Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/514 E. 2021/505 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
3-
VEKİLİ :
4-
VEKİLİ :

BİRLEŞEN DOSYA: Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi …Esas

DAVACI:
VEKİLİ :
DAVALILAR: 1-
VEKİLİ :
2-
3-
VEKİLİ :
4-
DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)), İpotek (Terkin İstemli)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :

Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)), İpotek (Terkin İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …(eski adı …AŞ) …ilçesi, …mahallesi, …ada, ..parsel sayılı arsa üzerinde …Park Evleri Toplu Konut Projesi adı altında yapılan inşaatta …Blok …ve …, …Blok …ve …bağımsız bölümler olmak üzere dört dairenin maliki olduğunu, bu dairelerin tapu kaydında 1 parsel nolu taşınmaz kaydına konut projesinin finansmanı için davalılar …ve …davalı … Nalçacı şubesinden kullandıkları ve kullanacakları kredilerin teminatı olmak üzere 20.000.000,00 USD bedelle ipotek tesis edildiğini, müvekkili aleyhine davalı … tarafından ipotek hakkını davalı …’tan temlik aldığı gerekçesiyle Ankara .İcra Müdürlüğünün …sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, icra emrinde 956.759,00 TL ipotek alacağından söz edildiğini, bu miktarın hangi rakam üzerinden hesaplandığını bilemediklerini, müvekkilinin …’ın kardeşi olduğunu, aynı zamanda …AŞ’de bir dönem hisse devri yoluyla ortak olduklarını, müvekkilinin 2009 yılında bütün görevlerinden istifa ettiğini belirterek, davalı …AŞ’ye ait dairelerin davalı …’a muvazaalı olarak devir edildiğinin ve dairelerin …AŞ’ye ait olduğunun tespitiyle muvazaalı daire devirlerinin iptaline, davalı …’ın kendisine ait olmayan dairelerle yaptığı ödeme ile ipotek hakkını temlik almasının geçersizliğine, temlik sözleşmesi ve 08.06.2016 tarihli protokolün temlike ilişkin hükümlerinin hukuka aykırı ve hükümsüz olduğunun tespiti ile iptaline, icra dosyasına konu ipotek alacağının hükümsüz olduğunun tespiti ile ipotek borcu sona erdiğinden ipoteğin ve takibin iptaliyle davaya konu bağımsız bölümlerin tapu kaydındaki ipoteğin fekkine, davalı …’ın takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davacı …vekili dava dilekçesinde; Müvekkili …Şti’nin; ”…Park Evleri Toplu Konut Projesi” adı altında davalı …AŞ. (…AŞ) tarafından …ili, …ilçesi, …Mahallesi, …Ada, …Parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılan inşaatta davalı …’dan 17.02.2010 tarihinde …Blok … Kat, …nolu …sayılı taşınmazı satın aldığını, anılan taşınmazın tapu kaydı üzerinde davalıların kullandıkları ve kullanacakları kredilerin teminatı için 20.000.000,00 USD bedelle ipotek kaydı olduğunu, daire alımında ipoteğin kısa zamanda kaldırılacağının vaat edildiğini, davalı … ile … arasında ipoteğin temlikine ilişkin 22.10.2018 tarihli noter tasdikli sözleşmeye istinaden bankanın ipotek haklarının davalı …’a temlik edildiğini, temliğin tapu kaydına işlendiğini, davalı … tarafından ipotek haklarının temlikine dayalı olarak bazı bağımsız bölümlerle ilgili üçüncü kişiler aleyhinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalı …AŞ’ye ait dairelerin davalı …’a muvazaalı olarak devir edildiğinin ve dairelerin …AŞ’ye ait olduğunun tespitiyle muvazaalı dairlerin devirlerinin iptaline, davalı …’ın kendisine ait olmayan dairelerle yaptığı ödeme ile ipotek hakkını temlik almasının geçersizliğine, temlik sözleşmesi ve 08.06.2016 tarihli protokolün temlike ilişkin hükümlerinin hukuka aykırı hükümsüz olduğunun tespiti ile iptaline, ipotek alacağının muvazaalı olduğunun ve ipotek borcu sona erdiğinden borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin iptaline, …Parsel, …Blok, …nolu …sayılı taşınmazın tapu kaydı üzerindeki ipoteğin fekkine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili davaya ve birleşen davaya karşı cevap dilekçesinde; …AŞ ile … ve müvekkili banka arasında … adına kayıtlı gayrimenkullerin bir kısmının …AŞ ve …’ın …Şubesine olan borçlarından mahsup edilmesi için ipotek hakkının …’a temlik edilmesi ve diğer hususlara yönelik protokol imzalandığını, davanın Ticaret Mahkemelerinde açılmasının gerektiğini, müvekkili banka ile arabuluculuk görüşmesi yapılmadığını, fekki istenen ipotek üzerinde bankanın tasarruf yetkisi bulunmadığını bu nedenle bankaya karşı davacının dava açmasında herhangi bir hukuki yararının bulunmadığını, davaya konu alacakla ilgili bankanın bir ilgisinin bulunmadığını, davacının kendi kusurları ile ve üçüncü şahıslar arasında yaşanan alacak verecek ilişkisi sebebiyle bankanın sorumlu tutulmasının kabul edilemeyeceğini, davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili davaya ve birleşen davaya karşı cevap dilekçesinde; söz konusu şirketlerin davalı bankadan kullandığı kredilerin ticari nitelikte olması sebebiyle davaya bakmaya görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin ikametgahı Ankara olup yetkili mahkemenin Ankara Mahkemesi olduğunu, zamanaşımı defi, hak düşürücü süre ve derdestlik/kesin hüküm itirazlarının bulunduğunu, müvekkilinin yasaya uygun şekilde alacağın temliki çerçevesinde bankanın haklarına halef olduğunu, temlik sözleşmesinin geçersiz olduğu iddialarının gerçek olmadığını, ipoteğin kaldırılabilmesinin tek şartının davacı tarafından ipotek bedelinin ödenmesi olduğunu, taşınmazları 2009 yılında satın alan 2013 yılında hesap kat ihtarı tebliğ edilen davacının bugüne kadar sessiz kalıp müvekkilinin temlik alacaklısı olması üzerine bu davayı açmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davanın öncelikle usulden Mahkeme aksi kanaatteyse esastan reddini savunmuştur.
Davacı vekili 04.02.2020 tarihli dilekçesiyle; müvekkili …tarafından açılan ve birleştirilen davanın açıldığı 07.01.2020 tarihinden sonra dava konusu taşınmazın müvekkili şirket tarafından 14.01.2020 tarihinde …’a tapudan devir ve temlik edildiğini, dava konusu taşınmazı ve dolayısıyla dava konusunu devir alan …’ın davacı olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …ve …vekili davaya ve birleşen davaya karşı cevap dilekçesinde; müvekkili şirketlerin dava konusu ipoteğin temlikine ilişkin sözleşmenin tarafı olmadığını, husumet, yetki, görev, zamanaşımı/hak düşürücü süre, derdestlik/kesin hüküm itirazlarının bulunduğunu, davacının tek gayesinin ipoteğin paraya çevrilmesini geciktirmek olduğunu, davanın öncelikle usulden reddini aksi halde esastan reddini savunmuştur.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ipoteğin kaldırılması davasıdır.
Dosya Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin …Esas, …Karar sayılı ve 19/11/2020 tarihli görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmiştir.
Dava Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası ile 23/12/2019 tarihinde açılmış, görevsizlik kararından sonra dosyada mevcut arabuluculuk son oturum tutanağından da anlaşılacağı üzere görevsizlik kararından sonra 26/04/2021 tarihinde arabuluculuğa başvurulmuştur.
09/12/2018 tarih ve 7155 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na (TTK) eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde; “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” düzenlemesi ile, TTK’nın geçici 12. maddesinde; “(1) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği (01/01/2019) tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay’da görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz” düzenlemesi getirilmiştir.
Bunun yanı sıra, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na (HUAK) dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 18/A maddesi eklenmiştir. HUAK’ın 18/A-2 maddesinde, “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi de mevcut olup, emsal içtihatlar nazara alındığında ipoteğin kaldırılması davasında da dava şartı olarak arabuluculuğun zorunlu olduğu görülmektedir.
Yukarıda bahsedilen mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere 01/01/2019 tarihinden itibaren arabuluculuğa başvurulmadan açılan davaların dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekmekte olup, dava Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası ile 23/12/2019 tarihinde açılmış, görevsizlik kararından sonra dosyada mevcut arabuluculuk son oturum tutanağından da anlaşılacağı üzere görevsizlik kararından sonra 26/04/2021 tarihinde arabuluculuğa başvurulmuştur.
Esasen davanın açıldığı tarih olan ( Görevsiz mahkeme Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosya ile açılan davanın açılma tarihi olan ) 23/12/2019 tarihinde arabuluculuk zorunlu olup davacı vekili bu şartı yerine getirmeden davayı görevsiz mahkemede açıp akabinde dosya mahkememize intikal ettikten sonra bu eksikliği gidermesi mümkün olmadığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava şartları kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasından mahkemece nazara alınması icabettiğinden, huzurdaki davanın arabuluculuk dava şartları yokluğundan dolayı usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Açılan davanın HMK 114/2, 115/2 ve TTK 5/A maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan dolayı USULDEN REDDİNE,
2-)Peşin alınan 1.707,75-TL harçtan alınması gereken 59,30-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 1.648,45‬-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-)Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesine göre; asıl dava ve birleşen dava nedeniyle ayrı ayrı 4.080,00’er-TL olmak üzere toplam 8.160,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-)Konya .Asliye Hukuk Mahkemesinin …esas, …karar sayılı görevsizlik kararı uyarınca AAÜT’nin 7/1 maddesine göre; asıl dava ve birleşen dava nedeniyle ayrı ayrı 4.080,00’er-TL olmak üzere toplam 8.160,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-)Taraflarca yatırılan ve dosyada fazla kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili taraflara iadesine,
Dair; Kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda dosya üzerinden karar verildi. 21/10/2021
Katip … Hakim …