Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/430 E. 2023/366 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-)
2-)
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ:
KARAR YAZMA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalılar arasında davalılar tarafından 200 dönüme tatlı mısır ekimi yapılması ve ekilen mısırların hasadının müvekkiline teslimi için dönüm başına 2.000 TL ödenmesi şeklinde anlaşıldığını, müvekkilinin davalılara 80.000-TL değerinde 22 çuval ekilecek mısır tohumlarını yolladığını, davalının bu tohumların 3 çuvalını geri yolladığını, müvekkilinin daha sonra mısır ekimi için davalı …’a toplamda 58.000-TL ödemeyi … … Şubesi yoluyla karşı tarafın … Bankası Merkez şubesi … IBAN numaralı hesabına yatırdığını, işin kalan 150.000-TL’si için de … … Şubesi’ne ait 11/09/2021 keşide tarihli, … Seri Numaralı, … emrine yazılı, 50.000-TL bedelli, … … Şubesi’ne ait 23/10/2021 keşide tarihli, … Seri Numaralı, … emrine yazılı, 50.000-TL bedelli, … … Şubesi’ne ait, 11/09/2021 keşide tarihli, … Seri Numaralı, … emrine yazılı, 50.000-TL bedelli 3 adet çeki müvekkilinin davalıya teslim ettiğini, bu kapsamda davalı ile müvekkili arasındaki ticari ilişki gereğince müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, ancak davalı tarafın ilk parti için anlaşılan teslim tarihi 20/09/2021’de müvekkiline mısırların teslimini gerçekleştirmediğini, davalıların ifa etmesi gereken sorumluluğu ifa etmediğini ve teslim tarihinde mısırları müvekkiline teslim etmediğini, müvekkilinin davalı tarafa teslim için ulaşmaya çalışmasına rağmen tüm girişimlerinin başarısız kaldığını, çekin günü geldiğinde veya gününden önce ilgili davalı veya ciro ettiği cirantaların çeki tahsil için bankaya ibraz etmesi ihtimalinin yüksek olduğunu, satılan malın teslim edilmemiş olmasına rağmen çek bedellerinin tahsil edilmesiyle borçlar hukuku anlamında bir sebepsiz zenginleşme durumunun ortaya çıkacağını, bu nedenlerle dava konusu sözleşme sebebiyle her türlü tazminat ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle müvekkili şirketin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zarara uğramaması için dava konusu çeklerin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının ticari alım satım kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle davacı müvekkillerinin davalı lehine keşide ettiği çekler karşılığında davalıya herhangi bir borcunun olmadığının ve çeklerin bedelsiz kaldığının tespitini, dava konusu 3 adet çekin iptal ve iadesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, duruşmada da bu beyanlarını tekrar etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davalı taraflara usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen ürün için anlaşılan teslim tarihinin iddia edildiği gibi 20/09/2021 tarihinde olmadığını, taraflar arasında geçen anlaşmaya göre tahmini hasat tarihinin 10/10/2021-20/10/2021 tarihi olduğunu, müvekkilleri ile davacının mısır ekimi ve ekilen mısırların hasadı için 200 dekar tatlı mısır anlaşmasını 10.07.2021 tarihinde düzenlediklerini, davacının dava dilekçesinde ilk parti için teslim tarihinin 20.09.2021 olan tarih dava dilekçesinin ekinde sunulan mesaj ekran görüntüsündeki tarih olduğunu, ancak bu tarihte tarafların henüz bir anlaşmaya imza atmadan tarafların tahmini planlama yaptıkları bir tarih olduğunu, taraflar arasında geçen anlaşma gereği tahmini hasat tarihinin 10-20/10/2021 olduğunu, dolayısıyla davacının dava dilekçesinde bu teslim tarihindeki yanılgı nedeniyle ödeme yasağı talebi ve akabinde mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının tüm çekler yönünden hukuka aykırı olduğunu, özellikle 11/09/2021 keşide tarihli, … seri numaralı 50.000-TL bedelli çeke koyulan ödeme yasağı, taraflar arasında kararlaştırılan 10/20/10/2021 tarihli hasat tarihi de düşünüldüğünde müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu, tarafların sözleşme kurulmadan önce bir arazi çalışması yaptığını ve davacı arazide ekim başlamadan müvekkilinin sulama ve araç mazotu için kullanılacak çeki getireceğini beyan ettiğini ancak yerine getirmediğini, davacının 10.07.2021 tarihinde araziyi yerinde görmeye geldiğini ve aynı tarihte de ekim başladığını sulama düzeninin kurulduğunu ve akabinde ilk sulamanında 16.07.2021 tarihinde yapıldığını, taraflar arasında sözleşme kurulduktan sonra müvekkillerinin elinden gelen tüm dikkat ve özen yükümlülüğünü göstermiş olmasına rağmen arazide yeraltı sularında kesilme ve sulama kuyularında yetersizlik olduğunu, bahsi geçen sebeplerin oluşumunda müvekkiline atfedilebilecek hiçbir kusurun bulunmadığını, bu doğal sebeplerin müvekkilinin taahhüdünü ve sorumluluğunu yerine getirmesinde engel teşkil eden mücbir sebepler olduğunu, tüm olumsuz şartlara rağmen çaba gösteren müvekkilinin elindeki bütün imkanlarla sulamaya devam etmeye çalıştığını zamanında sulama için borçlanarak yaklaşık olarak 250.000 TL masraf yaptığını, davacının müvekkillerine yaptığı 58.000-TL’lik ödemenin arazi kirasına, araç mazot masrafı ve sulama masrafları gibi giderlere yeter halde olmadığını, müvekkillerinin masrafların altından kalkamadığı için elindeki diğer mahsullere de bakamadığını bunun sonucunun da o mahsullere yansıdığını, başkaca mahsullerden de kazanç elde edemeyen müvekkillerinin davacıya durumu bildirdiğini ve maddi desteğe ihtiyacı olduğunu belirttiğini, müvekkillerinin bu ekim sebebiyle bu süreçte meydana gelen sorunları her aşamada davacıya bildirdiğini, ancak müvekkilinin geri dönüş yapmadığını, davacının müvekkili …’dan ürünlerin bakımının kesilmesi talebinde bulunmasına karşın müvekkilinin ürünleri teslim etmediğini ve gereği gibi ifa etmediğini beyan etmesinin açıkça dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil ettiğini, davacının yaklaşık olarak bir ay boyunca ürünlerin bakımı için nakit olarak para göndereceğini söyleyerek müvekkillerini oyaladığını, bu süre zarfında müvekkilinin yine kendi imkanlarıyla borçlanarak davacının ürününe bakmaya çalıştığını, havaların serinlemesi ile ekilen ürünün yetişmeyeceğini düşünen davacının müvekkillerinin ürünlere bakmayı bırakmasını söylediğini, ürünlere bakımın kesilmesi beyanında bulunan davacı ürünlerin ekiminden itibaren müvekkillerinin göstermiş olduğu çabayı göz ardı ederek yaptığı masrafları hiçe sayarak vermiş olduğu 3 adet çeki müvekkillerinden geri almak istediğini, davacının ekilen ürünlerin bakımı için ürünlerin teslimi için düzenlenen çekler dışında ödeme yapmadığını ve müvekkilinin kendi hesabından masraf yaptığını ve 3. kişilere borçlandığını, bu nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddini ve tüm çekler yönünden ihtiyati tedbirin kaldırılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Eldeki dava davalılara verilen ve bedelsiz kalan çeklerden dolayı menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 11/09/2021 keşide tarihli … seri nolu 50.000,00 TL bedelli, 23/10/2021 keşide tarihli … seri nolu 50.000,00 TL bedelli, 10/11/2021 keşide tarihli … seri nolu 50.000,00 TL bedelli olmak üzere toplam 3 adet çekten dolayı toplam 150.000,00 TL tutarında davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, taraflar arasında düzenlenen “200 Dekar Tatlı Mısır Anlaşması” başlıklı 10/07/2021 tarihli anlaşma, davaya konu çek suretleri, ödeme dekontlerı, bilirkişi heyet raporu, Whatsapp yazışma ve fotoğrafları dosya arasına alınmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları yine dosyadaki bilgi ve belgeler de tetkik edilmek suretiyle mahkememiz dosyası resen seçilecek iki … mühendisi bilirkişi ile ticaret mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişiye verilerek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler tarafından düzenlenen 14/04/2022 tarihli heyet raporunda özetle;
Davacı … ve davalı … arasında 200 dekar tatlı mısır üretimi için (birinci sınıf kurt ilaçlama bakımları yapılması kaidesi ile) dekara 2.000-TL olarak 10- 20/10/2021 tahmini hasat tarihi üzerinden 10/07/2021 tarihinde anlaşma yapıldığı, dosya içerisinde anlaşma yapıldığı belirtilen mısırların ekiminin hangi taşınmazlara ve ne kadar alana yapıldığı ile ilgili bilgi bulunmadığı, davacı taraf beyanlarında da 200 dönüm ekim yapıldığının belirtildiği, Febris F1 Orta erkenci süper tatlı olgunlaşma süresi 82-92 gün, altın rengi, koçan 21-23 cm meyve uzunluğu olduğu, uç doldurması iyi ve uzun hasat süresine sahip bir çeşit olduğu, dosya içerisine sunulan Whatsapp fotoğraflarından Febris F1 tatlı mısır ekimi yapıldığının anlaşıldığı, 22 torba mısır tohumunun 19 torbasının ekildiği 3 torbasının da iade edildiği, bir torba ağırlığı 11,5 kg ile 17 kg arasında değişmekte olduğu, bir torbada 100.000 adet tohum bulunduğu, ekildiği belirtilen torba sayısı ve dosya içerisindeki fotoğraflardan Bitki Sıklığı Tablosu dikkate alınarak ekimin 15 cm sıra üzeri ve 75 cm sıra arası mesafede ekim yapıldığı, bu verilere göre ortalama 100.000 adet/torba x 19 torba = 1.900.000 adet tohum ekimi yapıldığı, bununda 1.900.000 adet /9.500 adet/dekar = 200 dekar tatlı mısır ekimi yapıldığı, dosya içerisine sunulan fotoğraflardan mısır ekili alanda çapalama, gübreleme ve sulama işlemlerinin yeterli yapılmadığı, ürüne ait sonraki dönem fotoğrafları (hasat dönemi ve hasata yakın dönemlere ait) olmadığından verim tahmini yapmalarının mümkün olmadığı, literatür bilgilerine göre Tatlı Mısırın ortalama veriminin normal ekimlerde 400 kg/da ile 900 kg/da arasında değiştiği, ortalama 650 kg/da ürün alınabildiği, fotoğraflarda görülen bitkilerin emsal bitkilere göre gelişme geriliği gösterdiği, fakat zaman içerisinde yeterli bakım, besleme ve sulama ile bu geriliği kapatabileceği, tatlı mısıra ait 2021 yılı maliyet cetveli bulunmadığı, dane mısır verileri dikkate alındığı, bu çerçevede yapılan incelemede toplam 312.072,00-TL net gelirden mahrum kalındığı, dava konusu uyuşmazlıkta davalılardan …’ın uyuşmazlığa konu olan mısırların üretimi, ilaçlaması, bakımı, toplanması ve yüklenmesi konusunda davacıya taahhütte bulunduğu, ayrıca söz konusu kişinin malın kalitesi dışındaki sorunlardan dolayı da davacıya karşı sorumlu olacağının kararlaştırıldığı rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacı vekili rapora karşı beyanda bulunmuş, davalı vekili ise herhangi bir beyan ve itirazda bulunmamıştır. Davacı vekilinin itirazları da nazara alınarak dosyanın daha önce dosyaya rapor sunan bilirkişi heyetine teslimine karar verilmiştir.
Bilirkişiler tarafından düzenlenen 02/11/2022 tarihli ek raporda özetle;
Dosya içerisinde mevcut bilgi, belge ve fotoğraflardan dava konusu ürünlerin hasat dönemindeki durumları (dekardaki yaklaşık bitki sayısı, bitkilerdeki koçan sayısı, ikili koçan % oranı, koçanların yaklaşık dane ağırlığı vb) hakkında tahmin yapmanın mümkün olmadığını, ayrıca dosya içerisinde ve yapmış oldukları araştırmalar neticesinde ve Konya İl Tarım Müdürlüğü’nün 2021 yılı Tarla Ürünleri Maliyet Cetvelinde Şeker Mısıra ait maliyet ve verim bilgileri bulunmadığından şeker mısıra göre hesaplama yapılmadığı, dane mısır verileri dikkate alınarak hesaplama yapılmış olduğundan 14/04/2022 tarihli kök bilirkişi raporlarında bir değişiklik yapılmadığı rapor edilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca, herkes iddiasını ispatla yükümlüdür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklindedir.
Menfi tespit davasında da anılan yasa hükümlerindeki ispat yüküne ilişkin kuralın uygulanması gerekir. Buna göre, menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak alacaklı olduğunu iddia eden tarafa yani davalıya düşer. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer (Yargıtay . Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı ilamı).
Davacı vekili müvekkili tarafından davalılara 200 Dekar Tatlı Mısır Anlaşması” başlıklı 10/07/2021 düzenlenme tarihli anlaşma kapsamında düzenlenip verilen 11/09/2021 keşide tarihli … seri nolu 50.000,00 TL bedelli, 23/10/2021 keşide tarihli … seri nolu 50.000,00 TL bedelli, 10/11/2021 keşide tarihli … seri nolu 50.000,00 TL bedelli olmak üzere toplam 3 adet çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir. Zira davalının edimlerini yerine getirmediğini ve böylelikle çeklerin bedelsiz kaldığını iddia etmiştir.
Bedelsiz bir senede dayalı olarak kendisinden talepte bulunulan borçlu şahsi defi niteliğindeki bedelsizlik iddiasını ileriye sürmesi mümkündür. Bedelsizlik temel alacakla ilgilidir. Temel alacağa dayalı borcun hiç yerine getirilmemesi veya kısmen yerine getirilmesi halinde ticari senet o ölçüde bedelsiz olur. Hamille arasındaki hukuki ilişkinin muteber olarak doğmadığını, doğmakla birlikte ortadan kalktığını, yahut hiç mevcut olmadığını, borcun hiç yerine getirilmediğini ve bu nedenle senedin bedelsiz kaldığını, senet borçlusu olan davacı ileri sürer. Bu davalarda senet alacaklısı olan davalının bir ispat yükümlülüğü yoktur. Yani borcun sebebinin mevcut ve muteber olduğunu ispat etmek zorunda değildir. Hukuki sebebin olup olmadığını borçlu alan davacı ispatlayacaktır. Bedelsizlik iddiası ancak temel borç ilişkisinin tarafları (YAKIN TARAFLAR) arasında ileri sürülebilir. Meşru hamile karşı ileri sürülemez, çünkü bedelsizlik iddiası her zaman şahsi defi niteliğindedir, bunun tek istisnası TTK. 687 m.de düzenlenmiştir. Buna göre meşru hamil senedin bedelsiz olduğunu bile bile ve borçlunun zararına hareketle senedi devir almışsa, bedelsizlik iddiası o zaman meşru hamile karşı da ileri sürülebilir.
Taraflar arasında akdedilen 200 Dekar Tatlı Mısır Anlaşması” başlıklı 10/07/2021 düzenlenme tarihli anlaşma incelendiğinde; davaya konu çeklerin işbu anlaşmaya istinaden davalılardan …’a verildiği anlaşılmıştır. Bahsi geçen anlaşma tetkik edildiğinde; Davalılardan …’ın uyuşmazlığa konu olan mısırların üretimi, ilaçlaması, bakımı, toplanması ve yüklenmesi konusunda davacıya taahhütte bulunduğu, ayrıca …’ın malın kalitesi dışındaki sorunlardan dolayı da davacıya karşı sorumlu olacağının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Dolayısı ile taraflar için bağlayıcı olan işbu sözleşmede kuraklık vs. gibi tüm hususlardaki sorumluluğun da davalı …’a ait olduğu anlaşılmıştır. Dolayısı ile davalının kuraklıktan sebep mücbir sebep iddiası gibi birtakım savunmaların ardına sığınması da mümkün değildir. Kaldı ki davalının anlaşılan ürünlerin teslimine ilişkin herhangi bir iddia ve savunması da söz konusu değildir. Dolayısı ile davalı …’a verilen çekler bu hali ile bedelsiz kalmıştır.
Davaya konu çekler incelendiğinde davalılardan …’ın bahsi geçen çeklerde lehdar ya da başka bir sıfatla imzasının olmadığı görülmüş, bu nedenle işbu davalı bakımından açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan dolayı reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirme neticesinde dosya kül halinde incelendiğinde; Davacı vekilince davalılar aleyhine açılan ve 11/09/2021 keşide tarihli … seri nolu 50.000,00 TL bedelli, 23/10/2021 keşide tarihli … seri nolu 50.000,00 TL bedelli, 10/11/2021 keşide tarihli … seri nolu 50.000,00 TL bedelli olmak üzere toplam 3 adet çekten dolayı borçlu bulunmadığına ilişkin davada, az yukarıda da ifade edildiği üzere, davalılardan …’ın bahsi geçen çeklerde lehdar ya da başka bir sıfatla imzasının olmadığı görülmekle işbu davalı bakımından açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan dolayı reddine, diğer davalı … bakımından ise taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve dosya kapsamına göre söz konusu çeklerin bedelsiz kaldığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davalı … bakımından açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan dolayı REDDİNE,
2-)Davalı … bakımından açılan davanın KABULÜ İLE; davacının 11/09/2021 keşide tarihli ve … nolu 50.000,00-TL, 10/11/2021 keşide tarihli ve … nolu 50.000,00-TL, 23/10/2021 keşide tarihli ve … nolu 50.000,00-TL bedelli çeklerden dolayı davalı …’a borçlu olmadığının TESPİTİNE,
3-)Alınması gereken 10.246,50-TL harçtan, peşin olarak alınan 2.561,63-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.684,87-TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından sarfedilen 59,30-TL başvuru harcı, 2.561,63-TL peşin olarak alınan harç, 2.100,00-TL bilirkişi ücreti, 8,50-TL vekalet suret harcı, 331,00-TL yazışma ve tebligat gideri olmak üzere toplam 5.060,43-TL yargılama giderinden davalı … yönünden yapılan 135,00-TL yargılama gideri mahsup edildikten sonra kalan 4.925,43-TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 23.500,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Karar Kesinleştiğinde; Talep olması halinde teminatın iadesi hususunun 6100 Sayılı Kanunun 392/2 maddesi gereğince 1 aylık süre dolduktan sonra değerlendirilmesine,
7-)Taraflarca yatırılan ve dosyada kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair; mazereti kabul edilen davacı vekili ile davalıların yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan yargılama sonunda karar verildi. 18/05/2023

Katip Hakim