Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/313 E. 2022/549 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/313 Esas
KARAR NO : 2022/549
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ:
DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ:
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇE YAZIM TARİHİ:

Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin eşi … in davalı … Yapı Kooperatifine 23 Temmuz 2007 tarihinde üye olduğunu, aidatlarını düzenli olarak ödediğini, üye olduğundan beri aidatlarını düzenli olarak ödeyen …’in 01.02.2013 tarihli yönetim kurulu toplantısında 140.000 TL bedel karşılığında peşin üye statüsüne alınmasına oy birliği ile karar verildiğini, Konya . Noterliği tarafından … yevmiye numarası ile yapılan kura çekiminde ise kooperatifin … Blok … Numaralı dairesinde hak sahibi olduğunu, kooperatif yönetimince … numaralı dairenin kendisine tahsis edildiğini, 10.12.2013 tarihinde … in kooperatifteki üyeliğinden kaynaklı tüm hak ve vecibelerini müvekkiline devrettiğini, 12.12.2013 tarihli yönetim kurulu kararıyla müvekkilinin eşinin üyeliğinin feshine müvekkilinin kooperatif üyeliğine alınmasına oy birliği ile karar verildiğini, daha sonra yapılan genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarında kooperatif üyelerinden farklı miktarlarda bedeller talep edildiğini, ödemelerin yapıldığı takdirde kendilerine kat irtifak tapularının verileceğinin söylendiğini, müvekkilinin payına düşen ve kooperatifçe talep edilen her bedeli ödediğini, ancak kooperatif üyeliğinin gerektirdiği tüm yükümlülükleri fazlasıyla yerine getiren ve kooperatife hiçbir borcu olmayan müvekkilinin gerek kendisi gerekse eşi … vasıtasıyla davalı kooperatiften defaatle talep etmesine rağmen bedelini peşinen ödediği dairenin vaat edilen kat irtifakı tapusunun hala kendisine teslim edilmediğini, buna karşın davalı kooperatifin, müvekkili ile eşit durumdaki bazı üyelere dairelerin bağımsız tapularını çoktan teslim ettiğini, Davalı kooperatifin Kooperatifler Kanunun 23. Maddesinde “Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler.
” şeklinde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırı davranarak müvekkilini yıllarca oyaladığını, diğer üyelere telim etmesine rağmen müvekkiline bağımsız tapusunu teslim etmediğini, Yargıtay . Hukuk Dairesinin yerleşmiş kararlarında da açık olduğu üzere davalı kooperatifin, ferdileşmenin sağlanmasından sorumlu olup eşitlik ilkesine uymak zorunda olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalı adına kayıtlı … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, … . Blok … Bağımsız Bölüm Numaralı taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına kayıt ve tesciline ve müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğramaması adına tapu kaydına üçüncü kişilere devrini engeller nitelikli ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücreti davalı yana ait olmak üzere karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu reddinin gerektiğini, davacının peşin ödemeli üye olmadığını, her ne kadar davacı tarafın dava dilekçesinde “”….’in 01.02.2013 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında 140,000 TL bedel karşılığında peşin üye statüsüne alınmasına oy birliği ile karar verilmiştir…” demekte ve peşin üye olduğunu iddia etmekte ise de bu hususun kabulünün mümkün olmadığını, peşin üyelerin statüsü hakkında; Bilindiği gibi “Peşin Üyelik, Peşin ortaklık ” 1163 Sayılı kooperatif Kanunun 1. Ve 23. Maddeleri ile hüküm altına alınan hususlara uygun düşmediğini, fakat Yargıtay Kararları ile peşin üyeliğin belli – Kooperatif Kanunun 23. Maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırı olmamak üzere Genel Kurulda bu konuda açıkça karar almak ve bu karar doğrultusunda Yönetim Kuruluna yetki verdiğini, – Peşin ödemeli üyelerin hangi ödemeleri yapacağı açıkça belirtilmiş olmalıdır.-Ayrıca doktrinde kabul edilen görüşe göre peşin üye olan üyelerin ödemelerin tamamını bir seferde yapmış olmaları gerekmektedir. Yani kısaca 100.000,00 TL’ye peşin üye üyenin 20.000,00 TL si peşin kalanına taksitle ödemesi mümkün değildir. Davacı tarafın her ne kadar Yönetim Kurulu kararı ile peşin üyelik statüsü verildiğini iddia etmekte ise de anılan Yönetim Kurulu kararını dosyaya sunmadığını, kaldı ki böyle bir bu Yönetim Kurulu kararının varlığı kabul edilse bile bu karar 1163 Sayılı Koop. Yasasının 23. Maddesine açıkça aykırı olduğunu, Bu şartlarda davacının peşin üye olduğu iddiasının hiçbir şekilde kabulünün mümkün olmadığını, her ne kadar davacı tarafın dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmişse de, davacı kooperatifteki diğer tüm üyeler gibi kooperatif üyesi olduğunu, görüldüğü üzere yasa hükümleri ve Yargıtay Yerleşik içtihatları gereği Kooperatif Hukukunda üyeler arası eşitlik ilkesinin mutlak olduğunu, kooperatifte tasfiyenin ancak ferdileşme ile mümkün olup ferdileşmeye kadar kooperatifteki tüm üyeler arasında eşitlik ilkesi esas olduğunu, nitekim kooperatifteki diğer tüm üyeler gibi davacıya da eşitlik esasına göre dairesinin teslim edileceğini, davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını bu sebeple dahi davanın reddinin gerektiğini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacıya tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
I.DAVANIN NİTELENDİRİLMESİ
Taraflar arasında görülmekte olan davanın; Kooperatif ortaklığına dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ise davacının davalı kooperatife üye olup olmadığı, kura çekimine katılmaya hak kazanıp kazanmadığı, kura çekimine ilişkin davalı kooperatifçe karar alınıp alınmadığı, kura çekilmesi sonucu davacıya daire tahsisi yapılıp yapılmadığı, davacının davalı kooperatife aidat vs. gibi akçeli bir yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti, parasal yükümlülüklerinin tamamını yerine getirmemiş ise 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinde karşılığını bulan eşitlik kuralı gereğince kooperatif ortakları hak ve yükümlülüklerde eşit olup, kooperatif aynı durumdaki ortaklarına eşit işlem yapmak zorunluluğu gereğince Kooperatifin diğer ortaklara borca rağmen tapu verip vermediği hususlarının araştırılması ile dava konusu taşınmazın davacı adına tescilini talep edip edemeyeceği noktasında olduğu anlaşılmıştır.
II.HÜKME EMSAL ALINAN YÜKSEK MAHKEME İLAMI
T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 01/12/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamında;
“Bilindiği üzere; 492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesinde “Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır. Müdahalenin men’i tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır. Gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda ecrimisil ve tazminat gibi taleplerde de bulunulduğu takdirde harç, gayrimenkulün değeri ile talep olunan tazminat ve ecrimisil tutarı üzerinden alınır. Değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemişse davacıya tespit ettirilir. Tespitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmaz. Noksan tespit edilen değerler hakkında 30 uncu madde hükmü uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesi gerektiğini hükme bağlamıştır. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağı vurgulanmıştır. Aynı Yasa’nın 30. maddesinde ise; “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, dava 20.000,00 TL değer gösterilmek suretiyle açılmış; ne var ki, yargılama sırasında dava konusu taşınmazların değeri keşfen saptanmamış, harç da ikmal edilmeden sonuca gidilmiştir.
Hâl böyle olunca; dava konusu taşınmazlar başında keşif yapılarak Harçlar Kanunu′nun 16. maddesi uyarınca dava değerinin belirlenmesi ve ondan sonra işin esası değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, dava değeri belirlenmeden hüküm kurulması doğru değildir.” denilmiştir.
II.DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
1.Dava dilekçesinin incelenmesinde dava değerinin 1.000,00 TL olarak gösterildiği ve bu tutar üzerinden harç yatırıldığı, eldeki davanın ise tapu iptal ve tescil davası olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay . Hukuk Dairesinin 01/12/2021 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı ilamı çerçevesinde 20/01/2022 Tarihli duruşmanın 2 nolu ara karar gereğince 492 Sayılı Harçlar Kanununun emredici hükümleri gereğince öncelikle dava değerinin belirlenmesi(dava tarihi itibariyle taşınmazın değeri) ve akabinde işin esası değerlendirilerek bir karar verilmek üzere refakate alınacak fen bilirkişisi ve değerleme uzmanı niteliği bulunan inşaat mühendisi bilirkişi eşliğinde dava konusu taşınmaz başında 11/02/2022 Tarih ve 10:00 saatinde keşif icrasına, bilirkişilere emek ve mesaileri karşılığında ayrı ayrı 750,00’şer TL ücret takdirine, eksik kalan delil ve keşif avansı 2.100,00 TL’yi yatırmak üzere davacı vekiline 2 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde eksikliğin giderilmemesi halinde 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 32. Maddesi ile 30. Maddeleri gereğince müteakip işlemlerin yapılmayacağına ve 6100 Sayılı Kanunun 150. Maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılacağı duruşmada hazır bulunan davacı vekiline ihtar edilmiş lakin davacı vekili tarafından verilen yasal süre içerisinde eksiklik ikmal edilmiştir.
2.Davacı tarafından kesin süre içerisinde ara kararın gereğinin yerine getirilmemesinin yanı sıra Mahkememizin 17/5/2022 Tarihli duruşmasında; Duruşma saatinin 09:30 olduğu, saat 09:50 itibariyle duruşma salonunda asil veya vekillerin hazır bulunmadığı mahkememiz mübaşiri vasıtasıyla duruşma salonu ve adliye koridorunda yüksek sesle ve defahatle seslenilmesine rağmen dosyanın tarafı olan asil veya vekillerin hazır bulunmadığı anlaşılmış bu sebeple dosyanın 6100 Sayılı 150/1 maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına, adı geçen kanunun 150/4-5 maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak 3 aylık yasal süre içerisinde eksik kalan harç ve delil avansı tamamlanmak suretiyle yenilenmediği takdirde sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılmasına ve bu hususta mahkememizce kendiliğinden karar verilerek kaydın kapatılmasına karar verilmiştir.
3.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 150/4-5. Maddelerinde; “Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.
İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” amir kanun hükmü yer almaktadır.
Davacı vekiline duruşma gün ve saati usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili Mahkememizin 17/05/2022 tarihli duruşmasına katılmamış, davacı yanca ve vekilince dosya takip edilmemesi üzerine 6100 Sayılı 150/1 maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına, adı geçen kanunun 150/4-5 maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak 3 aylık yasal süre içerisinde eksik kalan harç tamamlanmak suretiyle yenilenmediği takdirde sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılmasına ve bu hususta mahkememizce kendiliğinden karar verilerek kaydın kapatılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce dava dosyasının işlemden kaldırıldığı 17/05/2022 tarihinden itibaren üç aylık yasal süresi içerisinde yenilenmediği anlaşılmakla 6100 Sayılı Kanunun 150/4-5 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
TÜRK MİLLETİ ADINA
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-6100 sayılı HMK’nun 150/5 maddesi uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70TL harçtan dava açılırken alınan 59,30TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40TL nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Hazine tarafından karşılanan 1.320,00TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalının kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşılmakla, AAÜT’ gereğince 1.000,00TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6100 Sayılı HMK’nın 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde davacının sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra var ise karar kesinleştiğinde; Kullanılamayan ve bakiye kalan gider avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep eden tarafından hesap numarası bildirilmiş ise iade elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle, talep eden tarafından hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Konya Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 26/09/2022

Katip … Hakim …