Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/329 E. 2022/118 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Eser Sözleşmesi
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davacı müvekkilinin uzun yıllardır demir doğrama vs imalat işlerini yapmakta olduğunu, davalı tarafın ise başta inşaat sektöründe faaliyet gösteren bir firma olduğunu, davalı tarafın … Mh., … Sk. No:… , … … /Konya adresinde ‘… Koleji’ isimli bir özel okul inşaatı yaptığını, bu sebeple taraflar bir araya gelerek, bu inşaattaki kabaca demir doğramı profil vs olarak tanımlanan iş ve imalatların yapılması konusunda anlaştıklarını, davacının buradaki imalat ve işleri bizzat komple kendisinin yaptığını, işlerin bitme noktasına geldiğinde hesap görülmesi sırasında davacıya verilmesi gereken ücretin verilmediğini, davacının demir doğrama işleri nedeniyle üzerine düşen tüm edimleri eksiksiz yerine getirdiğini, sözleşmenin kurulması hususunun fiili duruma yönelik olduğundan, her türlü kanıtla (tanık dahil) ispatlanmasının mümkün olduğunu, davacının yaptığı bu iş ve imalatlara yönelik olarak kamera kayıtları, sosyal medya mesajları, whatsap çıktıları, sahada çalışan tanık/usta vs’nin tanıklıkları, fazladan yapılan işlere yönelik ekstra kesilen itirazsız faturalar, davalı tarafın şirket olup bu işleri başkasına yaptırmadığına dair ticari defter ve belgeleri, hts ve sms kayıtları, davalı şirket temsilcisinin isticvabının yapılması gibi birbirinden bağımsız çok sayıda kanıtlarının bulunduğunu, taraflar arasındaki yazılı sözleşmeden kaynaklı olarak davacı müvekkilinin alacağını alamadığını ve mağdur olduğunu, bir kısım uyuşmazlık kalemlerinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle bedele yönelik her türlü fazlaya ilişkin hakları (ek dava, kısmı dava, bedel artırma vs.) saklı kalmak kaydıyla yapılan fiili imalatların dava tarihi itibariyle piyasa rayiç bedellerinin tahsiline yönelik olarak şimdilik 10.000 TL’nin davalıdan tahsili amacıyla işbu davayı açtıklarını, bu nedenlerle tüm fazlaya ilişkin ek dava, bedel artırımı vs. talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla davalarının kabulü ile taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı olarak yapılan iş ve imalatların dava tarihi itibariyle hesaplanacak piyasa rayiç bedellerine karşılık olarak şimdilik 10.000 TL alacağın ilk açılan dava tarihi olan 17.07.2020 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin Konya’da uzun yıllardan beri inşaat sektöründe faaliyet gösteren ve çok sayıda projeyi tamamlamış bir şirket olduğunu, ancak huzurdaki davada müvekkili şirketin husumet ehliyeti bulunmamakta olup husumetin yanlış yöneltildiğini, davacı … … Koleji isimli özel okul inşaatının alüminyum ve demir doğrama işlerini yaptığını beyan ettiğini, ancak müvekkili şirketin adı geçen özel okulda herhangi bir hisse sahipliği yada ortaklığı söz konusu olmamakla birlikte tamamen farklı bir tüzel kişilik olduğunu, adı geçen özel okulun da tüzel kişiliği müvekkili şirketten farklı olup işletme adının … Koleji Eğitim ve Öğretim Kurumları Anonim Şirketi olduğunu, davacının özel okul inşaatında bir takım işler yaptığı yönündeki iddialarını kesinlikle kabul etmediklerini, yapmış olsa dahi müvekkilinin bu yönde bir sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenle huzurdaki davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davacının taraf ehliyeti olmadığını, müvekkili ile davacı arasında iş yapımına ilişkin hiçbir sözleşme bulunmadığını, bu nedenlerle öncelikli davanın taraf ehliyeti ve husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine, mahkememiz aksi kanaatte ise esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülen davanın, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklı alacak davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise davaya konu Mis Koleji isimli okul inşaatının demir doğrama iş ve imalatlarının davacı tarafından yapılıp yapılmadığı, bu hususta taraflar arasında bir sözleşme akdedilip edilmediği, davacının akdedilen bir sözleşme varsa yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, herhangi bir alacağı bulunup bulunmadığı var ise davalıdan tahsil edilip edilemeyeceği hususunda olduğu görülmüştür.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMI
T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29/04/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
” Eser sözleşmesi ilişkisinin varlığı kural olarak yazılı veya kesin delillerle ispatlanmalıdır. Senetle ispat zorunluluğuna ilişkin HMK’nın 200 vd. maddelerindeki düzenlemelerin sonucu olarak sözleşme ilişkisinin kurulması hukukî işlem niteliğinde olduğundan, eser sözleşmesine dayalı bir davada; davalının akdi ilişkiyi inkâr etmesi hâlinde, ispat yükü davacının üzerinde olup, sözleşmenin kurulduğunu davacının kural olarak yazılı delille veya ikrar, yemin, ticari defterler gibi diğer kesin delillerle ispatlaması gerekir. Yazılı delille (senetle) ispat zorunluluğu bulunan bu durumda tanık dinlenebilmesi için HMK 200/2. maddesine göre karşı tarafın tanık dinlenmesine açıkça muvafakat etmesi, HMK 202. maddesinde düzenlenen delil başlangıcının olması ya da HMK 203. maddesinde sayılan istisnalardan birinin bulunması gerekir. Bunlar yoksa ve somut olayda olduğu gibi dava, HMK’nın yürürlükte olduğu dönemde açıldıysa; dava dilekçesinde, HMK 136/2. maddesinde yapılan atıf gereğince cevaba cevap dilekçesinde veya süresi içinde dosyaya sunduğu delil listesinde açıkça yemin deliline dayanıldıysa, davacıakdi ilişkinin varlığını kanıtlamak için davalıya yemin teklif eder ya da mahkeme davacı tarafa yemin teklif etme hakkı bulunduğunu hatırlatır.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Davacı, dava dilekçesinde … ili … İlçesi … Mahallesi … Sokak No:… adresinde bulunan … Koleji isimli özel okul inşaatının demir doğrama, profil ve sair işlerinin yapımı karşılığında anlaştıklarını lakin davalı tarafından sözleşme gereğince kararlaştırılan ücretin kendilerine ödenmediğini iddia etmiş, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şimdilik 10.000 TL alacağın işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, yasal süre içerisinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde davacı ile aralarında yazılı ya da sözlü herhangi bir eser sözleşmesi akdedilmediğini, söz konusu okula ilişkin işin … Metal(… ) isimli şahsa yaptırıldığını, bu şahısla sözleşme imzalandığını, davacı ile aralarında sadece bir kere iş ilişkisi olduğunu, bu ilişkinin dava konusu işten farklı olduğunu, buna ilişkin faturayı da ibraz ettiklerini, bu faturadan dolayı herhangi bir borçları olmadığını, Mis Koleji isimli okulun inşaatına ilişkin işin bedelinin aralarında sözleşme imzaladıkları … Metal(… ) isimli şahsa ödediklerini, buna ilişkin ödeme ve sözleşmeleri ibraz ettiklerini, davacı ile Zümrüt Metal arasındaki ilişkinin tarafı olmadıklarını ifade ederek davanın reddini talep etmişlerdir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunumuzun 470 ve devamı maddeleri gereğince eser sözleşmesinin yazılı veya sözlü olarak yapılması mümkündür. Lakin yazılı olarak yapılmayan eser sözleşmelerinde sözleşmenin varlığını ispat yükümlülüğü somut olayda davacı üzerindedir. Davacı ise taraflar arasında akdedildiği iddia edilen eser sözleşmesi ilişkisinin varlığını kural olarak yazılı veya kesin delillerle ispatlanmalıdır. Senetle ispat zorunluluğuna ilişkin 6100 Sayılı Kanunun 200 ve devamı maddelerindeki düzenlemelerin sonucu olarak sözleşme ilişkisinin kurulması hukukî işlem niteliğinde olduğundan davacının tanık beyanıyla taraflar arasında sözleşme ilişkisini ispat etmesi mümkün değildir. Nitekim Mahkememizce 30/11/2021 tarihli duruşmada 6100 Sayılı Kanunun 200/2 maddesindeki yasal düzenleme nazara alınarak davacının tanık dinletme talebine açıkça muvafakat edip etmediği hususunda davalı vekilinden sorulmuş, davalı vekilinin ise davacının tanık dinletme talebine muvafakatı olmadığını beyan etmiştir.
Davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olması karşısında aynı tarihli duruşmada davacı vekiline var ise davalı ile aralarındaki yazılı sözleşmeyi ibraz etmek üzere iki haftalık kesin süre verilmiş, yine taraflar arasında yazılı sözleşme yok ise davalının taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını kabul etmediği yönündeki beyanı karşısında T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29/04/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı çerçevesinde taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı hususunda yemin teklifinde bulunup bulunmayacağı, yemin deliline dayanacak ise 6100 sayılı Kanunun 225 ve devamı maddeleri gereğince yemin metnini hazırlamak ve Mahkememizce ibraz etmek üzere bir aylık kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde beyanda bulunulmaması veya yemin metninin ibraz edilmemesi halinde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ve dosyanın mevcut delil durumuna göre karara çıkarılacağı davacı vekiline ihtar edilmiş, davacı vekili yasa süre içerisinde yazılı sözleşme metnini ibraz etmediği gibi eser sözleşmesinin varlığı hususunda yemin deliline de dayanmadığından, taraflar arasındaki akdi ilişki ispat edilemediğinden davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-d maddesi gereğince davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmaması sebebiyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek mahkememizde oluşan vicdani kanaatin sonucu olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-d maddesi gereğince davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmaması sebebiyle dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Peşin alınan 170,78 TL harçtan alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile kalan ‬ 90,08TL harcın kararımız kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı vekili yararına AAÜT’nin 7/2 maddesine göre hesaplanan 1.500,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
7-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın 7201 Sayılı Kanununun 11. Maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinden istinaf kanun yoluna müracaat etme hakları açık olmak üzere Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/02/2022

Katip … Hakim …