminat taleplerinin konusuz kalması nedeni ile davadan feragat ettiklerini beyan etmiş İDM tarafından bu dilekçeye istinden davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiş isede somut olayda hakkın özünden feragat söz konusu olmayıp; davacı alacağına yargılama sırasında kavuştuğu için feragat etmiştir. Esasen dava konusuz kalmıştır. Davalı kendisine karşı dava açılmasına yine kendileri sebebiyet vermiştir. Bu nedenle, feragat nedeniyle reddedilen maddi tazminat yönünden anılan bu davalılar lehine davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.(YARGITAY . Hukuk Dairesi … E … K)şeklindeki ilamı da nazara alınarak davalılar lehine ( Zaten sigorta şirketinin talebi bulunmamakta olup ) maddi tazminatın konusuz kalmasından sebep vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Öte yandan davacıların manevi tazminat talepleri bakımından ise;
Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nesafetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde buyurulmuştur. Ödettirilecek para miktarı ise aslında ne tazminat, ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine olarak zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Manevi tazminatın miktarını tayin etme de hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır.
Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir.Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli, manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Davacıların eş ve babalarının kaza sonucu ölümüyle aile birliği içinde korunması gereken bağlılığın zarar gördüğü gerçektir,bu ölümle davacılar manevi olarak elem ve ızdırap duymuştur. Lakin manevi tazminata karar verilebilmesi için davalının kusurunun olması gerekmektedir. Ancak kusur durumu ile ilgili tutanak, soruşturma ve ceza dosyasındaki raporlar arasındaki mübayeneti giderir Karayolları Fen Heyetinden alınan raporda bisiklet sürücüsü müteveffa destek …’in meydana gelen olayda asli derecede tam kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketine sigortalı … Plakalı çekici sürücüsü davalı …’nın ise meydana gelen olayda kusursuz olduğu rapor edilmiştir. Dolayısı ile davalı …’ya atfı kabil bir kusur tespit edilemediğinden dolayı manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde dosya kül halinde incelendiğinde, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler, alınan raporlar mucibince dosyadaki beyanlar da nazara alınmak sureti ile maddi tazminat talebi konusuz kaldığından dolayı konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar vermek gerekmiş, manevi tazminat talepleri bakımından ise davalı …’nın meydana gelen olayda kusuru bulunmadığından dolayı manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Maddi tazminat talebi konusuz kalmakla bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-)Davacıların manevi tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-)Her bir davacıdan ayrı ayrı alınması gereken 179,90-TL olmak üzere toplam 1.079,40-TL harçtan peşin olarak alınan 686,52-TL harcın mahsubu ile 392,88-TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-)Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalı sigorta şirketinden alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin, maddi tazminat yönünden ibranameye göre ve manevi tazminat yönünden davanın reddedilmesine göre davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-)Davalı … vekili yararına reddedilen manevi tazminat yönünden AAÜT’nin 10/3 maddesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’in alınarak davalı …’ya verilmesine,
7-)Davalı … vekili yararına reddedilen manevi tazminat yönünden AAÜT’nin 10/3 maddesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’in alınarak davalı …’ya verilmesine,
8-)Davalı … vekili yararına reddedilen manevi tazminat yönünden AAÜT’nin 10/3 maddesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’in alınarak davalı …’ya verilmesine,
9-)Davalı … vekili yararına reddedilen manevi tazminat yönünden AAÜT’nin 10/3 maddesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’ya verilmesine,
10-)Davalı … vekili yararına reddedilen manevi tazminat yönünden AAÜT’nin 10/3 maddesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’ya verilmesine,
11-)Davalı … vekili yararına reddedilen manevi tazminat yönünden AAÜT’nin 10/3 maddesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …’ya verilmesine,
…-)Davalı … tarafından sarfedilen 8,50-TL vekalet harcı giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
13-)Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacılar vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 02/02/2023

Katip Hakim