Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/444 E. 2022/454 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekilinin davalı aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, yargılama sırasında da Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin faaliyete geçirilmesi üzerine dava dosyası adı geçen mahkemenin … Esas sırasına aktarılmakla/kaydedilmekle yapılan açık yargılama sonunda adı geçen mahkemenin 19/03/2013 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin temyiz kanun yolu açık olan bu karara karşı tarafların temyiz kanun yoluna başvurmaları üzerine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 20/05/2014 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile karar bozulmakla, karar düzeltme kanun yolu açık olan bozma kararına karşı tarafların karar düzeltme kanun yoluna başvurmaları üzerine yine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 08/12/2014 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile karar düzeltme talepleri reddedilmekle, bozma ve karar düzeltme talebinin reddi kararları üzerine dava dosyası adı geçen mahkemenin … Esas sırasına kaydedilmekle ve adı geçen mahkemenin faaliyetinin durdurulması nedeniyle dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına aktarılmakla/kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda mahkememizin 19/07/2017 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle ıslah talepli davanın konusu kalmadığından davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına ilişkin temyiz kanun yolu açık olan kararımıza karşı her iki taraf vekilinin temyiz kanun yoluna başvurması üzerine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/06/2018 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile kararımız bozulmakla, karar düzeltme kanun yolu açık olan bozma kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulmaması üzerine, dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda; mahkememizin 22/01/2020 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davanın kısmen kabulüne temyiz kanun yolu açık olan bu kararımıza karşı tarafların temyiz kanun yoluna başvurması üzerine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 10/06/2021 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile kararımız BOZULMAKLA karar düzeltme kanun yolu açık olan BOZMA kararına karşı karar düzeltme yoluna BAŞVURULMAMAKLA dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmiştir.
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 10/05/2011 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; … Mah. … pafta, … ada … -… nolu parsellerin müvekkili kooperatifin arsası olduğunu, … nolu parselde davalıya ait trafo bulunduğunu, bu trafo nedeni ile inşaata başlanamadığını, taraflar arasında 2007 yılında … Yapı Kooperatifinin Arsası Üzerindeki Trafo Binasının Kaldırılması Sözleşmesi yapıldığını, sözleşmede 6 nolu parselde bulunan trafonun kaldırılması ve işin yapılacağı tarihin 31.12.2007 olarak belirlendiğini, sözleşme gereğince trafo binasının malzeme ve montajının davalı … tarafından yapılarak devreye alınacağını ve OG giriş çıkış hattı yapılacağının, yapılan sözleşme gereğince müvekkili şirketin ise … … … binası için kooperatif imar tadilatı istenen kendi alanlarına monoblok trafo binası yapacağının, monoblok trafo binasının boş olarak trafo binası seçilen alana montaj edileceğinin, … Tr’nin demontajının … gözetiminde yapılacağının ve sökülen malzemelerin … ambarına teslim edileceğinin kararlaştırıldığı, müvekkilinin sözleşme gereğince edimini yerine getirdiğini ancak davalı tarafından sözleşmede belirtilen 31.12.2007 tarihine kadar kaldırılması gereken trafonun kaldırılmadığını ve sözleşmedeki edimini yerine getirmediğini, bu nedenle trafonun bulunduğu yerde inşaat yapılmasının hukuken ve fiziken mümkün olmadığını, Belediye tarafından imar mevzuatı gereğince imar çapı çıkarılmasının, proje yapılmasının ve yapı izni verilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin Konya . Noterliğinin 29.03.2010 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkiline ait gayrimenkul üzerindeki trafo kaldırılmadığından üyelerine karşı sorumlulukları yerine getiremediklerinden maddi ve manevi tazminat talep etmek zorunda kalacaklarını ve diğer hususları ihtar ettiklerini, davalının 10.06.2010 tarih ve … sayılı yazıları ile trafo deplasesi için ihale hazırlıklarının başladığının bildirildiğini, müvekkilinin çabaları sonucunda 13.11.2010 tarihinde sözleşmeye konu trafonun yıkımının gerçekleştiğini, davalının kendi edimini yerine getirmemesi nedeni ile inşaata geç başlandığını, bu sebeple inşaat maliyetlerinin arttığını, müvekkilinin uğradığı ve uğrayacağı zararın çok fazla olduğunu, Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası ile yapılan tespit dosyasında bilirkişinin verdiği raporu göre müvekkilinin zararının 680.010,24 TL olduğunu, müvekkilinin inşaata geç başlamasından dolayı üyelerine karşı edimlerini yerine getiremediğini, üyelerine kira ödemek zorunda kalabileceğini bu nedenle uğradığı ve uğrayabileceği zararın bilirkişi tarafından 530.000,00 TL olarak belirlendiğini, trafonun yıkılıp inşaata başlanıncaya kadar da bu zararın devam ettiğinden bahisle fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası ile yapılan tespit dikkate alınarak sözleşme gereğince müvekkili davaya konu trafonun yıkılmaması sebebi ile 34 aylık gecikmeden dolayı inşaata başlanamaması aidatlar ve enflasyon bedeli dikkate alınarak belirlenmiş olan inşaat maliyetlerinden kaynaklanan 680.010,24 TL zararın ve 34 aylık gecikmeden bu dönem için 39 daire için elde edilebilecek kira gelirini alamaması nedeni ile uğradığı 530.000,00 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile birlikte davalıdan tazmininine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 05/03/2013 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava dilekçeleri ile 680.010,24TL olarak talep ettikleri inşaat maliyetinden kaynaklı zararlarını 397.918,08TL arttırarak bu zarar kalemi yönünden toplam zararlarının 1.077.928,32TL olduğunu, diğer talepleri olan 34 aylık gecikmeden bu dönem için 39 daire için elde edilebilecek kira gelirini alamaması nedeni ile uğradıkları zararlarının 530.000,00 TL olarak devam ettiğini beyanla toplamda 1.607.928,32 TL miktarındaki zararlarının dava tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile birlikte davalıdan tazmininine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 08/06/2011 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan bu davanın Borçlar Kanununun 61. maddesi gereğince zamanaşımına uğradığını, davanın davacının müvekkilin haksız eylemini öğrendiği 31.12.2007 tarihinden itibaren 1 yıl içinde açılmadığını, bu nedenle davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, … ile müvekkili … arasında 24.07.2006 tarihinde İşletme … Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin tarafları bağlayıcı niteliği gereği dava sonucunda mali yükümlülüğün … ’a ait olacağını ve … ’ı doğrudan etkileyeceğini, bu nedenle HUMK nun 49-52. maddeleri gereğince davanın … ’a ihbarını talep ettiklerini, müvekkili şirketin imar planında kendisine ayrılan yere yükümlülüğü doğrultusunda trafo yaptığını bölgenin ihtiyacı olan enerjiyi sağladığını ancak belediyenin uygunsuz imar plan tadilatı ile söz konusu arsayı sattığını ve müvekkilinin zarara uğradığını, davacı ile yapılan sözleşmede trafonun kaldırılması ile ilgili tüm masrafları müvekkilinin yüklendiğini, bu nedenle müvekkilinin uğramış olduğu ve uğrayacağı zararlar nedeni ile … Belediyesinin ihbar edilmesi kaydı ile davaya dahil edilmesini talep ettiklerini, davacı kooperatifin üyelerine karşı kendi üzerlerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacı kooperatifin inşaat alanı üzerinde gerekli inceleme ve tespitleri yapmadan üyeleri ile sözleşme yaptığını ve inşaat hazırlıklarına başladığını, bu nedenle üyelerine karşı davacı kooperatifin sorumlu olduğunu, davacı kooperatif yöneticilerinin Kooperatifler Kanununun 62. maddesi gereğince kendi üzerlerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, söz konusu inşaata ilişkin mimari projenin 10.03.2010 tarihinde onaylandığını, trafonun ise 2010 yılında kaldırıldığını, bu nedenle söz konusu ruhsat işlemlerinin tamamlanabilmesinin müvekkilinden değil davacı kooperatiften kaynaklandığını, söz konusu inşaatın hiç durmadan devam ettiğini, müvekkili tarafından inşaatın devamı için gerekli olan enerjinin sağlandığını, 13.11.2010 tarihinde söz konusu arsa üzerinde inşaat yapımına uygun hale getirildiğini ancak 7 aylık süreçte ilgili inşaatta ciddi bir çalışmanın olmadığını, müvekkili şirket tarafından davacı kooperatife trafonun bulunduğu alanda hafriyat çalışması yapılabileceğinin bildirildiğini ve davacı kooperatifin kötüniyetli olarak trafonun altını oyduklarını, davaya konu trafonun inşaata engel bir halinin olmadığını, söz konusu trafonun kaldırılması ile binaların cephesini değişeceğini ve değer kazanacağından dolayı inşaata başlanmadığını, yapılan inşaatta satılamayan ve satılık levhası bulunan birçok dairenin olduğunu, tek taraflı olarak müvekkili şirketin yokluğunda yapılan ve neticesinde alınan bilirkişi raporunu kabul etmediklerinden bahisle zamanaşımı itirazının kabulü ile davanın süre yönünden reddini, ihbar taleplerinin kabulü ile davanın … ’a ve … Belediyesine ihbarını ve davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … vekili mahkememize vermiş olduğu 07/07/2011 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; müvekkili … ile davalı … arasında 24.07.2006 tarihinde … Devir Sözleşmesi imzalandığını, … ın özelleştirilerek … Hizmetleri Anonim Şirketine devrinin gerçekleştirildiğini, … ile müvekkili kurumca imzalanan … Sözleşmesi ile bu davanın sorumluluğunun davalı … ‘a bırakıldığını, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığından bahisle davalının davanın ihbarı talebinin reddi ile davanın … a karşı devam etmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… Belediyesine de davanın ihbarı istenilmiş idi ise de davalı vekili gerekli adres ve masrafı vermediğinden ihbarın yapılması mümkün olmamıştır.
DAVANIN NİTELİĞİ, DELİLLER, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava; kusurlu davaranışları nedeniyle inşaata geç başlanmasından kaynaklanan inşaat maliyet artışı zararlarının ile gecikme nedeniyle üyelere ödenen kira bedellerinin ve mahrum kalınan kira gelirlerinin tazminine yönelik alacak/tazminat davasıdır.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/03/2013 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararı ile;”…………..Dava; tazminat davasıdır. Mahkememizce tarafların bildirdikleri deliler toplanmış, Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası celbedilmiş, Belediye Başkanlığına müzekkere yazılarak davaya konu taşınmazın imar durumuna ilişkin belgeler getirtilmiş, Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak tapu kayıtları celbedilmiş, … , Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve davacı kooperatif başkanlığına müzekkereler yazılarak ilgili belgeler celbedilmiş, mahallinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, heyet raporu alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; davacı vekilince davalı aleyhine açılan bu davada, davacı kooperatifin inşaat alanında bulunan arsadaki davalıya ait trafo binasının kaldırılması için taraflar arasında 2007 yılında sözleşme yapıldığı, sözleşme gereğince davalının 31.12.2007 tarihine kadar kaldırılması gereken trafonun kaldırılmaması sebebiyle, davacının inşaat yapmasının mümkün olmadığı, bu sebeple davacı kooperatifin üyelerine karşı sorumluluklarını yerine getiremediği, ayrıca inşaat maliyetlerinin artması sebebiyle kooperatifin zarara uğradığı, ayrıca inşaata geç başlanılmasından dolayı 39 daire için üyelerine ödeyebileceği kira bedelini davalıdan talep ederek toplamda 1.210.010,00 TL tazminatın davalıdan tahsili talep edilmiş olup, esasen taraflar arasında gün ve ayı yazılmamış 2007 tarihli davacı kooperatifin arsası üzerindeki trafo binasının kaldırılmasına dair sözleşme imzalandığı konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf tarafların bu sözleşme gereğine edimlerini tam olarak yerine getirip getirmedikleri, davalının kusuru sebebiyle davacını zarara uğrayıp uğramadığı, zarar miktarları ve taleplerin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davalı vekilince her ne kadar zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de; taraflar arasında karşılıklı edimleri içeren, bir tür eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğundan, haksız fiillere ilişkin zamanaşımı söz konusu olmayıp; Borçlar Kanundaki 5 yıllık zamanaşımı hükümleri uygulanması gerektiğinden davalı vekilinin zamanaşımı itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce toplanan deliller, mahallinde yapılan keşif, alınan bilirkişi heyet raporuna göre; davacının sözleşme gereğince kendi edimlerini yerine getirmesine rağmen, davalı tarafın 31.07.2007 tarihine kadar yapması gereken davacının inşaat alanındaki trafo binasının kaldırılmasına ilişkin edimini 30.11.2010 tarihine kadar yerine getirmediği, davacının artan inşaat maliyetlerine ilişkin zararı, fiili zarar olarak isteyebileceği ve bu anlamda oluşan zararın 1.077.928,32 TL olduğu anlaşılmış ise de, davacı tarafça buna ilişkin talep miktarı dava dilekçesinde 680.010,24 TL olarak belirtildiği, HMK’nun 177. Maddesine göre ıslah talebinin tahkikatın sona ermesine kadar talep edilebileceği, davacı vekilince mahkememizce tahkikatın bitirilmesinden sonrasında ıslah talebinde bulunduğu anlaşıldığından süresinde yapılmayan ıslah talebinin reddine karar verilerek 680.010,24 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Ayırca davacı tarafça her ne kadar 39 daire için kira bedeli ödemek zorunda kalınacağı ileri sürülerek davalıdan tazminat talep edilmiş ise de; davacı kooperatif gecikmeden dolayı üyelerine herhangi bir gecikme tazminatı ve bedeli ödemek zorunda kalmadığı anlaşıldığından bu talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Hüküm:Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacının davasının kısmen kabulü ile, 680.010,24 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine. 2-Fazlaya ilişkin taleplerin reddine….” denilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş idi.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin 20/05/2014 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamında; “…Dava, davalının kusuru nedeniyle inşaata geç başlanmasından kaynaklanan maliyet artışı ile gecikmeye dayalı üyelerine ödenen kira bedelleri ve mahrum kalınan kira gelirinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece maliyet artışına yönelik talep kısmen kabul edilmiş, diğer talepler reddedilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraf beyanları ve dosya kapsamıyla, davaya konu parsel 775 sayılı Gecekondu Önleme Bölgesi Kanunu kapsamında dar gelirli vatandaşların konut ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla … Büyükşehir Belediyesince davacı kooperatife tahsis edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı vekilince yargılama sırasında 15.03.2013 tarihli dilekçe ekinde sunulan … Büyükşehir Belediyesi Encümeninin 04.12.2012 gün … sayılı kararında dava konusu olan … ada … nolu parsele ilişkin tahsis amacı dışında kullanıldığının tespit edildiği ve 775 sayılı Kanunun 25 ve 27. maddelerindeki şartlar yerine getirilmediğinden bahisle davacı kooperatife olan tahsis iptâl edilerek ana gayrimenkul ve üzerinde kurulu olan tüm kat irtifaklı taşınmazların belediye adına tescil kararı verildiği görülmektedir. Ancak bu kararın kesinleşip kesinleşmediğinin tesbiti yönünde dosyada bilgi ve belge bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen encümen kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, kesinleşmiş ise davacı kooperatifin mülkiyet hakkı sona ereceği ve inşaata devam etmesi mümkün olmayacağından davanın konusuz kalacağı gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak eksik incelemeye dayalı kısmen kabul kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın bozulmasına, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.100,00’er TL duruşma vekillik ücretinin taraflardan karşılıklı olarak alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 20.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.” denilerek sözü geçen karar bozulmuştur.
Verilen bozma kararı üzerine mahkememiz … esas … karar sayılı 09/07/2017 tarihli kararında; “…Bozma ilamından sonra mahkememiz heyetince yapılan açık yargılamada mahkememizce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmuştur. Bozma ilamına mahkememizce uyulmakla bozma ilamı lehine olan taraf yararına kazanılmış hak oluşmuştur.
Mahkememizce; yukarıya aynen alınan bozulan ilk kararda belirtilen tüm delil ve belgeler ve dosya kapsamı ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Bozma ilamına uyulduktan sonra mahkememizce; Konya . İdare Mahkemesinin … Esas ve … Esas sayılı iki ayrı idari yargı dava dosyası ve ayrıca Konya . Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı delil tespiti dosyası celp edilerek incelenmiştir.
Bozma ilamına uyulduktan sonra mahkememizce; bozma ilamı doğrultusunda … Büyükşehir Belediye Başkanlığı, … Belediye Başkanlığı ve … Tapu Sicil Müdürlüğü ile yazışmalar yapılmış ve konu hakkındaki tüm bilgi ve belgeler celp edilerek incelenmiştir.
Bozma ilamına uyulduktan sonra mahkememizce; davacı tarafın sunduğu 09/02/2013 tarihli harita mühendisi … ‘ a ait uzman görüşü ile 15/03/2013 tarihli hukukçu ve elektrik mühendisi uzmanlar … ve … ‘ ya ait uzman görüşü mahkememizce incelenmiştir.
Bozma ilamına uyulduktan sonra mahkememizce; harita bilirkişi … , inşaat mühendisi … , makine mühendisi … ve hukukçu bilirkişi … ‘ den bozma ilamı çerçevesinde inceleme yapmak üzere bilirkişi kurulu raporu temini için dosyamız bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş olup adı geçen bilirkişiler 18/10/2016 havale tarihli bilirkişi raporu ile hükmüne uyulan bozma ilamını irdeler ve eleştirir içerikte ve bozma ilamına aykırı rapor düzenlediklerinden işbu raporun kapsam ve sonucuna mahkememizce hukuken itibar edilmemiştir.
Mahkememizce hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında; “….Büyükşehir Belediyesi Encümeni’nin 04.12.2012 gün … sayılı kararında dava konusu olan … ada … nolu parsele ilişkin tahsis amacı dışında kullanıldığının tespit edildiği ve 775 sayılı Kanunun 25 ve 27. maddelerindeki şartlar yerine getirilmediğinden bahisle davacı kooperatife olan tahsis iptâl edilerek ana gayrimenkul ve üzerinde kurulu olan tüm kat irtifaklı taşınmazların belediye adına tescil kararı verildiği görülmektedir. Ancak bu kararın kesinleşip kesinleşmediğinin tesbiti yönünde dosyada bilgi ve belge bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen encümen kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, kesinleşmiş ise davacı kooperatifin mülkiyet hakkı sona ereceği ve inşaata devam etmesi mümkün olmayacağından, davanın konusuz kalacağı gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak eksik incelemeye dayalı kısmen kabul kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.” denilerek tarafların diğer temyiz itirazları incelenmeden kısmen kabul kararı bozulmuştur.
Konya . İdare Mahkemesinin 26/12/2013 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile; davacı kooperatifin dava dışı … Büyükşehir Belediye Başkanlığına karşı 06/03/2013 tarihinde harçlandırmak suretiyle açtığı 04/12/2012 tarih ve … sayılı davamıza temel teşkil eden … ada … parsel sayılı taşınmazın davacı kooperatif adına olan tahsisinin iptaline ve kat irtifaklı taşınmazların belediye adına tesciline ilişkin Belediye Encümen Kararının iptali davasının reddine karar verildiği, işbu red kararının davacı kooperatif vekiline 23/01/2014 tarihinde, davalı Belediye vekiline de 22/01/2014 tarihinde ayrı ayrı usulen tebliğ edildiği, 30 günlük temyiz süresi dolmadan davacı kooperatif vekilinin vekaletnamesindeki temyizden feragat yetkisine dayalı olarak 11/02/2014 havale tarihli dilekçesi ile kararı temyizden feragat ettiği, davalı Belediye vekilinin de kararı temyiz etmediği ve kararın temyizsiz 23/02/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Konya . İdare Mahkemesinin 26/12/2013 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile; davacı kooperatifin dava dışı … Büyükşehir Belediye Başkanlığına karşı 14/01/2013 tarihinde harçlandırmak suretiyle açtığı davada, davalı Belediyenin dava dışı … ‘a hitaben yazdığı davamıza temel teşkil eden … ada … parsel sayılı taşınmazdaki elektrik hizmetinin durdurulması ile ilgili 28/12/2012 tarih … sayılı yazıdaki işlemin iptalinin talep edildiği ve yapılan yargılama sonunda iptal davasının reddine karar verildiği, işbu red kararının davacı kooperatif vekiline 21/01/2014 tarihinde, davalı Belediye vekiline de 27/01/2014 tarihinde ayrı ayrı usulen tebliğ edildiği, 30 günlük temyiz süresi dolmadan davacı kooperatif vekilinin vekaletnamesindeki temyizden feragat yetkisine dayalı olarak 11/02/2014 havale tarihli dilekçesi ile kararı temyizden feragat ettiği, davalı Belediye vekilinin de kararı temyiz etmediği ve kararın temyizsiz 27/02/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bozma ilamına uyulduktan sonra; … Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve … Belediye Başkanlığı ile yapılan yazışmalardan ve Konya . İdare Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasındaki tahsisin iptali işleminin reddine ilişkin dava dosyasından tahsisin iptali kararının (04/12/2012 tarih ve … sayılı Belediye Encümen Kararının) 23/02/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Zaten taşınmazın davacıya tahsisinin iptali ile ilgili 04/12/2012 tarih ve … sayılı Belediye Encümen Kararının işbu davanın açıldığı 10/05/2011 tarihinden sonra ve yargılama sırasında 23/02/2014 tarihinde kesinleştiği hususunda taraflar arasında bir çekişme de yoktur.
Bozma kararı verildikten ve karar düzeltme talebi reddedildikten ve hatta 18/03/2015 tarihli duruşmada bozma ilamına mahkememizce uyulduktan ve taraflar arasındaki sözleşmeye konu taşınmazın davacıya tahsisinin iptali ile ilgili 04/12/2012 tarih ve … sayılı Belediye Encümen Kararı yargılama sırasında 23/02/2014 tarihinde kesinleştikten çok sonra bu kez … Büyükşehir Belediyesi Encümeninin 24/05/2016 tarih … sayılı kararı ile … Mahallesinde kain … ada … parsel sayılı taşınmaz üzerindeki bina hakkındaki 04/12/2012 tarih … sayılı binanın 775 sayılı kanun kapsamında tahsisinin iptaline karar verilmiş idi ise de … Belediyesinin 20/05/2016 tarih … sayılı yapı ruhsatı ve 23/05/2016 tarih … sayılı yazıları ile taşınmazdaki yasaya aykırılığın giderilmiş olduğu ve söz konusu … sayılı encümen kararının iptali ile birlikte ilgili ada ve parseldeki taşınmazdaki bağımsız bölümlere 775 sayılı kanun kapsamında tapu tescillerinde muvafakat verilmesine karar verilmiştir.
Görüldüğü üzere 04/12/2012 tarih ve … sayılı Belediye Encümen Kararı yargı yolundan geçerek kesinleştikten sonra dava dışı … Büyükşehir Belediye Başkanlığı sözü geçen karardaki kat irtifaklı taşınmazların belediye adına tescillerini sağlamadan (bunun neden yapılmadığı dikkat çekici olmakla birlikte davamızın konusu olmadığından bu hususta fazladan yorum yapmaya gerek görülmemiştir), 24/05/2016 tarih … sayılı Belediye Encümen Kararı ile önceki 04/12/2012 tarih … sayılı encümen kararını iptal ederek bağımsız bölümlerin davacıya veya hak sahiplerine tapuya tescillerine muvafakat verilmiştir.
Hükmüne uyulan ve davalı için kazanılmış hak teşkil eden Yargıtay bozma ilamı gereğince … Büyükşehir Belediye Encümeninin 04/12/2012 tarih ve … sayılı kararı ile davacı kooperatif adına tahsis edilen taşınmazın tahsisi yargılama sırasında iptal edildiğinden ve tahsisin iptali kararı yargılama sırasında kesinleştiğinden artık bozma ilamı gereğince eldeki davanın konusu kalmamıştır. Bu şekilde konusuz hale gelen dava sırasında 24/05/2016 tarih ve … sayılı Belediye Encümen Kararı ile her ne kadar tahsisin iptalinin iptaline karar verildiğinden bahisle konusuz hale gelen davanın konulu hale geleceğinden söz edilemez.
HUMK ve HMK nun amir hükümleri ve yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince bozma ilamına uyulmakla bozma ilamında maddi hata olmaması hali hariç olmak üzere bozma lehine olan taraf lehine kazanılmış hak doğar. Mahkememizce bozma ilamına uyulduğu an itibari ile 04/12/2012 tarih ve … sayılı taşınmaz tahsisinin iptali ile ilgili Belediye Encümen Kararı kesinleşmiştir. Bozma ilamında maddi hata da yoktur.
Bu durumda hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince davacının davasının esası hakkında inceleme/yargılama yapılmasında ve davanın esası hakkında bir karar verilmesinde davanın tüm tarafları yönünden herhangi bir hukuki yarar kalmadığından konusu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmadığına karar vermek gerekmiştir.
HMK nun esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri başlıklı 331. maddesi; “(1)Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. (2)…….(3)……..yükletilir.” hükmünü amirdir.
Davalı dava açılmasına sebebiyet vermediğinden ve özellikle davaya temel teşkil eden taşınmazın adına tahsisinin iptaline davacının kendisi neden olduğundan tüm yargılama giderlerinden ve bu ara davalının yaptığı yargılama giderlerinden ve vekâlet ücretinden davacının sorumluluğuna karar vermek gerekmiştir.
Bu durumlar karşısında konusu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
Hüküm: Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle; Islah talepli davanın konusu kalmadığından davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına.” denilerek ıslah talepli davanın konusu kalmadığından davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş idi.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/06/2018 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamında; “……Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup, mahkemece davanın Dairemizin bozma ilâmına uyularak davanın esası kalmadığından konusuz kaldığına dair verilen karar, davacı ile davalı vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı davasında davalının kusuru nedeniyle inşaata geç başlanmasından kaynaklanan maliyet artışı ile gecikmeye dayalı üyelerine ödenen kira bedelleri ve mahrum kalınan kira gelirinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece maliyet artışına yönelik talebin kısmen kabulü ile diğer taleplerin reddine karar verilmiş, bu kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 20.05.2014 tarihli … Esas, … Karar sayılı ilâmı ile … Büyükşehir Belediyesi Encümeni’nin 04.12.2012 gün … sayılı kararında dava konusu olan … ada … nolu parsele ilişkin tahsis amacı dışında kullanıldığının tespit edildiği ve 775 sayılı Kanun’un 25 ve 27. maddelerindeki şartlar yerine getirilmediğinden bahisle davacı kooperatife olan tahsis iptâl edilerek ana gayrimenkul ve üzerinde kurulu olan tüm kat irtifaklı taşınmazların belediye adına tescil kararı verildiği ancak bu kararın kesinleşip kesinleşmediğinin tespiti yönünde dosyada bilgi ve belge bulunmadığı, bu durumda mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen encümen kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, kesinleşmiş ise davacı kooperatifin mülkiyet hakkı sona ereceği ve inşaata devam etmesi mümkün olmayacağından, davanın konusuz kalacağı gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak eksik incelemeye dayalı kısmen kabul kararı verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, 04.12.2012 tarih ve … sayılı Belediye Encümen Kararı’nın yargı yolundan geçerek kesinleştikten sonra dava dışı … Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın sözü geçen karardaki kat irtifaklı taşınmazların belediye adına tescillerini sağlamadan 24.05.2016 tarih … sayılı Belediye Encümen Kararı ile önceki 04.12.2012 tarihli … sayılı Encümen Kararı’nı iptâl ederek bağımsız bölümlerin davacıya veya hak sahiplerine tapuya tescillerine muvafakat verdiği, ancak … Büyükşehir Belediye Encümeni’nin 04.12.2012 tarihli ve … sayılı kararının yargılama sırasında iptâl edildiğinden ve tahsisin iptâli kararı yargılama sırasında kesinleştiğinden artık bozma ilâmı gereğince eldeki davanın konusu kalmadığı, konusuz hale gelen davanın konulu hale geleceğinden söz edilemeyeceği, bozma ilâmına uyulduğu an itibari ile 04.12.2012 tarih ve … sayılı taşınmaz tahsisinin iptâli ile ilgili Belediye Encümen Kararı’nın kesinleştiği gerekçesiyle sonuçta konusu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmadığına karar verilmiştir.
Dairemizin hükmüne uyulan bozma ilâmında dava dışı belediyece davacıya verilen tahsis kararının iptâliyle ilgili olarak kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Dosya kapsamına göre söz konusu tahsisin iptâli ile ilgili olarak davacı tarafından Konya . İdare Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyada açılan davanın 26.12.2013 tarihinde verilen karar ile reddedilerek kesinleştiği, ancak belediyece sonradan 24.05.2016 tarihinde alınan encümen kararıyla tahsisin iptâli ile ilgili encümen kararının iptâl edilerek yeniden davacı kooperatife tescile muvafakat kararı verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece işin esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken konusu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmadığına şeklinde karar verilmesi doğru olmadığı gibi kabule göre de davalı yararına nispi yerine maktu oranda vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı ile davalı yararına bozulmasına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davacı ile davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 21.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.” denilerek sözü geçen kararımız davacı yararına bozulmuştur (ikinci kez bozulmuştur).
İkinci kez kararımızın bozulmasından sonra mahkememizde yapılan açık yargılamada mahkememizce usul ve yasaya uygun ikinci bozma ilamına uyulmuştur. Bozma ilamına mahkememizce uyulmakla bozma ilamı lehine olan taraf yararına kazanılmış hak oluşmuştur.
Yargıtayca verilen önceki bozma kararından sonra son verilmiş hüküm olan mahkememiz 22/01/2020 tarih, … esas, … karar sayılı ilamı ile;
“Yargıtay ikinci bozma ilamında da belirtildiği gibi birinci bozma ilamında … Büyükşehir Belediyesi tarafından davacıya verilen tahsis kararının iptaliyle ilgili olarak verilen kararın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Dosya kapsamı ile söz konusu tahsisin iptâli ile ilgili olarak davacı tarafından Konya . İdare Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyada açılan davanın 26.12.2013 tarihinde verilen karar ile davanın reddedilerek kesinleştiği ancak belediyece sonradan 24.05.2016 tarihinde alınan encümen kararıyla tahsisin iptali ile ilgili encümen kararının iptal edilerek yeniden davacı kooperatife tescile muvafakat kararı verildiği anlaşıldığından artık davanın konusunun kalmadığından söz edilemeyeceğinden mahkememizce işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce ikinci bozma ilamından sonra mahallinde 14/12/2018 tarihinde bilirkişilerle birlikte ve taraf vekillerinin katılımı ile keşif yapılmış olup keşfe katılan elektrik, inşaat, eser ve kadastro uzmanı bilirkişiler … , … , … ve … ‘ten Yargıtay bozma ilamına uygun, dosya kapsamını ve tüm delilleri inceler ve irdeler içerikte 08/04/2019 kayıt tarihli bilirkişi kurulu raporu temin edilerek mahkememizce incelenmiştir.
Yine mahkememizce ikinci bozma ilamından sonra bilirkişi incelemesi için dosyamız ve tüm ekleri eklenerek Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış olup elektrik mühendisi … , elektrik ve elektronik mühendisi … ve eser hukuku uzmanı … ‘dan 06/08/2019 kayıt tarihli bilirkişi kurulu raporu temin edilerek mahkememizce incelenmiştir.
Dosyamızdaki diğer bilirkişi kurullarının raporları kanaat verici olmadığı gibi dosya kapsamına ve delillere uygun nitelikte de olmadıklarından mahkememizce diğer raporlara itibar edilmemiştir. Talimat yoluyla temin edilen bilirkişiler elektrik mühendisi … , elektrik ve elektronik mühendisi … ve eser hukuku uzmanı … ‘a ait 06/08/2019 kayıt tarihli bilirkişi kurulu raporu ise dosya kapsamı delilleri ve taraflar arasındaki sözleşmeyi hukuka ve usule uygun bir şekilde yorumlar içerikte olduğundan adı geçen bilirkişilerin raporunun kapsam ve sonucuna mahkememizce itibar edilmiştir.
Sözü geçen 06/08/2019 tarihli raporda ayrıntılı olarak belirtildiği gibi davalı … ‘ın 29/03/2010 tarihinden 13/11/2010 tarihine kadar olan dönem kadar işin gecikmesine neden olduğu, inşaat alanının 7784 m2 olduğu, bina inşaat maliyetinin 577,00 TL/m2 olduğu, DİE tarafından yayımlanan TEFE endekslerine göre Mart 2010 endeksinin 170,94, Kasım 2010 endeksinin 176,23 oldukları, artış oranının %3,09 olduğu, buna göre zarar miktarının 7784 x 577,00 x 0,0309 = 138.783,27 TL olduğu, davacı kooperatifin zararının ancak bu kadar olduğu hususları anlaşılmıştır. Davacı kooperatif 29/03/2010 tarihinden önceki dönemde davalının bir kusur ve sorumluluğunun olduğunu ispatlayamadığından ve bilakis bu dönemden dolayı kendisinin kusurlu ve sorumlu olduğu, belirtilen tarihten sonraki gecikmeden ve bu gecikme ile işin tamamlanması arasında oluşan 138.783,27 TL lik zarardan davalı … ‘ın sorumlu olduğu anlaşıldığından davacının davasının kısmen kabulüne kısmen reddine ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; 138.783,27 TL nin dava tarihi olan 10/05/2011 tarihinden itibaren yıllık %9 ve ileride değişmesi halinde değişen oranlarda hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,” ilişkin karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen mahkememizce verilen üçüncü kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 10/06/2021 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile “…1)Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) Davacı davasında, davalının kusuru nedeniyle inşaata geç başlanmasından kaynaklanan maliyet artışı ile gecikmeye dayalı üyelerine ödenen kira bedelleri ve mahrum kalınan kira gelirinin tahsilini istemiş olup, mahkemece verilen 19.03.2013 tarihli ilk kararda, maliyet artışına yönelik talebin kısmen kabulü ile diğer taleplerin reddine karar verilmiş, bu kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 20.05.2014 tarihli … Esas, … Karar sayılı ilâmı ile … Büyükşehir Belediyesi Encümeni’nin 04.12.2012 gün … sayılı kararında dava konusu olan … ada … nolu parsele ilişkin tahsis amacı dışında kullanıldığının tespit edildiği ve 775 sayılı Kanun’un 25 ve 27. maddelerindeki şartlar yerine getirilmediğinden bahisle davacı kooperatife olan tahsis iptâl edilerek ana gayrimenkul ve üzerinde kurulu olan tüm kat irtifaklı taşınmazların belediye adına tescil kararı verildiği ancak bu kararın kesinleşip kesinleşmediğinin tespiti yönünde dosyada bilgi ve belge bulunmadığı, bu durumda mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen encümen kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, kesinleşmiş ise davacı kooperatifin mülkiyet hakkı sona ereceği ve inşaata devam etmesi mümkün olmayacağından, davanın konusuz kalacağı gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak eksik incelemeye dayalı kısmen kabul kararı verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, 04.12.2012 tarih ve … sayılı Belediye Encümen Kararı’nın yargı yolundan geçerek kesinleştikten sonra dava dışı … Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın sözü geçen karardaki kat irtifaklı taşınmazların belediye adına tescillerini sağlamadan 24.05.2016 tarih … sayılı Belediye Encümen Kararı ile önceki 04.12.2012 tarihli … sayılı Encümen Kararı’nı iptâl ederek bağımsız bölümlerin davacıya veya hak sahiplerine tapuya tescillerine muvafakat verdiği, ancak … Büyükşehir Belediye Encümeni’nin 04.12.2012 tarihli ve … sayılı kararının yargılama sırasında iptâl edildiğinden ve tahsisin iptâli kararı yargılama sırasında kesinleştiğinden artık bozma ilâmı gereğince eldeki davanın konusu kalmadığı, konusuz hale gelen davanın konulu hale geleceğinden söz edilemeyeceği, bozma ilâmına uyulduğu an itibari ile 04.12.2012 tarih ve 965 sayılı taşınmaz tahsisinin iptâli ile ilgili Belediye Encümen Kararı’nın kesinleştiği gerekçesiyle sonuçta konusu kalmayan davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmadığına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen 19.07.2017 tarihli bu kararın da taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 21.06.2018 tarihli ikinci bozma kararı ile “Belediyece sonradan 24.05.2016 tarihinde alınan encümen kararıyla tahsisin iptali ile ilgili encümen kararının iptal edilerek yeniden davacı kooperatife tescile muvafakat kararı verildiği, bu durumda mahkemece işin esasının incelenerek karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Taraflar arasında, davacı kooperatifin arsası üzerindeki trafo binasının kaldırılması için sözleşme imzalanmış olup, sözleşmenin 4. maddesinde taraflarca yapılacak işler ayrı ayrı gösterilmiştir. Buna göre davacı kooperatifin arsası üzerindeki trafo binasının kaldırılabilmesi için davacı kooperatif “İmar tadilatı istenen kendi alanlarına monoblok trafo binası” yapacak, kooperatif arsası üzerindeki eski trafonun demontajı davalı gözetiminde yapılıp sökülen malzemeler davalının ambarına teslim edilecek, davalı … tarafından da kooperatif tarafından yapılan trafo binasının (malzeme + montajı) yapılıp devreye alınacak ve ayrıca “OG giriş çıkış hattı” da yapılacaktır. Sözleşmenin 3. maddesinde tesisin yapım işinin 31.12.2007 tarihine kadar gerçekleştirileceği hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece hükme esas alınan 05.08.2019 tarihli bilirkişi raporunda; sözleşme uyarınca davalı … ’ın edimlerini yerine getirebilmesi için öncelikle davacı kooperatifin edimini yerine getirmesi gerektiği, davacı kooperatifin sözleşmeyle üstlendiği öncelikli edimini sözleşmede yer alan 31.12.2007 tarihinde yerine getirmediği, 09.10.2008 tarihinde dava dışı El-Ko firmasından monoblok trafo satın aldığı ve bilahare 11/10/2008 tarihinde sevk irsaliyesi düzenlendiği ve trafoyu yerine monte ettiği, davacının bu edimini yerine getirdikten sonra davalıya 29.03.2010 tarihine kadar bir bildirim ve uyarıda bulunmadığı, 29.03.2010 tarihli ihtarname ile arsasında inşaata başlayacağını, bu nedenle eski trafonun kooperatif arsasından kaldırılmasını davalı … ’tan istediği, bu durumda davalı … ’ın, kooperatifin inşaat yapımına başlamadaki gecikmesi nedeniyle sorumlu olacağı sürenin ihtarname tarihi olan 29.03.2010 tarihi ile … ’ın edimini yerine getirdiği (eski trafo binasını davacı kooperatif arsasından kaldırdığı) 13.11.2010 tarihleri arasındaki süre olduğu sonucuna varılmış, bu tarihler arasındaki süre yönünden davacı zararı 138.783,27 ₺ olarak hesaplanmış, mahkemece bu miktar hüküm altına alınmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı … ’ın zarardan sorumlu olacağı tarihin başlangıcı davacı kooperatifin gönderdiği 29.03.2010 tarihli ihtarname tarihi olarak belirlenmiş ise de, davacının ihtarından makul bir süre sonra davalının sözleşmede yer alan edim yükümlülüğünü yerine getireceği açıktır. Başka bir anlatımla, davalının, ihtarname tarihi itibariyle davacıya ait arsadaki eski trafo binasını kaldırması beklenemez. Bunun için davalıya makul bir süre tanınması, makul sürenin bitim tarihi ile davalı … tarafından trafo binasının fiilen kaldırıldığı (davalının sözleşme ile üstlendiği edimi gecikmeli olarak yerine getirdiği) 13.11.2010 tarihi arasındaki süre bakımından oluşan zarardan davalının sorumlu tutulması gerekir.
O halde mahkemece yapılacak iş; davacı kooperatifin davalıya gönderdiği 29.03.2010 tarihli ihtarın davalıya tebliğ tarihinin araştırılıp belirlenmesinden sonra, hükme esas raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, bilirkişilere trafo binasının kaldırılması için gerekli makul sürenin tespit ettirilmesinden ve belirlenecek makul süreyi ihtarnamenin tebliğ tarihine ekleyerek bulunacak tarih ile davalı tarafından trafonun kaldırıldığı 13.11.2010 tarihi arasındaki süre bakımından davacının uğradığı zararın hesaplattırılmasından ve sonucuna göre değerlendirme yapılıp karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA,” gerekçeleriyle mahkememiz dosyasında verilen kararın bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce bozma kararına uyularak davacı tarafça keşide ettirilen noter ihtarnamesinin tebliğine ilişkin bilgi ve belgeler dosyaya celp edilmiş ve dosya bozma kararında belirtilen şekilde davalının trafo binasını kaldırması için gereken makul sürenin hesap edilmesi amacıyla önceki bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek rapor aldırılmıştır.
Dava taraflarının sair iddia ve savunmaları yönünden mahkememizin önceki tespitleri Yargıtay bozma kararlarına uyulmakla ilgili taraf lehine kazanılmış hak oluşturduğundan ve bu tespitler kesinleştiğinden bu konuda yeniden bir değerlendirme yapılması lüzumlu görülmemiştir.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 11/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, davacı kooperatifin davalıya gönderdiği noter ihtaratının 30/03/2010 tarihinde tebliğ edildiği, trafonun kaldırılması için gereken makul sürenin 37 gün olduğu, yani trafonun normal şartlarda 07/05/2010 tarihinde kaldırılması gerektiği, buna karşılık 13/11/2010 tarihinde gerçekleşen fiili kaldırma sebebiyle arada geçen süre kadar davalının inşaata geç başlaması sebebiyle 85.178,79TL maddi zararının doğduğu ve bu bedelin davalıdan tazminin gerektiği, davacının fazlaya ilişkin istemlerinin 07/05/2010 tarihinden önceki dönemde davalının bir kusur ve sorumluluğunun bulunduğu yukarıda yer verilen bozma kararları ve mahkememiz kararlarında belirtildiği üzere ispat edilemediğinden reddinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davalının trafonun kaldırılması için gerekli sürenin bitiminde temerrüde uğradığı kabul edildiğinden 07/05/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden de davalının sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
85.178,79TL’nin 07/05/2010 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Dava açılırken alınan 17.968,65TL peşin harç ve yargılama sırasında alınan 6.795,45TL ıslah harcı toplamı olan 24.764,10TL harçtan alınması gereken 5.818,56TL harcın mahsubu ile fazla alınan 18.945,54TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 18,40TL başvuru harcı, 2,90TL vekalet suret harcı ve 5.818,56TL karar ilam harcı toplamı olan 5.839,86TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen 402,35TL keşif harçları, 541,10TL temyiz kanun yoluna başvurma harçları, 361,70TL posta ve tebligat gideri ve 6.300,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.605,15TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (85.178,79/1.607.928,32 oranında) 402,88TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarfedilen 2,90TL vekalet suret harcı, 541,10TL temyiz yoluna başvurma harçları, 539,18TL posta ve tebligat gideri ve 2.800,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.883,18TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (1.522.749,53/1.607.928,32 oranında) 3.677,47TL’lik kısmının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 11.873,24TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 86.096,23TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/06/2022

Başkan Üye Üye Katip