Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/321 E. 2022/207 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı tarafın davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesi ile özetle; Tarafına ait … Mah. … Sit. No: … adresindeki … ünvanlı şahıs şirketinde … ait iki adet hattının bulunduğunu, 2018 yılının 10. Ayında kriz sebebiyle işlerinin azalmasından dolayı küçük bir dükkana taşındığını, 2018 yılının 11. ayın da hatlarını … /… şubesinde borçlarını ödeyerek kapattırdığını, bir hafta sonra … müşteri hizmetlerinden telefonla arandığını ve hattını dondurabileceğini, dilerse altı ay sonra tekrar kullanabileceğini söylediklerini, bunun üzerine kendilerine hattını altı ay sonra onayını alarak açacaklarsa kabul edeceğini söyleyerek kabul ediyorum dediğini ve müşteri hizmetleri onaylayınca kendisinin kabul ettiğini, aradan altı ay geçtikten sonra … fatura Mesajı geldiğini, müşteri hizmetlerini aradığını ve hatların onayı alınmadan açılmaması gerektiğini, anlaşmalarının bu şekilde olduğunu, dilerlerse 2018 yılı 11. ay içerisinde yaptıkları görüşmeyi dinleyebileceklerini söylediğini, bu konuşmadan sonra mesaj gelmediğini, 2020 yılı 11. Ay da Türktelekom un avukatının aradığını ve faturadan dolayı … nolu hattan 820,43 TL, … Nolu hattan 811,88 TL toplam 1.632,31 TL borcunun olduğunu söylediğini, ödemediği taktirde haciz işlemlerine başlanacağını söylediğini, durumu olmadığı halde bir şekilde parayı ödediğini ve arabuluculuğa başvurduğunu, bu sebeplerle haksız olarak haciz tehdidi ile ödettirilen 1.632,31 TL nin yasal faizi ile birlikte alınarak tarafına verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacının 04.02.2016 tarihinde … numaralı hattan sabit telefon hizmeti almak için “Abonelik Sözleşmesi”ni imzaladığını, yine aynı tarihte … numaralı hattan sabit telefon hizmeti almak için ”Abonelik Sözleşmesi”ni imzaladığını, 14.11.2018 tarihinde her iki sabit telefon numarası için hat iptal talebinde bulunduğunu, 19.11.2018 tarihinde Çağrı Merkezimiz ile yaptığı görüşmede Hat dondurma İşlemine onay vererek, hat iptali talebinden vazgeçtiğini, Hat dondurma işlemi yapılırken müşteriye, “hat dondurma” süresi belirtilerek, süre sonunda hattın otomatik olarak kullanıma açılacağını, hat dondurma süresi içinde hizmetin kullanıma kapatılacağı ve fatura tahakkukunun durdurulacağını, hat dondurma süresi içinde veya sonrasında hattını iptal edebileceğinin bildirildiğini, şirketin web sitesinde de hat dondurmanın şartlarına yer verildiğini, somut olayda davacının talep ve onayına istinaden, “hat dondurma” süresince 19.11.2018 tarihinden başlamak üzere 6 ay boyunca hizmetin kullanıma kapatıldığını, fatura tahakkukunun durdurulduğunu, Hat dondurma süresi sonunda ise hizmetin yeniden kullanıma açıldığını ve fatura tahakkukuna devam edildiğini, Kurum kayıtları incelendiğinde, 04.02.2016 tarihinde … … ve … Hizmet numaralı telefon abonesi olduğunu, Hat dondurma bitimi olan 19.05.2019 Tarihinde hattının tekrar açıldığını, normal fatura bedeli çıkmaya başladığını, davacının Fatura Hesap Hareketlerinde görüleceği üzere çıkan faturaları ödediğini, şirketin ilgili yasal düzenlemelere uygun olarak hat kullanıma açıldıktan sonra yazılı iptal talebinde bulunmayan müşteriye sabit telefon hizmetini sunmak ve hattı müşterinin kullanımına hazır halde bulundurmakla yükümlü olduğunu, hizmet abonenin kullanımına hazır olarak aktif halde bekletildiği sürece fatura tahakkukunun da devam ettiğini, müşterinin hizmeti kullanmamasının fatura tahakkukunu durduran bir sebep olmadığını, müvekkil şirketin usulüne uygun olarak gerçekleştirilen abonelik iptaline kadar hizmet sunma yükümlüğünü mevzuata uygun olarak yerine getirdiğini, bu nedenle davacının fatura ödeme yükümlülüğüne uygun hareket etmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilgili kanun ve yönetmeliklere aykırı bir husus bulunmadığından, davacının mağduriyetine de sebebiyet verilmediğinden haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın, Telekomünikasyon aboneliği dolayısıyla haksız tahakkuk ettirildiği iddia edilen ve ödenen fatura bedellerinin istirdatı davası olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın ise davacının … nolu telefon aboneliği ve … nolu telefon aboneliği nedeniyle herhangi bir borcu olup olmadığı, var ise miktarının ne olduğu hususlarında olduğu görüldü.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMLARI
1.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamında;
“Dosya içeriğinden, davalı kiracı Mustafa Demirbaş gerçek kişi olduğundan tacir olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar kamu düzenine ilişkin olduğu halde davalının Ticaret Sicili ve Odasında kaydının bulunup bulunmadığı, Vergi Dairesi veya Mal Müdürlüğünden bilanço esasına göre defter tutup tutmadığı hususları sorulup gerektiğinde davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir olup olmadığı araştırılmamıştır.” denilmiştir.
2.T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 18/03/2010 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Davanın ve taraflar arasındaki somut olayın niteliği haksız iktisaptır. Davalının iptal ettirmediği halde telefon aboneliğine ilişkin adına borç gelmemesindeki maddi hatayı bilmediğini kabul etmek mümkün değildir. Dolayısıyla kendisine ait hattın borcunu ödemediği başlangıç tarihinden itibaren (04.03.1998) haksız iktisap oluşmuştur. Ancak olayın hukuksal niteliği itibarıyla ticari faiz değil, haksız iktisabın oluştuğu tarihten itibaren (bankanın … A.Ş.’ye yaptığı ödemelerin tarihi) yasal faizin uygulanması gerekir.” denilmiştir.
III.DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Davamız davacısı gerçek kişi olup, davalı ise 6102 Sayılı Kanunun 16/1 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişi tacirdir. Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 03/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamı çerçevesinde Mahkememizin görevli olup olmadığının tespiti açısından davacı gerçek kişinin tacir olup olmadığı hususu resen araştırılmış, dosya içerisinde yer alan T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı Konya Vergi Dairesi Başkanlığı Meram Vergi Dairesi Müdürlüğünün 26/07/2021 Tarihli müzekkere cevabı ve eklerinden davacının bilanço usulüne göre defter tutan vergi mükellefi olması sebebiyle tacir olduğu ve taraflar arasındaki davanın 6102 Sayılı Kanunun 4. Maddesi gereğince nispi ticari davaya vücut verdiği böylelikle Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yargılama aşamasında tarafların bildirmiş olduğu deliller dosyamız içerisine celp edilmiş, davacı ile davalı şirket temsilcisi arasında geçen telefon konuşması kayıtları dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizin 17/03/2022 Tarihli duruşmasında davalı tarafından sunulan dava konusu telefon hatlarının kapatılmasına/dondurulmasına ilişkin ses kaydının duruşma salonunda davacı ve davalı vekili huzurunda mahkememiz bilgisayarına takılarak dinlenmesinde özetle; Davacı ile davalı müşteri temsilcisi Saadet isimli çalışanla görüşmenin yapıldığı, taraflar arasındaki konuşmanın dava konusu hatlara ilişkin olduğu, davacının dava konusu hatları işyeri kapatması sebebiyle kapatma talebinde bulunduğu, dava konusu hatların ayın 14’ü itibariyle kullanıma kapatıldığı, davalı temsilcisi tarafından dava konusu hatların 6 ay süreyle 18 Mayıs tarihine kadar ücretsiz olarak dondurulması hususunda telifte bulunulduğu, davacının bu teklifi kabul ettiği, bu tarihler arasında faturalandırma yapılmayacağının ifade edildiği, CD’de yer alan konuşmanın 03.59-04.05 dakikaları arasında davalı şirket temsilcisinin “dava konusu hatların 18 Mayıs tarihine kadar ücretsiz ve kullanıma kapalı olarak tutulacağı, bu tarihten sonra faturalandırmaya mevcut tarife üzerinden yeniden başlanılacağının” açıkça ifade edildiği, davacı tarafından bu teklifin onaylandığı anlaşılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunumuzun 18/2 maddesinde; “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.
” amir kanun hükmü yer almaktadır.
Davacı 25/06/2021 Tarihli Dava Dilekçesinde özetle; Dava konusu hatların kendisinden onay alınarak açılacağını lakin böyle bir onay alınmadan açılmak suretiyle faturalandırıldığını iddia etmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, amir kanun hükümleri, Yüksek Mahkeme içtihatları, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar, taraflar arasında geçen ses kayıtları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Dosya içerisinde yer alan vergi dairesi kayıtlarından açıkça anlaşıldığı üzere bilanço usulüne göre defter tutmakla mükellef olan davacının tacir olduğu, 6102 Sayılı Kanunun 18/2 maddesi gereğince tüm faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmekle yükümlü olduğu, dava dilekçesinde dondurulmasına karar verilen hatların kendi talimat alınmadan açılmayacağı yönünde onay verdiği yönünde iddiada bulunmuş ise de yukarıda detayı verilen konuşma dökümünden konuşmanın 03.59-04.05 dakikaları arasında davalı şirket temsilcisinin “dava konusu hatların 18 Mayıs tarihine kadar ücretsiz ve kullanıma kapalı olarak tutulacağı, bu tarihten sonra faturalandırmaya mevcut tarife üzerinden yeniden başlanılacağının” açıkça ifade edildiği, davacı tarafından bu teklifin onaylandığı anlaşılmakla, davalının dava konusu faturalandırma döneminde ücret tahakkuk ettirmesinin usul ve yasaya aykırı olmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı Mahkememizin 17/03/2022 Tarihli duruşmasında “Hatlar aktif hale getirilmeden önce şirket temsilici tarafından hatların dondurulmasından beş gün önce bilgilendirme yapılacağı ifade edilmesine rağmen tarafıma herhangi bir bilgilendirme yapılmamıştır, konuşmanın başında anlaşıldığı üzere ben hatları kapatmak istiyorum lakin şirket temsilcisinin ısrarlı konuşmaları sebebiyle aramızdaki konuşma devam ediyor” şeklinde beyanda bulunmuş ise de;
6100 Sayılı Kanunun “İddia ve Savunmanın Genişletilmesi veya Değiştirilmesi Yasağı” başlıklı 319/1. Maddesinde; ” İddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı dava açılmasıyla; savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlar.” amir kanun hükmü yer almaktadır.
Davacı dava dilekçesinde, dava konusu hatların kendisinden onay alınarak açılacağını lakin böyle bir onay alınmadan açılmak suretiyle faturalandırıldığını iddia etmiştir.
Davacı, Mahkememizin 17/03/2022 tarihli duruşmasında ise kendisine herhangi bir bilgilendirme yapılmadan hatların açıldığını ve şirket temsilcisinin ısrarlı konuşması sebebiyle aralarında konuşmanın devam ettiğini ileri sürmüştür.
Hukuki neticeleri itibariyle “Bilgilendirme” ve “Onay” farklı hukuki işlemler olup, hukuk aleminde doğurdukları netice de farklı olacaktır. Bu nedenle davacının dava dilekçesinde kendisinden onay alınması gerektiği yönündeki iddiaları telefon kayıtlarının dinlenmesi neticesinde işlemin onay gerektirmeden belirtilen tarihten sonra eski tarife üzerinden ücretlendirilmeye devam edileceğinin anlaşılması üzerine “kendisine bilgilendirme yapılmadığı ve ısrarlı konuşma sebebiyle iradesinin sakatlandığı” yönündeki ifadeleri 6100 Sayılı Kanunun 319/1 maddesi gereğince iddiasının genişletilmesi yasağı kapsamında kalan yeni iddialar olduğundan Mahkememizce bu yöndeki yeni iddialarının değerlendirmeye alınması mümkün görünmemiş ve Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanuna göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 1.632,31TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
DAİR; Tarafların yüzüne karşı dava değeri yönüyle 6100 Sayılı Kanunun 341/2 maddesi ve 6763 Sayılı Kanunun 44. Maddesiyle eklenen Ek Madde 1 uyarınca her takvim yılı başından itibaren yeniden değerleme oranı uygulanarak belirlenen parasal sınır nazara alındığında miktar itibariyle KESİN OLMAK ÜZERE Türk Milleti adına verilen karar duruşma tutanağına geçirilerek açıkça okunup usulen anlatıldı.
17/03/2022

Katip … Hakim …