Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/337 E. 2022/133 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 23.09.2020 tarihinden itibaren çeşitli mal alım satımları mevcut olup müvekkili şirketin bu alımlar karşılığı mevzuata uygun olarak fatura kestiğini ve ticari defterlerine kaydettiğini, Davalı şirket tarafından fatura borçlarını karşılamak amacıyla gerek müşteri senedi verilerek gerekse kredi kartı çekilerek toplam borcun 10.331,00 TL’yi karşılar kısmının tahsil edildiğini, davalı şirketten yapılan faturaların vade tarihleri baz alınarak davalı şirketin borcundan düşüldüğünü, vadesi geçtiği halde ödenmeyen faturalardan takip çıkışı 16.324,09 TL olmak üzere Konya . İcra Müdürlüğü … Esas numaralı dosya üzerinden icra takibine geçildiğini, davalı şirketin haksız bir şekilde söz konusu icra takibine itiraz ederek müvekkili şirketin alacağını tahsil imkanını engellediğini, bu nedenlerle davalı şirket tarafından Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamını ve %20′ den az olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraftan tahsil edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketçe davacı şirketten ürün aldığını, 10.331,00 TL ödemesini yaptığını ancak zamanla müşterilerden gelen ürünlerin bozuk olduğu gerekçesi ile iadelerle karşılaştığını, iade edilen ürünlerin elinde kaldığını, kalan ürünleri de satamadığını, müvekkili şirketin toplam borcunun yaklaşık olarak 30.000,00 TL civarında iken düzenli ödemelerini yaptığını, kalan kısım açısından ise mağduriyeti nedeni ile ödeme yapamadığını, müvekkili şirketin başka hiçbir firmayla böyle bir sorunu olmadığını, müvekkili şirketin ortakları … ve … ‘ un daha önceden davacı şirkette çalışmakta iken istifa etmeleri ve kendi şirketlerini kurmaları adeta davacı şirketçe rakip firma olarak görülmelerine neden olduğunu, durum böyleyken müvekkili şirketin tüm bu sürecin kasti olarak başlatıldığı düşündüğünü, müvekkilİ şirketin düzgün çalışan, vergilerini zamanında ödeyen, yeni kurulmuş bir şirket olduğunu, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Dava, faturaya dayalı olarak davacı tarafından yapılan T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile başlatılan icra takibine, davalı/borçlu olduğu iddia edilen tarafından yapılan itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise icra takibine konu faturalar dolayısıyla davacının herhangi bir alacağı bulunup bulunmadığı, var ise miktarının ne olduğu hususlarında olduğu görüldü.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 21/04/2021 Tarih … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ile taraflar arasında düzenlenen satış sözleşmelerine, dosyaya örneği sunulan 12/08/2014 tarihli teminat mektubuna, davalı şirket yetkilisinin 23/11/2017 tarihli duruşmada alınan yeminli beyanına göre; tarafların kabulünde olan sözleşmeler kapsamında davalının davacıya kömür satışı yaptığı, aralarında bundan kaynaklı cari hesap ilişkisinin bulunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın dava dilekçesinde de belirtildiği gibi fazladan hesap edilen para, dava dışı firmanın kestiği fatura bedelleri ve teminat mektubundan kaynaklandığı, 12/08/2014 tarihli bu mektubun dava dışı …Ltd.Şti. tarafından davalı şirket lehine verildiği, davalı şirket yetkilisinin yeminli beyanına göre, bu mektubun davacıyla bir ilgisinin olmadığı, ayrıca hesaplarda görülen 105.800 USD bedelli çekin daha sonra davacıya iade edildiği, dava dışı … Çimento firmasının davacıya kestiği toplam 25.439,81 ABD Doları bedelli faturalar yönünden ise taraflar arasındaki ticari satım ilişkisi kapsamında davacı satın alınan malın ayıplı olduğunu ileri sürmüş ise de, TTK 23/1-c maddesine göre usulüne uygun ve süresinde bir ihbar yapmadığı, dava dışı üçüncü kişinin tek taraflı düzenlediği belgelerin ayıbın ispati için yeterli görülmediği, davacının ayrıca bir tespitinin olmadığı, iade edilen çek de dikkate alındığında davalının fazladan bir talebinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve %20 tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir….
Sonuç: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca onanmasına, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 21.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” denilmiştir.
2.T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 21/01/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Mahkemece, toplanan delillere göre; her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olan 7 adet fatura karşılığı davacı tarafından davalıya 151.117,21 TL bedelli hizmet sunulduğu, sunulan hizmetin eksik ve ayıplı olduğuna dair delil bulunmadığı, ayıp konusunda ihbarda bulunulduğu ve eksik ve ayıplı işlerin dava dışı firmalara yaptırıldığının kanıtlanamadığı, davalı tarafından yapılan 66.000,00 TL ödeme sonrası davacının davalıdan halen 85.117,21 TL daha alacağı olduğu, davalının likit nitelikteki asıl alacağa yönelik itirazın haklı nedene dayanmadığı için iptali gerektiği, davacı alacağı kesin vadeyi içermediği gibi ihtarname ile temerrüt oluşturulmadığı için takip öncesi döneme ilişkin faiz talep edilemeyeceği, itiraz üzerine davacının alacağına ulaşması engellendiği için hüküm altına alınan miktarın % 20 si kadar inkar tazminatının davalıdan alınması gerektiği, işlemiş faiz yönünden davacının takip yapmakta haksız olduğu fakat kötüniyetli olarak icra takibi yapıldığının kanıtlanamadığı için davalının koşulları oluşmayan tazminat isteminin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir….
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.” denilmiştir.
3.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 13/03/2019 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalıya ait BA formlarında dava konusu fatura kayıtlı olduğundan malın teslim edildiğinin ispat edildiği, takip öncesi davalı temerrüte düşürülmediğinden davacının işlemiş faiz talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 7.333,09 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacak likit olup davalı itirazında haksız olduğundan kabul edilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 13/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.” denilmiştir.
4.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 30/11/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“HMK’nın 222/3. maddesi gereğince, HMK’nın 222/2. maddesinde belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Diğer tarafın belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Bu durumda mahkemece, davalıya HMK’nın 222/3. maddesi uyarınca kanuna uygun olarak tutulmuş defterlerini ibraz etmesi, etmediği takdirde davacının defterlerindeki kayıtların davacı yararına delil olarak kabul edileceği ihtarına havi aynı Yasa’nın 94. maddesi gereğince kesin süre verilip süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarının da HMK’nın 222/3. maddesi gereğince bildirilerek ihtar edilmesi, davalıya bu yönde bir ihtar tebliğ edilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE NETİCE
Davaya dayanak icra dosyasının incelenmesinde özetle; Takip alacaklısının davacı olduğu, takip borçlusunun davalı olduğu, takip alacağı aslının 15.994,31 TL, işlemiş faiz alacağının 329,78 TL olmak üzere toplam alacak miktarının 16.324,09 TL olduğu, yasal süre içerisinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, borçlu tarafından yapılan itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların tacir olması nazara alınarak ticari defter ve belgeleri üzerinde alanında uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmış, dosya içerisinde yer alan 09/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının incelenen ticari defter ve belgelerinin elektronik ortamda tutulduğu, açılış beratlarının gönderildiği, ticari defter ve belgelerin muhasebe usul ve prensiplerine uygun olarak tutulduğu, kapanış beratlarının süresinde yapıldığı, yine davalının ticari defter ve belgelerinin usul ve yasaya uygun olarak tutulduğu, dava konusu fatura, iade faturası ve ödemelere ilişkin kayıtların her iki tarafın da ticari kayıtları ile birbirini doğruladığı, davalının ticari defterlerinde ödeme olarak yer aldığı ifade edilen 2.000,00 TL’nin muhasebe hatasından kaynaklanabileceği, nitekim borç ve alacak ilişkilerinin hesap dönemi içerisinde elde edilen neticelerin belirtilmediği, davacı şirket kayıtlarında diğer tahsilat bilgilerinin bulunmasına rağmen 2.000,00 TL’lik kısım ile ilgili bir kaydın olmadığı, yapılan inceleme neticesinde davacının, davalıdan 15.994,31 TL ana para alacağı bulunduğu rapor edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, Yüksek Mahkeme içtihatları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Taraflar arasında dava konusu faturalar dolayısıyla ticari ilişki bulunduğu, faturadan kaynaklı borcun ödenmediği iddiasıyla davacı tarafından T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile davalı hakkında ilamsız icra takibine geçildiği, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğu ,eldeki davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, her ne kadar davalı ürünlerin ayıplı olduğundan bahisle iade faturası düzenlendiğini ifade etmiş ise de tarafların incelenen ticari deftererine ilişkin 09/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda gerek dava konusu gerekse de iadeye konu tüm faturaların tarafların ticari defterlerine işlendiği, iade faturası dışındaki ürünlerde ayıp olduğu iddiasının davalı tarafından ispat edilmesi gerektiği lakin bu konuda yasal süre içerisinde yapılan bir ihbar da mevcut olmadığı, bu nedenle iade faturası dışındaki ürünlerdeki ayıp olduğu iddiasının davalı tarafından ispat edilemediği, davacının incelenen ticari defter ve belgelerinin elektronik ortamda tutulduğu, açılış beratlarının gönderildiği, ticari defter ve belgelerin muhasebe usul ve prensiplerine uygun olarak tutulduğu, kapanış beratlarının süresinde yapıldığı, yine davalının ticari defter ve belgelerinin usul ve yasaya uygun olarak tutulduğu, dava konusu fatura, iade faturası ve ödemelere ilişkin kayıtların her iki tarafın da ticari kayıtları ile birbirini doğruladığı, incelenen ticari defterler neticesinde davacının, davalıdan 15.994,31 TL ana para alacağı bulunduğu anlaşılmakla davacının bu miktar yönüyle davasının kabulüne karar verilmiş, işlemiş faiz yönüyle yukarıda detayı verilen Yüksek Mahkeme içtihatları ışığında davalının, icra takibinden önce temerrüde düşürüldüğü davacı tarafından ispat edilemediğinden faiz yönünden temerrütün 27/04/2021 tarihinden itibaren başladığı kabul edilmekle davacının işlemiş faiz alacağı yönündeki fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Tarafların tacir olması ve davalının ticari defterlerinde de borçlu olduğunun anlaşılması karşısında davalı(borçlunun) takibe itirazında haksız olduğu anlaşılmakla 2004 Sayılı Kanunun 67/2. Maddesi gereğince T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında Mahkememizin kabulü ve itirazın iptali davası sonucu tespit edilen asıl borç miktarı üzerinden %20 oranında hesaplanan 3.198,86 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Her ne kadar davalının incelenen ticari defterlerinde, davacıya icra takibi itibariyle 13.994,31 TL borçlu olduğu ifade edilmiş ise de; Yukarıda detayı verilen bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere gerek dava konusu gerekse de iadeye konu tüm faturaların hem davacı hem de davalının ticari defterlerine işlendiği lakin 2.000,00 TL’lik ödemeye iddiasına ilişkin kaydın davacı defterlerinde yer almadığı, davalının ticari defterlerinde ödeme olarak yer aldığı ifade edilen 2.000,00 TL’nin muhasebe hatasından kaynaklanabileceği, nitekim borç ve alacak ilişkilerinin hesap dönemi içerisinde elde edilen neticelerin belirtilmediği, davacı şirket kayıtlarında diğer tahsilat bilgilerinin bulunmasına rağmen 2.000,00 TL’lik kısım ile ilgili bir kaydın olmadığı, yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 30/11/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamından anlaşıldığı üzere defter kayıtlarının aksine 2.000,00 TL’lik ödeme iddiasının davalı tarafından senet veya diğer kesin delillerle ispatlanması gerektiği ancak davalı tarafından ödemeye ilişkin herhangi bir kesin delil ibraz edilemediğinden davalının, davacıya borcunun 15.994,31 TL ana para olarak kabulü hususunda mahkememizde vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
a) T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında davalı(borçlu) tarafından asıl alacak yönünden yapılan itirazın İPTALİNE, takibin asıl alacak olan 15.994,31 TL üzerinden DEVAMINA,
b) Asıl alacağa 27/04/2021 tarihinden itibaren yasal faiz UYGULANMASINA, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Davalı(borçlunun) takibe itirazında haksız olduğu anlaşılmakla 2004 Sayılı Kanunun 67/2. Maddesi gereğince; T.C. Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında Mahkememizin kabulü ve itirazın iptali davası sonucu tespit edilen asıl borç miktarı üzerinden %20 oranında hesaplanan 3.198,86 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.092,57TL karar ve ilam harcından dava açılırken alınan 278,78TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 813,79TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin haklılık oranına (15.994,31/16.324,09) göre 1.293,33TL nin davalıdan, bakiye 26,67TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından karşılanan 59,30 TL başvuru harcı, 278,78 TL peşin harç ve 8,50 TL vekalet suret harcı olmak üzere toplam 346,58‬ ‬TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından karşılanan 54,50 TL posta ve tebligat gideri ile 600,00 TL bilirkişi ücreti gideri olmak üzere toplam 654,50TL’nin haklılık oranına (15.994,31/16.324,09) göre 641,28TL nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, artan bölümün davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 329,78 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/02/2022

Katip Hakim