Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/590 E. 2022/382 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı-borçlu şirket ile müvekkili arasında ticari bir alım-satım ilişkisi olduğunu, davalı şirket ile müvekkilinin müvekkili tarafından bükülmüş saç metal (demir) üzerine galvaniz kaplama yapılması
için anlaşmış olduklarını, davalı tarafça müvekkili tarafından yapılması istenen galvaniz kaplama işine ilişkin herhangi bir
şartname, ekstra bir özellik vs. istenilmemiş olup, sadece standart saç metal üzerine galvaniz
kaplama yapılmasının istenilmiş olduğunu,
müvekkilinin aldığı işlerin ilkini 11.01.2021 tarihinde olmak üzere belirli zaman aralıklarıyla
kendisinden istenilen şekilde partiler halinde son fatura tarihi 16.02.2021 olmak üzere teslim etmiş olduğunu, davalı şirketin ise galvaniz kaplamaların hatalı olmasını sebep göstererek 04.03.2021
tarihli 34.423,85-TL tutarlı iade faturası düzenlemiş olduğunu, ancak tacirin TTK 21/2 maddesi gereğince faturayı aldığı tarihten itibaren sekiz gün içerisinde faturanın içeriği hakkında itirazda bulunması gerektiğini, ancak davalının yasal süresi içerisinde faturaya itiraz etmediğini ve böylelikle fatura münderecatını kabul etmiş sayıldığını, faturanın davalı yanca iadesinin hemen akabinde de müvekkilinin
24.03.2021 tarihinde Konya . Noterliği tarafından düzenlenen ihtarname ile söz konusu iade
faturasına itiraz ederek karşı tarafa geri iade etmiş olduğunu, davalı/borçlunun takip dayanağı olan faturalara yasal süresi içerisinde itiraz etmemiş olduğunu, bu sebeple faturaların münderecatını kabul etmiş olduğundan borçlu olmadığını ileri süremeyeceğini, 9-10 parti şeklinde belirli zaman aralıklarında teslim edilen ürünlere 1. ya da 2. partilerde değil de tüm teslimatlar yapıldıktan sonra ödeme zamanı gelince 2 faturanın yani 14.000 adete yakın ürünün tamamına iade faturası düzenlenmesinin hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, keyfi bir davranış olduğunu ve hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, bu durumun davalının kötü niyetli
olduğunun ispatı olduğunu, davalı/borçlunun ayıba ilişkin itirazının yasalara göre geçersiz olduğunu, zira TBK 223. maddeye göre alıcının aldığı malı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal etmesi durumunda satılanı kabul etmiş sayılacağını, davalı tarafça müvekkiline malların ayıplı olduğuna ilişkin hiçbir şekilde bildirim ya da ihbarda bulunulmamış olduğunu, malların ayıplı olduğuna veya söz konusu ayıba müvekkilinin sebep verdiğine dair hiçbir somut delilinin de olmadığını, müvekkili tarafından eksiksiz ve hatasız bir şekilde davalı/borçlu şirkete teslim edilen ürünlerin
tamamının nerede olduğu ile ilgili tespit yapılarak, davalı şirketin hatalı olduğunu iddia ettiği ürünlerin hatalarının ispat yükü davalıda olduğundan bu durumun bilirkişi marifetiyle ispatlanmasını
da talep ettiklerini, dikkat edilmesi gereken hususun da, davalı şirketin hatalı olduğunu öne sürdüğü ürünlerin müvekkili ile ilgili olmaması olduğunu, davalı/borçlu tarafın başka galvanizcilerin yaptığı hataları
müvekkiline yüklemek ve kötü niyetli bir şekilde bu işten sıyrılmak istemekte olduğunu, bunun üzerine 11.01.2021 tarihli … nolu 23.001,45-TL bedelli ve 16.02.2021 tarihli … nolu 11.422,40-TL bedelli iki adet faturadan dolayı Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile 18.05.2021 tarihinde icra takibi başlatılmış olmasına rağmen, davalı/borçlunun takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali ile davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı tarafa usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş ancak davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İtirazın iptali davası olup, İ.İ.K.’nun 67. maddesi gereğince yasal bir yıllık süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalinin gerekip gerekmediği ve davacının takipteki kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, Konya . İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası incelenmek üzere celbedilmiş, ticari defter ve kayıtlar, takibe konu faturalar ve tüm belgeler dosya arasına alınmıştır.
Konya . İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasının yapılan incelenmesinde; Davacı-alacaklı tarafından tarafından davalı-borçlu aleyhine yapılan ilamsız takip olduğu, borçlunun süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Taraflara aralarındaki ticari ilişki nedeniyle defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup, davalı yan defterlerini ibraz etmemiş, davacı tarafça sunulan defterler üzerinde yapılan inceleme sonucu rapor ibraz edilmiştir.
Sunulan 05/04/2022 tarihli raporda özetle; Dosya içeriği, icra dosyası bilgileri ile davacının 2021 yılı ticari defter kayıtları incelenerek sunulan tespitler ve açıklamalar doğrultusunda; Taraflar arasında, davacı satıcı davalı şirket de alıcı olmak üzere 2021 yılında gerçekleşmiş olan bir ticari ilişkinin olduğu, davacının ticari defterlerinde davalı şirket ile olan alışverişin; mal veya hizmet satılıp fatura düzenlendiğinde davalı şirket borçlandırılmak, tahsilat yapıldığında ya da iade faturası geldiğinde de davalı şirket alacaklandırılmak suretiyle açık cari hesap şeklinde izlenmiş olduğu, icra takibine ve davaya konu edilen iki faturanın da davacının ticari defterlerinde davalı şirket borçlandırılmak suretiyle veresiye satışlar olarak kayıtlı olduğu, bu faturalara karşılık herhangi bir tahsilat görünmediğinden, 31.03.2021 ve icra takip tarihi olan 18.05.2021 tarihleri itibariyle davacının davalı şirketten icra takibine ve davaya konu edilen iki faturadan dolayı 34.423,85-TL alacaklı olarak göründüğü, davacının icra takibi ile davalı şirketten talep etmiş olduğu asıl alacak tutarının da 34.423,85-TL olduğu, takibe ve davaya konu edilen iki adet faturanın, davacının 2021/Ocak ve 2021/Şubat BS formları ile davalı şirkete mal veya hizmet satışları olarak bildirilmiş olduğu, davacının incelenen 2021 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yaptırılmış olduğu, defterlerin muhasebe usul ve prensiplerine uygun olarak tutulduğu, 2021 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin 30.06.2022 tarihi akşamına kadar yaptırılabileceği, davalıdan ticari defterlerini mahkemeye sunması veya bulundukları yerin bildirilmesi istenmiş olmasına rağmen davalı tarafın ticari defterlerinin sunulmamış ya da bulundukları yer bildirilmemiş olduğundan davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmediği ifade edilmiştir.
Bilirkişi raporu davalı tarafa 10/04/2022 tarihinde tebliğ edilmiş, ancak davalı taraf rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunmamıştır. H.M.K’nın 281.maddesi hükmüne göre, yargılama sırasında yanlardan birinin bilirkişi raporuna itiraz etmemesi, itiraz eden taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşturur.( Emsal Konya BAM . HD… E., … K. sayılı 09/04/2019 tarihli ilamı ) Böyle bir durumda önceki rapor itirazda bulunmayan yönünden kesinleşeceğinden itiraz eden taraf lehine oluşan usuli kazanılmış hak gereği son alınan rapor aleyhine olursa ilk rapor nazara alınır. Başka bir ifade ile de itiraz etmeyen bakımından ilk rapor kesinleştiğinden dolayı rapora itiraz etmeyenin aleyhine sonuç doğuracaktır.
Dava bidayette Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup, mahkemenin … E. sayılı dosyası ile görülmüş ve tarafların tacir olması hasebiyle görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222. Maddesi; MADDE 222 – (1) “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” hükmünü amirdir.
Yine belirtmek gerekir ki; HUMK’daki ve HMK’daki yazılı belge ile (ki belge kişinin kendi aleyhine olarak kendisi tarafından düzenlenir) ispat ilkesinin yegâne istisnasının tacirlerin basireti ilkesinin sonucu olan ticari defterler olduğu asla nazardan kaçırılmamalıdır.
Tacir basiretlidir, defterlerinde sadece ve sadece gerçekler yazılıdır. Defter delilini delil yapan tacirle ilgili basiret ilkesidir. Basiret ilkesi olmasaydı, defter delili diye bir delil olmazdı. Tacir basiretlidir, tacir basireti gereği her işi gibi defterlerini de yasalara göre tutar, silahların denkliği ilkesi önemli bir ilkedir, ticari defterler hasmın defterlerine hasretme durumu hariç, her iki tacirinde ticari işletmesi ile ilgili davalarda delil olabilir.
Yine HMK’nın 222 ve devamı maddelerine göre defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için uyuşmazlığın ticari işten kaynaklanması, uyuşmazlığın tacirler arasında çıkmış olması, ticari defterlerdeki kayıtların birbirini doğrulaması, ticari defterlerin kanuna uygun olarak tutulmuş olması gerekir. Davaya bu açıklamalar ışığında da bakıldığında yukarıda izahı yapılan hususlar muvacehesinde davacı tarafın Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu bu haliyle defterlerinin leh ve aleyhe delil kabiliyetini haiz bulunduğu anlaşılmış, davalı yan ise defterlerini ibraz etmemiştir.
Davacı vekili ayrıca dilekçesinde %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde; Madde 67 – (Değişik: 18/2/1965-538/37 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Hükmünü amirdir.
İİK.’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının İcra Hakimliğıne başvurmadan, alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması şart değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bunlardan ayrı olarak alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli sabit veya belirlenmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte ve böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir.
Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede, davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada davalının Konya . İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali, takibin devamı ve % 20 icra inkar tazminatı talep edilmiş olup, dosyadaki bilgi ve belgeler, alınan rapor ve dosya kül halinde değerlendirildiğinde, davacı tarafın defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve delil kabiliyetini haiz bulunduğu, öte yandan davalı yanın defterlerini ibraz etmediği, davacının takip tarihi itibarı ile davalıdan 34.423,85-TL tutarında asıl alacağının bulunduğu, takiple birlikte davalı temerrüde düşmüş olmakla işlemiş faiz talebinin reddi asıl alacağın ise kabulü gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
1-)Davalının Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 34.423,85-TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına, asıl alacak olan 34.423,85-TL ye takip tarihinden itibaren yıllık % 16,75 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-)Kabul edilen miktarın % 20 si olan 6.884,80-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Alınması gereken 2.351,49-TL harçtan peşin alınan 587,88-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.763,61-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin ( 34.423,85/36.241,39 oranında)1.253,80-TL’sinin davalıdan, 66,20-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet suret harcı, 587,88-TL peşin nispi harç gideri olmak üzere toplam 655,68-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından sarfedilen 57,60-TL posta – tebligat gideri, 700,00-TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 757,60-TL yargılama giderinin ( 34.423,85/36.241,39 oranında) 719,61-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.163,58-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
😎 Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen kısım için belirlenen 1.817,54-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-)Taraflarca yatırılan ve dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, mazereti reddedilen davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi.07/06/2022

Katip … Hakim …