Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/455 E. 2022/176 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

Mahkememiz … esas sayılı dosyası yönünden (ana dava);
DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İstirdat, alacak
DAVA TARİHİ :

Birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası yönünden;
DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İstirdat, alacak
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat, alacak davalarında yapılan açık yargılaması sonunda,

HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/03/2019 tarih … esas, … karar sayılı birleştirme kararı ile dosyanın mahkememiz dosyasına birleştirilmesine karar verildiği ve 12/03/2019 tarihinde mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
TALEPLER :
Davacı vekili ana dava yönünden mahkememize vermiş olduğu 26/03/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı …’nın evli olduklarını, müşterek sağ 3 çocuklarının olduğunu, davalıdan kaynaklanan nedenlerle evlilik birliğini sonlandırma kararı aldıklarını, 09/03/2018 tarihinde anlaşmalı boşanma protokolü düzenleyerek imzaladıklarını, müvekkilinin 09/03/2018 tarihinde Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sırasında kayda alınan boşanma davasını açtığını, 12/03/2018 tarihinde davanın duruşmasının yapılacağını, anlaşma protokolünde sözü geçmeyen keşidecileri … ve …, lehtarı … (davalı) olan her biri 16/08/2017 tanzim tarihli her biri 200.000,00 TL bedelli 31/03/2018, 30/04/2018 ve 30/09/2018 vade tarihli toplam 600.000,00 TL bedelli bonoları lehtar olan davalının cirolayıp imzalayarak (beyaz ciro ile) bonoları müvekkiline anlaşmalı boşanma kapsamında teslim ettiğini, müvekkilinin 12/03/2018 günü yapılacak duruşma için Konya dan Akşehir e hareket ettiğini, bu ara evden uzaklaştırma cezası olan davalının cezaya rağmen çilingir marifetiyle bonoların bulunduğu konuta girerek bonoları kimsenin olmadığı bir saatte evden çaldığını, kamera kayıtları ve tüm delillerin bunu gösterdiğini, bu konuda Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca şikayetleri üzerine soruşturmalar başlatıldığını, davalının boşanma ile ilgili parasal sorumluluklardan kaçmak için bonoları çaldığından bahisle sözü geçen 3 adet bononun davalıdan istirdadına, bu taleplerinin yerinde görülmemesi halinde davalının müvekkiline borçlu olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili birleşen dava yönünden Konya . Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 11/03/2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; yukarıda belirtilen ana dava dosyasındaki dava dilekçesindeki hususları tekrar ederek kök dosyadaki davalı … nın çaldığı 3 adet bonoyu (beyaz cirolu hali ile) davalı … e teslim ettiğini, davalı … in bonoları tahsile kalkabileceğini ve davalı … in tüm olayları bildiğinden ve kötü niyetli olduğundan bahisle sözü geçen 3 adet bononun davalı … den istirdadına, bu taleplerinin yerinde görülmemesi halinde davalının müvekkiline borçlu olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAPLAR:
Davalı vekili ana dava yönünden mahkememize vermiş olduğu 02/04/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının bonoların yetkili hamili olmaması nedeniyle dava ehliyeti olmadığını, davacının iddiaları hakkında herhangi bir yazılı delili olmadığını, boşanma protokolünde bonolardan hiç söz edilmediğini, bonoların protokolde geçmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, boşanma protokolünün davacının vekili tarafından hazırlanıp kaleme alındığını, boşanma protokolüne bonoların yazılmamasının düşünülemeyeceğini, iddiaların gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin müşterek konuta bonoları çalmak için girmediğini, şahsi eşyalarını almak için girdiğini, dava konusu bonoların davacı ile herhangi bir ilgilerinin olmadığını, bonoların hiçbirinde davacının isim ve imzasının dahi olmadığını, bonoların çalındığı iddiasının tamamen iftira olduğunu ve bonoların lehtarının ve hak sahibinin müvekkili olması nedeniyle bonoları çalmasına gerek olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili birleşen dava yönünden mahkememize vermiş olduğu 02/04/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … in kök davanın davalısı … dan aralarındaki ticari ilişki gereğince dava konusu 3 adet bonoyu ciro yoluyla ve iyi niyetli hamil sıfatıyla edindiğini, hamil olan müvekkilinin herhangi bir kötü niyetinin olmadığını, dava dilekçesinden geçen diğer iddialardan müvekkilinin bir bilgisinin ve ilgisinin olmadığını ve davacının iddialarının doğru olmadığından bahisle müvekkili … hakkındaki davanın da reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce, dava konusu bonoların örnekleri, … … Şubesiyle yapılan yazışmalar, bonoların bankaya teslimine ilişkin belgeler, bonoların ödendiklerine ilişkin belgeler, taraf vekillerinin verdikleri dilekçeler, kök davadaki taraflar arasındaki evlilik ve boşanmayı gösterir aile nüfus kayıtları, boşanmaya ilişkin Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, boşanma dosyası arasındaki 09/03/2018 tarihli tarafların imzasını taşıyan boşanma protokolü aslı, 12/03/2018 tarihli anlaşmalı boşanmaya ilişkin duruşma tutanağı aslı, gerekçeli boşanma kararı, boşanma kararının yasa yoluna başvurulmaksızın 12/03/2018 tarihinde kesinleştiğine ilişkin kesinleşme şerhi, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … hakkında hırsızlık suçundan takipsizlik kararına konu … Sor. sayılı dosyası, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … hakkında hırsızlık ve huzur bozmak suçlarından takipsizlik kararına konu … Sor. sayılı dosyası, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … hakkında hırsızlık ve dolandırıcılık suçlarından takipsizlik kararına konu … Sor. sayılı dosyası, Yunak Cumhuriyet Başsavcılığının faili belirsiz kişiler hakkında hırsızlık suçundan takipsizlik kararına konu … Sor. sayılı dosyası, kimi takipsizlik kararlarına yapılan itirazların redlerine ilişkin sulh ceza hakimliği kararları, soruşturma dosyaları arasındaki tüm ifade tutanakları ve belgeler incelenmiş, davalı …’in yeminli beyanı mahkememizce alınmıştır.
DAVANIN NİTELİĞİ, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Ana dava ve Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayısına kayıtlı iken mahkememiz dosyasıyla birleşen dava, kıymetli evrakın istirdadı, olmadığı takdirde kıymetli evrak bedelleri kadar davalıların borçlu olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde 28/10/2020 tarih, … esas, … karar sayılı ilamı ile; “……Tüm dosya kapsamı ile keşidecileri … ve …, lehtarı … olan her biri 16/08/2017 tanzim tarihli, her biri 200.000,00 TL bedelli, 31/03/2018, 30/04/2018 ve 30/09/2018 vade tarihli toplam 600.000,00 TL bedelli dava konusu bonoların lehtarı … tarafından beyaz ciro ile (ad soyadını yazarak ve imzasını atarak, ciro ettiği kişiyi yazmaksızın) ciroladığı, bonoların lehtar ve ilk cirantasından sonra diğer davalı … in adı soyadı, TC kimlik numarasının ve imzasının olduğu, davalı … in de bonoları tahsil için … … Şubesine cirolayıp teslim ettiği, banka tarafından bonoların 20/03/2018 tarihli çek/senet tevdi bordrosu ile bankaca teslim alındıkları, her 3 bononun vadelerinde veya vadelerinden sonraki birkaç gün içinde bankaya ödendikleri, ödemelerin bonoların hamili gözüken davalı … hesabına geçildikleri anlaşılmış olup bu hususlarda taraflar arasında bir çekişme yoktur.
Davacının iddiasına göre davalı … ya kök davanın açıldığı 26/03/2018 tarihinde bonolar davalı … nın elinde olmayıp en geç 20/03/2018 tarihinde bonoların kök davada dava dışı olan birleşen davada ise davalı olan … in elinde oldukları sabit olup bu konuda da taraflar arasında bir çekişme yoktur.
Dava konusu 3 adet bono 31/03/2018, 30/04/2018 ve 30/09/2018 vade tarihlerinde veya vade tarihlerinden sonraki bir iki gün içinde keşidecileri tarafından davalı … hesabına geçmek üzere bankaya (… … Şubesine) ödenmişlerdir. Son vadeli 30/09/2018 vadeli bono 03/10/2018 tarihinde ödenmiş ve tüm bonoların bedeli olan 600.000,00 TL en son 03/10/2018 tarihinde davalı … e ödenmişlerdir. Bankadan gelen yazışmalar ve ekleri ile bu hususlar sabit olup bu konularda da taraflar arasında bir çekişme yoktur. Davacı, davalı … e karşı işbu davasını son ödemeden çok sonra 11/03/2019 tarihinde açmıştır.
Davacının, davalı … ya karşı 26/03/2018 tarihinde açtığı dava tarihinde ve yargılama boyunca bonolar … nın uhdesinde olmayıp, 03/10/2018 tarihine kadar bonolar diğer davalı … in uhdesindedirler. Davacının, davalı … nın elinde olmayan bonoları iade istemesinde (istirdadında) hukuki yararı yoktur. Çünkü bonolar davalının elinde değildirler. Bonolar davalının elinde olmalı ki ondan istirdat istenebilsin.
Davacının, diğer davalı … e karşı 11/03/2019 tarihinde açtığı dava tarihinde ve yargılama boyunca bonolar … in de uhdesinde olmayıp bonolar vade tarihlerinde birleşen son davadan çok önce tahsil edilmişler ve bonolar bankaca keşidecilerine iade edilmişlerdir. Davacının, davalı … in elinde olmayan bonoları iade istemesinde de (istirdadında da) hukuki yararı yoktur. Çünkü bonolar artık davalının elinde değildirler. Bonolar davalının elinde olmalı ki ondan istirdat istenebilsin.
Dava tarihlerinde ve davaların yargılaması süresince davalılarda istirdadı kabil bir bono olmadığından ve talep bonoların istirdadına yönelik olup bonoların yargılama sırasında vs. ödenmesi halinde bedellerinin istirdadı yönünde bir talep, bir ıslah vs. de olmadığından ve böylelikle davacının davalıların elinde olmayan bonoların istirdadını istemesinde hukuki yararı olmadığından (böyle bir durumda talebin kabulü halinde infazı kabil bir karar verilmiş de olmayacağından) ve davalarda hukuki yarar varlığı ve infazı kabil karar verilmesi gerektiği hususları resen nazara alınması gereken dava şartlarındandırlar. Davalarda hukuki yarar olmadığı anlaşılmıştır.
Davacının ikincil talebi; bonoların istirdadının uygun görülmemesi halinde davalıların davacıya borçlu olduğunun tespitine karar verilmesidir. İkincil talep; olumlu tespit davası niteliğindedir. HMK gereğince eda davası açılabilecek bir durumda olumlu tespit davası açılamaz. Eda davası yerine olumlu tespit davası açılmasında da hukuki yarar yoktur. Davacının ikincil talebi hakkında da hukuki yarar yokluğu nedeniyle usuli bir karar verilmesi gerekmiştir.
Gerek birincil talep gerekse ikincil talep yönlerinden davacının ayrı ayrı terditli davalar açmasında hukuki yararı olmadığından HMK nun 114 ve 115. maddeleri gereğince başkaca hususlar tartışılmaksızın ve dava şartı olan davalardaki hukuki yararın sonradan tamamlanması mümkün olmadığından davacıya süre vs. verilmesine gerek olmaksızın davacının davasının ve birleşen davasının dava şartı yokluğu nedeniyle ayrı ayrı usulden reddine” dair verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Konya BAM . Hukuk Mahkemesinin 25/06/2021 tarih, … esas, … karar sayılı ilamı ile; “……. dava şartı olarak hukuki yararın varlığının, mahkemece, taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olaya veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekir. Bu sayede, iç hukukumuzun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme)’nin 6.maddesi ve 1982 Anayasası’nın 36. maddesinde düzenlenen “hak arama özgürlüğü” nün dürüstlük kuralına uygun kullanılması sağlanabilecek; bu durum, haksız davalar açmak suretiyle, dava hakkının kötüye kullanılmasına karşı bir güvence oluşturacaktır. Dava açmaktaki hukuki yarar; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca açılacak davanın, ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan söz edilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez. (… , … , … , .: Medeni Usul Hukuku, Ankara 2011, s.297) (Yargıtay .Hukuk Dairesi’nin 16/06/2021 tarih, … Esas- … Karar sayılı ilamından)
Yukarıda yapılan açıklama ve dosya kapsamı dikkate alındığında; davacının gerek asıl ve gerekse birleşen davada senetlerin istirdadını talep etmede hukuki yararının bulunmadığından bahsetmek mümkün değildir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin davacının talebi ile ilgili esasa ilişkin delilleri topladıktan sonra değerlendirme yapması gerekirken hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi hukuka uygun olmadığından tarafların istinaf taleplerinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.4 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının taraflar arasındaki ihtilaf ile ilgili esasa ilişkin delillerin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine” dair gerekçelerle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiş, dosya mahkememize gönderilerek 15/09/2021 tarihinde mahkememiz yeni esasına kaydedilmiştir.
Yukarıda yer verilen istinaf mahkemesi kararı uyarınca davacının her iki dava yönünden hukuki yararının olduğu kabul edilerek taraflar arasındaki uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekmiştir.
Her iki davanın da konusu olan bonoların, keşidecilerinin …, avalistlerinin … , lehtarlarının … ve hamillerinin … olduğu, 200.000,00’er TL bedelli bonolar olduğu, söz konusu bonolarda davacı …’nın lehtar veya ciranta olduğunu gösterir bir kaydın yer almadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 200.maddesi; “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. ” hükmünü,
HMK’nun 201.maddesi; ” Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz. ” hükmünü,
HMK’nun 202.maddesi; “Senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.” hükmünü,
HMK’nun 203. maddesi; ” Aşağıdaki hâllerde tanık dinlenebilir:
a) Altsoy ve üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemler.
b) İşin niteliğine ve tarafların durumlarına göre, senede bağlanmaması teamül olarak yerleşmiş bulunan hukuki işlemler.
c) Yangın, deniz kazası, deprem gibi senet alınmasında imkânsızlık veya olağanüstü güçlük bulunan hâllerde yapılan işlemler.
ç) Hukuki işlemlerde irade bozukluğu ile aşırı yararlanma iddiaları.
d) Hukuki işlemlere ve senetlere karşı üçüncü kişilerin muvazaa iddiaları.
e) Bir senedin sahibi elinde beklenmeyen bir olay veya zorlayıcı bir nedenle yahut usulüne göre teslim edilen bir memur elinde veya noterlikte herhangi bir şekilde kaybolduğu kanısını kuvvetlendirecek delil veya emarelerin bulunması hâli.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, davacı taraf, bonoların aralarındaki boşanma davası için düzenlenen anlaşma protokolü gereği davalı … tarafından cirolanarak kendisine teslim edildiğini, ancak, boşanma davasının görüleceği gün …’nın bonoları bulunduğu yerden çalarak diğer davalı …’e teslim ettiğini ve …’in de davalı … ile danışıklı şekilde bonoları tahsil ederek bono bedelini …’ya verdiğini ileri sürmektedir.
Yerleşik Yargıtay kararlarında vurgulandığı üzere; kambiyo senetleri sebepten soyut olup; senedi elinde bulunduran kişiden ayrıca alacağın sebebini ispat etmesi beklenemez. İspat yükü, senedin elinden rızası dışında çıktığını veya senedin bedelsiz olduğunu iddia eden taraftadır.
Dosya arasına celp edilen soruşturma dosyalarında davalılar, dava konusu bonoların aralarındaki alacak borç ilişkisi sebebiyle cirolandığını ifade etmişlerdir. Ana dava ve birleşen davaya sunulan cevap dilekçelerinde de davalılar aynı yönde anlatımda bulunmuşlardır. Davalılar hakkındaki soruşturmalar takipsizlik kararıyla neticelenmiş olup verilen takipsizlik kararları kesinleşmiştir.
Davacı vekili tarafından her ne kadar senetlerin müvekkiline verildiği tarihte davacı ve davalı … arasında evlilik bağı bulunduğundan tanık dinletme talebinde bulunulmuş ise de, alacağının senede bağlandığını iddia eden davacının HMK’nun 203.maddesinde düzenlenen senetle ispat yasağı istisnalarına başvuramayacağı anlaşılmıştır. Zira HMK’nun 201. maddesinde belirtildiği üzere, senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler senetle ispat kuralına tabidir. Dava konusu bonoların yeniden değerleme miktarında belirtilen miktarı aştığı ve bu bonolara karşı ileri sürülen karşı alacak iddiasının yazılı delille ispatının gerektiği kanaatine varılmıştır. Davalı taraf davacının tanık dinletme talebine açıkça karşı koyduğundan davacının bildirdiği tanıklar dinlenmemiştir.
Davacı ile davalı … arasında görülen Akşehir . Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası celp edilmiş olup dosya arasındaki “anlaşmalı boşanma protokolü” başlıklı 09/03/2018 tarihli, ıslak imzalı belgede dava konusu bonolara ilişkin herhangi bir kayda yer verilmediği görülmüştür.
Diğer taraftan, davacı vekili, davalı … ile dava dışı … arasında geçen telefon görüşmesine ait ses kaydının olduğunu iddia ettiği CD’yi ve görüşme dökümlerini dosyaya sunmuş ise de davalı …’in huzurda alınan beyanında ses kaydının kendisine ait olmadığını ifade ettiği, davalı … hakkında yürütülen soruşturma neticesinde söz konusu bu ses kaydının da soruşturma dosyasına sunulduğu ve davalı … için takipsizlik kararı verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Bir an için telefon görüşmesindeki seslerin davalı …’e ait olduğu kabul edilecek olsa dahi dava dışı kişi ile davalı arasında geçen ses kayıtlarının dava konusu bonoların aksini ispata elverişli olmaması ve soruşturma dosyasındaki takipsizlik kararının kesinleşmesi dikkate alındığında bu delil bazında da davacının iddialarını ispatlayamadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı tarafından ana davada yemin deliline dayanılmadığı halde, birleşen davada yemin deliline dayanılmıştır. Davacının yemin teklifi üzerine davalı … duruşmaya gelerek yemini eda etmiştir.
Bu itibarla davacının alacağını ispat edemediği anlaşıldığından her iki davanın reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememiz … Esas sayılı ana dava dosyası yönünden DAVANIN REDDİNE,
a) Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcı ve 80,70TL başvuru harcı olmak üzere toplam 161,40TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b) Davalı … tarafından yapılan 162,10TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve 5,20TL vekalet suret harcı, 5,80TL posta gideri olmak üzere toplam 173,10TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine,
c)Davacı adli yardımdan yararlanmış ise de Hazine den herhangi bir gider yapılmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
d) Davalı … vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 47.050,00TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e) Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
2-Birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası yönünden DAVANIN REDDİNE,
a) Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcı ve 80,70TL başvuru harcı olmak üzere toplam 161,40TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b) Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
c) Davalı … vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 47.050,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
d) Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
e) Davalı … tarafından yapılan 162,10TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve 6,40TL vekalet suret harcı olmak üzere toplam 168,50TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
3-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde tarafına iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı … ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/03/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …