Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/417 E. 2023/69 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalı banka müvekkilinin ticari hesabından TBK 20. maddesi ve devamı Genel İşlem Koşulları ve Emsal Banka uygulamalarına, sözleşmeye aykırı kesintiler yaptıklarını, davalı banka müvekkilimden haksız kesinti yapmış bu kesintinin iadesi için Kemer İcra Dairesinin … E. sayılı dosyası ile ödeme tarihlerinden itibaren işlemiş faizler ile birlikte 1.791,79 TL olarak başlattığını, davalı bankanın takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, davalı bankanın müvekkilinin ticari hesabından kullanmış olduğu kredilerden zaten masraf tahsilatı yapmasına rağmen kredi kullanmadığı tarihlerde Kredi Tahsis Ve Değerlendirme Ücreti adı altında tek taraflı kesintiler yaptığını, müvekkilinin bu tarihlerde hiçbir kredi çekmediğinin açık olduğunu, diğer birçok banka … Bankası, … , … , … , … , … böyle bir ücret almadığı gibi sadece Yapıkredi Bankası sözleşmeye aykırı ve Fahiş oranda bu haksız kesintileri yapmakta olduğunu, bu nedenlerden dolayı dosyanın konusunda uzman bilirkişi incelemesi ile ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi ile iadesini, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve takibin devamını, yagrılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davanın yasal süre içinde açılmadığı belirtilerek zamanaşımına itirazları ile
taraflar arasındaki kredi ilişkisinde TBK. 20. Madde hükümlerinin uygulanma imkânı olmadığını,
TBK’ nın yürürlüğe girme tarihi olan 01.07.2012 tarihinden önce yürürlükte olan 818 Sayılı Borçlar
Kanunu’ nda, 6098 sayılı TBK. 20. Maddesi olan bir hüküm bulunmamakla sözleşme şartlarının
tarafları bağladığını, bu nedenle bu tarihten önce kullandırılan krediler için davacının iddialarının
yerinde olmadığını, 6098 Sayılı TBK yürürlüğe girmesinden sonraki süreçte davacının yeni bir kredi talebinde bulunduğunu,
kendisine 30.07.2012 tarihinde Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin ayrılmaz parçası niteliğindeki
Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi Ön Bilgi Formu sunulduğunu, davacının bilgi formunu inceledikten
sonra 01.08.2012 tarihinde Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesini de inceleyerek imzaladığını, kredi
tahsis ve değerlendirme ücretinin de bu sözleşmeye istinaden kullandırılan kredi esnasında tahsil
edildiğini, davacının 30.07.2012 tarihinde Ön Bilgi Formunu imzası karşılığında aldıktan ve inceledikten sonra
01.08.2012 tarihinde Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesini ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin, basiretli
bir tacir olarak imzaladığı ve kredi kullandığını, sözleşme hükümleri bunca yıl itirazsız uygulandıktan
sonra böyle bir talepte bulunmasının ahde vefa ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu,
mevzuat gereği bankaların masrafları belirleme hakkı bulunduğunu, müşterinin ise bankalar arasında
tercih yapma hakkının mevcut olduğunu, davalı bankanın mevzuata aykırı bir eylemi olmadığını, davacının ise bankanın imkanlarından yararlandıktan yaklaşık 9 yıl sonra geriye dönük talepte bulunmasının iyi niyetle bağdaşmadığını, bu nedenlerle yerinde olmayan davanın reddini, %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekillik ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın; Davacı ile davalı arasında akdedilen Ticari Nitelikteki Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklı olarak haksız kesildiği iddia edilen “Kredi Tahsis ve Değerlendirme” ücretinin iadesi amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali davası olduğu,
Taraflar arasındaki ihtilafın ise icra takibine dayanak GKS’den dolayı davalının haksız kestiği “Kredi Tahsis ve Değerlendirme” ücreti olup olmadığı, var ise miktarının ne olduğu hususunda olduğu görüldü.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/06/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Somut olayda; itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği bildirildiğine göre, mahkemece davacı alacaklıya tebliğ yapılmadığından 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı gözetilip, itirazın iptali davasının süresinde açıldığı kabul edilerek, işin esası hakkında yapılacak yargılama sonucunda, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/03/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi gereğince bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava olup, ticari davalarda görevli mahkeme ticaret mahkemesi olduğundan, bu durumda mahkemenin ticaret mahkemesi sıfatıyla davayı yürütüp karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamış, kararın re’sen bozulması gerekmiştir.” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02/06/2010 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Bu nedenle, görülmekte olan davaya konu uyuşmazlık, çekin tahsil için ibraz edildiği … Bankası Şubesinin işleminden (muamelesinden) kaynaklanmaktadır.
Belirtilmelidir ki, davaya konu uyuşmazlıkla ilgili olarak davacı, tüzel kişiliğe haiz sermaye şirketi olan … Bankasının merkezinin bulunduğu yerde takip yapıp dava açabileceği gibi, bankanın şubesinin bulunduğu Kayseri’de de, takip yapıp dava açabilecektir. Davacı, yetkili olan bu iki yerden birisi olan Kayseri icra dairesinde takip yapmış ve itirazın iptali istemli davayı da bu iki mahkemeden biri olan Kayseri mahkemesinde açıp, seçimlik hakkını da bu yönde kullanmıştır.” denilmiştir.
4.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 25/06/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Takibin dayanağı kredi sözleşmesi olup, sözleşmenin imzalandığı tarihte zamanaşımı süresi 10 yıldır. Öte yandan, 12.12.2003 gün ve 5020 sayılı Kanun’un 27. maddesiyle 4389 sayılı Bankalar Kanunu’na eklenen ve 26.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren ek 3. maddeyle, Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi yirmi yıl olarak öngörülmüştür. Aynı kural, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 141. maddesinde de benimsenmiş olup; anılan maddede; “Bu kanundan kaynaklanan Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi 20 yıldır” hükmüne yer verilmiştir.” denilmiştir.
5.T.C. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 28/04/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Bankalar tacir olup TTK’nın 20. maddesi ve Bankalar Kanunu uyarınca yaptıkları hizmet nedeniyle ücret alabilirler. Davacının iadesinin istediği kesintiler GKS kapsamında davacıdan alınmıştır. Bilirkişilerce, davalı bankanın aldığı ücret ve komisyonların makul oranda alındığı tespit edilmiştir. Davacının çektiği ticari krediler kaşılığında satın aldığı iktisadi kıymetin işletme aktifine kayıtlı olup olmadığının tevsik edilememesi nedenleriyle davacıya kullandırdığı tarımsal kredilere tahakkuk eden faizler üzerinden fon kesintisi yapmakta haklı olduğu anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğrudur.” denilmiştir.
6.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 11/02/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Sözleşme uyarınca alınması gereken kredi tahsis ücretinin mahiyeti belirlendikten sonra, 15/11/2014 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katılma Oranları ile Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliğ (Sayı: 2006/1)’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2014/6 sayılı Tebliğ hükümleri gözetilerek, gerektiğinde emsal banka uygulamalarının araştırılması, alınan masrafların emsal banka uygulamalarına uygun olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, açıklanan araştırma yapılmaksızın, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli olmamış olup, kararın açıklanan nedenlerle bozulmasını gerektirmiştir.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.İCRA DOSYASI VE HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE YÖNÜYLE YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; T.C. Kemer İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde davacı tarafından davalı hakkında alacak aslı 795,38 TL, takip öncesi işlemiş faiz 996,41 TL olmak üzere 1.791,79 TL üzerinden ilamsız icra takibine geçildiği, takip dayanağının taraflar arasında akdedilen ticari nitelikteki kredi sözleşmesi kapsamında haksız alındığı iddia edilen Kredi Tahsis ücretleri gösterildiği, davalı banka tarafından yasal süre içerisinde 17/08/2021 tarihinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/06/2018 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında eldeki davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
2.GÖREV AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Davacı ile davalı banka arasında akdedilen Genel Kredi ve Teminat Sözleşmeleri çerçevesinde davacının Gerçek Kişilerin Ticari İşletmesi olarak KOBİ Segmentinde bankacılık ürünleri kullandığı, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/03/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında eldeki davanın ticari dava olduğu ve Mahkememizin görevli olduğuna kanaat edilerek işin esasına geçilmiştir.
3.YETKİ HUSUSUNDA YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Taraflar arasında akdedilen Genel Kredi ve Teminat Sözleşmeleri çerçevesinde davacının, davalı bankanın Çumra Şubesi nezdindeki … nolu hesabından icra takibine konu işlemlerin yapıldığı, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02/06/2010 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığının 07/07/2021 Tarih ve 608 Sayılı Kararı nazara alındığında Mahkememizin yargı çevresinin Konya ilinin mülki sınırları olduğu görülmekle Mahkememizin yetkili olduğuna kanaat edilmiştir.
4.ZAMANAŞIMI DEFİ AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Her ne kadar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde takibe konu alacağın zamanaşımna uğradığı yönünde defide bulunulmuş ise de eldeki takibe konu kredi tahsis ve değerlendirme ücretlerinin işlem tarihlerinin 30/09/2011, 30/12/2011 ve 01/08/2012 tarihleri olduğu, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 25/06/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında bankacılık sözleşmesinden kaynaklanması sebebiyle alacağın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, eldeki davaya dayanak icra takibinin zamanaşımı süresi içerisinde 10/08/2021 tarihinde yapıldığı, 6098 Sayılı TBK’nın 154/2 maddesi gereğince zamanaşımını kestiği ve dahi Covid-19 Salgını sebebiyle duran süreler de nazara alındığında eldeki davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığına kanaat edilmiş ve davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.
5.BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ VE NETİCE; Mahkememizce yukarıda detayı verilen T.C. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 28/04/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 11/02/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı çerçevesinde Bankacılık ve Finans alanında uzman bilirkişilerden davalı tarafından davacıya herhangi bir kredi kullandırılıp kullandırılmadığı, kullandırılmış ise ücret ve komisyonların bankaca belirlenen oran ve miktarlarda ödeneceğinin davacı tarafından kabul edilip edilmediği, bu hususta davacının bilgilendirilip bilgilendirilmediği, komisyon oran ve tutarlarını gösterir listelerin kredi sözleşmesine ek yapılıp yapılmadığı, davacı tarafından imzalanıp imzalanmadığı, imzalanmış ise ihtirazi bir kayıt konulup konulmadığı, davalı bankaca tahsil olunan ücret ve komisyonların belgelendirilip belgelendirilmediği, davalı bankaca ilan edilen sınır ve oranlar içinde kalıp kalmadığı, kredi tahsis ücreti adı altında alınan paraların, taraflar arasında sözleşmede belirlenen kredinin toplam limitine göre mi yoksa sadece fiili olarak kullandırılan kredi tutarına göre mi alınacağının kararlaştırıldığı, emsal bankaların masraf ve komisyon oranlarının, davalı bankaca uygulanan oran ve miktarlar arasında fahiş fark olup olmadığı hususunda rapor aldırılmış, dosya içerisinde yer alan 27/04/2022 Tarihli Bilirkişi Raporu ile 10/01/2023 Tarihli Bilirkişi raporunda davacı ile davalı arasında 12/02/2009 Tarihli 100.000,00 TL limitli, 22/05/2012 Tarihli 100.000,00 TL limitli ve 11/08/2012 Tarihli 500.000,00 TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığı, davacının bu sözleşmeler kapsamında Gerçek Kişilerin Ticari İşletmesi olarak KOBİ Segmentinde bankacılık ürünleri kullandığı, davalı banka tarafından yapılan icra takibine konu 30/09/2011, 30/12/2011 ve 01/08/2012 tarihli kredi tahsis ücretlerinin taraflar arasında akdedilen sözleşme ve emsal banka uygulamaları da nazara alındığında makul tutarlarda olduğu rapor edilmiş, söz konusu raporlardaki tespitlerin birbirini desteklemesi ve raporların Yüksek Mahkemenin denetimine elverişli, ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun olarak hazırlandığına kanaat edilmekle hükme esas alınmasına karar verilerek tacir olan davalının 6102 Sayılı Kanunun 20. Maddesi gereğince yapmış olduğu hizmet sebebiyle ücret talep edebileceği, tacir olan davacının taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince ücret kesintisine muvafakat ettiği, yapılan kesintilerin makul olduğu değerlendirilmekle davacının davasının reddine karar verilmiş, her ne kadar davacı takibe geçmekte haksız ise de söz konusu takibe kötüniyetli olarak geçtiği dosyadaki mevcut delil durumu ile ispatlanamadığından Yasal şartları olmadığından davalının 2004 Sayılı Kanunun 67/2 maddesi gereğince kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Yasal şartları olmadığından davalının 2004 Sayılı Kanunun 67/2 maddesi gereğince kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından dava açılırken alınan 59,30TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 120,60TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabulculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına.
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarfedilen 8,50TL vekalet harcı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı vekili yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 1.791,79 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin yüzüne karşı dava değeri yönüyle 6100 Sayılı Kanunun 341/2 maddesi ve 6763 Sayılı Kanunun 44. Maddesiyle eklenen Ek Madde 1 uyarınca her takvim yılı başından itibaren yeniden değerleme oranı uygulanarak belirlenen parasal sınır nazara alındığında miktar itibariyle KESİN OLMAK ÜZERE Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.31/01/2023

Katip Hakim