Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/579 E. 2021/551 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO:
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :
ASIL VE BİRLEŞEN
DOSYA DAVACISI:
VEKİLLERİ:
BİRLEŞEN DOSYA
DAVALISI : 1-
VEKİLLERİ:
ASIL DOSYA
DAVALISI : 2-
VEKİLİ :

İHBAR OLUNAN:

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ:
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/05/2012 tarihinde …sevk ve idaresindeki …plakalı aarç ile seyir halindeyken …sevk ve idaresindeki …plakalı traktör ile çarpışması neticesi …plaka sayılı araç içerisinde seyahat etmekte olan müvekkili …vücudunda kemik kırığı olacak şekilde ağır biçimde yaralandığını, meydana gelen kazada araç içerisinde olan müvekkili …kazanın oluşumunda hiçbir kusurunun bulunmadığını, kaza nedeni ile Yunak Asliye Ceza Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, ceza dosyası suretinin ekte olduğunu, müvekkilinin kazadan sonra Akşehir Devlet Hastanesi ve Konya Beyhekim Hastanesinde tedavi görmüş ise de kolunda, omzunda kalıcı sakatlık kaldığını, felç olduğunu, ayrıca kalçasında, bacağında kırıkların ve platinlerin mevcut olduğunu, kalıcı sakatlıkların olduğunu, gündelik işlerini bile yapamaz hale geldiğini, müvekkilinde sürekli ve geçici maluliyet meydana geldiğini, müvekkilinin bu kazadan dolayı meydana çıkan sakatlıklarından ötürü işi olan kuryelik mesleğini yerine getirememekte olduğunu, müvekkilinin ekte suretini sunmuş oldukları faturalardan anlaşılacağı üzere aylık ortalama 3.500,00 TL gelir sahibi iken bu sakatlıktan ötürü işini layıkı ile yapamamakta olduğunu, zorlandığını, davalı sigorta şirketi kaza tarihinde müvekkilinin içinde bulunduğu …plaka sayılı …adına kayıtlı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup, poliçe aslı ve varsa hasar dosyasının celbini talep ettiklerini, müvekkilinin iş bu trafik kazasından dolayı uğramış olduğu sürekli iş göremezlik zararının, geçici iş göremezlik zararının, geçici iş göremezlik süresi ve kalıcı sakatlık süresi boyunca uğramış olduğu bakım gideri, fatura edilen ve edilmeyen tedavi giderlerinin tespit ve davalıdan tazmini için iş bu davanın açılması zarureti olduğunu beyan ederek davanın kabulü ile işbu trafik kazasından dolayı uğramış olduğu sürekli iş göremezlik zararının, geçici iş göremezlik zararının, geçici iş göremezlik süresi ve sürekli iş göremezlik süresi boyunca bakım gideri zararının, fatura edilen ve edilmeyen tedavi giderleri olmak üzere tüm maddi zararların bilirkişi marifeti ile bilirkişi tarafından hesaplanarak tahsiline, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; …adına kayıtlı …plaka sayılı aracın müvekkil şirket nezdinde 25/12/2011 – 25/12/2012 vadeleri için …nolu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, sakatlanma ve ölüm için şahıs başına azami poliçe teminatının 200.000,00 TL ile sınırlı bulunmakta olduğunu, KTK’nın tazminat ve giderlerin ödenmesine ilişkin 99.maddesi gereğince, kaza ve zarara ilişkin tespit tutanağı ve raporların sunulmasından 8 iş günü sonra sigorta şirketinin temerrüte düştüğünü, davacının dava konusu talepleriyle ilgili olarak müvekkil sigorta şirketine daha önce bir müracaatlarının bulunmadığını, dava dilekçesi ekindeki delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, dava dilekçesinden kaza sırasında aracı kullananın …olduğunu, davacının içinde yolcu konumunda bulunduğunun anlaşıldığını, dava dışı araç sürücüsünün ve davacının aracı kullanma amacı ve dava dışı araç işleteninin bu kullandırmadan sağlayacağı menfaatin olup olmadığının, buna göre ne amaçla bulunduğunun, dolayısıyla hatır için karşılıksız taşıma bulunup bulunmadığının belirlenmesi yönünden davacının beyanının alınması ve soruşturma dosyası içeriği ifade tutanaklarının celbini talep ettiklerini, hatır taşımasının mevcut olduğunun tespiti durumunda 2918 Sayılı KTK’nın 87/1 maddesi gereğince araç işleteninin hukuki sorumluluğu BK hükümlerine tabi olduğundan aracın kullandırılmasında menfaati bulunmayan araç işleteni yönünden tazminattan indirim yapılması ve husumete mesnet sigorta poliçesi, KTK’nın 91.maddesi uyarınca araç işleteninin aynı kanunun 85/1 maddesinden kaynaklanan hukuki sorumluluğunu temin etmek üzere akdedildiğinden madde düzenlemesi dışında kalan ve Borçlar Kanunundan kaynaklanan sorumluluk yönünden davanın reddini talep ettiklerini, zira KTK’nın genel hükümlerin uygulanmasına dair 87.maddesi uyarınca araçta hatır için taşınan kişilere karşı araç işleteninin sorumluluğu genel hükümlere tabi olup KTK 92.maddesine göre işletenin bu kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında kalmakta olduğunu, hatır için kullandırmanın mevcut olup olmadığının tespiti bakımından davanın araç işleteni …beyanının alınmasını talep etmekte olduklarını, davacının kaza sonucu oluşan yaralanmanın kalıcı iş gücü kaybına sebebiyet verip vermediği yönünden davacının kaza sonrasbı tedavisine ilişkin hasta dosyası ve tüm grafi ve raporların celbi ile ATK’ya sevki ile kalıcı maluliyetlerinin olup olmadığının belirlenmesini talep etmekte olduklarını, davacı vekilince davacının kurye olarak çalıştığının beyan edilmiş olup davacının SGK’ya tabi olarak çalışıp çalışmadığının sorulmasını, SGK’ya tabi olarak çalıştığının tespiti halinde hizmet dökümünün celbi ile davacıya SGK tarafından yapılan geçici ve kalıcı iş göremezlik ödemelerinin sorulmasını talep ettiklerini, davacının SGK hizmet kaydı mevcut değilse, konunun mesleki faaliyeti yürüttüğünün sabit olmayacağından asgari ücretin esas alınmasını, gördüğü hizmetlere karşı kestiği faturalar toplamına göre gelirinin hesaplamada dikkate alınmasına ilişkin talep yerinde olmadığından davacının meslek odası faaliyet kaydının ilgili odadan celbi ile mevcut ise emsal ücret araştırması yaptırılmasını, davacının mesleki oda faaliyet kaydı mevcut değilse hesaplamada yine asgari ücret uygulanmasını talep ettiklerini, KTK’nın tazminat ve giderlerin ödenmesine ilişkin 99.maddesi gereğince, kaza ve zarara ilişkin tespit tutanağı ve bilirkişi raporunun sunulmasından 8 gün sonra sigorta şirketinin temerrüte düşmekte olduğunu, davacının huzurda görülen davadan önce müvekkil şirkete yapmış olduğu bir başvuru olmadığından ve tazminat miktarını tespite yarayan maluliyet durumu da henüz belli olmadığından temerrüt şartlarının oluşmadığını, ATK rapor ile davacının kaza sonucu oluşan yaralanmasının kalıcı sakatlığa yol açar nitelikte olduğu tespit edilmesi halinde rapor tarihi itibariyle temerrüt şartlarının oluştuğunun faiz başlangıcında dikkate alınmasını talep etmekte olduklarını, ayrıca dava konusu trafik kazasının haksız fiilden kaynaklanmakta olduğundan uygulanabilecek faiz cinsininde yasal faiz olması gerekmekte olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; 6704 sayılı kanun gereği dava açılmadan önce sigorta şirketlerine başvuru şartının bulunduğunu, kazaya karışan …plaka numaralı araç sürücüsü …davanın ihbarını talep ettikleri, dosya muhteviyatında yer alan kaza tespit tutanaklarının taraflarına gönderilmediği, müvekkil kuruma sorumluluk yönetilebilecek dayanak teşkil eden olayın nasıl gerçekleştiğini dahi anlaşılamadığını, …plaka numaralı aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik sigorta poliçesinin olup olmadığının tespitinin gerektiğini, davacı tarafından müvekkil kuruma başvurulması üzerine yapılan değerlendirmeler üzerine %50 kusur oranı üzerinden hesaplama yapıldığını, tazminat hesabı yapılması halinde bu oranın esas alınması gerektiğini, davaya konu %34 maluliyetoranı esas alınarak maluliyet tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, müvekkil kurumun dolaylı zararlardan kaynaklanan tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, hesaplanacak tazminat üzerinden indirime gidilmesi gerektiğini, sosyal güvenlik kurumu tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarı tespit edilerek müvekkil kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, trafik sigortası genel şartlarının B.2-2.4 maddesindeki “sigortacı karşı taraf lehine hükmedilen dava masrafları ile mahkemece hükmedilen karşı taraf avukatlık ücretini ödemekle yükümlü olduğunu, şu kadar ki hükmolunan tazminat sigorta bedelini geçerse sigortacı bu masrafları sigorta bedelinin tazminata oranı dahilinde öder hükmünün bulunduğunu, haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın usul ve esas yönüyle reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Açılan dava Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …E. sırasına kaydedilmiş, (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07/09/2021 gün ve …E. …K. sayılı kararı ile bu davaya Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakması gerektiği gerekçesiyle, dosyanın Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, karar taraflara tebliğ edilmiş, kesinleşme şerhi yazılarak Konya Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmiş ve tevzi sonucu Mahkememizin …E. sırasına kaydedilmiştir.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 gün ve 608 s. kararı ile, “Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin Konya ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine ve iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” karar verilmiştir.
Yargıtay HGK’nun 04/04/2019 gün ve …E. …K. sayılı emsal içtihadı; “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 136. ve 142’nci maddelerinde mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişleri ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Mahkemelerin görevi kıyas veya yorum ile genişletilemez ya da değiştirilemez. Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görev genel mahkemelere aittir (5.12.1977 tarihli, …E., …K. sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı)…
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanunî hâkim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanunî hâkim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. 1982 tarihli Anayasa’yı kabul eden Danışma Meclisi’nin Anayasa Komisyonu’nun gerekçesinde “…bu suretle davanın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla yaratılan bir mahkeme önüne getirilmesi yasaklanmakta, yani kişiye yahut olaya göre kişiyi yahut olayı göz önünde tutarak mahkeme kurma imkânı ortadan kaldırılmaktadır. Bu ise tarafsız yargı merciinin ilk gereğidir.” denilmektedir (…: Türk Anayasa Hukuku, Ankara 2005, 8. Baskı, s: 118-119).
Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir.
O hâlde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi; “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir.
Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 tarihli ve …E., …K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) 24.03.2005 tarihli ve …sayılı kararında fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri konusunda İstanbul ve Ankara’da kurulup, faaliyete geçirilen fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinin, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile 551 sayılı Patent Haklarının Korunması, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması, 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararnamelerinden kaynaklanan hukuk davaları için ihtisas mahkemeleri olarak belirlenmesine, yargı çevrelerinin ise kuruldukları yerin mülki hudutları olarak tespit edilmesine; fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmayan yerlerde, yukarıda zikredilen Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerden kaynaklanan hukuk davaları için; bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemenin, ikiden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde ise 3 numaralı asliye hukuk mahkemesinin yetkilendirilmesine, ilgili mahkemelerin yargı çevrelerinin ise adli yargı adalet komisyonlarının merkez ve mülhakatları olan ilçeleri kapsayacak şekilde belirlenmesine karar verilmiştir. Halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
O hâlde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan bu hukuki ve maddi olgular karşısında somut olay irdelendiğinde; yukarıda da ifade edildiği üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkeme, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi olup, dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen Manisa 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davaya bakılması olanaklı değildir.
Hâl böyle olunca yerel mahkemenin Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu yönündeki direnme kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.” şeklindedir.
HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 s. kararında 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların da, Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu yönde herhangi bir yasal düzenleme de yoktur. 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve derdest olan davaların gönderme kararı ile Konya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi, yukarıda yazılı Yargıtay HGK emsal içtihadında belirtilen tabii hakim ilkesine de aykırıdır.
Bu nedenle eldeki uyuşmazlığın çözümünde (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu kabul edildiğinden ve Akşehir Asliye Hukuk Mahkemesince verilen karar görevsizlik kararı mahiyetinde olmayıp teknik anlamda gönderme/aktarma mahiyetinde bir karar olduğundan mahkememizce ilk görevsizlik kararı verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın mahkememizin görevli olmaması nedeniyle HMK nun 114/1-c maddesi ve HMK nun 115/2. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-HMK nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, verildiği anda kesin olan kararlarda kararın tebliği tarihinden, süresinde kanun yoluna başvurulmadığından kesinleşen kararlarda kararın kesinleştiği tarihten ve kanun yoluna başvurulan kararlarda da kanun yolu başvurusunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren yasal iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının görevli AKŞEHİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine, HMK 331/2. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılması hakkında karar verilmesi halinde talep halinde yargılama giderleri konusunda karar tayin olunmasına,
4-Harç ve yargılama giderleri hususunun görevli mahkemece karara bağlanmasına,
Dair ; tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/11/2021

Katip Hakim