Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/569 E. 2021/668 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLLERİ:
DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalılar aleyhine açtığı alacak davası Antalya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/09/2021 tarih … Esas … Karar sayılı yetkisizlik kararı ile dosyanın yetkili olarak gösterilen mahkememize gönderildiği, mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekilinin Antalya . Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin 25/07/2020 tarihinde davalı tarafa ait … marka 60200 model bir torna makinesi satın aldığını ve makinenin 26/07/2020 tarihinde müvekkile teslim edildiğini, ancak müvekkilinin fatura gönderilmediğini fark ederek davalı taraftan fatura talep ettiğini, davalının faturayı daha sonra gönderileceği söylediğini, makine için 37.000 TL ödeme yapılması konusunda anlaşıldığını, 25.000,00 TL’sinin 25/07/2020 tarihinde … Bankası aracılığıyla davalı tarafın banka hesabına gönderildiğini, kalan 12.000,00 TL için bono düzenlenerek davalıya gönderildiğini, 3.500,00 TL’ nin 27/07/2020 tarihinde davalı tarafın banka hesabına gönderildiğini, makinenin 26/07/2020 tarihinde kullanılmaya başlandığını ve çalışamaya başladıktan 2 saat sonra arızalandığını, makinenin arızalanması üzerine davalı firma yetkilisi … ile iletişime geçildiğini ve davalı firma yetkilisi … tarafından aynı gün gelinerek makinenin bazı parçalarının ( en önemlisi dişlileri) tamir edileceği söylenerek söküldüğünü, müvekkilinin 28/07/2020 tarihinde davalı arayarak makineyi iade edecekleri bildirildiğini ve davalının kabul ettiğini, aynı gün makinenin davalıya teslim edilmek üzere Konya’ya gönderildiğini, makinenin davalı tarafa iadesine rağmen, müvekkili tarafından yapılan ödemelerin ve senedin davalı tarafça iade edilmediğini, daha sonra iadenin gerçekleştirileceğinin bildirildiğini, müvekkilinin kabul etmemesi üzerine davalı tarafından makinenin iade alınmayacağı ve ödenen ücret ile senedin de iade edilmeyeceğinin söylendiğini, müvekkilinin yatırım yaptığı makine çalışmadığı için günlerce çalışamadığını ve kazanç kaybı yaşadığını, dava konusu makineyi çalışır hale getiremeyeceğini anlayınca da yeni makine almak zorunda kaldığını, iyi niyetli yaklaşımlardan sonuç alınamaması üzerine müvekkilinin davalıya ihtarname gönderdiğini, ancak olumlu sonuç alamadıklarını beyanla ayıplı makineyi satan firmanın tespitini, ayıplı makineyi satan firmaya iadesi ile müvekkil tarafından ödenen 28.500 TL’nin ticari temerrüt faizi ile birlikte müvekkile iadesini, müvekkilin ayıplı torna makinesi sebebiyle zarara uğraması sebebiyle bu aşamada 100,00 TL tazminatın ticari temerrüt faizi ile birlikte ayıplı makineyi satan davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin Antalya . Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği cevap dilekçesi ile özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Konya Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu nedenle yetki itirazlarının bulunduğunu, dava konusu makinenin bir an için ayıplı olduğu düşünülse dahi davacı tarafından ayıp ihbarı süresi içerisinde ve belirtilen şekillere uygun olarak yapılmadığını, . TTK.m.23/c gereğince malın teslim sırasında ayıplı olduğu açıkça belli olduğu durumda, alıcının bu ayıbı en geç iki (2) gün içerisinde satıcıya ihbar mükellefiyeti bulunduğunu, dava konusu olayda, davacı 26.07.2021 tarihinde satın aldığını belirttiği makinenin aldıktan 3 dakika sonra arızalandığını iddia etmesine rağmen, ihbarı 07.08.2020 tarihinde yaklaşık 11 gün sonra yaptığını, davacının ihbar mükellefiyetini yerine getirmemesi nedeniyle, davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülen davanın satım sözleşmesinden kaynaklı ayıplı olduğu iddia edilen malın iadesi ile ödenen bedelin tahsili davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise sözleşmeye dayalı malın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunulmadığı, davalılara husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği, malın ayıplı olması halinde ödenen bedelin iadesinin talep edilip edilemeyeceği hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II. EMSAL ALINAN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLAMI
T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 09/04/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Her ne kadar davalı şirket ise de davacının gerçek kişi olduğu, tacir kaydının bulunmadığı, 6102 sayılı TTK 11/2 maddesi ile Esnaf ve Sanatkarlar ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin 18/06/2007 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı gereğince 2013 sayılı VUK mükerrer 177.maddesi gereğince bilanço hesabı esasına göre defter tutma hadlerine göre esnaf olduğu, işletme hesabına göre defter tuttuğu, bu sebeple davanın TTK 4.maddesi gereğince ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla Konya Asliye . Ticaret Mahkemesince açılan davada genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan, davalının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
Taraflar arasındaki dava, satım sözleşmesinden kaynaklı olması sebebiyle 6100 Sayılı Kanunun 5. maddesinden kaynaklanan mutlak ticari dava mahiyetinde değildir.
Dava dosyasının incelenmesinde davalılardan … Ltd. Şti’nin 6100 Sayılı Kanunun 16/1 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişi tacir olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının gerçek kişi olduğunun anlaşılması üzerine tacir sıfatı bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla ilgili kurum ve kuruluşlara müzekkere yazılmıştır.
Dosya içerisinde yer alan T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı Düden Vergi Dairesi Müdürlüğünün 26/04/2021 tarihli müzekkere cevabında davacının gerçek usulde vergi mükellefi olduğu ve işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu bildirilmiş, ilgili müzekkere ekinde yıllık gelir vergisi beyannameleri de gönderilmiştir.
T.C. Antalya Esnaf ve Sanatkar Sicil Müdürlüğünün 14/06/2021 tarihli müzekkere cevabında davacının … sicil numarası ile odalarına kayıtlı olduğu bildirilmiştir.
Bir davanın ticari dava olup olmadığı 6100 Sayılı TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup, ticari davalar kendi aralarında mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar için tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken, nispi ticari davalarda dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığı kriter olarak kabul edilmiştir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1.maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Her ne kadar davalı tüzel kişi tacir ise de davacının gerçek kişi olduğu, tacir kaydının bulunmadığı, 6102 sayılı TTK 11/2 maddesi ile Esnaf ve Sanatkarlar ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin 18/06/2007 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı gereğince 2013 sayılı VUK mükerrer 177.maddesi gereğince bilanço hesabı esasına göre defter tutma hadlerine göre esnaf olduğu, işletme hesabına göre defter tuttuğu, bu sebeple davanın TTK 4.maddesi gereğince TİCARİ DAVA NİTELİĞİNDE OLMADIĞI anlaşılmakla Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan usulden reddine, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Görevsizlik Kararımız Kesinleştiğinde ve Mahkememizin görevsiz olduğu yönünde hüküm kurulması durumunda; 6100 Sayılı Kanunun 20/1. Maddesi gereğince iki haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talepte bulunulması halinde DOSYANIN GÖREVLİ T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde dava açılmamış sayılacağının ve bu konuda resen karar verileceğinin İHTARINA,
3-6100 Sayılı Kanunun 331/2. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMECE DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Mazereti kabul edilen davacı vekilinin yokluğunda, davalının yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.16/12/2021

Katip … Hakim …