Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/383 E. 2022/307 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:
Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalı’nın icra takibinden önce asıl alacağa işletilen faize yönelik davalı tarafın itirazına bir diyecekeleri olmadığını ve asıl alacağa icra takibinden önce işletilen faiz miktarı olan 1,549,76 TL’sini davaya konu yapmadıklarını, karşı tarafın icra takibine konu edilen asıl alacak ve asıl alacağın ferilerine, faize, faiz miktarına, faiz başlangıç tarihine ilişkin itirazının yasaya aykırı olduğunu, yapmış olduğu itirazın iptalinin gerektiğini, davalı şirketin havalandırma sistemleri ve montajı için müvekkili ile anlaşmış olduğunu, müvekkilinden mal aldıklarını ve montajı için müvekkili ile anlaştıklarını, işbu faturalar kapsamında müvekkilinin davalı şirket’e fatura muhteviyatında olan havalandırma sistemleri ve cihaz kurulumunu davalı şirket’in göstermiş olduğu yere faturaların muhteviyatında bulunan malların montajını yaptığını ve bu şekilde müvekkili şirketin faturaların muhteviyatında bulunan malları davalı’ya teslim ettiğini, icra takibine ve davaya konu edilen faturaların teslim edildiğini ve iş bu davaya konu faturayı kendi ticari defterine de işlediğini davaya konu edilen faturaların düzenleme tarihlerinin 11.12.2020 , 13.07.2020 , 04.09.2020 . 16.11.2020 olduğunu, davalı’nın borçlu olduğu takibe konu faturanın açık fatura olduğunu, açık fatura bedelinin faturayı düzenleyen davacı-alacaklı tarafa, karşı taraf-borçlu tarafından ödenmediğinin yasal karine gereği açık bir şekilde ortada olduğunu, davalı aleyhine başlatılan icra takibine konu açık fatura nedeniyle karşı tarafın fatura bedelini müvekkiline ödediğini dair ispat külfeti altında olduğunu, icra takibine konu yapılan 11.12.2020 düzenleme tarihli … fatura nolu KDV dahil 5.003,20TL tutarında olan faturanın 13.07.2020 düzenleme tarihli, … fatura nolu KDV dahil 22.886,10TL tutarında olan faturanın, 04.09.2020 düzenleme tarihli, … fatura nolu KDV dahil 16.980,20TL tutarında olan faturanın, 16.11.2020 düzenleme tarihli, … fatura nolu KDV dahil 2.542,90TL tutarında olan faturanın karşı taraf şirket tarafından Ba-Bs formu ile Konya Vergi Dairesi’ne bildirilip bildirilmediğinin ve faturaların karşı tarafın ticari defterlerinde bulunup bulunmadığının, karşı tarafın ticari defterlerinde faturaların bulunması durumunda karşı tarafın ticari defterlerinde faturanın karşılığı ödeme görünüp görünmediğini ve ödeme görünüyor ise ödemenin ne şekilde yapıldığı hususunun Konya Vergi Dairesi sorulması gerektiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalı-borçlu tarafın Konya . İcra Müdürlüğü … E. Esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itiraza ilişkin, asıl alacağa takip tarihi öncesi işletilen faiz haricinde davalı tarafın asıl alacağa ve asıl alacağın ferilerine (takip tarihinden sonraki faiz vs.), yetkiye yönelik yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin yasal faizi ile devamına karar verilmesini, icra takibinde talep edilen alacağın likit alacak olması ve davalı tarafın icra takibine kötü niyetli olarak itiraz etmiş olması hususunun da dikkate alınarak davalı tarafın asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafın bu alacağı için daha önce Konya . İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasından müvekkili aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, davacı tarafın dilekçesinde müvekkili yönünden ileri sürdüğü hususların ve istemlerin hiçbirinin kabulünün mümkün olmayıp işbu davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesi ve delil listesinin HMK’nun emredici hükümleri gereğince usulüne uygun olmadığını, davacı tarafın taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, dava konusu işler ile ilgili olarak tüm yasal hakları saklı kalmak kaydıyla, yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde söz konusu eksikliklerin ortaya çıkacağını, taraflar arasındaki imzalanan sözleşmede davacı işini eksiksiz ve tam olarak yerine getireceğini açıkça kabul ettiğini, sözleşmenin 2. maddesinde “Taşeron işi … A.Ş. İle montajı yapılacak şantiye sahibi firma arasında imzalanan sözleşmedeki teknik şartlara göre yapmayı, kabul, beyan ve taahhüt eder.” şeklinde belirtildiğini, ancak davacının yapmış olduğu imalatların teknik şartnameye uygun olarak yapılmadığını, yine yapılan imalatın ayıplı olduğunun yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkacağını, bu sebeplede kendi edimlerini yerine getirmeyen davacının müvekkilinden edimlerini yerine getirmesini talep etmesinin açıkça kanuna ve hukuka aykırılık teşkil ettiğinden dolayı huzurdaki davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle müvekkili hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının REDDİNE karar verilmesini, takibinde haksız ve kötüniyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminata mahküm edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın, faturaya dayalı olarak davacı tarafından başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise icra takibine dayanak faturalar dolayısıyla davacının herhangi bir alacağı olup olmadığı, var ise miktarı ve davalıdan tahsilini talep edip edemeyeceği hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamında;
“Dosya içeriğinden, davalı kiracı … gerçek kişi olduğundan tacir olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar kamu düzenine ilişkin olduğu halde davalının Ticaret Sicili ve Odasında kaydının bulunup bulunmadığı, Vergi Dairesi veya Mal Müdürlüğünden bilanço esasına göre defter tutup tutmadığı hususları sorulup gerektiğinde davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir olup olmadığı araştırılmamıştır.” denilmiştir.
2.T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 09/04/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Her ne kadar davalı şirket ise de davacının gerçek kişi olduğu, tacir kaydının bulunmadığı, 6102 sayılı TTK 11/2 maddesi ile Esnaf ve Sanatkarlar ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin 18/06/2007 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı gereğince 2013 sayılı VUK mükerrer 177.maddesi gereğince bilanço hesabı esasına göre defter tutma hadlerine göre esnaf olduğu, işletme hesabına göre defter tuttuğu, bu sebeple davanın TTK 4.maddesi gereğince ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla Konya Asliye . Ticaret Mahkemesince açılan davada genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan, davalının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denilmiştir.
3.T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 19/10/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Somut olayda, Esenyurt Vergi Dairesi Müdürlüğünün 02/12/2019 tarihli cevabi yazısından, davacının işletme hesabına göre defter tuttuğu, 2. sınıf tüccar olduğu ve limitleri dahilinde olduğu anlaşılmış, Vergi Usul Kanunu’ nun 177. Maddesinde belirlenen limitlerin yarısından az beyanda bulunduğu ve mükellefin 2018 yılında birinci sınıf tüccar olmasını gerektirecek tutarda alım ve satımının bulunmadığı bildirilmiş olup, bu haliyle davacının tacir olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı ve esnaf olarak kabulü gerektiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın da mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.” denilmiştir.
4.T.C. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 08/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Somut olayda; Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı Mimarsinan Vergi Dairesi Müdürlüğünün 28/04/2021 tarihli yazısına göre davalı Kamil Türk’ün 02/08/2019 tarihinde faaliyetini terk ettiği, işletme hesabı esasına tabi olduğu, 2. sınıf tüccar olduğu ve tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla davanın genel hükümler uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
1.Taraflar arasındaki davanın, taşeron(eser) sözleşmesinden kaynaklı olması sebebiyle 6102 Sayılı Kanunun 5. maddesinden kaynaklanan mutlak ticari dava mahiyetinde olmadığı anlaşılmıştır.
2.Dava dosyasının incelenmesinde davalı … Ltd. Şti’nin 6102 Sayılı Kanunun 16/1 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişi tacir olduğu anlaşılmaktadır. Ancak davacının gerçek kişi olduğunun anlaşılması üzerine tacir sıfatı bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla ilgili kurum ve kuruluşlara müzekkere yazılmıştır.
3.Dosya içerisinde yer alan T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı Antalya/Üçkapılar Vergi Dairesi Müdürlüğünün 26/01/2022 tarihli müzekkere cevabında davacının 213 Sayılı Kanunun 178. Maddesi gereğince II. Sınıf tüccar olup işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu bildirilmiş, ilgili müzekkere ekinde yıllık gelir vergisi beyannameleri de gönderilmiştir.
4.Bir davanın ticari dava olup olmadığı 6100 Sayılı TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup, ticari davalar kendi aralarında mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar için tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken, nispi ticari davalarda dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığı kriter olarak kabul edilmiştir.
5.Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
6.Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1.maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
7.Yukarıda yapılan açıklamalar, detayı verilen Yüksek Mahkeme ilamları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Taraflar arasında görülmekte olan davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, her ne kadar davalı tüzel kişi tacir ise de davacının gerçek kişi olduğu, T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı … /… Vergi Dairesi Müdürlüğünün 26/01/2022 tarihli müzekkere cevabından 213 Sayılı Kanunun 178. Maddesi gereğince II. Sınıf tüccar olup işletme hesabı esasına göre defter tuttuğunun anlaşıldığı, yukarıda detayı verilen T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 19/10/2020 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı ile T.C. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 08/04/2022 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamından anlaşıldığı üzere davanın TTK 4.maddesi gereğince TİCARİ DAVA NİTELİĞİNDE DE OLMADIĞI görülmekle davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan usulden reddine, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Görevsizlik Kararımız Kesinleştiğinde ve Mahkememizin görevsiz olduğu yönünde hüküm kurulması durumunda; 6100 Sayılı Kanunun 20/1. Maddesi gereğince iki haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talepte bulunulması halinde DOSYANIN GÖREVLİ T.C. KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde dava açılmamış sayılacağının ve bu konuda resen karar verileceğinin İHTARINA,
3-6100 Sayılı Kanunun 331/2. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMECE DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/04/2022

Katip … Hakim …