Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/603 E. 2022/192 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
3-
4-
5-
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalılar aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 26.10.2019 günü sürücü …’in idaresindeki … plaka sayılı kamyonetin seyir halinde iken, sola dönüş kurallarına aykırı hareketi sonucu sürücü … yönetimindeki tescilsiz motosikletin ön kısımları ile kavşak içerisinde çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında motosiklette yolcu olarak bulunan … ın yaralandığını ve medikal tedavi görmekte iken 30.10.2019 tarihinde vefat ettiğini, … hakkında taksirle bir kişinin ölümüne ve bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan Konya . Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığını, …’in mülkiyet ve işletenliğinde bulunan … markatescilsiz motosikletin kaza gün ve saati itibari ile Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi bulunmadığından … Yönetmeliği’nin 9/f.1-b maddesinde yazılı; rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için…………… Başvurulabilir.” hükmü gereğince davalı … sorumluluğuna gidildiğini, müvekkillerinden … , destek … eşi, … ve … çocukları, … babası, … ise annesi olduğunu, müvekkillerinin, …’ın vefatı nedeni ile destekten yoksun kaldıklarını, uğranılan maddi zararların tazmini için işbu davanın açıldığını, bu nedenlerle belirsiz alacak davasında fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere müvekkilinin eşi … için 1,00 TL, kızı … için 1,00 TL, kızı … için 1,00 TL, babası … için 1,00 TL, annesi … için 1,00 TL destekten yoksun kalma tazminatlarının, kazanın meydana geldiği tarihten geçerli olmak üzere zorunlu mali sorumluluk trafik sigortası poliçelerinin teminat limit ile sınırlı olarak red cevabı ile temerrüdün oluştuğu 20.09.2021 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkillerine ayrı ayrı verilmesini, yargılama giderleri ile aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı olan her bir müvekkilinin davası yönünden ayrı ayrı hükmedilecek vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacıların tüm taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacıların usulüne uygun bir başvurusu bulunmadığını, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili …’nın mesuliyeti kusur oranı ve teminat limitleriyle sınırlı olduğunu, davacının kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olup, müvekkili …’nın sorumluluğu bulunmadığını, davacıya zarar veren motorlu aracın geçerli bir sigorta poliçesi bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, mevcutsa da yapılan ödemeler ile yapılan temliklerin mahkememizce dikkate alınmasını, bu nedenlerle davacının haksız davasının öncelikle zamanaşımı ve dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddinini, mahkememiz aksi kanaatte ise esastan reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın; 26/10/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde plakasız ve tescilsiz motosiklet üzerinde yolcu olarak seyahat halinde iken kaza sebebiyle hayatını kaybeden müteveffa destek …’ın eşi, çocukları ile anne ve babası tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise 26/10/2019 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle davacıların herhangi bir maddi kaybı olup olmadığı, var ise miktarı ve davalıdan tahsilinin mümkün olup olmadığı hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 12/12/2013 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“2918 Sayılı Yasa’nın 3. maddesinde motorlu bisiklet “Silindir hacmi 50 santimetre küpü geçmeyen, içten patlamalı motorla donatılmış ve imal hızı saatte 50 Km’den az olan bisiklet” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 103. maddesine göre “Motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğu genel hükümlere tabidir.” Yine Zorunlu Trafik Sigortası Genel Şartlarının A.3-k maddesine göre, motorlu bisiklet kullanılmasından ileri gelen zararlar teminat dışıdır. … Genel Şartlarını 9. maddesine göre ise hesaba zorunlu sigortalara ilişkin olarak başvurulabilir.
Somut olaya bakıldığında, dosya kapsamından olaya karışan mobiletin 2918 Sayılı Yasanın 3. maddesinde tanımlanan motorlu bisiklet kavramı içinde kalıp kalmadığı anlaşılamamaktadır.
Mahkemece davacıya çarpan mobiletin yukarıda tanımı yapılan motorlu bisiklet olup olmadığının araştırılması, bu konuda davacı delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre davalının hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 23/10/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“… Yönetmeliği’nin 9. maddesine göre, … trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu zararları teminat altına alınmaktadır.
2918 sayılı KTK’nın 91.maddesinde; motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, … Yönetmeliğinin 9.maddesinde; trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için … başvurulabileceği, belirtilmiş, motorlu bisikletin tanımının yapıldığı 2918 sayılı KTK’nin 3.maddesinde; motorlu bisikletin, silindir hacmi 50 cc’yi geçmeyen içten patlamalı motorla donatılmış ve imal hızı saatte 50km den az olan bisiklet olduğu düzenlenmiş, 2918 sayılı KTK’nın 103. maddesinde ise; motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümlere tabi bulunduğu öngörülmüştür.
Somut olayda, dosyadaki ifadelerde kazaya neden olan araç tescilsiz motosiklet olarak geçmekte ise de, dosya kapsamından aracın trafik sigortası yaptırması zorunlu bir araç olup olmadığı anlaşılamamaktadır. O halde mahkemece araç üzerinde gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılmak sureti ile aracın cinsi, modeli, silindir hacmi, trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
3.T.C. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 29/09/2017 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“18/10/1983 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 103.maddesinde; “Motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğu genel hükümlere tabidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Adı geçen kanunun 12/07/2013 tarihli değişiklikten yani kaza tarihinden önceki 3’üncü maddesinde ise motorlu bisiklet silindir hacmi 50 cm3’ü geçmeyen, içten patlamalı motorla donatılmış ve imal hızı saatte 50 km’den az olan bisiklettir şeklinde tanımlanmıştır. Somut olayda, davacının yaralanmasına sebep olan aracın tescil belgelerine göre motor silindir hacminin 49.9 cm3, imal hızının ise saatte 45 km olduğu anlaşılmaktadır. Yani anılan aracın 2918 Sayılı Yasa uyarınca kaza tarihi itibariyle motorlu bisiklet niteliğinde bulunduğu belirgindir. Az yukarıda ifade edildiği üzere 07/06/2009 kaza tarihi itibariyle motorlu bisikletlerin sebep olduğu zararların 103’üncü madde uyarınca genel hükümlere tabi olduğu bir başka ifadeyle Güvence Hesabının sağlamış olduğu teminat kapsamı dışında bulunduğu açıktır. Buna göre, ilk derece mahkemesince, davanın, esastan reddine karar verilmesi gerekirken, pasif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş olması sonucu itibariyle doğrudur. ” denilmiştir.
4. T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 15/03/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı ilamında;
“Somut olayda, davacılar … , … , … ve … hakkındaki, yönetim kurulunun 20.04.2015 tarihli ihraç kararının her bir davacı yönünden iptali istenmiştir. Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından, her bir davacı yönünden, ayrı ayrı başvurma harcı ve peşin harç yatırılarak dava açılması gerekirken, davacılardan … adı yazılı makbuzla tek bir başvuru harcı ve peşin harç yatırılarak dava açılmıştır. Mahkemece, Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi uyarınca diğer üç davacı yönünden anılan harçların yatırılması için davacılar vekiline süre verilmesi, re’sen eksik harcın tamamlatılması, harç ikmal edildiğinde yargılamaya devam edilmesi, aksi halde harcı yatırılmayan davacılar yönünden dosyanın işlemden kaldırılması, üç ay içinde davanın yenilenmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, harç tamamlatılmadan yargılamaya devam edilerek, yine tek maktu karar ve ilam harcının tahsili suretiyle hüküm kurulması doğru olmamıştır.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Öncelikle Mahkememizce 16/11/2021 tarihli tensip zaptının 18. Maddesi gereğince yukarıda detayı verilen T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 15/03/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı ilamı gereğince davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olması sebebiyle her bir davacı için ayrı ayrı başvurma harcı ve dava değeri nazara alınarak peşin harç yatırılması gerekir iken davacı vekilinin davacılardan … adı belirtilerek tek başvurma harcı ve toplam dava değeri üzerinden peşin harcın yatırıldığı, diğer davacılar yönünden başvurma harcının yatırılmadığı anlaşılmakla davacı vekiline (her bir davacı yönünden eksik kalan 59,30 TL başvurma harcı) toplam 237,20 TL’yi yatırması için 6100 Sayılı Kanunun 120/2. Maddesi gereğince 2 hafta kesin süre verilmiş, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde harç eksikliğinin ikmal edilmesi üzerine işin esasına geçilmiştir.
Davalı vekilinin yasal süre içerisinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde müteveffanın yolcu olarak bulunduğu kazaya konu aracın ZMMS yaptırılması gereken tescilli araçlardan olmadığı ve sorumlulukları bulunmadığı ifade edilmiştir.
Mahkememizce yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 12/12/2013 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı doğrultusunda 22/12/2021 tarihli tensip zaptının 7. Maddesi gereğince motosikletin, trafik sigortası yaptırması zorunluluğu olan motorlu araçlardan olup olmadığı hususunun belirlenmesi gerekmekte olduğundan trafik sigortası bulunmayan araç nedeniyle zararın doğduğu ve davalı …’nın zarardan sorumlu olduğu davacı tarafça iddia edildiğine göre, aracın trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olduğunu ispat yükünün de davacı üzerinde olduğu gözetilmek suretiyle davacıların desteğinin yolcu olduğu tescilsiz motosiklete ilişkin faturanın sunulması için davacı vekiline 2 haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde eksikliğin giderilmemesi halinde ceza dosyası içerisinde yer alan 17/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda motosikletin modelinin “… ” marka olduğu ifade edildiğinden bu tespit nazara alınarak yargılamaya devam edileceğinin ihtar edilmiş, usulüne uygun tebliğe rağmen davacı vekili tarafından tescilsiz araca ilişkin olarak fatura ibraz edilmemiştir.
Mahkememizce yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 23/10/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı doğrultusunda alanında uzman makine mühendisi marifetiyle inceleme yapılıp araç motor silindir hacminin belirlenerek kazaya karışan motosikletin ZMMS yaptırabilecek araçlardan olup olmadığı hususunda rapor aldırılmış, dosya içerisinde yer alan 20/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Kazaya karışan tescilsiz aracın L1 sınıfı, azami hızı 45 km/s olan, içten yanmalı motorlu, silindir kapasitesi 50 cm3 olan … Motorlu Bisiklet(MOPED) olduğu rapor edilmiştir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunumuzun “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesinde; “Motorlu bisiklet (Moped): Azami hızı saatte 45 kilometreyi, içten yanmalı motorlu ise silindir hacmi 50 santimetreküpü, elektrik motorlu ise azami sürekli nominal güç çıkışı 4 kilovatı geçmeyen iki veya üç tekerlekli taşıtlar ile aynı özelliklere sahip net ağırlığı 350 kilogramı aşmayan dört tekerlekli motorlu taşıtlardır. Elektrik ile çalışanların net ağırlıklarının hesaplanmasında batarya ağırlıkları dikkate alınmaz.” şeklinde tanımlanmıştır.
Adı geçen kanunumuzun “Motorsuz Taşıtlar ve Motorlu Bisiklet” başlıklı 103/1. Maddesinde; “Motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğu genel hükümlere tabidir” denilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükümleri, Yüksek Mahkeme ilamları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; … Yönetmeliği’nin 9. maddesine göre, Güvence Hesabının trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu zararları teminat altına alındığı, 2918 sayılı KTK’nın 85 ve 91.maddesi gereğince motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, … Yönetmeliğinin 9.maddesinde; trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için … başvurulabileceği, motorlu bisikletin tanımının yapıldığı 2918 sayılı KTK’nin 3.maddesinde; motorlu bisikletin, silindir hacmi 50 cc’yi geçmeyen içten patlamalı motorla donatılmış ve imal hızı saatte 50km den az olan bisiklet olduğunun düzenlendiği, 2918 sayılı KTK’nın 103. maddesinde ise; motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümlere tabi bulunduğu öngörüldüğü, dosya içerisinde yer alan 20/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda kazaya karışan aracın silindir hacmi 50 santimetreküpü geçmeyen motorlu bisiklet olarak tanımlandığı ve bu haliyle aracın … sağlamış olduğu teminat kapsamı dışında bulunduğu anlaşılmakla yukarıda detayı verilen T.C. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 29/09/2017 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak davacıların davalarının reddine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacıların davalarının AYRI AYRI REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile kalan 21,40TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Hazine tarafından karşılanan 1.400,00TL arabuluculuk giderinin davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı vekili yararına AAÜT’nin 13/2 maddesine göre hesaplanan 1,00’er TL vekalet ücretinin davacıların her birinden ayrı ayrı alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
7-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.10/03/2022

Katip Hakim