Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/451 E. 2022/375 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ :
DAVALI : … – …
VEKİLİ :
DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak (İstirdat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 14/07/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından yatırılan paraların istendiği an geri çekilebileceği ve bu paralar karşılığında yüksek faiz verileceği vaatleri ile binlerce kişiden para toplandığını, müvekkilinden de 01/01/2001 tarih … sayılı tahsilat makbuzu karşılığı 162.500,00 DM para tahsil edildiğini, müvekkiline bir kısım hisse senetleri verildiğini, zaman içinde müvekkilinin oyalanarak parasının iade edilmediğini, müvekkilinin yaptığı başvurulara davalı şirketin müvekkilinin şirket ortağı olduğundan bahisle yatırdığı paraları iade edemeyeceklerini bildirdiğini, davalının Bankalar Kanununun 10. maddesine aykırı olarak mevduat topladığını, davalının Sermaye Piyasası Kanunu 30 ve 31. maddelerine aykırı olarak SPK dan her hangi bir izin olmadan ve izin belgeleri olmadan izinsiz aracılık faaliyetinde bulunduğunu, davalının tacir olup basiretli bir iş adamı gibi davranmadığını, davalının şirket hisse senetlerini SPK kaydına aldırmaksızın halka arz ettiklerini, davalının SPK mevzuatına uymayarak küçük yatırımcıları zarara uğrattığını, SPK mevzuatının amacının küçük yatırımcıların zarar görmelerinin engellenmesi olduğunu, SPK tarafından yapılan denetlemelerde şirket hisse senetlerinin izinsiz bir şekilde halka arz edildiğinin ortaya konulduğunu, davalıca şirket sermayesinin tamamı ödenmediği halde hamiline yazılı hisse senetleri çıkarıldığını, şirket yönetim kurulu üyeleri ve çalışanları hakkında yasalara aykırı bu tip faaliyetleri nedeniyle haklarında bir çok ceza soruşturması yapılarak kamu davaları açıldığını ve özellikle yöneticilerin Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine aykırılıktan ve ayrıca TCK’ nun 313. maddesinde düzenlenen teşekkül halinde suç işlemek suçlarından cezalandırılmalarının talep edildiği, müvekkilinin davalıya şirket ortağı olmak için değil yüksek faiz ve dilediği an geri almak amacıyla para verdiğini, davalının bu para nedeniyle sebepsiz zenginleştiğinden bahisle şirket hisse senetlerinin satımlarının usulüne uygun şekilde gerçekleşmemesi ve ilgili mevzuata aykırı olması nedeniyle taraflar arasında geçerli bir şirket hisse senedi satımının yapılmadığının (müvekkilinin şirket ortağı olmadığının) tespitine, taraflar arasındaki mevzuata aykırı şekilde kurulan ilişkinin hükümsüzlüğüne ve müvekkilinden tahsil edilen 162.500,00 DM karşılığı olan 83.086,19 EURO’ nun ödeme tarihinden itibaren döviz faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve müvekkilinin fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 14/08/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki tüm açıklama ve isnatların gerçeğe aykırı olduklarını, müvekkili şirketin Konya Ticaret Sicilinin … sicil numarasında kayıtlı sermaye yapısı ve ortaklık yapısı belirli bir şirket olduğunu, müvekkili şirket yetkilileri tarafından hiç kimseye hiç bir vaatte bulunulmadığını, davacının dosyaya sunduğu tahsilat makbuzunun gerçek olmadığını ve bunu kabul etmediklerini, müvekkili tarafından davacıdan her hangi bir para tahsilatı yapılmadığını, müvekkili şirketin hamiline hisse senetlerini elinde bulunduran kişi veya kişilerin hisse senetleri elinde bulunduğu sürece şirketin ortağı olduğunu, davacı tarafın dosyaya şirket hisse senetleri sunduğunu, davacının bu senetlere göre şirket ortağı olduğunu, elinde şirket hisse senedi bulunan ortakların da TTK 329 ve 405. maddeleri gereğince şirkete sermaye olarak koydukları/verdikleri paraları geri istemelerinin ve şirketin de hisse senetlerini geri almasının mümkün olmadığını, hamiline hisse senetlerinin şirket pay defterine kaydedilmesinin mümkün olmadığı gibi bu tip senetlerin teslim ile el değiştirmesi nedeniyle bunlara hesap ekstresi verilmesinin de mümkün olmadığını, davacının dava dilekçesinde davasına dayanak yaptığı iddiaların davadan sonuç elde etme çabasına yönelik gerçek dışı iddialar olduğunu, müvekkili şirket yetkilileri hakkında her hangi bir kesinleşmiş mahkumiyet kararı olmadığı gibi SPK nun müvekkili şirkete karşı açtığı davanın retle sonuçlandığından bahisle müvekkili şirket hakkındaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN NİTELİĞİ, DELİLLER, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava, şirket ortağı olunmadığının, taraflar arasında geçerli bir şirket hisse senedi satışının yapılmadığının ve taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinin hükümsüzlüğünün tespiti ve ödenen paranın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesine yönelik alacak davasıdır.
Mahkememizce; taraf vekillerinin verdikleri dilekçeler, davacı vekilinin sunduğu şirket hisse senetleri, tahsilat makbuzlarına ilişkin belgeler, mahkememizin … Esas (bozma sonrası … Esas) sayılı dosyası, davalı şirketin genel kurul toplantı tutanaklarının örnekleri ve şirket ortaklarını gösterir hazirun cetvellerinin örnekleri, davalı şirket yöneticisi ve çalışanları olan kişiler hakkındaki değişik ceza mahkemelerine ait karar örnekleri ve kamu dava dosyaları, davalı şirketle ilgili ticaret sicil gazetesi nüshaları, tarafların sundukları diğer kayıt ve belgeler ile tüm dosyalar arasındaki kayıt ve belgeler, davalı şirket hakkındaki SPK kurul karar organı tarafından alınan denetleme raporları,mahkememizin … Esas (bozma sonrası … Esas) sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporları ve bu dosyaya celp edilen bilgi ve belgeler, tarafların sundukları diğer kayıt ve belgeler incelenmiştir.
Mahkememiz 11/02/2019 tarih, … esas, … karar sayılı kararı ile; “….davalı şirketin yöneticilerinin veya çalışanlarının veya yetkililerinin haklarında ceza mahkemelerince verilmiş her hangi bir mahkumiyet kararının olmaması, mahkumiyet kararı olsa bile o mahkumiyet kararının içeriğinin ve taraflarının ne olduğunun ayrı bir tartışmanın konusu olması, davacının sunduğu belgelerde davalı şirketin veya yetkililerinin imzalarının olmaması, davacının şirkete para verdiğine ilişkin davalı şirketi bağlayan bir belgesinin olmaması, davalı şirketin ticari defter ve belgelerinde davacıdan para tahsil edildiğine ilişkin bir kaydın olmaması, böyle bir kayıt olmayınca ticari defterlerin noter açılış ve kapanış tasdiklerinin olup olmamasının sonuca etkisinin olmaması, böylelikle davalı şirketin ticari defterlerinin kendisi aleyhine delil oluşturacak bir durumunun olmaması, davacının şirket pay sahipleri defterinde de isminin bulunmaması nedenleriyle davacı davalı şirkete dava konusu ettiği 162.500 DM yi verdiğini ispatlayamadığından ve bir kısım varsayımlardan hareket ederek davacının davalı şirkete para verdiği kabul de edilemeyeceğinden eski HUMK ve yeni HMK gereğince belli bir miktarın üzerindeki talep ve davaların yazılı belge ile ispatlanması gerektiğinden ve davacı hiç yemine de dayanmadığından yazılı belge veya kesin delille ispatlanamadığından ve bilirkişi kurulunun düzenlediği rapor ve ek rapor ve şirket kayıtları ve SPK listeleri karşısında davacının, davalı şirkete herhangi bir para verdiğine veya dayandığı makbuzun ve isminin SPK listelerinde olduğuna ilişkin herhangi bir delil ve belge olmadığından, bilakis davacının dayandığı tahsilat makbuzunu düzenleyen Hikmet Yazıcı nın şirket genel kurul toplantılarına davacıya devrettiği hisse senetlerine dayalı olarak katıldığı ve bu haliyle davacının 3. kişiden devren iktisapta bulunduğu ve davalının bu devirden sorumlu olmadığı anlaşıldığından ve davacı para verdiğini ispatlayamadığından davacının davasının reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Sözü edilen Mahkememiz kararının davacı vekilince istinafı üzerine, Konya BAM . Hukuk Dairesinin 01/07/2021 tarih, … esas, … karar sayılı kararı ile; ” ……Davacı , tahsilat makbuzu ile ödediği bedel karşılığında davalı şirkete ait 325 adet hamiline yazılı hisse senedini aldığını iddia etmiş, bu iddiasına dayanak olarak da tahsilat makbuzunda numaraları belirtilen hisse senedi asıllarını dosyaya ibraz ettiğini dava dilekçesiyle bildirmiştir. Ancak dosya kapsamından hisse senet asıllarının sunulup sunulmadığı anlaşılamamaktadır. Bu sebeple hisse senet asıllarının davacıda olup olmadığı sorulup senet asıllarının incelenmesi gerekir. Hisse senetlerin hamiline yazılı niteliği gözetildiğinde hisse senedi aslını elinde bulunduran kişi senet üzerinde bu belge nedeniyle kurulan ortaklık ilişkisinin geçersiz olduğunu, ödenen bedelin iadesine ilişkin hak iddia edebilecektir. Bu durumda hisse senedi asıllarının davacı tarafından ibrazının sağlanması, ibraz edilmesi halinde bu durumunun sonuca etkisi üzerinde durularak hüküm kurulması…” gerekçesiyle mahkememizce verilen kararın kaldırılmasına karar verilmiş olup, dosya yukarıda yazılı esasa kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
İstinaf Mahkemesinin yukarıda belirtilen kaldırma kararı uyarınca davacı vekiline hisse senedi asıllarının sunulması için süre verilmiş, davacı vekili tarafından hisse senedi asılları ibraz edilmiştir.
Ayrıca, Mahkememiz … esas sayılı dosyası ve iş bu dosyamız arasında bulunan Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı, Konya . Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı, Konya . Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyaları ve Konya -. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası fiziken dosyamız arasına alınarak incelenmiştir.
Konya . Ağır Ceza Mahkemesinin 09/03/2006 Tarih … Esas … Karar Sayılı Gerekçeli Kararına Göre; davalı şirket yöneticisi ve çalışanları olan … ve arkadaşları hakkında cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçundan beraatlarına karar verildiği ve kararın temyizi üzerine Yargıtay . Ceza Dairesinin 19/11/2007 tarih … -… sayılı ilamı ile sanıkların üzerine atılı suçla ilgili davanın zaman aşımına uğraması nedeniyle haklarındaki kamu davasının düşürülmesine karar verildiği ve davanın böylelikle zaman aşımı nedeniyle düşme kararının 19/11/2007 tarihinde kesinleştiği,
Konya . Asliye Ceza Mahkemesinin 10/02/2009 Tarih … Esas … Karar Sayılı Gerekçeli Kararına Göre; davalı şirket yöneticisi ve çalışanları olan … ve arkadaşları hakkında müdahil SPK Başkanlığına yönelik 2499 Sayılı Sermaye Piyasası Kanununa muhalefet suçlarından beraatlarına karar verildiği ve kararın temyizi üzerine Yargıtay . Ceza Dairesinin 01/11/2011 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile sanıkları hakkındaki kamu davasının zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verildiği ve davanın böylelikle zaman aşımı nedeniyle düşme kararının 01/11/2011 tarihinde kesinleştiği,
Konya . Asliye Ceza Mahkemesinin 10/05/2006 Tarih … Esas … Karar Sayılı Gerekçeli Kararına Göre; davalı şirket yöneticisi ve çalışanları olan … ve arkadaşları hakkında müdahil … ‘ı dolandırmak suçundan beraatlarına karar verildiği ve kararın temyizi üzerine Yargıtay . Ceza Dairesinin 12/07/2010 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile sanıkları hakkındaki kamu davasının zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verildiği ve böylelikle zaman aşımı nedeniyle düşme kararının 12/07/2010 tarihinde kesinleştiği,
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/07/2003 Tarih … Esas … Karar Sayılı Gerekçeli Kararına Göre; davacı SPK’ nun davalılar … A.Ş. ve … A.Ş. aleyhine açtığı hak sahibi olan yatırımcıların alacak tutarının ve davalıların ortaklık yapısının tespiti ile ilgili davanın ancak eda davasına konu olabileceğinden ve davacı SPK’ nun korunmaya değer hukuki yararının olmaması nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve kararın temyizi üzerine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 14/10/2004 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile kararın onandığı ve yine . Hukuk Dairesinin 18/02/2005 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile karar düzeltme talebinin de reddine karar verilmesi üzerine davanın reddine ilişkin kararın 18/02/2005 tarihinde kesinleştiği, anlaşılmıştır.
Bahsi geçen dava dosyalarında alınmış bilirkişi raporlarına, tanık ifadelerine ve ilgili mahkemelerce yapılan tespitlere karşı beyanda bulunmak üzere taraf vekillerine süre tanınmıştır.
Somut olayda davacı taraf, istenildiği an paranın geri verileceği ve her yıl yüksek kar payı (faiz, getiri vb.) elde edileceği vaatleriyle davalı şirketin kendisinden para tahsil ettiğini ileri sürülmüştür.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin 04/06/2015 tarih … Es…. Kar. Sayılı ilamında;” …davacının davalılara para verdiğine ilişkin davalıları bağlayan bir belgesinin mevcut olmadığı, davalı şirketin ticari defter ve belgelerinde davacıdan para tahsil edildiğine ilişkin bir kaydın olmadığı, buna göre davacının davalılara para verdiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, gerek mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundan ve gerekse dosya içindeki SPK raporlarından davalı şirket ve yöneticileri tarafından çok sayıda kişiden para toplandığı, hisse senetlerinin izinsiz halka arz edildiği, muhasebe kayıtlarında gerçeğe aykırı kayıtlar bulunduğu, şirket tarafından gerçek kayıtların yanında ayrı bir hesapta ikincil kayıtların tutulduğu, davacının para verdiğini iddia ettiği ve sunduğu tahsilat makbuzunda isim ve imzası olan Hanifi Karaca’nın tanık olarak alınan ifadesinde davalı şirket temsilcisi olarak davacıdan para aldığını beyan ettiği ve bu kişinin SPK raporlarında belirtilen temsilciler listesinde adının olduğu, buna göre bu kişinin davalı şirket temsilcisi olarak yurtdışında para toplamak için görevlendirildiği ve yurtdışında bulunan vatandaşların davalı şirkete vermiş oldukları paraların tahsili için açtıkları davalara ilişkin Dairemizden geçen çok sayıda tenfiz dosyasında benzer nedenle davalı şirketin para topladığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla mahkemece, bilirkişi raporunda açıkça, şirket muhasebe kayıtlarında davacının pay sahibi olduğuna veya şirkete para ödediğine ilişkin bir kayda rastlanılmadığı belirlendiğine göre, taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisinin mevcut olmadığı, bu durumda davacının zararından davalıların haksız fiil hükümleri uyarınca sorumluluklarının bulunup bulunmadığı üzerinde durulması ve haksız fiil, hile ve aldatma olgusunun tespiti yapılırken, davalı şirketin yöneticileri hakkındaki ceza dosyaları, bu dosyalardaki rapor ve tanık beyanları ve özellikle SPK raporlarında yer alan davalı şirket tarafından para toplanan kişilere ilişkin listelerde davacı adının olup olmadığının belirlenerek oluşacak sonuç çerçevesinde davalıların hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, davacının para verdiğini iddia ettiği…’nın davalı şirketin kayıtlı çalışanı olmadığı, ödenen paranın şirket kayıtlarında görünmediği ve davacının dayandığı tahsilat makbuzu ile Hesap Ekstresi belgesinin davalı şirketi bağlamadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
Alıntılanan yüksek mahkeme kararında belirtildiği gibi, taraflar arasında hukuki ilişkinin anonim şirket ortaklığına dayalı olmayıp; hile, haksız fiile iddialarına dayalı olduğu, davacının haksız fiil ve hile iddialarını ispatla yükümlü olduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirket aleyhine açılan benzer davalarda verilmiş kesinleşen hükümler, davalı şirketin yöneticileri, çalışanları veya yetkilileri hakkında ceza mahkemelerince verilmiş herhangi bir mahkumiyet kararının olmaması, iş bu dosya için bilirkişi kurulunun düzenlediği rapor ve ek rapor ve şirket kayıtları ve SPK listeleri karşısında davacının dayandığı tahsilat makbuzunda yazan 162.500,00 DEM (339.190,28 TL) yi davacıya verdiğinin ispatlanamaması, bununla birlikte davacının elinde bulunan hisse senedinin nominal bedeli olan 32.500 TL’nin, dini ve milli duygular istismar edilmek suretiyle, istenildiği an geri verileceği ve her yıl yüksek kar payı (faiz, getiri vb.) elde edileceği vaatleriyle davacıdan tahsil edildiğine yönelik iddiaların mevcut delil durumu itibariyle ispatlanamaması, hususları dikkate alınarak sübuta ermeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Peşin alınan 5.792,53TL harçtan alınması gereken 80,70TL harcın mahsubu ile fazla alınan 5.711,83TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 4,60TL vekalet harcı yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 32.193,32TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/06/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …