Emsal Mahkeme Kararı Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/307 E. 2022/479 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Mahkememizin 15/10/2018 tarih … Esas … Karar sayılı kararında belirtilen nedenlerle davanın reddine ilişkin istinaf kanun yolu açık olan bu kararımıza karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Konya BAM . Hukuk Dairesinin 07/03/2019 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile istinaf talebi Esastan Reddedilmekle ve temyiz kanun yolu açık olan istinaf kararına karşı davacının temyiz kanun yoluna başvurması üzerine Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/03/2021 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile davacının temyiz talebinin kabulü ile istinaf talebinin reddine ilişkin istinaf kararı Bozulmakla dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmiştir.
TALEP :
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 20/12/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari faaliyetleri kapsamında işlettiği tavuk çiftliklerini … ve … sayılı “kapsamlı iş yeri sigorta poliçeleri” ile davalı sigorta şirketine sigorta ettirdiğini, 08/01/2012 tarihinde meydana gelen yoğun kar yağışı nedeniyle tavuk kümeslerinde çökmeler meydana geldiğini, sigorta poliçeleri kapsamında meydana gelen hasarların davalı sigorta şirketi tarafından müvekkiline ödenmesi gerekirken sigortası yapılan adres ile rizikonun meydana geldiği adresin aynı olmadığından (farklı olduğundan) bahisle müvekkilinin zararının ödenmediğinden ve sigortalı iş yerlerinin tapu kayıtlarının ve adreslerinin açık ve anlaşılır olduğundan ve davalının haksız yere ödemeden kaçındığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 300.000,00 TL zararın temerrüt tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 16/01/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; sigorta poliçelerine konu taşınmazlar üzerinde … … Şubesi’ nin lehine rehin hakkı olduğunu, işbu talebi rehin hakkı sahibinin dile getirebileceğini veya bankanın davacıya dava için muvafakat vermesi gerektiğini ancak dava dosyasında böyle bir bilgi ve belgenin yer almaması nedeniyle öncelikle davanın dava şartı olan husumet yokluğundan reddine karar verilmesini aksi halde meydana gelen riziko ile sigortalı iş yerlerinin farklılığı nedeniyle ve istenilen tazminatın fahiş olduğundan ve faiz talebinin yersiz olduğundan bahisle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN NİTELİĞİ, DELİLLER, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE :
Dava, iş yeri sigorta poliçesinden kaynaklı tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememiz 15/10/2018 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile; “…… … Şubesi şartsız bir şekilde davacıya işbu davayı açması veya yürütmesi için muvafakat vermemiştir. Bu durumda davacının aktif dava ehliyetinin olmadığı ve bu nedenle dava şartının eksik olduğu anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir. Ancak ne var ki ipotek hakkı sahibi banka ile davacı arasında bir dava olmadığından muvafakat verilmemesinin sonuçlarının burada tartışılmasına gerek yoktur. Bu nedenlerle davacının ipotek/rehin hakkı sahibi bankadan şartsız rıza temin edememesi, eldeki işbu davanın davacının aktif husumet ehliyetinin olmaması ve HMK nun 114/2. maddesi ve HMK nun 115/2. maddesi gereğince dava şartlarından olan bu hususun sonradan giderilmesi davacı vekiline tanınan uygun ve yeterli kesin süre içinde mümkün olmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine… ” şeklinde karar verilmiş olup, verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Konya BAM . Hukuk Dairesinin 07/03/2019 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile; “…Türk Medeni Kanunu’nun 879.maddesine göre, muaccel olan sigorta tazminatının ödenebilmesi için bütün rehinli alacaklıların rızasının bulunması gerekmekte olup, dava dışı sigortalının davalıdan sigorta tazminatı talebinde bulunabilmesinin ön şartı rehinli alacaklının muvafakatinin alınmasıdır (Yargıtay HGK’nın 14.04.2002 gün … -… sayılı). 6102 sayılı TTK’nın 1456.maddesi 1.fıkrası uyarınca sınırlı ayni hak ile takyid edilmiş bir mal üzerindeki malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemiş ise sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinde de devam eder, 2.fıkrası uyarınca sigortacıya mal üzerinde sınırlı ayni hak bulunduğu bildirildiği takdirde ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça, sigortacı sigorta tazminatını sigortalıya ödeyemez. Bu sebeple rehinli bir malın maliki tarafından kendi adına yaptırılan sigorta alacaklı lehine yapılmış bir sigorta değilse de sigorta tazminatı ancak o mal üzerinde rehin hakkına haiz olan bütün alacaklıların muvafakatleri alınmak suretiyle sigorta ettiren malike ödenebilir. Başka bir anlatıma, sigorta süresi içinde riziko meydana geldiği taktirde hasar bedeli, rehin alacaklısı bankaya rehinli olan malın kredi borcunun da bir güvencesi niteliğindedir. Bu bağlamda, sigortadan tazminat talep etme hakkı da öncelikle rehin hakkı sahibine ait olduğundan, koşulsuz olarak rehin alacaklısının muvafakati bulunmaksızın hasar ödemesinin sigortalıya yapılamayacağı ve yapılan bu ödemenin davalı sigorta şirketini borçtan kurtarmayacaktır. Rehin alacaklısı banka tarafından koşullu olarak davaya muvafakat edilmesi karşısında ipotek alacaklısı bankanın ipotek miktarı ile kalan ipotek borcunun Kapsamlı İş Yeri Sigorta Poliçeleri sigorta bedelinden fazla olduğu ve davacı sigortalının talep edebileceği bakiye sigorta bedelinin bulunmadığı anlaşıldığından usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararına karşı yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine” şeklinde verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin 02/03/2021 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile; “…Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında Mahkemece, sigortalanan tavuk kümeslerinde oluşan hasarın tamiri veya eski haline getirilmesinin mümkün olup olmadığının ve gerçek zararın belirlenmesi için konusunda uzman İnşaat Mühendisi bilirkişi heyeti ile birlikte mahallinde keşif yapılarak rapor alınması , TTK’nun 1456/2 ve TMK’nun 879. Maddeleri birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış bozmayı gerektirmiş… ” gerekçeleriyle istinaf kararının bozulmasına karar verilmiş dosya mahkememiz yeni esasına kaydedilmiştir.
Mahkememizce bozma kararına uyularak, bozma kararında belirtilen şekilde dava konusu iş yeri sigorta poliçesinin teminat altına aldığı tavuk kümeslerinin bulunduğu alanda keşif yapılmak suretiyle tavuk kümeslerinin mevcut ve önceki halleri karşılaştırmalı olarak bilirkişi heyetine tespit ettirilmiş ve tamiratının/eski hale getirilmesinin uygun olup olmadığı ve gerekli masraf bedelleri konusunda bilirkişi heyetinden rapor aldırılmıştır.
Bilirkişi heyetince düzenlenen 13/04/2022 tarihli raporda saplandığı üzere, poliçe kapsamında bulunan yapının dava tarihi itibariyle yıkılan kısmının yeniden inşası için gerekli masrafın 1.734.273,58TL, onarım gereken kısmın onarım bedelinin ise 283.872,80TL olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu yapıların halen dava dışı bankadan kullandırılan kredi sebebiyle rehinli olması ve kredi borcunun ödenmemesi sebebiyle Yargıtay bozma ilamında işaret edilen şekilde zararın teminat limitinden fazla olması da dikkate alınarak, dava dışı rehin alacaklısının alacağının garanti altına alınması amacıyla poliçe bedeli ve bu bedelin işleyecek faizi tutarında teminat yatırıp yatırmayacakları konusunda davacı vekiline süre tanınmıştır.
4721 sayılı TMK’nun 879. maddesi ve 6102 sayılı TTK’nun 1456. maddesi uyarınca davacı sigortalıya ödeme yapılması için sigortalı mal üzerinde rehin kaydı bulunan alacaklının alacağının teminat yatırılmak suretiyle garanti altına alınması gerekmektedir. Her ne kadar davacı vekiline rehin alacaklısının alacağını teminat altına alması için önel verilmiş ise de, süresinde dosyaya bir teminat yatırılmamış ve son duruşmada teminatın yatırılamayacağı bildirilmiştir.
Bu itibarla yukarıda sözü edilen teminatın dosyaya yatırılmaması sebebiyle davacı yararına bir tazminata hükmedilemeyeceğinden dava şartı eksikliğinden davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-674 Sayılı KHK gereğince davacı şirkete TMSF kayyım olarak atandığından ve 690 Sayılı KHK nin 73/6 maddesi gereği davacı şirketin kayyımı TMSF harçtan muaf olduğundan davacıdan harç alınmasına yer olmadığına ve dava açılırken de harç alınmadığından bu yönden de başkaca bir karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı vekili yararına AAÜT’ye göre hesaplanan 29.450,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalanın karar kesinleştiğinde tarafına iadesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/07/2022

Başkan Üye Üye Katip