Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/389 E. 2023/84 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE
YAZIM TARİHİ :

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili hakkında Konya “. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile davalı banka tarafından “ilamsız takibe mahsus örnek 7” yolu ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin bu takipten haberdar olmadığını, müvekkili hakkındaki bu takipten adına kayıtlı taşınmazın kıymet takdirinin kendisine 26.05.2021 tarihinde tebliği ile haberdar olduğunu, işbu davayı açmakta gecikmelerinin sebebinin de bu olduğunu, icra takibine konu belgelerdeki imzaların müvekkilin imzası taklit edilmek suretiyle atıldığını, müvekkilinin bankaya müracaat ettiğinde takibe konu kredinin “araç kredisi” olduğunu o dönemde … Bayisine krediden faydalanmak isteyen müşterilerden imza alma yetkisini verdiklerini, yani “imzalı kredi talebinin” araç bayisinde bankadan herhangi bir memur olmaksızın alındığını, yani bayi çalışanı tarafından imzaların alınıp bankaya belgelerin sunulduğunu, fakat daha sonra bu şekilde benzer bir çok sorun olunca, bayilerin kredi için imza toplama yetkisinin kaldırıldığını beyanen öğrendiğini, icra takiplerine konu edilen belgelerin hiçbirinde müvekkilinin imzası olmadığını ve müvekkilinin imzası taklit edilmek suretiyle müvekkili hakkında borçlandırma işlemi yapıldığını, anılan sebeplerle icra takibine konu edilen belgeler yönünden müvekkilinin gerekirse imza incelemesinin yapılarak anılan icra takibi bakımından müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve anılan icra takibinin müvekkili yönünden iptaline karar verilmek üzere başvuru zorunluluğu doğduğunu, bu nedenlerle Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine konu alacak sebebiyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve icra takibinin iptalini, hüküm kuruluncaya kadar anılan icra takibinin öncelikle teminatsız olarak durdurulmasını, mahkememiz aksi kanaatte ise uygun görülecek bir teminat mukabilinde durdurulmasına karar verilmesini,müvekkili aleyhine yapılan takipte davalının, haksız ve kötüniyetli olduğundan İİK. m. 72/5 uyarınca davalının takip konusu yapılan alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili banka tarafından Konya .İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası ile … Tic.Ltd.Şti., … ve davacı da olan … aleyhine takip yapıldığını, yapılan takibin dayanağı icra dosyası borçlularının müvekkili bankadan kullandıkları kredi/krediler olduğunu, icra dosyası borçlularının bankadan kredi kullanımı sırasında sözleşme, kredi kullanımına dair belgeleri mevcut olduğunu, borçluların kredi kullanımı için evraklarını ve sözleşmelerini imzalamasından sonra kredi kullandırıldığını, bu husus da icra dosyası borçlularının kullandıkları kredilere istinaden tüm bilgi ve belgelerin celbini talep ettiklerini, icra dosyası borçlularının kullanılan krediyi ödememeleri üzerine ihtarname keşide edildiğini yine ödenmemesi üzerine de icra takibi yapıldığını, yapılan takibin daha sonra yenilenmek ile Konya .İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası olduğunu, yani davacının 13 sene sonra imzaya itiraz ettiğini, bu hususun bir hakkın kötüye kullanılması anlamı taşıdığını, bu nedenlerle davacının davasının reddini, icra dosyası asıl alacağının % 20 si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın; davalı banka tarafından davacı hakkında başlatılan T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas(Eski Esas aynı dairenin …) sayılı icra takibine dayanak kredi sözleşmesi altında bulunan imzanın kendisine ait olmadığı ve 6098 Sayılı TBK’nın 584 ve devamı maddelerindeki kefalet sözleşmesine ilişkin şekil şartlarının somut olayda gerçekleşmediği iddiasıyla açılan menfi tespit davası olduğu,
Taraflar arasındaki ihtilafın ise icra takibine dayanak kredi sözleşmesi altında bulunan imzanın davacıya ait olup olmadığı, somut olayda kredi sözleşme tarihi de nazara alınarak kefalet sözleşmesine ilişkin şekil şartlarının somut olayımızda gerçekleşip gerçekleşmediği, davacının davalı bankaya takip konusu kredi sözleşmesinden dolayı herhangi bir borcu olup olmadığı, var ise miktarının ne olduğu hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/03/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi gereğince bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava olup, ticari davalarda görevli mahkeme ticaret mahkemesi olduğundan, bu durumda mahkemenin ticaret mahkemesi sıfatıyla davayı yürütüp karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamış, kararın re’sen bozulması gerekmiştir.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 16/06/2021 tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Dava, İİK’nın 72. maddesi uyarınca sahtecilik iddiasına dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra Adli Tıp Kurumu tarafından alınan raporda, 31.10.2006 tanzim tarihli senetle ilgili hiç bir inceleme yapılmamış ancak diğer senetlerdeki imzanın kuvvetle muhtemel davacıya ait olduğu belirtilmiştir. Hazırlık soruşturması ve Ağır Ceza mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda ise senetlerdeki imzanın davacıya ait olmadığı belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece alınan raporla, ceza dosyasında alınan raporlar arasında çelişki oluşmuştur. Mahkemece yapılacak iş Osmaniye .Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının kesinleşip kesinleşmediğinin beklenilmesine, şayet Ağır Ceza Mahkemesinin kararı kesinleşmiş ise çelişkinin giderilmesi için TBK’nın 74. maddesi kapsamında değerlendirilmesine, kesinleşmemiş ise çelişkinin giderilmesi için 3 kişilik Grafoloji ve Sahtecilik konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden eksik incelemeye dayalı hükmün bozulması gerekmiştir.” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 25/02/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Mahkemece fizik ve grafoloji incelemelerinde Adli Tıp İhtisas Dairesi’nin nihai merci olmadığı göz önünde bulundurularak öncelikle davacının huzurda HMK’nın 211. maddesi hükmüne uygun olarak imzaları alındıktan sonra grafoloji ve kriminal alanlarında uzman başka bir kuruma (Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Laboratuarı, Güzel Sanatlar Akademisi gibi) grafolojik metotlar ve optik aletler ile inceleme yaptırılarak denetime elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınarak, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesiyle bozulmuştur.” denilmiştir.
4.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 07/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
” Dava konusu bonodaki kendisine atfen atılan imzaların eli ürünü olmadığını beyan etmesinin üzerine, imza örnekleri alınmış ve diğer belge asıllarındaki imza örnekleri ile karşılaştırma yapılarak, 17.07.2019 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu, 21.11.2019 tarihli Jandarma uzmanlık raporu, 13.07.2020 tarihli 3 kişilik bilirkişi heyeti raporu tanzim edilmiş ve dosyaya sunulmuştur. Bozma ilamından sonra alınan bu üç raporda, dava konusu senet üzerine atılı bulunan imzaların davacının eli ürünü olmasının kuvvetle muhtemel olduğu belirtilmiş olup, raporlar birbirini teyit etmiştir. Mahkemece yapılan araştırma sonucunda alınan raporların denetime elverişli olması, birbirini doğrulaması sebebiyle senet üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olduğu anlaşılmasına rağmen davanın reddi gerekirken kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
5. T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 22/11/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Uyuşmazlık konusu genel kredi sözleşmesinin 08.06.2011 tarihinde imzalandığı, davalının sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladığı, kefalet sözleşmesi mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükteyken kurulduğundan 6098 sayılı TBK’nın 583. maddesindeki düzenlemeden dolayı geçersiz kabul edilemeyeceği, buna göre mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan … onanmasına oybirliği ile karar verildi” denilmiştir.
6.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 09/12/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Öte yandan, ipotek akdinin 6098 sy. TBK’nın yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce düzenlenmiş olduğu görülmektedir. İpotek akdinin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sy. BK’nın 484. maddesinde kefaletin geçerliliği için yazılı olması ve kefalet limitinin bulunması koşulları kabul edilmiş, bunlar dışında başkaca herhangi bir geçerlilik şartı öngörülmemiştir. Bu durumda, yazılı olmanın da ötesinde resmi şekilde yapılmış olan ipotek akit tablosunda gösterilen limitin de kefalet limiti olarak kabulü mümkün olduğundan ve ipotek akdinde yer alan kefalete ilişkin açıklamaların kefalet iradesini de ortaya koyduğu ve dolayısıyla kefaletin geçerli kabul edilmesi gerektiği Dairemizin istikrarlı uygulamaları gereğidir.” denilmiştir.
7.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 26/11/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
” İİK 72. maddesinin 4. fıkrasında “Dava, alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.” hükmüne göre dosyada ihtiyati tedbir nedeni ile davalının alacağını geç alması söz konusu olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.GÖREV HUSUSUNDA YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/03/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alındığında eldeki davanın bankacılık işleminden kaynaklandığı anlaşılmakla mutlak ticari davaya vücut verdiği ve Mahkememizin görevli olduğuna kanaat edilerek işin esasına geçilmiştir.
2.DAVAYA DAYANAK İCRA DOSYASININ İNCELENMESİNDE; T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas(Eski Esas aynı dairenin …) sayılı icra dosyasının incelenmesinde davacı … Bankası … tarafından kredi sözleşmesi dayanak olmak suretiyle dava dışı … Tic. Ltd. Şti, ve dava dışı … ile davalı … hakkında alacak aslı 126.341,38 TL, takip öncesi işlemiş faiz 80.209,21 TL, BSMV 4.010,45 TL, masraf 548.49 TL olmak üzere toplam 211.109,53 TL üzerinden Örnek-1 takip yapıldığı anlaşılmıştır.
3.DAVA VE TAKİBE DAYANAK KREDİ SÖZLEŞMESİNİN İNCELENMESİNDE; Davalı Banka ile dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti arasında 600.000,00 TL tutarlı olarak 06/09/2005 Tarihli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, dava dışı … ile davalı … da bu bedel üzerinde kredi sözleşmesini müşterek ve müteselsil kefil olarak imzaladığı anlaşılmıştır.
4. CEZA SORUŞTURMASI AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Tüm dosya kapsamında toplanan delillerden anlaşıldığı üzere davacının dava ve takip konusu kredi sözleşmesi altında bulunan imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki iddiası açısından herhangi bir ceza soruşturması ya da kovuşturması bulunmadığı anlaşılmıştır.
5.KREDİ SÖZLEŞMESİ ALTINDA BULUNAN DAVACI İMZALARI AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Mahkememizce tarafların belirtmiş olduğu deliller toplanmış, davacının mukayeseye elverişli ıslak imzalı belge asılları temin edilerek Mahkememiz huzurunda imza ve yazı örnekleri alınmış, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 16/06/2021 tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı, T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 25/02/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 07/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak öncelikle T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi ve akabinde akademisyen bilirkişi heyetinden bilirkişi raporu aldırılmıştır.
a.10/05/2022 Tarihli ATK Raporunun incelenmesinde; Davacı ait inceleme konusu ıslak imzalı belgeleri ile kredi sözleşmesinde davacı adına atılan imzanın karşılaştırılmasında imzalar arasında biçimsel benzerlik görüldüğü rapor edilmiştir.
b.01/11/2022 Tarihli Bilirkişi Heyet Raporunun İncelenmesinde; Karşılaştırma belgelerinde yer alan davacı adına atılı imzaların zaman içinde farklı varyasyonlar gösteren imza örnekleri ile inceleme konusu sözleşme tarihine yakın zamanlı imza örnekleri arasında genel biçimsellikle işleklik derecesi, alışkanlıkları, tersim biçimi, alışkanlık vasıfları, ebat, istif, eğim, doğrultu, seyir, hiz ve baskı derecesi gibi grafolojik tanı unsurları itibari ile aralarında uygunluk ve benzerlikler bulunduğu, sözleşmede bulunan imzanın davacıya ait olduğu rapor edilmiş, söz konusu raporun Yüksek Mahkemenin denetimine elverişli, ayrıntılı, gerekçeli ve yöntemine uygun olduğuna kanaat edilmekle ve yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 07/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak davacının el ürünü olduğu kabul edilmiş ve davacının sözleşme altında bulunan imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki iddia ve savunmalarına Mahkememizce itibar edilmemiştir.
6.KEFALET SÖZLEŞMESİNİN KURUCU UNSURLARININ OLUŞMADIĞI YÖNÜNDEN YAPILAN İNCELEMEDE; Her ne kadar davacı aşamalarda alınan yazılı ve sözlü beyanlarında 6098 Sayılı TBK’nın 584 ve devamı maddelerindeki kefalet sözleşmesine ilişkin şekil şartlarının somut olayda gerçekleşmediği ve bu sebeple kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu ileri sürmüş ise de davaya dayanak kredi sözleşmesinin 06/09/2005 Tarihinde yani 818 Sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte iken keşide edildiği, kefalet sözleşmesinin keşide edildiği tarihte yürürlükte bulunan Borçlar Kanununun 484. Maddesi gereğince kefaletin geçerliliğinin yazılı olması ve limit bulunması koşullarına tabi tutulduğu, bu koşulların dışında başkaca bir geçerlilik şartı öngörülmediği, bu sebeple 6098 sayılı TBK’nın 583 ve devamı maddelerindeki şekil açısından geçerlilik koşullarının somut olayımızda uygulanmasının mümkün olmadığı, eldeki davada kefalet limitinin belirlendiği, kefalet sözleşmesinin yazılı olarak düzenlendiği ve sözleşme altında bulunan imzanın davacıya ait olduğu anlaşılmakla yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 22/11/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 09/12/2015 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak davacının davasının reddine karar verilmiştir.
7.KÖTÜNİYET TAZMİNATI AÇISINDAN YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE; Her ne kadar davalı tarafından 2004 Sayılı Kanunun 72/4 maddesi gereğince kötüniyet tazminatı talebinde bulunulmuş ise de somut olayımızda tedbir kararı verilerek takibin veya icra veznesinde bulunan paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda bir tedbir kararı verilmediği bu sebeple davalı/alacaklının alacağına geç kavuşması söz konusu olmadığından yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 26/11/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı da emsal alınarak davalının talebinin reddine karar verilmiş ve Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Yasal şartları oluşmadığından davalının 2004 Sayılı Kanunun 72/4 maddesi gereğince istemde bulunduğu kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar kesinleştiğinde; İmza incelemesi için temin edilen evrak asıllarının talebe gerek kalmadan davacı tarafından yatırılan avanstan karşılanmak suretiyle ilgili kurumlara İADESİNE,
4-Peşin alınan 3.605,23TL harçtan alınması gereken 179,90TL’nin mahsubu ile fazla alınan 3.425,33‬‬TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabulculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı vekili yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 32.555,33 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.07/02/2023

Katip Hakim