Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/628 E. 2022/596 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Alacak Davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan firma ile davalı şirket arasında PVC vb. Ürünler üzerine ticaret yapıldığını, müvekkilinin avans ödemelerini yapmış olmasın rağmen davalı şirketin teslim etmesi gereken ürünleri teslim etmediğini, davalının müvekkiline gönderdiği mutabakat metninden de görüleceği üzere, müvekkilinin davalı şirketten 31.12.2018 tarihi itibariyle toplam 309.336,00-TL alacağı bulunduğunu, davalı şirket ile yapılan arabuluculuk görüşmelerinde de bir sonuç elde edilemediğini, davalı şirketin ekonomik olarak güç durumda olduğundan ihtiyati haciz kararı talep ettiklerini, davalı tarafından müvekkiline gönderilen mutabakat metnine, davalı ve müvekkilinin ticari defter kayıtlarında yapılacak olan bilirkişi incelemesi sonucunda müvekkilin alacaklı olduğunun ortaya çıkacağını, müvekkil şirketin davalı şirketten olan alacağının şimdilik 100.000,00-TL’sinin avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilini, borçlu şirketin borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkul, 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının mutabakat metni gereği mümkünse teminatsız aksi kanaat durumunda uygun bir teminat karşılığı ihtiyaten haczine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi vermediği ve duruşmalara da katılmadığı anlaşılmıştır.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Davalı yanın teslim etmesi gerektiği halde teslim edilmeyen ürünler nedeniyle davacının yapmış olduğu avansın iadesi davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı ile davalı arasında PVC vb. ürünler üzerine yapılan ticaret nedeniyle davacının avans olarak yaptığı ödemelere karşı davalı şirketin teslim etmesi gereken ürünleri teslim etmemesi nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, 08.01.2019 tarihli mutabakat metni, ticari defter ve kayıtlar, takibe konu faturalar ve tüm belgeler dosya arasına alınmıştır.
Taraflara ticari defterlerin yerini bildirmek üzere süre verilmiş olup davacı yanca defterlerin yerleri bildirilmiş, davalı yan ise defterlerin yerini bildirmemiştir.
Akabinde davacı yan defterleri incelenmek suretiyle talimatla SMMM bilirkişisinden rapor alınmıştır. Sunulan raporda özetle; Dosya kapsamındaki mevcut belgelere göre davacı şirket ile davalı şirket arasında cari hesap şeklinde işleyen ticari bir ilişkinin bulunduğunun görüldüğü, davacı şirketin 2018 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikinin süresi içerisinde yapıldığı, ticari defterlerin davacı lehine delil olma özelliği taşıdığının anlaşılmakta bulunduğu, davacı şirket tarafından 2018 yılı ticari defterlerinde davalı şirkete toplam 500.000,00-TL tutarında ödeme yapıldığı, toplam ödemenin 430.000-TLsi davacıya ait çeklerden, 40.000-TLsi ciro edilen müşteri çeklerinden, 30.000-TLsi … ait senedin ciro edilerek davalı şirkete verilmesi ile yapıldığının tespit edildiği, davacı şirketin davalı şirketten 2018 yılı içinde toplam KDV dahil 192.273,19-TL mal aldığı, 04/06/2018 tarihinde alınan mallardan 1.609,19-TL tutarındaki kısmının davalı şirkete iade edildiğinin görüldüğü, davacı şirkete ait ticari defter kayıtlarında 31/12/2018 tarih … yevmiye numaralı kapanış fişinde davacı şirketin davalı şirketten 309.336,00-TL alacağı olduğunun yazılı bulunduğu, bu bedelin yapılan ticari defter incelemesi ile uyumlu bulunduğu ifade edilmiştir.
Bilirkişi tarafından bulunan miktarın davalı yanca davacıya 08.01.2019 tarihli mutabakat yazısındaki meblağ ile de uyumlu olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, ancak davalı yan rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunmamıştır.
İşbu rapor sonrası davacı vekili 23.06.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile davayı ıslah etmiş ve bidayette talep ettiği bedeli 209.336,00-TL artırmak suretiyle 309.336,00-TL’ye iblağ etmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. Maddesi; MADDE 222 – (1) “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” hükmünü amirdir.
Yine belirtmek gerekir ki; HUMK’daki ve HMK’daki yazılı belge ile (ki belge kişinin kendi aleyhine olarak kendisi tarafından düzenlenir) ispat ilkesinin yegâne istisnasının tacirlerin basireti ilkesinin sonucu olan ticari defterler olduğu asla nazardan kaçırılmamalıdır.
Tacir basiretlidir, defterlerinde sadece ve sadece gerçekler yazılıdır. Defter delilini delil yapan tacirle ilgili basiret ilkesidir. Basiret ilkesi olmasaydı, defter delili diye bir delil olmazdı. Tacir basiretlidir, tacir basireti gereği her işi gibi defterlerini de yasalara göre tutar, silahların denkliği ilkesi önemli bir ilkedir, ticari defterler hasmın defterlerine hasretme durumu hariç, her iki tacirinde ticari işletmesi ile ilgili davalarda delil olabilir.
Yine HMK’nın 222 ve devamı maddelerine göre defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için uyuşmazlığın ticari işten kaynaklanması, uyuşmazlığın tacirler arasında çıkmış olması, ticari defterlerdeki kayıtların birbirini doğrulaması, ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması gerekir. Davaya bu açıklamalar ışığında da bakıldığında yukarıda izahı yapılan hususlar muvacehesinde davacı taraf ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu bu haliyle defterlerinin leh ve aleyhe delil kabiliyetini haiz bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili bidayette davasını kısmi dava olarak açmış, rapor sonrasında ise talebini raporda belirlenen rakam tutarınca artırmıştır. Bu nedenle kısmi açılan bedele 31.12:2018 tarihi olan mutabakat tarihinden, ıslahla artırılan bedele ise ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmiş, tarafların tacir olmaları nedeniyle de faizin nev’i bakımından ise avans faizine hükmedilmiştir.
Yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde dosya kül halinde değerlendirildiğinde, davalı yanın yapılan ödemeler mukabilinde bir kısım ürünleri davacıya göndermediği, bu nedenle de alınan bilirkişi raporuna göre usulüne uygun tutulan ve delil kabiliyetini haiz davacı defterlerine ve de 08.01.2019 tarihli mutabakat yazısına göre davacının davalıdan 309.336,00-TL alacaklı olduğu anlaşılmış, taraflar tacir olmakla bahsi geçen bedele avans faizi işletilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)309.336,00-TL alacağın 100.000,00-TL’sine mutabakat tarihi olan 31/12/2018 tarihinden, 209.336,00-TL’ye ıslah tarihi olan 23/06/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-) Alınması gereken 21.130,74-TL harçtan, peşin olarak alınan 1.707,75-TL harç ve ıslah harcı olarak alınan 3.574,94-TL harç olmak üzere toplam 5.282,69-TL’nin mahsubu ile bakiye 15.848,05-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-) Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 20,00-TL vekalet harcı, 1.707,75-TL peşin harç, 3.574,94-TL ıslah harcı, 97,70-TL ihtiyati haciz harcı, 700,00-TL bilirkişi raporu gideri, 223,50-TL yazışma ve tebligat gideri olmak üzere toplam 6.383,19-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 46.307,04-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta hüküm kurmaya yer olmadığına,
7-)Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; e-duruşma yolu ile katılan davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 06/10/2022

Katip … Hakim …