Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/353 E. 2023/377 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 14/07/2021 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 29/05/2020 tarihli ve 02/06/2020 tarihli millileştirilmiş soya fasulyesinin borsalı satışı konusunda mal satış sözleşmesi düzenlediğini, sözleşmeye konu emtianın davalıya teslim edildiğini, sözleşme gereğince ürünün fatura bedeli üzerinden ödemelerinin yapılacağını, borsa bağlandığı andaki fiyat üzerinden de artı-eksi hesaplaşılacağını, Temmuz ayı itibariyle fiyat artışı bahane edilerek davalı şirket tarafından roll erteleme talebinde bulunulduğunu, müvekkili tarafında da bir defaya mahsus olmak üzere 15.794,89USD teminat bedeli karşılığı talebin kabul edildiğini, emtianın borsa fiyatının yükselmesi nedeniyle davalı tarafından aradan geçen beş aylık süre sonunda emtianın borsa satışının yapılmadığını, müvekkilinin bu durumdan zarar gördüğünü, davalı tarafça teminat açığının kapatılacağının söylenmesine rağmen buna ilişkin de bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin Konya . Noterliğinin 19/11/2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya ihtar çekildiğini, ihtara rağmen ödeme ve satış yapmayan davalıya ihtarname gereği sonucu bildirilen 30/12/2020 tarihli borsa fiyat farkı konulu 82.902,23USD bedelle e-fatura tanzim edildiğini, fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının takibe itirazının haksız olup kaldırılması gerektiğini beyanla öncelikle İİK’nun 257.maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilerek davalı şirketin borca yetecek miktarda taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 24/08/2021 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; sözleşmelerde temmuz ayına ilişkin fiyat pirim ödemelerinin açıkça yazdığını, bu ifadenin borsa bağlama tarihinin ve vadesinin temmuz ayı olduğunun göstergesi olduğunu, davalı tarafın buna rağmen sözleşmede tarih yazmadığı ve tarih belirleme yetkisinin kendilerinde olduğu iddialarının kabul edilemez olduğunu, müvekkilinin bir defaya mahsus roll erteleme talebini kabul etmesinin davalının istediği kadar uzatma yapabileceği anlamına gelmeyeceğini, kaldı ki borsa işlemlerinde borsada çıkacak fiyat artışından dolayı çıkabilecek teminat açığının davalı tarafça karşılanacağının açık olduğunu, bu durumun dünyadaki tüm vadeli işlem borsalarında kabul edilmiş ve en ufak tereddüt dahi olmayan bir konu olduğunu, sözleşmeye aykırı davranan davalının noter ihtarı ile temerrüde düştüğünü, taraflar arasındaki sözleşme konusunun ve dava konusunun emtia olduğunu, davalının 6098 Sayılı Kanunun 604.maddeside geçen kumar ve bahis niteliğindeki hususlara ilişkin maddenin iş bu dava ve sözleşme konusu olamayacağını, davalı tarafın cevap dilekçesinde, icra takibi alacağının teminat açığından kaynaklı alacak olduğunu açıkça ikrar ettiğini beyanla talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 09/08/2023 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sözleşmeler gereğince alınan mallara ilişkin borcunu ödediğini, sözleşmelerde borsaya bağlama yetkisinin hangi tarafta olduğu ve borsa bağlama ile ilgili herhangi bir tarih bulunmadığını, icra takibine konu edilen alacağın müvekkil şirketin almış olduğu emtialarla herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, emtiaların karşılığının ödendiğini, icra takibine konu edilen alacağın davacı tarafın borsada teminat açıklarının artması sebebiyle borsayı tek tarafla olarak belirlemesinden kaynaklı bir alacak olduğunu, borsa bağlama tarihi belirleme yetkisinin müvekkilde olduğunu, aksi durumun sözleşmeye, dürüstlük kuralına ve borsacılık faaliyetlerine aykırı olduğunu, davacı tarafın noter ihtarına Kahramanmaraş . Noteliğinin 25/1/2020 tarih, … yevmiye numaralı ihtarı ile cevap verildiğini, cevabi ihtar ile sözleşmede tarih olmadığı ve tarih belirleme yetkisinin kendilerinde olduğunun bildirildiğini, ayrıca davacı tarafın noter ihtarı ile borsanın bağlanarak borcun muaccel hale gelemeyeceğini, noter ihtarı ile müvekkilinin temerrüte düşürülmesinin mümkün olmadığını bu durumun hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin tamamen iyi niyetli bir şekilde sözleşmede dahi olmamasına rağmen davacıyı zor duruma düşürmemek için roll erteleme teminatı ödediğini beyanla açılan davanın reddine, davacı tarafın alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 06/09/2021 havale tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle; sözleşme gereğince temmuz ayında yapılması gereken yükümlülüklerin müvekkili tarafından yapıldığını, davacı tarafın bu husustaki beyanlarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafın roll erteleme bedeli hakkındaki beyanlarının da gerçeği yansıtmadığını, roll erteleme bedelinin aynı zamanda teminat açığının kapatılmasına yönelik olduğunu, icra takibine konu borcun emtia satışından kaynaklı olmayıp borsada işlem gören malların satışı sonrası borsada oluşan teminat açığına ilişkin olduğunu, dolayısıyla 6098 Sayılı Kanunun 604.maddeside geçen kumar ve bahis niteliğindeki hususlara ilişkin bir işlem olduğunu, bu kanun maddesi gereğince de alacağın davaya konu edilemeyeceğini ve icra takibi yapılamayacağını, iddia edildiği gibi alacaklının vade tarihi belirlemesinin hukuken kabul edilemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DAVANIN NİTELİĞİ, DELİLLER, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekilince, davalı şirket aleyhine Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 82.081,42 USD asıl alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, borçlu davalı tarafça 01/02/2021 tarihinde asıl borç ve ferilerine itiraz edildiği ve icra müdürlüğünce 01/02/2021 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı vekilinin yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde söz konusu icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini dava ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce Konya . İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası celp edilmekle incelenmiş, davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde mahkememizce SMMM bilirkişisinden rapor alınmış, davalının ticari defter ve kayıtları üzerinden Kahramanmaraş . Asliye Hukuk Mahkemesinin … talimat dosyası aracılığıyla SMMM bilirkişisinden rapor alınmış, sermaye piyasaları uzmanı borsacı bilirkişi Prof. Dr. … kök ve ek rapor alınmış, borsa bilirkişisinin raporuna karşı yapılan itiraz üzerine Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesinin … talimat dosyası aracılığıyla borsa uzmanlarından oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre; “Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” İspat yükü kenar başlıklı HMK’nın 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Belirtilen yasa hükümleri karşısında, alacağın tahsili için girişilen icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında kural olarak ispat yükü davacı alacaklıya aittir. Bununla birlikte itirazın iptali davasında davalı borçlunun ödeme savunmasında bulunması ya da borcu ortadan kaldıran diğer itirazları ileri sürmesi halinde ispat yükü yer değiştirecek ve davalıya geçecektir.
Dava tarafları arasında 29/05/2020 ve 02/06/2020 tarihli yazılı sözleşmeler ile borsa üzerinden soya fasülyesi alım satım ilişkisinin kurulduğu ve bu sözleşmeler kapsamında davacının davalıya borsa üzerinden soya fasülyesi sattığı tarafların kabulündedir. Uyuşmazlık borsa satışlı ürünlerin bedel ödemesinin ertelenmesi/ vade uzatımı sebebiyle oluşan açığın davalı tarafça ödenmemesinin gerekip gerekmediği, gerekiyorsa borç miktarının ne olduğu konusundadır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile özellikle borsacılık alanında ehil bilirkişilerce heyet halinde düzenlenmesi sebebiyle Mahkememizce benimsenen 19/03/2023 tarihli bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesi sonucu varılan kanaate göre; davacının aralarındaki yazılı anlaşma uyarınca davalıya dönem dönem borsa üzerinden soya fasülyesi satımı yaptığı, ancak Temmuz 2020 vadeli işlemlerin davalı tarafından kapatılmadığı ve kısmi ödeme yapılarak vade uzatımı yapıldığı, bu vade uzatımından kaynaklı olarak 19/03/2023 tarihli bilirkişi heyeti raporunda hesap edildiği üzere 67.062,281 USD tutarında bir açık oluştuğu, günlük bazda fiyatların değiştiği borsa işlemlerinde oluşan açığın veya bir başka ifadeyle zararın, davalı tarafça ödenmesi gerektiği vicdani kanaatine varılmakla söz konusu miktar üzerinden icra takibinin devamı yönünde hüküm tesis edilmiştir.
Borsalı satışlarda ürün bedelleri günlük olarak yayınlandığından borç miktarının davalı tarafça da tespit edilebilir nitelikte olması sebebiyle hüküm altına alınan alacağın takip tarihindeki TL karşılığı üzerinden hesaplanan %20 oranındaki icra inkar tazminatının da davalıdan tahsilinin gerektiği anlaşılmıştır. Ne var ki hükmün açıklandığı son duruşma zaptında %20 oranındaki 99.414,46TL icra inkar tazminatı denecek yerde, alacağın takip tarihindeki TL karşılığının tamamı olan 497.072,32TL icra inkar tazminatı dendiği görülmüştür. Sehven yapılan bu açık hesap hatasının HMK’nun 304. Maddesi uyarınca gerekçeli kararının onaylanmasını müteakip yazılacak bir tashih şerhiyle düzeltilebileceği, bu aşamada hükümle gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulamayacağı anlaşılmakla hüküm aşağıda aynen korunmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; Davalının Konya . İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibe 67.062,28USD asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren kamu bankalarının 1 yıl vadeli USD mevduat hesabına uygulayacağı en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak faiziyle birlikte devam olunmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-)Asıl alacağın takip tarihindeki TL karşılığı üzerinden hesaplanan %20 oranındaki 497.072,32TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Yasal şartları oluşmadığından davacı aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına,
4-)Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (579.471,75/709.249,13) 1.078,47TL’sinin davalıdan, 241,53TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 39.583,72 TL karar ilam harcından dava açılırken alınan 5.452,48TL peşin harç, yargılama sırasında alınan 1.408,12TL tamamlama harcı ve icra dairesine yatırılan 3.041,98TL harcın toplamı olan 9.902,58TL harcın mahsubu ile bakiye 29.681,14TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
-Harçlar Kanunun 29. maddesi gereğince davacı alacaklının icra müdürlüğüne yatırdığı binde beş tahsil harcı mahkeme harçlarına mahsup edildiğinden bu hususun icra müdürlüğünce resen dikkate alınmasına,
6-)Davacı tarafından yapılan 59,30TL başvuru harcı, 5.452,48TL peşin harç, 1.408,12TL tamamlama harcı ve 3.041,98TL icra dairesine yatırılan harç olmak üzere toplam 9.961,88TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı tarafından sarfedilen 3.000,00TL bilirkişi ücreti, 652,50TL posta ve tebligat gideri ve 8,50TL vekalet suret harcı toplamı olan 3.661,00TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (579.471,75/709.249,13) 2.991,12TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-)Davalı tarafından sarfedilen 4.500,00TL bilirkişi ücreti ve 8,50TL vekalet suret harcı toplamı olan 4.508,50TL yargılama giderinin haklılık oranına göre hesaplanan (129.777,38/709.249,13) 824,96TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
9-)Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 81.741,89TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-)Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 20.466,61TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
11-)Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince (2) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/05/2023

Başkan Üye Üye Katip