Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/600 E. 2023/338 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACILAR : 1-)
2-)
VEKİLİ :
DAVALI : … – … …
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin mal satımı sebebiyle davalı şirkete faturalar düzenlendiğini ve davalı şirketçe bu faturaların kayıtlarına işlenmiş olduğunu, davalı şirkete bu malların teslim edildiğini ve davalı şirketin de bu faturaları vergi kayıtlarına işlemesine rağmen bugüne kadar bu malların bedelini ödemediğini, bunun üzerine müvekkili …’ün Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, fakat davalı şirketin takibe haksız olarak itiraz ettiğini, bu nedenlerle davalının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacılardan … tarafından (müvekkili şirkete satmış olduğu ürünler karşılığı) … , … , … , … , … , … , … , … nolu faturaların düzenlenmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından yukarıda belirtilen faturaların bedelinin 02.11.2018 tarihinde Kuveyttürk Larende Şubesi’ndeki hesaptan açıklamalarıyla birlikte ödendiğini, dilekçe ekinde sunmuş oldukları dekontta da açıkça görüleceği üzere müvekkili şirketin davacılara dava konusu icra takibine müstenit herhangi bir borcunun bulunmadığını, hatta müvekkili şirketin sehven fatura bedellerinden daha fazla ödeme yaptığını, fazla ödenen bedelin kendileri tarafından talep edilmesine rağmen bu zamana kadar kendilerine herhangi bir ödemenin yapılmadığını, davacı tarafların buna rağmen haksız ve kötü niyetli bir şekilde icra takibi başlattığını, davacılardan …’ün müvekkili şirket aleyhinde başlatmış olduğu kötü niyetli icra takibine müstenit alacağını diğer davacı …’a temlik ettiğini, dolayısıyla …’ün iş bu davada taraf olmadığını, bu nedenlerle davanın reddini, haksız ve kötü niyetli davacılar aleyhinde takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İtirazın iptali davası olup, İ.İ.K.’nun 67. maddesi gereğince yasal bir yıllık süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalinin gerekip gerekmediği ve davacının takipteki kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celbedilmiş, ticari defter ve kayıtlar, takibe konu faturalar, ödeme belgeleri, taraflara ait BA BS formları ve tüm belgeler dosya arasına alınmıştır.
Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının yapılan incelenmesinde; Takibe konu alacağın davacılardan … tarafından davalı şirkete düzenlenmiş olan 7 adet fatura ve işlemiş faizden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Taraflara ticari defterlerini sunmaları ya da bulundukları yeri bildirmeleri için süre verilmiş olup, taraflarca defterler ibraz edilmiştir.
Yapılan yargılama neticesi tarafların ticari defterleri incelenerek alınan 31/08/2022 tarihli SMMM bilirkişi raporunda özetle;
Taraflar arasında davacı satıcı, davalı şirket de alıcı olmak üzere 2018 yılında gerçekleşmiş bir ticari ilişkinin olduğu, davacının ticari defterlerinde davalı şirkete düzenlemiş olduğu faturaların bir kısmının peşin satış olarak kayıtlı olduğu, 175.709,00-TL’lik kısmının ise veresiye satış olarak davalı şirket borçlandırılmak suretiyle açık cari hesap şeklinde izlenmiş olduğu, davacının ticari defter kayıtlarına göre; davalıdan 31.12.2018 tarihinde (bu tarihte mükellefiyeti terk etmiş) 175.709,00.-TL alacaklı olarak görünmekte olduğu, davacının Konya . İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile davalı şirketten talep etmiş olduğu asıl alacak tutarının 132.316,57-TL olduğu, davacının 2018 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yaptırılmış olduğu, defterlerin muhasebe usul ve prensiplerine uygun olarak tutulduğu, ancak yevmiye defterinin kapanış tasdikinin olmadığı, davalı şirketin ticari defterlerinde icra takibine ve davaya konu edilen 7 adet faturadan 23.07.2018 tarihli … nolu ve 4.388,35-TL bedelli fatura dışındaki 6 adet faturanın davacı alacaklandırılmak suretiyle veresiye mal alışı olarak kayıtlı olduğu, buna karşılık davalı şirket tarafından 02.11.2018 tarihinde verilen talimat ile banka hesabından 270.000,00.-TL ödenmek suretiyle fatura bedelleri ödendiği gibi davalı şirketin davacıdan alacaklı duruma geçmiş olduğu ve daha sonra da hesabın sıfırlanmış olduğu, sonuç olarak davalı şirketin ticari defterlerinde açık cari hesap şeklinde izlenmiş olan alışveriş sonucunda davacının davalı şirketten herhangi bir alacağının görünmemekte olduğu rapor edilmiştir.
Her ne kadar huzurdaki davada davacılar vekili toplam 7 adet fatura ve bu faturaların işlemiş faizi ile birlikte ödenmediğini iddia etse de ticari defterlerin ( yevmiye defterinin ) kapanış tasdikinin olmadığı, dolayısı ile defterlerin lehe olarak delil olarak bu nedenle değerlendirilemeyeceği, öte yandan buna rağmen takipteki tutarda bile alacağının olmadığı, davalı defterlerinin ise muhasebe usul ve esaslarına uygun tutulduğu, lehe ve aleyhe delil kabiliyetini haiz olduğu, öte yandan defterlere göre davalı şirket tarafından 02.11.2018 tarihinde verilen talimat ile banka hesabından 270.000,00.-TL ödenmek suretiyle fatura bedellerinin ödendiği, başka bir ifade ile fatura bedellerinden daha fazla ödeme yapıldığı, sonra da hesabın sıfırlandığı görülmüştür.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. Maddesi; MADDE 222 – (1) “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” hükmünü amirdir.
Yine belirtmek gerekir ki; HUMK’daki ve HMK’daki yazılı belge ile (ki belge kişinin kendi aleyhine olarak kendisi tarafından düzenlenir) ispat ilkesinin yegâne istisnasının tacirlerin basireti ilkesinin sonucu olan ticari defterler olduğu asla nazardan kaçırılmamalıdır.
Tacir basiretlidir, defterlerinde sadece ve sadece gerçekler yazılıdır. Defter delilini delil yapan tacirle ilgili basiret ilkesidir. Basiret ilkesi olmasaydı, defter delili diye bir delil olmazdı. Tacir basiretlidir, tacir basireti gereği her işi gibi defterlerini de yasalara göre tutar, silahların denkliği ilkesi önemli bir ilkedir, ticari defterler hasmın defterlerine hasretme durumu hariç, her iki tacirinde ticari işletmesi ile ilgili davalarda delil olabilir.
Yine HMK’nın 222 ve devamı maddelerine göre defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için uyuşmazlığın ticari işten kaynaklanması, uyuşmazlığın tacirler arasında çıkmış olması, ticari defterlerdeki kayıtların birbirini doğrulaması, ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması gerekir. Davaya bu açıklamalar ışığında da bakıldığında yukarıda izahı yapılan hususlar muvacehesinde davalı yan Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu bu haliyle defterlerinin leh ve aleyhe delil kabiliyetini haiz bulunduğu, davalı defterlerinin ise delil kabiliyetini haiz olmadığı anlaşılmıştır.
Diğer taraftan davacı vekilini dava dilekçesindeki yemin delili hatırlatılmış, ancak bu delile başvurulmamıştır.
Davada … de davacı olarak gösterilmiş ise de; icra takibi yapıldıktan sonra icra dosyasının Uyap çıktısının dosya arasındaki suretinde de görüleceği üzere, … davaya konu icra takibindeki alacağını 13/07/2021 tarihinde diğer davacı …’a temlik etmiştir. Dolayısı ile dava tarihi itibarı ile artık aktif husumet ehliyeti söz konusu değildir. Bu nedenle işbu davacı bakımından davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı taraf davacılar aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde; Madde 67 – (Değişik: 18/2/1965-538/37 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Hükmünü amirdir. Her ne kadar davalı taraf %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiş ise de şartları bulunmadığından ve davacının kötüniyetli olarak hareket ettiği ispatlanmadığından dolayı bu talebin reddi gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede, davacılar vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada davalının Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazların iptali, takibin devamı ve % 20 tazminat talep edilmiş olup, alınan rapor ve dosya kül halinde değerlendirildiğinde, davalı yanın ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yaptırılmış olduğu, defterlerin muhasebe usul ve esaslarına uygun olarak tutulduğu, kapanış tasdiklerinin de olduğu bu haliyle defterlerin leh ve aleyhe delil kabiliyetini haiz bulunduğu, fakat davacı yanın defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı ve delil kabiliyetini haiz olmadığı, usulüne uygun tutulan defterlere göre davalının davacılara herhangi bir borcunun olmadığı anlaşılmış, davacılar vekiline yemin delili hatırlatılmış fakat bu delile dayanılmamış olduğundan ve de başkaca yasal delillerle de alacağını ispat edemediğinden dolayı … bakımından ispat edilemeyen davanın reddine, … bakımından ise az yukarıda izah edilen nedenlerle aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davacı … bakımından iş bu davacının aktif husumet ehliyeti olmadığından dolayı DAVANIN AKTİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
2-)Davacı … bakımından açılan davanın ispatlanamadığından REDDİNE,
3-)Şartları oluşmadığından dolayı davalı vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-)Peşin alınan 682,76-TL harçtan alınması gereken 179,90-TL’nin mahsubu ile fazla alınan 502,86-TL’nin kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacılara iadesine,
5-)Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-)Davalı tarafından yapılan 11,50-TL vekalet harcı yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-)Davalı vekili yararına davacı … yönünden açılan dava nedeniyle AAÜT’nin 7/2 maddesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine,
8-)Davalı vekili yararına davacı … yönünden açılan dava nedeniyle AAÜT’ye göre hesaplanan 26.585,93-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalıya verilmesine,
9-)Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalanın karar kesinleştiğinde ilgili taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi.11/05/2023

Katip … Hakim …